Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/507 E. 2020/494 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/507 Esas
KARAR NO:2020/494

ISLAH EDİLEN DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/11/2013
ISLAH EDİLEN DAVA TARİHİ: 27/04/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı gerçek kişinin sahibi olduğu davalı şirkete, taraflar arasında yapılmış protokole istinaden düzenlenen teminat senedine karşılık 67.500,00 Euro nakit ödeme yapılarak 1/4 nisabında ortak olduğunu ancak, davalı ortağın ağır ve tam kusurlu hukuka aykırı eylemleri ile protokol hükümlerini ihlal ettiğini, davalının kabul ve taahhüt ettiği kar ödemelerini yapmadığını, bunun üzerine senet ve protokol hükümleri gereği …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiğini ve haklı nedenle fesih haklarının davalıya tebliğ edildiğini, adi ortaklığın haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini, uyuşmazlığın belirsiz alacak ve tespit davası olarak görülmesini talep ve dava etmiş ve dava değerini 1.000,00 TL olarak göstermiş; davacı vekili yargılama aşamasında 27/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile ortaklığa girerken ödediği 67.500,00 Euro’nun ve kar payı olarak 28.530,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari dava niteliği taşımadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini; taraflar arasında yapılmış dava konusu protokolün 2012 yılına dayandığını, bu protokolün 01/04/2013 yılında yenilendiğini, protokol gereği üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Islah edilen dava; 01/04/2013 tarihli protokol kapsamında 01/04/2013 düzenleme tarihli, 67.500,00 EURO bedelli teminat bonosu karşılığı davalı tarafa verildiği ileri sürülen 67.500,00 EURO’nun ve 28.530,00 TL kar payının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf ıslah edilen davada; ortaklık payı için ödenen bedelin ve kar payı alacağının davalılardan tahsilini istemiş; davalı taraf ise davacı tarafça ortaklığa ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı ve şirket karının bulunmadığını savunmuştur.
Yanlar arasındaki somut uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile davacının ortaklık payı için ödediği bedelin ve ortaklık kar payı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti yönünden bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, davalı şirket ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM … ve Doç. Dr. …’ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 06/08/2015 tarihli raporun ve gelen yazı cevabına istinaden aynı heyetten alınan 20/03/2017 tarihli ek raporun; davalı şirket ortaklığında bulunan aracın değerinin tespiti yönünden bilirkişi …’den alınan 29/01/2018 tarihli raporun; bu kez ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığının (aktif ve pasifleriyle birlikte) ve ortaklıkta bulunan malların değerlerinin tespiti ile bu işlemler sonucunda oluşan değerden öncelikle ortaklığın borçları ödenip ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklar için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilip bundan sonra bir şey artarsa bu kazanç veya (Ortaklığın borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine) yetmezse zararda belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere tasfiye işlemi son bilançosunun düzenlenmesi için bilirkişi SMMM …’ndan alınan 28/02/2019 tarihli raporun ve 23/07/2019 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 06/08/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasında yapılmış dava konusu protokolde … plakalı otobüsün aylık kazan ve giderlerinden 1/4 oranında davacının sorumlu olduğunun belirtildiği, aracın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu ancak, araca ilişkin gelir-giderlerin açıkça tespitinin yapılmasının mümkün olamayacağı; alınan 29/01/2018 tarihli raporda ise, aracın rayiç değerinin 77.500 Euro olduğu bildirilmiştir.
Alınan 28/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalı şirket ile protokol haricinde herhangi bir sıfatının ve ortaklığının bulunmadığı, davacının davalı şirket ile yaptığı protokol doğrultusunda … plakalı otobüs ile ilgili 1/4 oranında hisse sahibi olduğu, takibe konu edilen senedin taraflar arasındaki protokolün teminatı olarak davacıya verildiği, davalı şirket bilançosunda davacı ile yapılan ortaklık ile ilgili kayıt olmadığı gibi davacıya verilen teminat senedi ile ilgili de herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı şirketin 21/12/2014 tarihli mali verilere göre kayden borca batık olduğu, ayrıca 2013 ve 2014 yılında brüt satış zararı, faaliyet zararı ve dönem zararının olduğunun tespit edildiği yönünde görüş bildirilmiş; en son alınan 23/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; davacının ortaklık için ödediği 67.500,00 Euro’nun iadesine ilişkin talebi dikkate alındığında taraflar arasındaki adi ortaklığın hiç dikkate alınmamasının gerektiği, bu durumda davacının davalının kabulünde olan 60.000,00 Euro’yu talep edebileceği bildirilmiştir.
Davacı taraf ilk başta adi ortaklığın tasfiyesini istemiş ise de; ıslah dilekçesi ile talebini alacağa dönüştürmüştür. Bu durumda iddia ettiği karşı taraftaki alacağının varlığını kanıt yükü davacıdadır.
Dosyada bulunan ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 01/04/2013 tarihli teminat bonosunun, taraflar arasındaki aynı tarihli protokolün teminatı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözkonusu protokolde ise, davacının işletmeciye peşin ödeme taahhüdü bulunmakta olup, buna ilişkin bir bedel ödendiği yazılı değildir. Dolayısı ile ödeme yapılmadan sözleşmenin teminatını teşkil edecek bir bono düzenlenmesine gerek ve sebep bulunmamaktadır. Somut olayda davalı tarafın da kabulündeki protokol tarihi ile aynı düzenleme tarihini içeren ve sözkonusu protokolün teminatını teşkil eden 67.500,00 EURO’luk bono düzenlendiğine ve davacıya verildiğine göre davacı tarafça davalılara protokol kapsamında 67.500,00 EURO’nun verildiğinin kabulü gerekir.
Davacı, adi ortaklığın tasfiyesinden vazgeçtiğinden ve ödediği paranın tahsilini istediğinden bu yöndeki talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı her ne kadar ıslah ettiği davasında yabancı para üzerinden talepte bulunmuş ise de; ilk davayı açarken seçim hakkını TL üzerinden kullandığından ve artık talebini yabancı para üzerinden yapamayacağından karşı tarafa ödediği sabit olan 67.500,00 EURO’nun ıslah tarihi itibariyle döviz kuru karşılığı TL cinsinden tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf ıslah ettiği davasında, yukarıda değinildiği gibi karşı tarafa ödediği bedelin yanında, ortaklık kar payını da istemiş ise de; ıslahla adi ortaklığın tasfiyesinden vazgeçtiğinden ve artık adi ortaklık ilişkisi kapsamında talep edebileceği ortaklık kar payını talep edemeyeceğinden bu konudaki istem yerinde görülmeyerek, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Islah edilen davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-262.676,25 TL’nin dava tarihi olan 21/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
3-Alınması gerekli 17.943,41-TL karar ve ilam harcından 5.013,30-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 12.930,11-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve ıslah harcı 5.013,30 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 26.837,34 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.422,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 208,10 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.736,15 TL’nin kabul ve red oranına göre 3.359,13 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2,02 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
9-Davalı … tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 7,06 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı ile davalı … vekilinin yüzünde, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2020

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı