Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/819 E. 2020/14 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/819 Esas
KARAR NO : 2020/14

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/09/2009
KARAR TARİHİ : 15/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkili şirkete borcu bulanan …Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalıların ortak ve yetkilisi oldukları şirket hakkında alacakları sebebiyle Beyoğlu …İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, 76.171,35 TL için aciz vesikası aldıklarını, müvekkili şirketin halen alacağını tahsil edemediğini, davalılar hakkında hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçu nedeniyle kamu davası açıldığını, Şişli …Asliye Ceza Mah.nin … Esas, … Karar sayılı ve 10/04/2009 tarihli kararı ile eylemi sabit görülerek mahkumiyet kararı verildiğini, işbu kararla davalının suç işlemek suretiyle müvekkili şirkete ait primleri zimmetine geçirdiği hususunun sabit olduğunu, davalıların suç teşkil eden haksız fiil faili olmaları sebebiyle zimmetine geçirdikleri tutarı alacaklı müvekkil şirkete iade borcu bulunmakta olduğunu ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenleri de ileri sürerek 76.171,35 TL’nin 18/09/2007 tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … vekili 25/11/2014 tarihli dilekçesinde; dosyadan bir suret taraflarına verilmesini talep etmiş, karar duruşmasındaki beyanında İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyasının beklenmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı … Şirketi ‘nin yetkilisi olan davalıların davacı şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyasının UYAP sureti ile ekindeki Beyoğlu… İcra Müdürlüğünün… Es. Sayılı dosyası, … kayıtları celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin… Es. Sayılı sayılı dosyasının UYAP suretinin tetkikinde; her ne kadar Sanık … hakkında Görevi Kötüye Kullanma suçundan kamu davası açılmış ise de sanıkların savunmaları, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamında bulunan belgeler birlikte değerlendirildiğinde; 20.06.2018 tarihli bilirkişi raporu ve … Gazetesi ile iddianameye konu acentenin yetkilisinin diğer sanık olduğu, sanığın yetkili olmadığı anlaşıldığından sanık …’a yüklenen suçtan beraatine, Sanık … hakkında ise sanık savunmaları, müşteki tarafın yazılı beyanları ve sunmuş oldukları belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamında bulunan belgeler birlikte değerlendirildiğinde, sanığın olay tarihinde müşteki sigorta şirketinin acentesi olarak faaliyette bulunduğu, tahsil ettikleri poliçe bedellerini sigorta murakabe kanununun 27 maddesi gereği ilgili şirkete intikal ettirmesi gerekirken 47.298,04 TL’yi ilgili şirkete ödemediği 20.06.2018 tarihli bilirkişi raporu , Beyoğlu … Asliye Ticaret Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve 15.06.2017 tarihli bilirkişi raporu ile Beyoğlu … Asliye Ticaret Mahkemesindeki uyuşmazlık döneminin aynı olması yönündeki tespitleri nedeniyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği sanık savunması, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup sanığın cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanununun 2. maddesi ile düzenlenen “Bu Kanunda aksi öngörülmemiş ve/veya farklı bir şekilde düzenlenmemişse; a)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse o kanun hükümleri uygulanır. b)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş hukuki fiiller, bağlayıcılıkları ve hukuki sonuçları itibarıyla, bu tarihten sonra dahi, gerçekleştikleri tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabidir. c)TTK.nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara TTK hükümleri uygulanır.” şeklindeki yasa maddesi kapsamında davaya konu olan davacı ve dava dışı … Şirketi arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 23/12/2005 tarihinde imzalandığı anlaşılmış olmakla davaya konu uyuşmazlığa 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Mülga 6762 sayılı TTK’nun 336.maddesi ile “İdare meclisi azaları, şirket namına yapmış oldukları mukavale ve muamelelerden dolayı şahsen mesul olmazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete, gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler:.. şeklinde, ve yine aynı Yasanın 309. maddesi ile de “Şirketin 305, 306, 307 ve 308.maddelerinde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde bundan dolayısıyla zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak, hükmolunacak tazminat şirkete verilir.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu ve yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nun “Şirket Zararı” başlıklı 555. maddesinde ise “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlemenin getirildiği görülmüştür.
Açıklandığı üzere 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğü ve uygulama şeklinde kanunun 2. maddesi gereğince somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nun 556. maddesi göndermesi nedeni ile aynı kanunun anonim şirketlerin yönetici ve denetçilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri bu yüzden oluşan zararlar nedeni ile ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklarına karşı sorumludur. Müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir ancak zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Müdürün ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Alacaklı dolaylı zarar nedeni ile açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Somut olayda davalı … yönünden davacı şirketi tahsil ettiği primleri intikal ettirmeyerek zarara uğrattığı ileri sürülmüş olup, iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşıldığından TTK’nun 309.maddesi kapsamında davacının hükmolunacak zararın doğrudan kendisine ödenmesi yönünde talepte bulunamayacağı, bu yönde açılmış davanın bu nedenle dinlenemeyeceği sonucuna varılmış olmakla davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, davalı … yönünden yapılan değerlendirilmede dava dışı acente şirketinin yetkilisi olmadığından davada taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davalı … yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4693-2017/3627 E.K. sayılı 12/06/2017 tarihli emsal ilamı )

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı … yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın REDDİNE,
2-Davanın davalı … yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 1.028,40 TL’ den düşümü ile kalan 974,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır