Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/774 E. 2019/378 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1193 Esas
KARAR NO : 2019/433
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 29/05/2012
KARAR TARİHİ: 27/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin selefi … A.Ş. arasında … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili “…İstasyonu” projesini içeren 21/02/2006 tarihli protokolün yapıldığını, bu protokol ve protokole bağlı benzin istasyonu için imzalanan bayilik sözleşmesinin müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin bu protokoldeki edimlerini yerine getirmesine karşın davalı yanın yükümlülüklerini yerine getirmemesine bağlı akaryakıt istasyonunun açılamadığını, protokol kapsamında ödenen tutarların iadesinin kararlaştırılmasına karşın iade yapılmadığını ileri sürerek … İstasyonu ile ilgili olarak davalıya ödenen 500.000,00 USD avansın ödeme tarihinden itibaren işleyecek %10 faizi ile tahsiline karar verilmesini, olmadığı takdirde Rekabet Kurulu Kararları ve mevzuatı doğrultusunda dava konusu protokolün ve sözleşmenin ifasının hukuken ve fiilen olanaksız hale gelmesi nedeniyle 500.000,00 USD avansın ödeme tarihinden itibaren işleyecek %10 faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; protokol hükümlerine göre bayilik sözleşmesinin 21/02/2011 tarihinde sona ermesi gerektiğini, müvekkilinin protokol hükümlerine göre 2.000.000 TL’lik ipotek tesis ettiğini, ayrıca 650.000 TL’lik teminat mektubu verdiğini, protokolün 7. maddesine göre davacı tarafından istasyonun yenilenmesi ve sözleşme süresince bakım ve onarımda kullanılmak üzere ve bu yoldaki giderlere katkı sağlamak amacıyla 500.000,00 USD ödendiğini, ayrıca davacının 2.000.000,00 USD daha tadilat ve bakım onarım karşılığı kullanılmak üzere taahhütte bulunduğunu, müvekkilinin sözleşmeye bağlı kaldığını ve sözleşmenin feshedilmediğini, bu kapsamda davacıya ödenmesi gereken borç bulunmadığını, sebepsiz zenginleşme olgusunun oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 31/01/2013 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/03/2014 tarih, 2013/7232 Esas, 2014/4815 Karar sayılı kararıyla; “Davacı dava dilekçesinde her ne kadar Rekabet Kurulu kararları ve mevzuatından bahsetmiş ise de davacının davasına dayanak esas istemi, 21/02/2006 günlü protokolün 7. maddesi gereğince ödenen 500.000,00 USD’nin davalının protokol ile üstlendiği edimlerini yerine getirmemesi üzerine iadesine ilişkindir.
Olayların açıklaması taraflara, hukuki tavsifin yapılması ise hakime aittir. Hal böyle olunca mahkemece yukarıdaki açıklanan talep gözetilip, söz konusu protokol hükümleri birlikte değerlendirilip davalının protokol ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirip getirmediği karar yerinde tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili 23/05/2019 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu, bu nedenle davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davalı vekili 17/05/2019 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduklarını, davacının feragati nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK’nın 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 307.maddesi uyarınca Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-İstenmediğinden taraflar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 29,60-TL maktu karar ve ilam harcının 13.555,10-TL peşin harçtan düşümü ile geriye kalan 13.525,50-TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonrasında oy birliğiyle karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.