Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/660 E. 2018/684 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/660 Esas
KARAR NO : 2018/684
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/07/1999
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacılar vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkillerinden Levent’in babası olan davalı … ile yaptığı protokolle paydaşı bulundukları davacı şirket ve dava dışı… A.Ş.’deki …nın bu şirketlerin tüm borçlarını ödemeyi ve davalı ile eşine ait taşınmazları ipotekten kurtarmayı taahhüt eden müvekkiline devri konusunda anlaştıklarını, şirketlerin özvarlığını yitirmeleri ve özellikle davalı …’a büyük miktarda borçlanması nedeniyle davalı …’in ayrıca kendisine ve eşine ait kooperatif payları ile bir taşınmazdaki payı vermeyi taahhüt ettiğini, protokolden sonra bu kooperatif payları ile taşınmazın davalı şirketin gösterdiği diğer davalı …’e devredildiğini, müvekkilince protokolle yüklenilen edimlerin yerine getirilmesine karşın ipoteklerin fekkinden ve başlangıçta borca mahsup amacı ile Nurettin’e devredilen ancak 3. kişiye satılan taşınmaz dışında kalan kooperatif paylarının mahsup amacıyla satılmaması ve kendisine iadesi için davacı …’in yaptığ nakit ödeme nedeniyle mahsup gerekmeksizin davacı …’e iade gereken 4 kooperatif payından sadece anılan davacının önceden devrettiği payın kendisine bedelsiz devredildiğini, diğer payların ise anlaşmaya aykırı olarak İsmail’e devredildiğini ileri sürerek söz konusu kooperatif ortaklık paylarının davalı … adına olan kaydının iptalini veya (54.400.000.000)TL’nin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 11/05/2018 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve 11/05/2018 tarihli 351,16 TL bedelli harçlandırma makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; dava konusu hisselerin malikinin … ve … olduğunu, davacının ilgisinin bulunmadığını, borcun tasfiyesi üzerine eski malike iade olunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Hisse devri talep olunan gayrimenkullerin … A.Ş ‘ye olan borcun teminatı olduğunu, protokolün hisse devrini kapsadığını, kaldı ki müvekkili şirketin hissesinin borca batıklık öncesinde gerçekleştiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; dava konusu üç adet kooperatif hissesinin davacının hissedarı olduğu şirketlerin … A.Ş ‘ye olan borcu nedeniyle teminat olmak üzere malikleri … ve … tarafından müvekkiline satış yapıldığını, protokolün tarafı bulunmadığını, borcun ödenmemesi üzerine tüm alınanların iade edildiğini, müvekkilinin elemanı bulunduğu …’nin direktiflerine göre hareket ettiğini, işlemlerle kişisel bağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kapatılan mahkememiz İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/06/2003 tarihli kararında ” …ve …’ın yapılan protokolde, teminat kapsamında devir alma hisselerinin davacıya iadesi konusunda bir yükümlülük altına girmediklerini, bu nedenle, diğer davalı … yönünden de protokol içeriğinde borç bitiminde teminat olarak verilen gayrimenkuller yönünden iadenin davacıya yapılacağı yönünde bir ibarenin yer almamış olması, tüm borç davacı tarafça ödenmiş olsa da hisse devri öncesindeki borçtan, davalı …’in sorumlu tutulacağına ilişkin bir hükmün protokolde bulunmaması ve davalı şirket hissesinin devri ile birlikte ticari ilişkinin teminatı olarak gayrimenkul satışını gerçekleştirmiş olmasına rağmen, gayrimenkulü davacı şahıs yada şirkete devretme yükümlülüğü altına girmemiş olması” gerekçeleri ile davacının davasının reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 21/10/2004 tarihli ve … esas … karar sayılı ilamında ” davacının …ile …’e yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalılar hakkında verilen kararın onanmasına, davalılardan …’a yönelik temyiz itirazlarına yönelik ise ” uyuşmazlığın özü ve hukuki nitelendirilmesinin gerekçeli kararda yanılgını olarak değerlendirildiği, dava konusu istem özetlenir iken davacı … ile babası olan davalı … arasındaki 20/07/1995 tarihli protokol ile, davacı şirket ile dava dışı … A.Ş deki İsmail – … paylarının bu şirketlere ait tüm borçların ödenmesi ve adı geçenlere ait taşınmazlar üzerinde şirket borçları için konulan ipoteklerin kaldırılması koşulu ile davacı …’e devir konusunda anlaşmaya varıldığı, davacının taahhütlerini yerine getirmesine karşın, şirket paylarının devredilmediğini iddia ettiği, davacı adına tescili veya bedelinin tahsili istenilen davacı …’e ait kooperatif paylarının davacı şirketin, davalı …ye olan borcunun teminatı olduğu belirtilmiştir.
Oysa, dava dilekçesi ve sonrasındaki lahiyalarda , şirket paylarının devri ediminin davalı … ve eşi tarafından yerine getirildiği, sadece 20/07/1995 tarihli protokolün 4 ve 5 maddeleri ile davalı … ile dava dışı eşinin kooperatif ortaklık paylarının davacı şirketin bayii bulunduğu davalı …ye olan borçlarına karşılık bu davalıya veya tayin edeceği kişiye satmayı taahhüt ettiği, ancak, bu kooperatif paylarının şirket borçlarından mahsubunun davacı …’çe yapılan ödeme ile engellendiği ve bunun üzerine anılan davacıya devri gerekirken, eski hak sahipleri olan davalı …’e iade edildiği, esasen İsmail’in bu kooperatif paylarını davalı şirket borçlarının tasfiyesi için kesin olarak gözden çıkardığı, borç tasfiyesinin de davacı …’in kooperatif paylarına kaimen nakit ödeme yoluyla sağlanması nedeniyle şirket borçlarına mahsup edilmeyen kooperatif paylarının davacı … adına tescili veya bedelinin tahsili gerektiği iddiası ile yazılı istemlere yer verilmiştir. Davacı taraf, haksız eylem iddialarını ispat edemediğine göre, davanın sebepsiz zenginleşemeye dayalı terditli istemlere ilişkin olarak çerçevelendirilip çözüme kavuşturulmalıdır.
Mahkemece, dava konusu iddiaların aydınlatılması, özel uzmanlık gerektirdiğinden, 11/07/2002 tarihli ara kararı ile 9 bent halinde bilirkişi inceleme konuları belirlenmiş, uzman bilirkişi tarafından sunulan kanıtlar ve taraf şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, 18/04/2003 tarihli kapsamlı rapor düzenlenmiştir. Ancak, gerekçeli kararda bilirkişi incelemesinin varlığına dahi değinilmemiş, uzmanlık gerektiren bir alanda başka birikişi incelemesi yaptırılmadan, hiç bir gerekçe gösterilmeksizin mevcut bilirkişi raporunun tamamen aksi bir sonuca varılmış olup , izlenen bu yol usul hukuku ve ilkelerine aykırıdır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, uyuşmazlığın doğru tespiti, bilirkişi raporunun tartışılması, gerekir ise yeni bilirkişi incelemesi yaptırılması, tanık dinletme isteğinin olumlu veya olumsuz karara bağlanması ve oluşacak sonuca göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerince uyuşmazlığın çözümü için davalı … hakkında verilen kararın bozulması gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararı bozulmuş bu bozma üzerine davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekilince yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine 04/03/2005 tarih … esas … karar sayılı Yargıtay … Hukuk Dairesinin kararında ” davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararı dairemizce, davalı … yönünden mahkemece iddiaların aydınlatılmasının özel uzmanlık gerektirmesi nedeniyle, bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, yapılan inceleme sonucu verilen bilirkişi raporundan gerekçeli kararda hiç söz edilmediği gibi raporda açıklanan görüşün tam aksi bir sonuca varılmasının yerinde olmadığı vurgulanarak, bilirkişi raporunun tartışılması gerekirken, yeni bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacı tarafın tanık dinletme talebi konusunda olumlu/olumsuz bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş ise de, bozma kararında atıfta bulunulan 18/04/2003 günlü bilirkişi raporunda diğer davalıların da sorumlu tutulması gerektiğine dair değerlendirmeler yapıldığından, bozma kararı gereğince yapılacak değerlendirme ve araştırma sonucu, haklarındaki karar onanan diğer davalılar …ile …’ün sorumluluk durumunu da etkileyeceğinden, bu davalılar bakımından aynı gerekçe ile hükmün bozulması gerekirken, adı geçen davalılar yönünden onama kararı verilmesi yerinde olmadığında, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile …ile … hakkında onama kararının kaldırılarak, bu davalılar ile ilgili hükmünde dairemiz bozma kararında açıklanan gerekçeler ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” şeklindeki ek bozma kararı verilmesi sonrasında dosya mahkememizin yeni esasına kaydı yapılmış ve mahkemece verilen bozma kararına uyularak eksikliklerin giderilmesi yönünde dosyaya bilirkişi atanmış ve bilirkişiden rapor alınmış, 20/10/2011 tarihli mahkemenin ayrılmasından sonrasında kapatılan mahkememizin … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı ve 20/10/2011 karar tarihli kararı ile ” davaya konu olan kooperatif hisselerinin devrinin teminat amaçlı olarak gerçekleştiği ve kooperatif hisselerinin gerek davalı … gerekse diğer davalılar tarafından davacıya iade edilmesini gerektirecek bir hukuki sebebin bulunmadığı, BK sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, iade borcunun, ancak sebepsiz zenginleşme durumunda doğacağı, davalıların yukarıda açıklanan nedenlerle sebepsiz zenginleşmediği, bu şekilde iade borcunun da bulunmadığı ” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin bu red kararına karşı taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı, 12/12/2013 tarihli kararı ile ” …kendilerine devredilen dava konu kooperatif paylarını davacılara devretmeleri yönünde kanuni veya akdi bir sorumluluklarının varlığı kanıtlanamayan davalılar …ile … ‘ün davaya konu devirler nedeniyle davacılar zararına sebepsiz olarak zenginleşmelerinin de söz konusu olmadığını anlaşılmasına göre, anılan davalılar yönünden verilen davanın reddine ilişin karar yerinde olup, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, davacı … ile davalılardan … arasında yapılan protokole dayalı olarak davalı …’a diğer davalılar tarafından devredilen kooperatif paylarının davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde pay bedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı ile davalı … arasında akdedilen 20.07.1995 tarihli protokol ile davalı …’in paydaşı bulunduğu davacı şirket ve dava dışı … A.Ş.’deki payların, bu şirketlerin tüm borçlarını ödemeyi ve davalı … ile dava dışı eşine ait taşınmazları ipotekten kurtarmayı taahhüt eden davacı …’a devrinin kararlaştırıldığı, şirketlerin öz varlığını yitirmeleri ve özellikle davalı …’a büyük miktarda borçlanması nedeniyle davalı …’un ayrıca kendisine ve eşine ait kooperatif payları ile bir taşınmazdaki payını vermeyi de taahhüt ettiği, protokolden sonra bu kooperatif payları ile taşınmazın davalı şirketin gösterdiği diğer davalı …’e devredildiği hususlarında taraflar arasında bir çekişme mevcut değildir. Uyuşmazlıkta çözümü gereken yön, davalı … ve dava dışı eşi tarafından davalılara devredilen davaya konu kooperatif paylarının borçların ödenmesinden sonra diğer davalılar tarafından davalı …’a devrinin yerinde olup olmadığı, bu devrin davalı … açısından sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmediği noktasındadır. Davanın dayanağını
oluşturan protokolde, davacı şirket ile dava dışı… A.Ş.’nin borçlarının tasfiyesi ve şirketlerin borçlarından dolayı davalı …’un ayrıca kendisine ve eşine ait kooperatif payları ile bir taşınmazdaki payını vermesi kararlaştırılmış olup, bu protokol uyarınca davalı …’un şirketlerin borçlarını ödemesi karşılığında şirketlerdeki hisselerini davacı …’a devrettiği, şirket borçlarından dolayı kendisi ve dava dışı eşine ait kooperatif paylarını da şirketin borçlarına karşılık … veya göstereceği üçüncü bir kişiye devrini kabul ettiği anlaşılmakla, davalı …’un davaya konu kooperatif paylarını devirdeki amacının borçlarını kapatmaya yönelik olduğu, protokolde yapılacak olan bu devirlerin borcun teminatını sağlamak amacıyla yapıldığı hususunda bir açıklık bulunmadığı gibi aksine borçların karşılığı olarak verileceğinin açıkça belirtilmesine göre, bu payların davalı şirket ve …’e borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda borca karşılık devredilen payların, bu paylara isabet eden borcun sonradan davacılar tarafından ödenerek borcun tasfiyesi nedeniyle davalı … ‘e devredilmiş olması halinde davalı …’un bu nedenle davacı taraf aleyhine sebepsiz olarak zenginleşmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, davaya konu kooperatif paylarının davacılara devri hususunda yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığından davacıların pay tescillerine yönelik istemleri yerinde değilse de borcun tasfiyesi amacıyla alacaklı tarafa bırakılan paylara ilişkin olarak davacılar tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin belirlenmesi ve ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalı …’tan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan devirlerin teminat amaçlı olup, borç ödenince yeniden …’a devrinin hukuka uygun olduğu, davalının sebepsiz zenginleşmediği yönündeki gerekçe ile davalı … yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
Davalı … vekilinin temyizine gelince; bozma neden ve şekline göre, anılan davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Davalılar … ve … vekilinin temyiz istemine gelince; mahkeme kararının anılan davalılar vekiline 20.01.2012 tarihinde, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin ise 03.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen anılan davalılar vekilinin temyiz isteminin gerek HUMK’nın 432/4. maddesinde düzenlenen 15 günlük temyiz süresi gerekse k… yoluyla temyizi düzenleyen aynı Kanun’un 433. maddesinde belirtilen 10 günlük süre geçirildikten sonra 20.02.2012 tarihinde temyiz edilmiş olmasına göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay da bu konuda karar verebileceğinden, anılan davalılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile mahkememiz kararı kısmen bozulmuş, bozma sonrası mahkememizin kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin esasına kaydı yapılmış, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, dava dosyası rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirme nedeniyle, dosya hesap bilirkişisi …’a tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davalı ile davacılar arasında…A.Ş’nin borçlarının Ödenmesi karşılığında … Kooperatifi’nde …’a ait olan I adet A grubu ve 2 adet B grubu hissenin davacıya devredileceğine ilişkin bir anlaşma bulunmamaktadır.
Yargıtay; bu davaya ilişkin bozma kararında; “…Buna gore; davaya konu kooperatif paylarının davacılara devri hususunda yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığından davacıların pay tescillerine yönelik istemleri yerinde değilse de borcun tasfiyesi amacıyla alacaklı tarafa bırakılan paylara ilişkin olarak davacılar tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin belirlenmesi… Şeklinde bir hüküm tesis etmiştir. Buna gör kooperatif paylarının değeri değil, davacının borçların ödenmesi için yaptığı ödemelerin belirlenmesi gerekmektedir.
Davalıya ait kooperatif hisselerinin, … AŞ’ne borçların tasfiyesi amacıyla verildiği, borçların ödendiğinde …’a iade edileceği,… AŞ ile… A.Ş arasında yapılan 6 Mart 1996 tarihli protokolde karara bağlanmıştır. Borcun davacılar tarafından ödenmesiyle kooperatif hisseleri …’a iade edilmiş ve İsmail Tonguc’un lehine gerekçesiz ve dayanaksız bir durum oluşmuştur.
Davacı … ve davalı … arasında 20.07.1995 tarihinde yapılan protokolde alınan karar gereği: davacı taraf; …bank’a ve… AŞ ne olan borçlan ödemiştir. Bu ödemeden dolayı; 31 Aralık 1996 tarihi itibarıyla 3.680 TL. davalı …’tan alacaklıdır.
31 Aralık 1996 tarihi itibarıyla 3,680 TL. olan alacağın faiz tutarı; davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014′ e kadar toplam 24,143,9 TL.dır.
Davacı taraf … AŞ’ne olan borçları da ödemiştir, bu ödemeden dolayı; 26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41.755.2 TL. davalı …’tan alacaklıdır. 26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41,755,2 TL. olan alacağın faiz tutarı: davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 e kadar toplam 237.672,4 TL.dır. Davacı tarafın toplam anapara alacağı: 45,435.2 TL.dır. Davacı tarafın toplam faiz alacağı 261.816,3 TL.dır. Davacı tarafın, …’tan tonlam anapara alacağı +faiz alacağı = davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 tarihi itibarıyla; 307.251,5 TL olduğuna dair rapor sunmuştur.
Tarafların itirazları üzerine dosya ek rapor alınmak üzere tekrar aynı bilirkişiye tevdi olunmuş ve bilirkişi sunmuş olduğu birinci ek raporunda, 5.000,00 TL ( beş milyar) bir ödemenin yapıldığı hesaplamalarda ve değerlendirmelerde yer almıştır. Bu ödeme dava dosyasında bulunan davacıya ait şirketin muavin defterlerinden tespit edilmiştir. Kaldı ki, davalı vekilinin sunduğu makbuza göre, ödemeyi yapan … A.Ş olup, protokole göre bu ödeme … tarafından yapılmıştır. Çünkü, … A.Ş nin hisselerini ve yönetimini bu paranın ödendiği tarih olan 27/04/1999 tarihinden önce 1995 yılında … devir almıştır. …A.Ş ve… A.Ş nin 1996 yılı bilançosu ve yevmiye kayıtları incelendiğinde, 4.555.300.000,00 TL lik ( 4.555,3 TL ) bir borç olmadığı görülmektedir. Muhtemelen bu miktar davalı ile davacı arasında mahsuplaşma yoluyla karara bağlanmıştır. Bu miktar ile ilgili kayıt olmadığı için hesaplamalara dahil edilmeyecektir. Davacı vekilinin sunduğu belgelerin inceleme ve değerlendirme sonucu, kök raporda hesaplanan ve bulunan sonuçlarda bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı, zaman aşımı itirazının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğuna dair ek rapor sunmuştur.
Bilirkişi raporundaki görülen eksiklikler ve tarafların rapora itirazları dikkate alınarak, yeniden aynı bilirkişiden 14/04/2016 havale tarihli ikinci ek rapor alınmış olup, bu ek raporunda bilirkişi; Taraflar arasında imzalanın 20/07/1995 tarihli protokole göre; … AŞ ve … AŞ deki …’a ait hisselerinin …’a satıldığını,
5 Milyarlık (5.000,00 TL) bir ödemenin yapıldığı hesaplamalarda ve değerlendirmelerde yeraldığı; Bu ödemenin dava dosyasında bulunan davacıya ait şirketin muavin defterlerinden tespit edildiği, davalı vekilinin sunduğu makbuza göre, ödemeyi yapan … A.Ş olan, protokole göre bu ödeme … tarafından yapıldığı, Çünkü,… AŞ nin hisselerini ve yönetimini bu paranın ödendiği tarih olan 27/04/1999 dan Önce 1995 yılında … devralındığını,
… AŞ ve … AŞ nin 1996 yılı bilançosu ve yevmiye kayıtlan incelendiğinde, 4.555.300.000,00 TL lık ( 4.555,3 TL) bir borç olmadığının görüldüğü, Bu miktarla ilgili kayıt olmadığı için, hesaplamalara dahil edilemeyeceğini,
Davalıya ait kooperatif hisselerinin, … AŞ’ne borçların tasfiyesi amacıyla verildiği, borçların ödendiğinde …’a iade edileceği, … AŞ ile … AŞ arasında yapılan 6 Mart 1996 tarihli protokolde karara bağlandığı, Borcun davacı tarafından ödenmesi ile ile kooperatif hisseleri …’a iade edilmiş ve …’un lehine gerekçesiz ve dayanaksız bir durum oluşmuş olduğu,
Davacı … ve davalı … arasında 20.07.1995 tarihinde yapılan protokolde alınan karar gereği: davacı taraf; …bank’a ve … AŞ ne olan borçlan «demiş olduğunu, Bu ödemeden dolayı; 31 Aralık 1996 tarihi itibarıyla 3.680 TL. davalı …’tan alacaklı olduğu;
31 Aralık 1996 tarihi İtibarıyla 3.680 TL. olan alacağın faiz tutarı; davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 e kadar toplam 24.143,9 TL. olduğu;
Davacı taraf … AŞ’ne olan borçlan da ödemiş olduğunu, bu ödemeden dolayı; 26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41.755,2 TL. davalı …’tan alacaklı olduğu;
26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41.755,2 TL. olan alacağın faiz tutarı; davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 e kadar toplam 237.672,4 TL. Olduğa,
Davacı tarafın toplam anapara alacağı; 45.435,2 TL. olduğu;
Davacı tarafın toplam faiz alacağı: 261.816,3 TL- olduğu,
Davacı tarafin, …’tan toplam anapara alacağı +faiz alacağı = davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 tarihi itibanyla; 307.251,5 TL. Olduğu şeklindeki kök rapordaki tespiti değiştirecek bir bilgi ve belgenin dosyada olmadığı, bu nedenle de kök raporda ve birinci ek raporda hesaplanan ve bulunan sonuçlarda bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı, zaman aşımı itirazının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, yine tarafların masraf, tazminat, vekalet ücreti ve bu gibi diğer taleplerinin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğuna ilişkin ikinci ek raporu sunmuştur.
Tarafların bu ek rapora itirazları üzerine ve mahkememizce yeniden 22/09/2016 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca bilirkişiye verilen denkleştirici adalet ilkesi gereği, altın, döviz, ücretler, enflasyon verileri dikkate alınmak suretiyle ek rapor sunulması talep edilmiş, bilirkişi tarafından bu görevlendirme üzerine sunulan 3. Ek raporunda; Davalı ile davacılar arasında… AŞ borçlarının ödenmesi karşılığında … Kooperatifinde …’a ait olan 1 adet A grubu ve 2 adet B grubu hissenin davacıya devredileceğine ilişkin bir anlaşma bulunmadığı, davalı …’un kooperatif hisselerini devrettiği …’ün bir A B grubu hisseyi 2 haziran 1999 tarihinde, …’a devrettiği, bir A grubu his de davacı …’a devrettiği, …’un 15 Haziran 1999 tarihinde sahibi olduğu A grubu hisseyi kooperatife terk ederek karşılığı olan parayı aldığı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 12/12/2013 T. – … E., … karar sayılı ilamında …davaya konu kooperatif paylarının davacılara devri hususunda yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığından davacıların pay tescillerine yönelik istemleri yerinde değilse de borcun tasfiyesi amacıyla alacaklı tarafa bırakılan paylara ilişkin olarak davacılar tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin belirlenmesi ve ödenen miktarların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalı … ‘tan tahsiline karar verilmesi gerekirken ” Şeklinde bir hüküm tesis etmiştir, bu hükme göre, kooperatif paylarının değeri değil davacının; devraldığı sirket borçların Ödenmesi için yaptığı ödemelerin belirlenmesinin gerektiği; … ve davalı … arasında 20.07.1995 tarihinde yaplan protokolde alınan karar gereği; davacı tarafın; …bank’a ve… AŞ ne olan borçları ödediği; Bu ödemeden dolayı davacının; davalı …’tan 31 Aralık 1996 tarihi itibarıyla 3.680- TL ve 26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41.755,2 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın …’tan toplam ana para alacağı 3095 sayılı kanuna göre faiz alacağının davanın yenilenme günü olan 28 Nisan 2014 tarihi itibariyle 307.251,5 TL olarak hesaplandığı, davacının yapmış olduğu ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi gereği çeşitli pariteler ile hesaplanarak bulunan tutarların 1 Mayıs 2014 yılındaki altına endekslenmiş değeri 1.451.984,00 TL ( dövize ABD dolarına ) endekslenmiş değeri 362.984,64 TL, bürüt asgari ücreti endekslenmiş değeri 684.369,00 TL, tüketici enflasyon rakamlarına endekslenmiş değeri 830.081,11 TL olduğuna dair ek rapor sunmuştur.
Bu rapora ilişkin itirazlar üzerine ve mahkememizce bilirkişiden dava tarihi baz alınarak ödemelerin tek tek tespiti ve tespit edilen ödemelerin dava tarihine kadar döviz, altın, TÜFE, TEFE, ücretler ve faiz alınmak suretiyle her bir ödeme kalemi için ödendiği tarihten dava tarihine güncelleme yapılarak, tüm bu gün güncelleme kalemlerinin ortalaması esas alınmak suretiyle, denkleştirici adalet ilkesi gereği varsa davacının, davalıdan talep edebileceği alacağının denetime açık olacak şekilde tespiti yönünde ek rapor aldırılmasına ilişkin yönelgesi doğrultusunda aynı bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu 12/09/2017 tarihli raporunda; 3 nolu ek raporun, sonuç kısmında belirtilen, davalı ile davacılar arasında …AŞ borçlarının ödenmesi karşılığında … Kooperatifinde …’a ait olan 1 adet A grubu ve 2 adet B grubu hissenin davacıya devredileceğine ilişkin bir anlaşma bulunmadığı, davalı …’un kooperatif hisselerini devrettiği …’ün bir A B grubu hisseyi 2 haziran 1999 tarihinde, …’a devrettiği, bir A grubu his de davacı …’a devrettiği, …’un 15 Haziran 1999 tarihinde sahibi olduğu A grubu hisseyi kooperatife terk ederek karşılığı olan parayı aldığı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 12/12/2013 T. – … E., … karar sayılı ilamında …davaya konu kooperatif paylarının davacılara devri hususunda yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığından davacıların pay tescillerine yönelik istemleri yerinde değilse de borcun tasfiyesi amacıyla alacaklı tarafa bırakılan paylara ilişkin olarak davacılar tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin belirlenmesi ve ödenen miktarların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalı … ‘tan tahsiline karar verilmesi gerekirken ” Şeklinde bir hüküm tesis etmiştir, bu hükme göre, kooperatif paylarının değeri değil davacının; devraldığı sirket borçların Ödenmesi için yaptığı ödemelerin belirlenmesinin gerektiği; … ve davalı … arasında 20.07.1995 tarihinde yaplan protokolde alınan karar gereği; davacı tarafın; …bank’a ve … AŞ ne olan borçları ödediği; Bu ödemeden dolayı davacının; davalı …’tan 31 Aralık 1996 tarihi itibarıyla 3.680- TL ve 26 Nisan 1999 tarihi itibarıyla 41.755,2 TL alacaklı olduğu şeklindeki kısmı aynen raporuna eklenmiş ve bu kısımdan sonra da, davacı tarafın …’tan toplam ana para alacağı 3095 sayılı kanuna göre faiz alacağının dava tarihi olan 12/07/1999 tarihi itibariyle 58.922,49 TL olarak hesaplandığı, davacının yapmış olduğu ödemenin denkleştirici adalet ilkesi gereği çeşitli pariteler ile hesaplanarak bulunan tutarlarına ilişkin olarak da, dava tarihi olan 12/07/1999 tarihi itibariyle altına endekslenmiş değerinin 52.613,78 TL, dövize ( ABD doları ) endekslenmiş değeri 62.058,85 TL, bürüt asgari ücrete endekslenmiş değeri 74.962,80 TL, TÜFE rakamlarına endekslenmiş değiri 55.749,12 TL ve TEFE rakamlarına endekslenmiş değeri 58.143,95 TL olarak tespit edildiği, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki konuları ve beyaz eşya ticareti yapan … A.Ş nin ve inşaat işleri yapan … A.Ş nin borçlarının ödenmesi konularıdır. Denkleştirici adalet ilkesi gereği kullanılması gereken kalitelerin TÜFE, TEFE , ticari faiz oranı ve döviz fiyatları olması mümkündür. Çünkü, ticari faaliyette bulunan bir tacirin bu pariteleri dikkatle izleyerek ve değerlendirerek, faaliyetlerini, gelir/gider/maliyet planlamasını bu pariteleri dikkate alarak yapacağı düşünüldüğünde, davacının dava tarihi olan 12/07/1999 tarihi itibariyle alacağının bu 4 paritenin ortalaması olan 58.718,60 TL olacağına ilişkin ek raporunu sunmuştur.
Davacı tarafça, sunulan bilirkişi 3. Ek raporu üzerine 22/05/2017 tarihinde davacı vekilince fazlaya ilişkin hakları saklı kalınarak, alacak taleplerini 1.451.984,00 TL olarak ıslah ettiklerini ve yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiğine ilişkin ıslah ve beyan dilekçesi başlığı ile sunmuş olduğu dilekçesinde her hangi bir ıslah harcı yatırmadığı, bunun üzerine 26/04/2018 tarihli oturumda davacı vekiline bu hususta sorulması üzerine gerekli açıklamayı sunmak üzere süre talep etmiş ve bilahare sunmuş olduğu 11/05/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 74.962,80 TL olarak belirlemiş ve buna ilişkin tamamlama harcını da yatırdığına ilişkin 10/05/2018 tarihinde makbuzu dosyaya sunmuştur. Buna göre de davacının ıslahının 22/05/2017 tarihli dilekçesi ile değil 11./05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan …’un yargılama sırasında vefatı üzerine mirasçıları tespit edilerek davaya katılmaları sağlanmıştır.
Dava; Borç tasfiyesi karşılığında devredilecek olan kooperatif hisselerinin devrinin sağlanması, bu yapılmadığı takdirde 3 adet kooperatif hissesi bedeli olan 128.000,0 USD nin dava tarihindeki karşılığı olan 54.400,00 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce daha önce verilen kararlar ile dosyamız davalıları …ve … yönünden önceki verilen red kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olması nedeniyle, bu kişiler yönünden kesinleşen kararlarından dolayı her hangi bir değerlendirme yapılmayacaktır.
Kesinleşen kararlardan bakiye kalan davacıların, davalı … ve onun ölümü ile mirasçılarına ilişkin davası yönünden ise, yine mahkememizin önceden verilen kararlarına karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 12/12/2013 tarihli… esas… karar sayılı kısmi bozma kararında dile getirilen , borcun tasfiyesi amacıyla alacaklı tarafa bırakılan paylara ilişkin olarak, davacılar tarafından yapıldığı ileri sürelen ödemelerin belirlenmesi ve ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalı …’tan tahsiline karar verilmesi gerekirken şeklindeki bozma gerekçesinde dile getirildiği gibi, dosyamızda yargılaması devam etmekte olan dava konusunun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca, davacılar tarafından yapılan ödemelerin denkleştirici adalet ilkesi gereği hesaplanarak davalıdan tahsili yönünde karar oluşturulmasına hasr olunduğu anlaşılmıştır.
Hükmüne uyulan, yasaya uygun olan, Yargıtay bozma ilamı uyarınca, davacıların borç tasfiyesi nedeniyle kooperatif hisselerinin davalı tarafça davacıya devredilmemiş olması nedeniyle, davacıların yapmış olduğu her bir ödemenin ödeme tarihinden dava tarihine kadar, 6098 sayılı yasanın 77 ve devamı ( 818 sayılı BK 61 ve devamı maddeleri ) uyarınca, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve paranın değişik pariteler uyarınca, güncellenmiş değerleri hesaplanmak suretiyle, yerleşik yargıya uygulamaları gereği, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca, bulunacak rakamların ortalamasının alınması suretiyle davacının davalı taraftan talep edebileceği alacağın tespiti gerekmiş, bu konuda bilirkişiden rapor alınmış, ancak bilirkişinin yapmış olduğu hatalar sonucunda en son 4. Raporu ile hatası giderilmiş olmakla, bu 4. Raporundaki dava tarihine göre, yapılan döviz ( ABD doları ), faiz, altın, ücretler ve enflasyon ( TEFE/TÜFE) farkı ortalamasına göre bulunacak rakam üzerinden, davacının talep edebileceği miktarlar bulunmuş olmasına rağmen, bilirkişi tarafından hataya düşülerek yapılan hesaplamalarda ücretler kısmında tespit edilen ve en yüksek rakamı oluşturan 74.962,80 TL lik kısmın hesaplamaya katılmadığına ilişkin görüşüne iştirak edilmemiş, bu kısmın değerlendirilmesi hukuki değerlendirme gerektiğinden mahkememizce yeniden ek rapor alınmasına gerek duyulmaksızın, bilirkişi tarafından bulunan tüm kalemlere ilişkin rakamlar toplanarak, kalem sayısına bölünmesi sonucunda bulunan 60.705,7 TL ye ilişkin rakama itibar edilmiştir. Davacının, davalıdan yapmış olduğu talep edebileceği ödeme kalemlerinin 31 Aralık 1996 tarihinde Pamukbank’a yapılan 2.500,00 TL, aynı tarihte … A.Ş ye yapılan 1.180,00 TL, 26 Nisan 1999 tarihinde …ye yapılan 41.755,205 TL ki toplam 45.435,205 TL ödemede bulunduğu ve bu ödemelerin güncellenmiş değerlerinin her biri yönünden yapılan hesaplamada, faiz yönünden 58.922,49 TL, altın değeri yönünden 52.613,78 TL, döviz yönünden 62.058,85 TL, ücretler yönünden 74.962,80 TL, enflasyon yönünden ( TÜFE’ye ilişkin 55.749,12 TL – TEFE’ye ilişkin 58.143,95 TL ) olmak üzere 5 kalem üzerinden yapılan hesaplamada toplam davacının denkleştirici adalet ilkesi uyarınca talep edebileceği miktarın 60.705,7 TL olduğuna kanaat getirilmiş ve bu nedenle de davacının ıslah ile artırılan bu kısma ilişkin talebinin kabulüne ve bu kısmın ticari avans faizi ile davalı … mirasçılarından alınarak davacılara verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça, her ne kadar zaman aşımı definde bulunulmuş ise de 6098 sayılı yasanın 82 ( 818 sayılı yasanın 66 ) maddesi dikkate alındığında, davanın açıldığı tarih itibariyle ve sebepsiz zenginleşmenin en son tespit edildiği bilirkişi ek 4. Raporu üzerine sunulan ıslah dilekçesinin tarihi dikkate alındığında, davacı tarafın iddia ettiği gibi belirsiz alacak davası olarak değil, kısmi dava olarak açılan davada, gerek ana ilk dava açılışındaki miktar gerekse asıl sebepsiz zenginleşme miktarının tespit edildiği, bilirkişi ek 4. raporundaki bakiye miktar yönünden bilirkişi ek 4. raporu tarihi dikkate alındığında, sürenin dolmamış olduğuna kanaat getirilmiş bu yöndeki davalı itirazları bu nedenle yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne, 60.705,7 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile davalılar … mirasçılarından alınarak davacılara verilmesine,
2-Fazla istemin reddine,
3-Alınması gerekli 4.146,80 TL harçtan davacılar tarafından yatırılan peşin yatırılan 489,6 TL peşin ve bilahare ikmal edilen 351,16 TL tamamlama harcının mahsubu ile 3.306,04 TL harcın davalılar … mirasçılarından alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 1,37 TL başvuru harcı, 489,6 TL peşin harç, 351,16 TL tamamlama harcı, 3,5 TL posta pulu, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 20,00 TL tanık ücreti, 290,00 TL tebligat /posta gideri olmak üzere toplam 4.155,63 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 3.365,27 TL yargılama giderinin davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinden bırakılmasına,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 7.027,62 TL vekalet ücretinin davalı … mirasçılarından alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı … mirasçıları kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … mirasçılarına verilmesine,
7-… mirasçıları tarafından yapılan 300,00 TL bilirkişi ücreti 8,60 TL vekalet harcı, 25,6 TL vekalet pulu, 9,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 343,2 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 65,10 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı … mirasçılarına verilmesine, bakiye kısmın … mirasçıları üzerinde bırakılmasına,
8-Davacılar tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.