Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/248 E. 2019/992 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/248 Esas
KARAR NO: 2019/992

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 26/12/2006
KARAR TARİHİ: 05/12/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 16.06.2006 tarihli olağan genel kurul toplantısında şirketi zarara uğratan davalılar hakkında mali sorumluluk davası açılmasına dair denetim kuruluna yetki verildiğini, şirketin eski yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri olan davalıların TTK’ya aykırı eylemleri nedeni ile şirketi zarara uğrattıkları tespit edildiğini, şirket kasa hesabında ve muhasebe kayıtlarında gözüken ancak fiilen mevcut olmayan 1.024,76 TL’nin gerekli takip yapılmayarak zarara dönüşmesine neden olduklarını, Şişli … Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararları hilafına grup şirketi … A.Ş’ne ticari bir neden olmaksızın 193.250 TL aktarıldığını, bu bedelin tahsil edilemediğini, yine şirketin 2001 yılında … grubunun Kıbrıs’ta mukim bankası …’den kullandığı bir kısım kredilerin aynı gün diğer … grubu firmalara ticari bir neden olmaksızın aktarıldığını, alacakların donuk seyrettiğini, tahsilinin mümkün görünmediğini, şirketi bu şekilde zarara uğrattıklarını, ileri sürerek şimdilik 10.000 TL zararın tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de toplam 275.314 USD ve 193.020,10 TL zararın tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, grup şirketleri ile yapılan işlemlerin rutin ve olağan işlem olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde özetle; davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, ibra edildiklerini, grup şirketleri arasında para transferlerinin her zaman yapılabileceğini, savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, şirket denetçiliğinin kendisine kaydi görev olarak verildiğini, kusurunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette denetçi olarak çalışmadığını, denetim kurulu üyeliğine seçildiğinden haberi dahi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 27/05/2010 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla kasa açığına yönelik alacak talebin reddine, sair taleplere ilişkin istemin zamansız açılması nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar temlik alan … vekili, davalılar … ve… vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2013 tarih, 2013/4384 Esas, 2013/20147 Karar sayılı kararıyla; “1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava, 6762 sayılı Yasa’nın 341. maddesi uyarınca, davalı eski yöneticiler ve denetçiler tarafından davacı şirketin zarara uğratıldığı iddiasına dayalı sorumluluk davasıdır.
Kural olarak, yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlarsa da, TTK’nun 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticiler oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiştir (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, s:1941, 1942, 1999). Nitekim TTK’nın 338. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Yine TTK’nın 337. maddesinde, yeni seçilen veya tayin olunan yönetim kurulu üyelerinin, seleflerinin belli olan yolsuz muamelelerini murakıplara bildirmeğe mecbur oldukları, aksi halde seleflerinin sorumluluklarına iştirak edecekleri belirtilmiştir. Denetim kurulu üyelerinin de kusursuz olduklarını ispat etmedikçe zarardan sorumlu bulundukları, TTK’nın 359. maddesinde düzenlenmiştir.
Dava konusu olayda davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerine isnat edilen kusurlu eylemlerden birisi de davacı şirketin ticari bir neden olmaksızın grup şirketlerine para aktarılmasıdır. Davacı şirket ortaklarınca paranın davacı şirketin ticari amaçları doğrultusunda, kendi ticari faaliyetleri için kullanılması gerekirken, ticari teamüllere aykırı bir şekilde ve basiretsiz davranmak suretiyle, başka bir şirkete aktarılması, şirket açısından bir zarardır. Üstelik zarar, usulsüz işlem anında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla zararın gerçekleşmiş sayılması için paranın gönderildiği şirkete başvurulması ve ona karşı tüm yasal yolların tüketilmiş olması gerekmez.
O halde mahkemece anılan işlem ile zararın gerçekleşmiş olduğu, davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu bulundukları ve yine denetim kurulu üyesi olan davalının sorumluluğunun, bu sıfatının dikkate alınarak ayrıca değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Bu durum karşısında mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda açıklanan şekilde incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış,…” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş, bu kez temlik alan … vekilinin karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir.
Davalı …’a yönelik açılan dava, davacı tarafça 01/07/2015 havale tarihli dilekçe ile takipsiz bırakılmış ve yasal 3 aylık süre içerisinde de taraflarca yenilenmediğinden, bu davalıya karşı açılan davanın HMK’nın 150. vd maddeleri gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Diğer davalılar yönünden yapılan yargılamada;
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamı gereği, davalı yönetici ve denetçilerin sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu yönden dosya davacı şirketin tüm kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte bilirkişiler SMMM …, SMMM … ve Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 10/08/2015 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun ve taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 07/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle; usulüne uygun tutulan temlik eden şirket ticari defter ve kayıtlarına göre, 14/11/2003 tarihinde ticari sebep ve dayanak olmaksızın temlik eden şirketin grup şirketi … A.Ş.’ne 193.250 TL aktarıldığı, anılan holdingden 2004 yılında 1.254,66 TL tahsil edildiği, bu kapsamda şirketin 191.995,34 TL alacak bakiyesinin bulunduğu; yine temlik eden şirketin, … Ltd.’den kullanmış olduğu kredilerin grup şirketlerine aktarılması nedeniyle…A.Ş.’nden 266.037 USD ve…A.Ş.’nden 9.277 USD olmak üzere toplam temlik eden şirketin anılan şirketlerden 275.314 USD alacağının bulunduğu bildirilmiş, alınan son bilirkişi kurulu ek raporunda; davalı …ile …’nun 25/01/2000 tarihli genel kurulda 3 yıl süre ile denetim kurulu üyeleri olarak atandığı; bu kapsamda temlik eden şirkete yönelik zararlandırıcı işlemler nedeniyle meydana gelen 191.995,34 TL zarardan 14/11/2003 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar … ile … dışındaki davalıların sorumlu olduğu ve bu davalılardan tahsilinin gerektiği; 274.314 USD zarardan 31/12/2003 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalıların sorumlu olduğu ve davalılardan tahsilinin gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlikte, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; temlik eden şirket hesabından ticari bir neden olmaksızın grup şirketlerine para aktarılması nedeniyle şirketin zarara uğratıldığı, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlüğünü ihlali ile anılan zararlandırıcı işlem nedeniyle davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309.maddesi uyarınca davalı yöneticilerin sorumluluklarının bulunduğu ancak, yöneticilerin sorumluluklarının görev dönemleriyle sınırlı olduğu; bu kapsamda benimsenen bilirkişi kurulu raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, temlik eden şirkete yönelik zararlandırıcı işlemler nedeniyle meydana gelen 274.314 USD zararın 31/12/2003 temerrüt tarihinden itibaren davalılardan, 191.995,34 TL zararın 14/11/2003 temerrüt tarihinden itibaren davalı … ile … dışındaki davalılardan tazmininin gerektiği; belirlenen-tespit edilen bu miktarları aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerine olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, davalılardan … yönünden HMK.nın 150.maddesi gereğince Açılmamış Sayılmasına,
2-Davalı … dışındaki diğer davalılar yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile,
a)275.314,00 USD’nin 31/12/2003 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a.maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalılar …, …, …, …, …, …, … ve…’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b)191.995,34 TL’nin 14/11/2003 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılar … ve … dışındaki diğer davalılar …,…, …, …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
4-Alınması gerekli 21.936,13-TL karar ve ilam harcından 135-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 21.801,13-TL harcın davalı …dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 135 TL peşin harcın davalı … dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 25.217,58 TL vekalet ücretinin davalı …dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar …, …,…, …, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 12,20 TL başvuru harcı, 2,10 TL vekalet harcı, 3.500 TL bilirkişi ücreti, 2.538,18 TL ilan masrafı ve 1.642,60 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 7.695,08 TL’nin kabul ve red oranına göre 3.704,15 TL’sinin davalı …dışındaki davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı …tarafından yapılan 4,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalılar Ufuk Uzunkaya ve Azmi Yılmaz tarafından yapılan 25,65 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 13,30 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
11-Davalı …tarafından yapılan 5,65 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2,93 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
12-Davalı … tarafından yapılan 14,25 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 7,39 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
13-Davalı Bahattin … tarafından yapılan 9,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 4,93 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
14-Davalı Mete Türkoğlu tarafından yapılan 10,25 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 5,31 TL’sinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
15-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Katip
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.