Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/40 E. 2018/214 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/40 Esas
KARAR NO : 2018/214
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2014
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.nin müvekkili aleyhine 11/02/2008 ve 15/01/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri, 11/02/2008 ve 15/01/2010 tarihli Hızır Hesap Sözleşmeleri, 11/08/2008 tarihli Genel Faktoring Sözleşmesinden dolayı borçlu olduğu gerekçesiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin süresinde itiraz edemediği için takibin kesinleştiğini, müvekkilinin, sözleşmelerin tarafı olan …Şti.yetkikileri, şirketin bir kısım hissesini müvekkiline devrederek küçük ortak ve müdür sıfatıyla temsile yetkili kıldıklarını, bunların müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini, müvekkilinin, sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla borçlu gösterildiğini, sözleşmelerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili banka ile dava dışı … Şti.arasında akdedilen 04/01/2008 tarihli genel faktoring sözleşmesi, 11/02/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye ilaveten ve hızır hesap sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu kredi borcundan kaynaklı borçlulara hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini ancak, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davacının… Şti. ve … Şti.nin hissedarı olduğunu, davacının, noterlikçe yapılan devir teslim sözleşmeleri ve ticaret sicil kayıtlarına göre rızası olmadan ve bilgisi dışında ortak yapıldığı ve yapılan hiçbir işlemden haberi olmadığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının imza itirazının yerinde olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İstanbul … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı davalı … A.Ş. tarafından, davacı ve diğer takip borçluları hakkında 11/02/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi, 11/02/2008 tarihli hızır hesap sözleşmesi, 15/01/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi, 15/01/2010 tarihli hızır hesap sözleşmesi ve 11/08/2008 tarihli genel faktoring sözleşmesinden kaynaklı ilamsız icra takibine girişildiği görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosya kapsamına göre dava; takip dayanağı genel faktoring sözleşmesi, kredi sözleşmeleri ve hızır hesap sözleşmelerinden dolayı davacı borçlunun borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kredi kullandırılan şirkete rızası dışında hissedar yapıldığını ve sözleşmelerde kefil sıfatıyla atılan imzaların kendisine ait olmadığını ileri sürmüş, davalı taraf ise, davalının kefil sıfatıyla sözleşmeleri imzaladığını, devir teslim sözleşmeleri ve ticaret sicil kayıtlarına göre kredi kullanan şirketin ve kefil sıfatıyla imzalayan diğer şirketin de hissedarı olduğunu savunmuştur.
İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında kural olarak alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır.
Davacının, imza itirazı yönünden: davacının imzaladığı belge asılları toplanmış, davaya ve icra takibine konu edilen tüm kredi sözleşmesi, ek sözleşme ve hızır hesap sözleşmelerinin asılları celp edilmiş, davacının mahkememizce imza örnekleri alınarak, takibe ve davaya konu tüm kredi sözleşmelerindeki, ek sözleşme ve hızır hesap sözleşmelerindeki imzaların ve yazıların davacının eli ürünü olup olmadığı yönünden dosya Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, bu yönden hazırlanan 27/04/2016 tarihli adli tıp kurumu raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
27/04/2016 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; 01/12/2009 revizyon tarihli, … revizyon no’lu Genel Faktoring Sözleşmesi, 06/12/2005 revizyon tarihli, … revizyon no’lu Hızır Hesap Sözleşmesi ve 15/01/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nde … Şti.’ne ve…’a atfen atılı imza bulunmadığı, 04/01/2008 revizyon tarihli,… revizyon no’lu üzerinde adres yazıları bulunmayan Genel Faktoring Sözleşmesi’nin 2.sayfasında … Şti.’ne atfen atılı basit tersimli imza ile …’un basit tersimli mukayese imzaları arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığı ve söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel…’un eli ürünü olmadığı, 04/01/2008 revizyon tarihli, … revizyon no’lu üzerinde adres yazıları bulunmayan Genel Faktoring Sözleşmesi’nin 2.sayfasında belirtilen imza dışında kalan diğer imzalar ve diğer sözleşmelerde …Şti.’ne ve …’a atfen atılı basit tersimli imzalar ile …’un basit tersimli mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlik saptandığı ve söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’un eli ürünü olduğu bildirilmiştir.
İmza inkarında bulunulupta, yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında, kefil sıfatıyla davacıya ait imzaların olduğu tespit edilen sözleşmelerden dolayı kullandırılan kredi nedeni ile takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek; dosya, alınan adli tıp kurumu raporu, genel kredi sözleşmeleri ile eklerinin ve kullandırılan krediye ilişkin kredi borçlularına tebliğ edilen hesap kat ihtarı, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 01/12/2017 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 01/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Adli Tıp Raporuna göre, 01/02/2009 revizyon tarihli … revizyon nolu Genel Faktoring Sözleşmesindeki ve 04/01/2008 revizyon tarihli … revizyon nolu Genel Faktoring Sözleşmesindeki imzaların kuvvetle muhtemel davacıya ait imza olmadığı, 11/02/2008 tarihli 2 adet Hızır Hesap Sözleşmesi ve 11/02/2008 tarihli 2.000.000 USD’lik Genel Kredi Sözleşmelerindeki imzaların kuvvetle muhtemel davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davalı bankanın, müşterek borçlu müteselsil kefil davacıdan hesap kesim tarihi 07/09/2012 itibariyle tespit edilen 112.448,23 TL tutarındaki Ticari Hzıır KMH hesabına, temerrüt tarihi 13/09/2012 tarihine kadar %28,08 oranında akdi faiz, temerrüt tarihinden takip tarihi 25/09/2012 tarihine kadar %34,08 oranında temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama sonucu; davacı borçlunun, takip tarihi 25/09/2012 itibariyle davalı alacaklı bankaya, Hızır Hesap Kredisinden 112.448,23 TL asıl borç, 1.803,67 TL işlemiş faiz, faizin %5’i 90,18 TL BSMV ve 877,70 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 115.219,78 TL borcu bulunduğu, davacı borçlunun faktoring sözleşmesindeki imzanın kendi eli ürünü olmaması sonucuyla faktoring alacak tutarlarından sorumlu tutulamayacağı, davalı bankanın, davacı kefilden çek yaprakları bloke talebinde bulunabileceği kanaatine varılması halinde, takip tarihi 25/09/2012 itibariyle 5941 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun gereği sorumluluk tutarına istinaden 47 çek yaprağı için 47.000 TL depo talebinde bulunulabileceği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ve adli tıp kurumu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve adli tıp kurumu raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; 01/02/2009 revizyon tarihli … revizyon nolu Genel Faktoring Sözleşmesindeki ve 04/01/2008 revizyon tarihli … revizyon nolu Genel Faktoring Sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığı, davacının bu sözleşmelerden kaynaklı takibe konu borçlardan kefil sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı, 11/02/2008 tarihli 2 adet Hızır Hesap Sözleşmesi ve 11/02/2008 tarihli 2.000.000 USD’lik Genel Kredi Sözleşmelerindeki imzaların davacıya ait olduğu, bu yönden bilirkişi raporunda hesaplanan davalı bankanın davacıdan alacağının 115.219,78 TL olduğu, davalı alacaklı tarafça çek yaprakları için talep edilen toplam 47.000 TL depo bedeli miktarı dışında kalan sözleşmelerden kaynaklı borçlardan davacının sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı borçlunun hakkındaki İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı dosyasında takip tarihi olan 25/09/2012 günü itibarı ile davalı tarafa hızır hesap kredisinden (KMH) 112.448,23 TL asıl alacak, 1.803,67 TL işlemiş faiz, 90,18 TL BSMV ve 877 TL masraf olmak üzere toplam 115.219,78 TL ile davalı alacaklı tarafça çek yaprakları için talep edilen toplam 47.000 TL depo bedeli miktarları dışındaki alacak miktarları ve kalemleri yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Reddedilen miktar yönünden koşulları bulunmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 30.894,07 TL karar ilam harcının davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 32.040,51 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nakdi alacak yönünden hesap olunan 11.967,87 TL, depo bedeli yönünden hesap olunan 2.180 TL olmak üzere toplam 14.147,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 315 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 344 TL’nin kabul ve red oranına göre 274,15 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacının adli yardım talebi sebebiyle 800 TL bilirkişi ücreti suçüstü ödenediğinden karşılanmış olduğundan bu miktarın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okundu, usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Katip
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.