Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/318 E. 2018/1089 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/318 Esas
KARAR NO : 2018/1089
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 31/12/2010
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 15/08/1999 tarihli acentelik sözleşmesi gereği davalı tarafça müvekkilinin hak edişlerinin kısmi olarak ödendiğini, 2004 yılı sonrasında sözleşme kapsamında müvekkilinin davalı şirketten toplam 114.464,70 Euro alacağının bulunduğunu, yapılan tüm görüşmelere rağmen alacağının ödenmediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 10.000 Euro (20.437 TL) alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini 09/11/2015 tarihli duruşmada 128.168,91 Euro’ya yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan acentelik sözlemesi gereği davacıya ödemelerin tam ve zamanında yapıldığını, 2003 yılı itibariyle tarafların %10 komisyon ücreti uygulaması yerine satış seviyesine bağlı prim sistemini benimsediklerini ve davacıya bu çerçevede ödemeler yapıldığını, davacının işbu davada sözleşmenin değiştirilmeden önceki haline dayalı olarak komisyon ücreti talep ettiğini, davacıya yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir ihtarname veya itirazi kayıt müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafça tüm ödemelerin kabul edildiğini, davacının talep ettiği ve hesabına yatan prim bedellerinin kabulünün, sözleşmenin komisyon ile ilgili hükmünün değiştirildiğini ve davacının muvafakatini ve zımni kabul beyanını açıkça ortaya koyduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında yapılan acentelik sözleşmesinden kaynaklı ödenmediği iddia olunan prim alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin varlığı her iki tarafın da kabulündedir. Davacı taraf, sözleşme gereği yurt dışından ithal edilen malların satışından doğan bakiye komisyon alacağının bulunduğunu ileri sürmüş; davalı taraf ise, acentelik sözleşmesinin tadil edildiğini ve satışı yapılan ürünlere dayalı prim sistemine göre ödeme yapıldığını savunmuştur.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki sözleşme gereği davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya bilirkişiler bankacı …, gümrük müşaviri … ve Doç. Dr….’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 13/07/2015e tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 02/10/2017 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında; taraflar arasında acentelik sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeye göre yurtiçinde satılmak üzere ithal edilen satılabilir malların fatura bedelleri üzerinden %10 oranında davacıya komisyon ödeneceği kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki çekişmeye göre acentelik sözleşmesi ve bu sözleşmenin tadil edildiğinin kabulü yönünde ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı, bu bağlamda acentelik sözleşmesinin 5.madde hükmü uyarınca %10 komisyon oranına göre davacıya 2004-2009 dönemine ilişkin 124.441,93 Euro eksik komisyon ödendiğinin tespit edildiği; diğer yönden acentelik sözleşmesinin 13/04/2004 tarihli e-posta mesajı ile tadil edildiği yönünde yapılan değerlendirmede; e-postanın davalı yanca kabul edildiğine ilişkin somut bir dayanak belgeye rastlanmadığı, konuya fiili uygulamalar yönünden bakıldığında, davalı yanın cevap dilekçeleri ve eki faturalara göre, 2004 yılı için 20.250 Euro ve daha sonraki devam eden yıllar için ise 30.000 Euro tutarında maktu prim ödeme esasına geçildiğinin söylenebileceği, başka bir deyişle acentelik sözleşmesinin tadil/revize edildiği açıkça ispatlanamamış ise de, fiili uygulamalar ile davacının prim/komisyon ödemelerini tahsil ettiği sırada bir itiraz-ı kayıt ileri sürmediği ve ayrıca davadan önceki geçen süreç içinde ilave bir prim/komisyon talebine ilişkin ihtarname benzeri bir vesikanın sunulmadığı, bu durumda acentelik sözleşmesinin tadil edildiğinin kabulü halinde, davacıya 15.000 Euro tutarında eksik prim ödemesi yapıldığının tespit edildiği, bu miktarı dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan isteyebileceği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında 15/08/1999 tarihli Acentelik Sözleşmesi imzalanmış ve sözleşmenin 5.maddesi ile, davacı tarafça yapılacak satışlar üzerinden davacıya %10 oranında komisyon-prim ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalı tarafça söz konusu sözleşme hükmünün tadil edildiği ileri sürülmüş ve tadil edilen mutabakata göre ödeme yapıldığı savunulmuş ise de, bilirkişi rapor ve ek raporunda da vurgulandığı üzere; bu iddianın davacı tarafça kabul edilmemesi dikkate alındığında, davalının bu iddiasının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek kesin kanıtlarla kanıtlayamadığı anlaşılmakla, sözleşmenin prim ödenmesine ilişkin 5.maddesinin tadil edilmediğinin kabulü gerekmiştir.
Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, anılan sözleşme hükmü gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Yukarıda değinildiği gibi; alınan bilirkişi kök ve ek raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı gibi davacının, davalıdan aralarındaki acentelik sözleşmesi gereği toplam 124.441,93 Euro alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı, harçlandırılmış dava dilekçesi ile 10.000 Euro’ya yönelik talepte bulunmuş ve talebini 09/11/2015 tarihli duruşmada 128.168,91 Euro’ya yükseltmiş ise de; eldeki davanın açılış tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre davacının bu yöndeki istemi, anılan yasanın 83.vd maddeleri kapsamında davanın kısmen ıslahı niteliğindedir. 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre harca tabi işlerde davanın açıldığı ve ıslahın yapıldığı tarih, harcın yatırıldığı tarihtir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre zamanaşımı süresi 5 yıldır. Diğer bir anlatıma göre dava; 31/12/2010 tarihinde açıldığına göre, ıslah isteminin 5 yıllık süre içerisinde yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı 09/11/2015 tarihinde ve bir sonraki 21/01/2016 tarihli duruşmalarda talebini yükselterek kısmi ıslah talebinde bulunmuş ise de; ıslah harcını 18/04/2016 tarihinde yani 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra yatırmıştır. Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunduğuna göre, ıslah konusu bakiye istemin zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı şekliyle davanın ilk açılışı ile istenen 10.000 Euro’ya yönelik istemin yerinde olduğu, bakiye istemin zamanaşımına uğradığı toplanıp değerlendirilen delillerden anlaşılmakla aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-10.000,00 Euro’nun dava tarihi olan 31/12/2010 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Alınması gerekli 1.396,05-TL karar ve ilam harcının 5.803,50-TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile geriye kalan 4.407,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı taraftan karar harcı için alınan 1.396,05 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.452,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 30.124,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı, 35 TL yurt dışı tebligat harcı, 1.900 TL bilirkişi ücreti ve 155,75 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.110,65 TL’nin kabul ve red oranına göre 101,54 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.