Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/306 E. 2019/364 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/306 Esas
KARAR NO : 2019/364
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 27/06/2008
BİRLEŞEN
İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2009/392 Esas – KARAR NO : 2009/335
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 28/05/2009
BİRLEŞEN
İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/46 Esas – KARAR NO : 2010/449
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 22/01/2010
BİRLEŞEN
İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1148 Esas – KARAR NO: 2017/1
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ: 05/12/2016
KARAR TARİHİ : 09/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davaların mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkilinin üstlendiği imalat ve montaj işlerini sözleşmeye uygun olarak eksiksiz tamamlayarak davalıya teslim ettiğini, taraflar arasında oluşan cari hesaptan dolayı müvekkili alacağının yapılan ihtara rağmen ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de davalı tarafça itiraz edildiğini, davalıdan alınan teminat mektubunun avans karşılığı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış sözleşme gereği davacının üzerine düşen edimlerinin tamamını yerine getirmediğini, takibe konu alacağın cari hesaptan kaynaklanmadığını, müvekkili ile davacı arasında kesin kabul ve teslime ilişkin düzenlenmiş tutanak bulunmadığını, davacının, süresi biten teminat mektubunun yenilenmiş şeklini müvekkiline vermekten kaçındığını, taraflar arasında hesap mutabakatı bulunmadığını, bu nedenle alacağın likit olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/392 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış konusu “Ordu Ünye’deki 25.000 tonluk, … Merkez’de 15.000 tonluk, …’da 15.000 tonluk ve …’de 10.000 tonluk olmak üzere toplam 65.000 tonluk 13 adet prefabrik fındık deposu’nun prefabrik elemanlarının imali, iş yerine nakli ve montajının yapılması” olan 08/10/2007 tarihli eser sözleşmesi gereği, davalı tarafça yapımı üstlenilen işin süresinde tamamlanıp teslim edilmediğini, bu nedenle davalının gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, ayrıca geç teslim nedeniyle müvekkilinin gelir kaybına uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 10.000 TL gecikme tazminatının ve şimdilik 5.000 TL gelir kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/46 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış 08/10/2007 tarihli eser sözleşmesi gereği, davacının edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemesi nedeniyle eserde oluşan hasardan kaynaklı müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/02/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 2.510.000 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1148 Esas sayılı doyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği, davalı tarafça yapımı üstenilen işe ilişkin Ordu ve Samsun’da inşa edilen depoların gizli ayıplı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına konu edilen talepleri açısından tahsilde tekerrür anlamına gelmemek üzere zararın HMK 107 vd hükümleri uyarınca tespiti ile davalı gizli ayıbın ortaya çıkmasıyla birlikte temerrüde düşürüldüğünden, temerrüde düşürüldüğü tarihden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava değerini 1.500.000 TL olarak göstermiş ve bu miktar üzerinden harçlandırmıştır.
Birleşen davalı vekili birleşen davalara cevap dilekçesinde özetle davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak eser sözleşmesine dayalı cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine alacağın fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklı hakedişe yönelik düzenlenen fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine,
Asıl dosya davalısı tarafından açılan ve asıl dava ile birleşen davalar; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği işin geç ve eksik tesliminden kaynaklı uğranıldığı ileri sürülen gecikme tazminatı, kar mahrumiyeti ile maddi manevi tazminat zararların tazmini istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı taraf, yanlar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı hakediş alacak bakiyesinin ödenmediğini ileri sürmüş; takibini cari hesaba dayandırmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulünde olup; davacı yüklenici bakiye bedelin ödenmediğini ileri sürmüş; davalı iş sahibi ise eksik ve ayıplı imalat yapıldığı savunmasında bulunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan 2007 yılı itibariyle olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK’nın 359-363 (TBK 474-478) maddeleri arasında düzenlenmiştir. 818 sayılı BK’nın 360.maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 360.maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisi kullanabilir. Bu hakkın kullanılması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. 360.maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlilik hakların kullanılması gerekir.
Asıl davanın, başlatılan takibin ve vaki kısmi itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, yanlar arasındaki eser sözleşmesinin, eklerinin, dava ve takip konusu cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüştür. Asıl ve birleşen davalarda yanlar arasındaki somut uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş; bu yönden asıl ve birleşen davalar ilişkin mahallinde keşfen inceleme yapılarak talimat ile aldırılan bilirkişi raporu ve mahkememizce aldırılan bilirkişi kurulu raporları ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığından, bu kez asıl ve birleşen dava yönünden alınan bilirkişi kurulu raporları, talimat raporu ve teknik heyet raporları da değerlendirilerek, detaylı, gerekçeli, denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş; taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler mali müşavir…, inşaat mühendisi …ve Prof. Dr. …’na tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 15/01/2019 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
En son alınan 15/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği yapımı davacı tarafça üstlenilen dava konusu işin davacı tarafça teknik şartnameye uygun olarak yapıldığı, söz konusu panellerin yerinden çıkmasının asıl sebebinin, teknik şartnamede belirtilen 8 m’lik yükleme yüksekliği üzerinde fazla fındık yükleme yapılması ve buna bağlı olarak kolon sehiminin en fazla olduğu bölgede bulunan üstteki panellerin yerinden çıkarak düştüğü, bundan dolayı davacıya herhangi bir kusur atfedilemeyeceği, 8 m üzerinde fındık yüklemesi yapılmadıkça panellerin yerinden çıkmasının söz konusu olmayacağı ve herhangi bir ek tedbir ve güçlendirmeye gerek kalmayacağı hususları tespit edilmiş ve
Asıl dava yönünden; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesaptan kaynaklı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 782.774,70 TL asıl alacak, 2.717,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.492,67 TL alacaklı olduğu;
Birleşen davalar yönünden; davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, bu nedenle birleşen davalarda davacı taleplerinin yerinde olmadığı bildirilmiştir.
Alınan 15/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, davalı birleşen davacı taraf itirazları yerinde görülmemiş, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, taraf ticari defter ve kayıtları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği, davacı tarafça yapımı üstlenilen işlerin, teknik şartnameye uygun olarak yapıldığı, gizli ayıp olduğu ileri sürülen depolardaki panellerin yerinden çıkma sebebinin yapılan fazla yükleme nedeniyle davalının kendi kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle davalı tarafın ileri sürdüğü gizli ayıp iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla asıl dava yönünden yapılan inceleme sonrasında; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 782.774,70 TL asıl alacak, 2.717,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.492,67 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen 785.492,67 TL (kısa kararda maddi hata olarak 785.792,67 TL yazılmıştır) alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı taraf işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafların kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Birleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/392 Esas, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/46 ve İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1148 Esas Sayılı davaları yönünden yapılan yargılama sonrasında; yukarıda gerekçesiyle tartışılıp değerlendirildiği üzere, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği birleşen tüm davalarda davalı tarafça yapılıp teslim edilen işlerde ileri sürülen gizli ayıp iddiasının davalının kendi kusurundan kaynaklandığı, diğer yandan işin eksik ve geç teslim edildiği iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından birleşen davacının birleşen davalarda ileri sürdüğü gecikme tazminatı, kar mahrumiyeti ve maddi manevi tazminat istemlerine ilişkin birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalara yönelik aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Davalı borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında 782.774,70 TL asıl alacak ve 2.717,97 işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.492,67 TL’ye yönelik itirazın iptali ile takibin talepnamedeki koşullar ile devamına, davacı tarafın bu konudaki fazlaya ilişkin isteminin reddine,
b)İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden takip tarihi dikkate alınarak %40 oranında hesaplanan 314.197,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c)Koşulları oluşmadığından reddedilen miktar yönünden davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
d-Alınması gerekli 53.657-TL karar ve ilam harcından 10.606,40-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 43.050,40-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
e-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç 10.606,60 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 45.369,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
g-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 177,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
h-Davacı tarafından yatırılan 14,00 TL başvuru harcı, 2,30 TL vekalet harcı, 9.774 TL bilirkişi ücreti, 586,20 TL keşif harcı, 150 TL taksi ücreti, 71 TL talimat masrafı ve 394,40 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 10.991,90 TL’nin kabul ve red oranına göre 10.989,42 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
ı-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
2-Asıl dava ile birleşen İstanbul 7.ATM.nin 2009/392 Esas, İstanbul 15.ATM.nin 2010/46 ve İst. 3.ATM.nin 2016/1148 Esas Sayılı davalarının ayrı ayrı reddine,
a-Birleşen İstanbul 15. ATM yönünden;
a.1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, 43.584,75 TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile bakiye 43.540,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacıya iadesine,
a.2-Birleşen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat davası yönünden hesap ve takdir olunan 87.850 TL, manevi tazminat davası yönünden hesap ve takdir olunan 2.725 TL olmak üzere toplam 90.575 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
a.3-Davalı tarafından yapılan 21,88 TL yargılama giderinin birleşen davacıdan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
a.4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
b-Birleşen İstanbul 7. ATM yönünden;
b.1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, 202,50 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 158,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacıya iadesine,
b.2-Birleşen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
c-Birleşen İstanbul 3. ATM yönünden;
c.1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, 25.616,25 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 25.571,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacıya iadesine,
c.2-Birleşen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 68.950 TL vekalet ücretinin birleşen davacıdan alınıp birleşen davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.