Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/335 E. 2019/15 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/335 Esas
KARAR NO : 2019/15
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 27/03/2012
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 01/01/2007 tarihli sözleşme gereği davalıya satışı ve teslimi yapılan ürünlere yönelik düzenlenen faturalara istinaden davalı tarafça bir kısım ödeme yapıldığını ancak, bakiye alacağın yapılan tüm görüşmelere rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Macar Hukukuna göre incelenmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesi kapsamında çeşitli ofis malzemeleri tedarik edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki dolayısıyla çeşitli mallar teslim alındığını ve ödemelerinin yapıldığını ancak dava konusu alacak kalemleri kapsamında müvekkilinin borcun bulunmadığını, dava konusu faturaların müvekkiline teslim edilmeyen ürünlere ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura ve cari hesap alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava, fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulündedir. Söz konusu ticari ilişki nedeni ile davacı taraf takibe dayanak faturalar konusu malı teslim ettiğini iddia ettiğine ve davalı taraf da faturalar konusu malı teslim almadığını savunduğuna göre, davacı bu iddiasını (malın teslimini) kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi malın teslim edildiği anlamına gelmez. Ancak, takibe konu edilen faturalar davalı defterine kaydedilmiş veya vergi dairesi müdürlüğüne BA Formları ile davalı tarafından faturalar bildirilmiş ise faturalar kapsamındaki malların teslim alınmış olduğunun kabulü gerekir. Bu kapsamda yer almayan faturalar için ise kanıt yükü (yani mal teslimini kanıt yükü) yine takip alacaklısı davacıdadır. Diğer yandan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kanıtlanması konusunda kanıt yükü kendisine ait olan tarafa HMK’nun 200.md gereğince kesin kanıtlarla kanıtlama zorunluluğu getirilmiş ise de; fatura konusu malın teslim edildiğinin tanıkla kanıtlanması olanaklıdır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki kısmi itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, faturaların dosya arasında olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi mali müşavir…’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 08/06/2017 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında 01/01/2007 tarihli alım-satım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme uyarınca davacı taraftan tedarik edilen malzemelerin davalı şirket tarafından ithal edildiği, Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün Gümrük Giriş Beyannamelerine göre 8 adet faturaya konu 152.565,48 EURO bedelli malın davalı tarafça ithal edildiği, davalı tarafça yapılan bir kısım ödeme düşülmesi ile davacının ithal edilen mallara ilişkin davalıdan 140.611,68 EURO bakiye alacağının bulunduğu, davacının yurt dışında yerleşik şirket olması sebebiyle ticari defterlerin incelenemediği, davalının ticari defter ve kayıt ibrazından kaçındığı, bu itibarla davalı tarafça ithal edilen mallara yönelik ithalat belgelerine göre davacının davalıdan 140.611,68 EURO alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre, tarafların kabulünde olan 01/01/2007 tarihli alım-satım sözleşmesi gereği davacı tarafça tedarik edilen malzemeler, benimsenen bilirkişi raporunda incelenen Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nün Gümrük Giriş Beyannamelerine göre 8 adet faturaya dayalı 152.565,48 EURO bedeli malların davalı tarafından ithal edildiği, faturalara istinaden davacı taraf cari hesap ekstresine göre davalı tarafından yapılan kısmi ödeme ile davacının davalıdan 140.611,68 EURO alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf her ne kadar davaya dayanak faturalara konu malzemelerin teslim edilmediğini savunmuş ise de; benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere varlığı kanıtlanan alacağa yönelik borcun ödendiği hiçbir kuşkuya yer verilmeyecek şekilde davalı tarafça ispat edilmemiştir. Bu nedenle benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen 140.611,68 EURO alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafların kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı borçlunun İstanbul….İcra Müdürlüğü’nün …Esas Sayılı dosyasında 140.611,68 Euro asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince faiz işletilmek sureti ile takibin devamına,
Davacı tarafın bu konudaki fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %40 oranında hesaplanan 133.024,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Reddedilen miktar yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 22.717,22-TL karar ve ilam harcından 5.267,50-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 17.449,72-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 5.267,50 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 25.903,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1.maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvuru harcı,1.000 TL bilirkişi ücreti ve 495 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.516,15 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.421,47 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.