Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/816 E. 2018/578 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/816 Esas
KARAR NO : 2018/578
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/03/2009
BİRLEŞEN DOSYA İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2009/385 – KARAR NO: 762
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/05/2009
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; karşı tarafla vekil edenleri arasında yapılmış 12/05/2008 tarihli Pay Satım ve Devir Sözleşmesi ile müvekkillerinin sahip olduğu şirketlerdeki tüm paylarını şirketin mal ve haklarıyla birlikte davalılara satıp teslim ettiklerini, sözleşmenin 7. 1. Maddesi gereğince bir kısım ekipmanın sözleşme kapsamı dışında tutulduğunu, davalı tarafın sözleşme kapsamı dışında tutulan ekipmanları müvekkillerine teslim edilmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nerdenlerle sözleşme kapsamı dışında tutulan menkullerin davacılara teslimine, bunun mümkün olmaması halinde rayiç bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12/05/2008 tarihli sözleşmede adları yazılı şirketlerin davacılara ait paylarının tüm hak, alacak ve mal varlığının yönetim hak ve yetkisiyle birlikte müvekkillerince satın alındığını, sözleşme gereği tüm edimlerin yerine getirildiğini, sözleşme hükümleri dikkate alındığında davacıların ileri sürdüğü sözleşmenin 7.1. maddesindeki ekipmanların da devir bedelinin içinde olduğunun, bunun aksine bir yükümlülüklerinin olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasına açılan ve 14/12/2009 tarih ve …karar sayılı kararla mahkememiz asıl davası ile birleşen davada davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile özetle; asıl davaya ek olarak müvekkili şirketin işletmiş olduğu Kanal …adlı TV kanalının yayının davalı şirketçe, sözleşmeye aykırı şekilde, haksız ve mesnetsiz olarak kesilmesi sebebiyle uğranılan maddi zararın tazmini bakımından şimdilik davalı şirketten 100.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına açılan ve 14/12/2009 tarih ve … karar sayılı kararla mahkememiz asıl davası ile birleşen davada davalı vekili; cevap dilekçesinde bildirdiği nedenlerle davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince her iki dava arasında bağlantı olması nedeni ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava, mahkememize daha önce açılan dava ile birleştirilmiş ve yargılamaya mahkememize açılan ilk dava üzerinden devam olunmuştur.
Asıl dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalar ile dosya içeriğine göre asıl davanın; taraflar arasında varlığı kabul edilen ve çekişme konusu olmayan dosyada örneği mevcut 12/05/2008 tarihli Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin 7.1.maddesi gereği bir kısım ekipmanların devir ve temlik dışı tutulduğu iddiası ile iadesi, olmadığı takdirde ıslahla arttırılan toplam 2.240.000 USD’nin davalılardan tahsil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosyadaki 12/05/2008 tarihli sözleşmeye göre; sözleşmenin tüm davacılar ve davalılar tarafından birlikte imzalandığı, hak ve yükümlülüklerin müşterek olduğu, hiçbir tarafa tek tek veya belli bir paya göre hak ve yükümlülük yüklenmediği anlaşılmaktadır. Bu şekliyle talep edilen hak, birden fazla kişiden oluşan taraflar arasında ortak olduğundan; bu hukuki ilişki hakkında bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi zorunludur. Diğer bir anlatımla, birlikte imzalanan ve hak ve yükümlülükler konusunda pay ayrımı yapılmaksızın düzenlenen sözleşme hükümlerinin ifasının yine sözleşmenin tüm taraflarınca talep edilmesi gerekir. Mahkemece de bu nitelikteki talepler ve tüm taraflar hakkında tek bir karar verilmesi gerekir. Davacıların bir kısmının isteminin kabulüne veya reddine yahut davalıların bir kısmı hakkında kabul veya red karar verilmesi olanaklı değildir.
Açıklanan şekliyle davacıların dayandığı sözleşmeye göre, talep hakkında tek bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, davacılar arasında HMK’nın 59.madde uyarınca maddi bakımdan zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Dolayısı ile, birlikte açıldığı anlaşılan davanın da birlikte yürütülmesi zorunludur. Bu tespite göre bir kısım davacıların istemleri hakkında kabul, bir kısım davacıların istemleri hakkında ret kararı verilemez. Diğer yandan, zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu durumlarda ya davanın hep birlikte açılması, ya da tek başına açılan dava hakkında, diğer zorunlu dava arkadaşlarının davaya muvafakatlerinin tamamlanması gerekir. Başta birlikte açılan davada ise davayı sürdürme iradesinin devamı da gereklidir. Sonradan bir kısım zorunlu dava arkadaşlarının bu muvafakat veya iradelerinden dönmeleri birlikte dava açma zorunluluğunun ihlali niteliğinde olduğundan, davada sıfat yokluğu sonucunu doğurur.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; eldeki asıl davanın karar başlığında adları yazılı gerçek kişilerce birlikte açıldığı, yargılama devam ederken … dışındaki diğer 4 davacının 04/07/2011 tarihinde verdikleri dilekçe ile davadan feragat ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda birlikte asıl davayı açan mecburi dava arkadaşlarından feragat edenlerin, davaya muvafakatları kalmamıştır. Dolayısı ile asıl davaya ilişkin baştan bulunan aktif husumet ehliyeti, dava devam ederken ortadan kalkmıştır. Husumet ehliyeti, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın aynı sözleşmeden doğması ve istemin de bölünümez nitelikte talep edilmesi nedeniyle maddi bakımından zorunlu dava arkadaşlığının bir sonucu olarak, feragat eden davacılar yönünden ayrı, feragat etmeyen davacılar yönünden ayrı bir karar vermek de olanaklı olmayacağından, yukarıda açıklanan nedenlerle aktif husumet yokluğu nedeniyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Yargılama devam ederken getirtilen ve incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre; birleşen dosya davalısı …A.Ş’nin 09/10/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, davacı … A.Ş’nin 24/08/2016 tarihinde 670 sayılı KHK ile sicilden terkin edildiği, bu hali ile birleşen davadaki her iki tarafın tüzel kişiliklerinin sona erdiği, dolayısı ile taraf ehliyetlerinin kalmadığı anlaşılmıştır. Taraf ehliyeti HMK’nın 114/1-d maddesi gereği dava şartı olup, aynı yasanın 115.maddesi gereğince ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. Dava şartının noksanlığının anlaşılması halinde ise davanın usulden reddine karar verilir.
Birleşen davaya ilişkin olarak; yukarıda açıklandığı üzere, yargılama devam ederken her iki tarafın tüzel kişiliklerinin sicilden terkin edilmek suretiyle sona erdiği, dolayısı ile taraf ehliyetlerinin kalmadığı anlaşıldığından; birleşen dava yönünden, HMK’nın 114 ve 115.maddeleri gereği usulden reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Birleşen davanın, dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Asıl davada; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 59.616,29 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 59.580,39 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Asıl davada davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
5-Asıl davada davalılar tarafından yapılan 41,40 TL vekalet harcı, 600 TL bilirkişi ücreti ve 13,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 654,90 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine,
6-Birleşen davada; karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.350 TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.314,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.