Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/337 E. 2018/65 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/337 Esas
KARAR NO : 2018/65
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/05/2012
KARAR TARİHİ : 08/02/2018
Yukarıda taraflar ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirketin, Tasfiye Halinde … A.Ş. ve Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin, diğer vekil edeni …’nin ise bu iki şirketle birlikte Tasfiye Halinde E… A.Ş.’nin hissedarı olduklarını;
Davalının ise, bu üç şirketin yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğünü, adı geçen davalının aynı zamanda dava dışı … Anonim Şirketinin büyük hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının bu şirketteki hisselerini 01/05/2007 tarihinde dava dışı 3.kişilere satarak devrettiğini, davalının yukarıda isimleri yazılı kendilerinin de ortak olduğu şirketlerdeki yönetici olduğu dönemde yetkilerini kötüye kullanarak, kendilerinin ortak olduğu bu üç şirketin aleyhine, davalının ortak ve yönetici olduğu diğer … … A.Ş. lehine menfaat temin ettiğini, daha sonra 01/05/2007 tarihinde de … … A.Ş.’deki hisselerini 3.kişilere satmak suretiyle kendisine ve ailesine haksız kazanç sağladığını ileri sürerek, dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 30.000 TL ortaklık zararının zararlandırıcı eylemlerin gerçekleştiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının yöneticisi, davacıların hissedar oldukları her 3 şirket hakkında 09/04/2009 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında tasfiye kararı alındığını, söz konusu genel kurula davacıların da katıldığını, dilekçede ileri sürülen zararlandırıcı olduğu iddia edilen işlemlerin 1999-2003 yıllarına ait olduğunu, bu nedenle TTK’nın 309/4.maddesi gereğince davanın 2 yıllık yasal zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığını ileri sürerek, dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dilekçelerde isimleri yazılı şirketlere ait tüm ticaret sicil kayıtları getirtilmiş ve davalı tarafın savunmasında ileri sürüldüğü her üç şirketin tasfiyesine ilişkin 04/04/2009 tarihli genel kurul toplantı tutanaklarının dosya arasında olduğu görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosya kapsamına göre dava, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309.maddesi gereğince şirket yetkililerinin ve yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açılış tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gerekli 6762 sayılı TTK’nın 309/4.maddesi; sorumlu kişilere karşı tazminat isteme hakkının, davacının zararı ve sorumlu olan kişiyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı düzenlemesini içermektedir.
Davacıların ortağı olduğu ve yönetici olan davalının zarara uğrattığı ileri sürülen dilekçede ve yukarıda isimleri yazılı her 3 şirketin 04/04/2009 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında genel kurulca, bu 3 şirketin tasfiyesine karar verildiği ve davacı gerçek kişinin kendi adına ve diğer davacı şirket yetkilisi olarak söz konusu genel kurula katıldığı dosyadaki genel kurul toplantı tutanaklarından anlaşılmaktadır. Bu tarihte yapılan genel kurul toplantısında, önceki yıllara ilişkin faaliyet raporları, denetçi raporları, karar zarar hesapları okunup müzakere edilmiş, yine önceki yıllara ilişkin yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği görülmüştür.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre zararlandırıcı olduğu iddia edilen eylemler, tasfiye kararının alındığı 04/04/2009 tarihi öncesine ait olup, davacıların tasfiye kararının alındığı genel kurulu toplantısına katılmaları nedeniyle iddia ettikleri eylemleri en geç bu tarihte öğrendiklerinin kabulü gerekir. Dolayısıyla 6762 sayılı TTK’nın 309/4.maddesi gereğince davalı yöneticinin sorumluluğuna ilişkin açacakları tazminat davasında zaman aşımı süresi bu tarihten itibaren en geç 2 yıllık sürenin bitimi olan 04/04/2011 tarihidir.
Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere davacıların zararı ve sorumlu kişiyi en geç 04/04/2009 tarihinde öğrendikleri anlaşılmaktadır. Davayı ise 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra 02/05/2012 tarihinde açmışlardır. Davalı taraf da yasal sürede verdiği cevap dilekçesinde zaman aşımı def’inde bulunduğuna göre, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL başvuru karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 445,50 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 409,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3,600,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 34,20 TL tebligat posta giderinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı