Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/412 E. 2019/887 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/412 Esas
KARAR NO: 2019/887

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/05/2013
KARAR TARİHİ: 14/11/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya kesilen ve herhangi bir itiraza uğramayan faturalara dayalı cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında Satıcı Firma Sözleşmesinin yapıldığını, işbu sözleşmede tarafların tüm hak ve borçlarının düzenlendiğini; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun düzenlenen faturaların, davacı tarafça ticari defter ve kayıtlara işlenmediğini, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklı davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura alacaklarının tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava, fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulündedir. Söz konusu ticari ilişki nedeni ile davacı taraf takibe dayanak faturalar konusu alacağı olduğunu iddia ettiğine ve davalı taraf da borcu bulunmadığını savunduğuna göre, davacı bu iddiasını (malın teslimini) kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi malın teslim edildiği veya hizmetin verildiği anlamına gelmez. Ancak, takibe konu edilen faturalar davalı defterine kaydedilmiş veya vergi dairesi müdürlüğüne BA Formları ile davalı tarafından faturalar bildirilmiş ise faturalar kapsamındaki malların veya hizmetin alınmış olduğunun kabulü gerekir. Bu kapsamda yer almayan faturalar için ise kanıt yükü (yani mal teslimini kanıt yükü) yine takip alacaklısı davacıdadır. Diğer yandan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kanıtlanması konusunda kanıt yükü kendisine ait olan tarafa HMK’nun 200.md gereğince kesin kanıtlarla kanıtlama zorunluluğu getirilmiş ise de; fatura konusu malın teslim edildiğinin tanıkla kanıtlanması olanaklıdır.
Somut olayda davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, faturaların dosya arasında olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler malimüşavir …, işletme uzmanı … ve Yard. Doç. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 11/08/2014 tarihli bilirkişi raporunun, taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine aynı heyetten alınan 15/05/2017 tarihli ek raporun ve yine taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine alınan 11/06/2019 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle; taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre, satışı yapılıp davalıya teslim edilen ürünlere ilişkin takibe ve davaya dayanak 48 adet faturalardan kaynaklı davacının davalıdan 214.231,13 TL alacaklı olduğu; takip ve dava konusu diğer faturalara ilişkin malın tesliminin davacı tarafça, davalı tarafça ileri sürülen iade konusu malın tesliminin kendisi tarafından ispatlanamadığı bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 214.231,13 TL alacaklı olduğu, bu miktara ilişkin davalının fatura içeriğine süresi içinde itiraz etmediği ve kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; dolayısı ile TTK’nın 21/2.maddesi gereği faturalar kapsamındaki malların davalı tarafça teslim alınmış olduğunun kabulü gerektiği; bu miktarı aşan takip ve dava konusu faturalara ilişkin mal tesliminin davacı tarafça, davalı taraf savunmasına konu iade edilen ürün tesliminin davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından ve benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen 214.231,13 TL alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 214.231,13 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile bu miktardaki asıl alacağa takip tarihinden itibaren (yıllık %13,75 oranını geçmemek kaydıyla) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Davacı tarafın bu konudaki fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 42.846 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 14.634,13-TL karar ve ilam harcından 5.812,40-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 8.821,73-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç 5.812,40 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 18.803,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 12.839,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 4.050 TL bilirkişi ücreti ve 258,10 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.336,15 TL’nin kabul ve red oranına göre 2.729,33 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin vekilinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.