Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1538 E. 2018/1146 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1538 Esas
KARAR NO : 2018/1146
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/06/2014
KARAR TARİHİ: 03/12/2018
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas… karar nolu dosyaları 31/10/2014 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş olmakla, 25/12/2014 tarihinde mahkememize tevzi edilen ve mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan dosyanın yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davalı taraf dava dilekçesinde; Müvekkilinin 28.09.2013 tarihinde … İlçesi sınırları içerisinde davalıya ait … A.Ş. ürünlerini … yolu ile satmak için davalı ile … sözleşmesinin yapıldığını, bu sözleşmeye ek protokol ve ariyet sözleşmesi imzalandığını, ayrıca … adresindeki gayrimenkulün 01.09.2014 tarihine kadar alt kira sözleşmesinin imzalandığını, davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği, kiralanan gayri menkuldeki gerekli hazırlıkları yaptığı, sözleşmediki ticari işin yapılacağı gerekçesi ile vergi dairesine müracaat yapıldığı ve davacı adına vergi kaydı açıldığını, fatura bastırıldığını, bu sözleşmeler ile birlikte borçlusu müvekkilinin olduğu 50.000,00 TL tutarlı 2 vade tarihi açık bononun davalı tarafa teslim edildiğini, davalı şirketin sözleşmenin sonucunda alacağı olduğu gerekçesi ile söz konusu bonolara dayanarak icra takibi yapmak istediğini ve sözmeşmenin başlangıcında müvekkilinin maddi kayıp ve zaman kaybının mecut olduğunu ve sorumlusunun davalı şirket olduğunu, müvekkilinin sözleşmeler gereğince üzerine düşen edimini yerine getirdiğini, … reyon sorumlusu…’ın yapılan sözleşme gereği … marketi davalı şirket üzerine düşen tefrişatı ve eksiklikler tamamlayarak müvekkiline teslim etmesi gerekirken haricen öğrenilen bilgiye göre eşine menfaat sağlamak amacıyla resmi işlemlerin tamamlanmasına rağmen hespi göz ardı edilerek… Market Genel Müdürlük adına açılmış ve bu şahsın eşi…’da işçi olarak bu işyerinde çalışmaya başladığını, davalı şirketin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, ariyet sözleşmesine ve kira sözleşmesine uygun şekilde teslimat yapılmadığını, bu nedenle … Noterliğinin 04.02.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme şartlarının 3 gün içinde temin edilmesini, yapılan masraf ve oluşan kar kaybının fazalaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmesini ihtar ettiğini, davalı şirket ise … Noterliğinin 07.02.2014 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile … sözleşmesinin varlığını kabul ettiğini, taşınmaza masraf yapıldığını, taşınmazın bu sözleşmeye istinaden alt kiraya verildiğini, taşınmazın anahtarı ile birlikte teslim edildiğini, taşınmazın teslim edilmiş olmasına rağmen hiçbir sebep olmaksızın işyerinin faaliyete geçmesi için gerekli yasal işlemlerin yapılmadığını, defalarca davacıdan talep edilmesine rağmen hiçbir olumlu sonucun alınmıdığının ileri sürüldüğünü, ancak davalı tarafın cevabi ihtarnamesindeki iddialarını hiçbir mesnedinin olmadığını, davalının basiretli bir tacir gibi davranarak kural olarak imzası ile tevsik ettiği sözleşmeden dönmek istediğini yine yazılı olarak ortaya koyması gerekirken çekilen ihtarnameye cevap olarak sözleşmenin davacı tarafından fesih edildiği iddiasının ileri sürmesinin basiret ve iyiniyet ilkeleri ile bağdaşmadığından ve davacının … sözleşmesinin sağladığı ticari faliyet ve kazançtan mahrum kaldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 1.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf ile imzalanan … sözleşmesi, bu sözleşmeye bağlı ek protokol ve Ariyet Sözleşmesi gereğince; sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kabul ettiğini ve bu sözleşme ile yetki anlaşmasına varıldığını, HMK’nın 17. maddesi uyarınca tacirler arasında doğacak uyuşmazlıklar hakkında yetki anlaşması yapılabileceği hüküm altına alındığını, bu davaya konu Franchaise Sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaflarda da İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, HMK’nın 17. maddesi nazara alınarak yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili olan İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; Yapılan sözleşmeler, damla vergisi, imza beyannamesi, noter ihtarnameleri, vergi beyannameleri, noter evrakları, ticari defterler, bilirkişi incelemesi, tanık ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; …Sözleşmesi, ek protokol, alt kira sözleşmesi, faturalar, senet, noter ihtarnamesi, müvekkili şirkete ait defterler, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Tanık…’ın beyanları alınmak üzere Bolu Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve… beyanında; ” Ben 16 yıl boyunca davalı şirketin Konya Merkez bölgesinde bölge satış şefi olarak görev yaptım. Bundan 3 yıl kadar önce davalı şirketten ayrıldım. Çalıştığım tarihlerde hatırladığım kadarıyla 2013-2014 yılları civarında davacıya ait Melikşah mahallesi …adresinde gayrimenkul için franchıse sözleşmesi yapıldı. Sözleşme yapıldığında davalı şirket tarafından dükkanın malzemeleri dahil bütün kurulumu yapılıyor işletme hakkı karşı tarafa veriliyordu ve davalı şirket satılan mallar üzerinden belli bir pay alıyordu. Sözleşmede dükkanda başka firmaya ait malların satılmayacağı hususunda açık hüküm bulunuyordu ancak davalı bu hükme uymuyordu ben o tarihte bölge müdürlüğünde satış şefi olarak görev yaptığımdan bölgede bulunan bütün dükkanları hemen hemen günlük olarak kontrole gidiyordum, kontrollerim sırasında davalının başka firmalara ait malları sattığını tespit etmiştim ayrıca firmada barkot sisteminin uygulanması gerekir ancak davalı stokta eldeki belgelere göre mal bulunması gerekmesine rağmen davalı şirketin mallarını el altında ve faturasız olarak sattığından stokta faturada bulunması gerektiği kadar mal bulunmuyordu. Davacı faturalı satış yapsaydı fatura bedelini aynı gün davalı firmanın hesabına aktarması gerekirdi. Davacı el altından sattığı bu malların bedelini davalıya ödemeyerek bu paraları kendisi kullanıyordu. Ben yaptığım kontroller sırasında bunu pekçok kez tespit ettim bu hususa ilişkin yazılı tutanaklar da tanzim edildi ve bu konuda davacının sahibi olduğu firma defalarda uyarıldı, ben sözleşmenin feshine ilişkin bu anlattıklarım dışında herhangi bir ayrıntı bilmiyorum. Davacının bulunduğu bölgede davacı da dahil franchıse sözleşmesi yapılan 4 firma vardı, davacı dışında sorun yaşadığımız başkaca firma yoktu, hatırladığım kadarıyla o tarihte davacının davalıya 70-80 bin TL civarında bir borcu vardı. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir dedi. ” imzalı tanıklık beyanı alınmıştır.
Tanık…’ın beyanları alınmak üzere Konya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve …beyanında; Eşim davacı şirkette çalışıyordu, 2010 yılından 2015 yılına kadar 5 yıl satış elemanı olarak çalıştı, sonra davacı şirket kendisine ait olan dükkanlarını çalıştırmak üzere kiraya vermeye başladı. Davalı yandan … ile aile dostlugumuz mevcuttur. Ben aracı oldum, işin gelir getireceğini söyledim, onlarda 2013 yılında bir adet dükkanı kiraladılar. Sonrasında bir adet dükkan için daha sözleşme yapmak istediler. Taraflar şifai olarak 2013 yılında bu dükkan içinde anlaştılar. Diğer ilk sözleşme yazılı idi ve dükkan çalışmaktaydı. 2. Dükkan için aynı kişiye veremeyeceklerini davacı beyan etti, bu kez ilk dükkanın kiralayanı … olduğu için … nun annesi … aynı kişiyle sözleşme yapılamayacağından bahsedildiğinden 2. Sözleşme yazılı olarak … adına usulen yapıldı. … anahtarı davacıdan teslim asdı, 2013 eylül ayında olabilir tam hatırlamıyorum anahtarı aldılar. İşlemlere başladılar, vergi, SGK, iş yeri ici mobilya alımı, iş yeri için araç alımı, işci calıştırma gibi işlemler tamamlandı, yıl sonu gelmeden bu işlemler tamamlanmıştı, satışa başladılar, davacı şirketin müdürü … bey bir gün tarihini bilmiyorum ancak 2013 yılı içerisinde dükkana mal getirecegim diyerekten anahtarı almış, bir daha da geri vermedi. Sözleşmeyi fesh ettik demiş, bu anahtarı aldığı ve sözleşmeyi fesh ettiği dediği husuları ben orda çalışan işçi …beyden, Eşim … hanımdan duydum, ama ben bizzat duymadım, davacı 2 adet dükkan için 50.000,00 TL bedelli 2 ayrı senet almış idi, bu senetler benim yanımda alındı. Senetler iade edilmedi dedi. ” imzalı tanıklık beyanı alınmıştır.
Tanık …’nun beyanları alınmak üzere Konya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve … beyanında; ” Davacı … annem olur. Dava konusu olay hakkında da bu sebeple bilgi sahibiyim. Benim adıma olan Havzan Mahallesindeki dükkanda davalı şirketin satış şubesi olarak hem perakende hem toptan satış yapmak üzere davalı şirket ile sözleşme imzaladık. Şubeyi açtık, 2-2,5 ay kadar fiilen İşyerini çalıştırdık .iş yerini davalı şirket adına şirket satış şubesi olarak açtık. İşyerinde ben çalışan olarak kayıtlarda gözüktüm. Satış yerine belli dönemlerde satılmak üzere ürün geliyordu, satış yerine gelen ürün miktarı ile ürünlere ilişkin düzenlenen fatura ve sevk irsaliye belgelerinde tutarsızlıklar vardı. Olayı davalı şirketin Ankara da ki Genel Müdürlüğüne bildirdik, Genel Müdürlükten geldiler, bizden sorumlu Konya Bölge müdürü… ile benim çalıştığım satış yerinde tartışıp kavga ettiler bunun üzerine ben davalı şirkte ile bu şekilde çalışılamayacağını gördüğümden aramızdaki sözleşmeyi fesh ettim . Çalışmayı bıraktım. Satış yerindeki demirbaşları davalı şirket yetkilileri gelip teslim aldı. Diğer satılacak ürünleri ise davalı şirkete iade verdik. Satış yerinde günlük satılan ürünlerin bedelleri davalı şirketin banka hesabına günlük olarak yatırılıyordu. Anlaşma uyarınca ; satılan ürünlerden maaş artı prim ödenmesi gerekiyordu. Hiç bir şekilde prim ödemesi yapılmadı. Hiç bir ücrette almadım. Tamamen zarara uğratıldık. O sırada anneme ait … mahallesindeki dükkana da davalı şirket adına satış şubesi açma hazırlıklarını davalı şirket yapmıştı. Annem benim adıma olan dükkandaki olumsuzluklar üzerine davalı ile satış sözleşmesini imzalamaktan vazgeçti. Anneme ait dükkanda davalı şirkete ait satış şubesi bir hafta kadar faliyet göstermişti. O dönemde de davalı şirketin Konya Bölge Müdürü…’ın eşi satış şubesinde çalıştığını hatırlıyorum. Benim dükkanımda açılan satış şubesinde teslim edilen ürünler ile ürünlere ilişkin düzenlenen fatura ve irsaliyelerde tutarsızlıklar vardı. Günlük satış bedellerini davalı şirket banka hesabına ödememize rağmen, ödenmedi şeklinde geri dönüş oldu . Borç çıkartıldı. Bunun üzerine ben sözleşmeyi fesh ettim annem de aynı olumsuzluklar sebebi ile sözleşmeyi fesh etti. Benim le ilgili olarak yapılan sözleşme sebebi ile davalı şirket aleyhine ben de dava açtım. O dönemde Konya da ki davalı şirket tarafından açılan … sözleşmeli işyerlerinde de aynı sorunların yaşandığını duydum. Bizim dönemimizdeki davalı şirket genel müdürünün görevinden alındığını duydum. Talimat ekindeki birinci soruya cevaben ; annemin işleteceği Melikşah Mahallesindeki işyeri açma talebi davalı şirket tarafından kabul edildi, benim adıma olan Havzan Mahallesindeki satış şubesine ait sözleşme ile annem adına olan Melikşah Mahallesindeki işyerine ait sözleşmeler davalı şirket bölge müdürünce aynı tarihte imzalatıldı. Anlaşma uyarınca dükkan başına 50.000 TL bedelli iki ayrı bono annem ve benden imzalatılarak davalı şirket tarafından alındı iade olunmadı. Yaşanan olumsuzluklardan dolayı ben ve annem tarafından sözleşme fesh edildi. İkinci soruya cevaben; satış işyerlerine ilişkin anlaşmaları annem ve ben ayrı ayrı imzaladık davalı şirket bölge müdürü… ‘a teslim ettik, davalı şirket adına sözleşmeyi kimin imzaladığını yada yapıldığını bilmiyorum. Davalı şirket adı geçiyordu. Üçüncü soruya cevaben; anlaşma uyarınca davalı şirket anneme ait olan dükkanı satış işyeri olarak hazırladı. Dördüncü soruya cevaben; … mahallesindeki bana ait açılan işyeri davalı şirket tarafından üçüncü bir kişiden kiralandı, anneme ait … mahallesindeki işyeri de davalı şirket tarafından başka bir üçüncü kişiden kiralandı. Kira sözleşmeleri de davalı şirket tarafından yapıldı. Beşinci soruya cevaben ; satış işyeri açıldığında benim işyerim bölge müdürü tarafından bana teslim edilmişti, teslim tarihini hatırlamıyorum , 2, 5 ay kadar bir süre iş yerini çalıştırdım. annem adına hazırlanan işyerini ise annem sözleşmeden vazgeçtiğinden işyerini teslim almadı. Altıncı soruya cevaben; satış yerine ilişkin demirbaşlar davalı şirket tarafından tedarik edilmişti. anlaşma uyarınca benim dükkanımda maaş artı prim ile ben çalışacaktım, annemin dükkanında ise annem yada bir yakınımız çalışacaktı. Fakat annem vazgeçtiğinden dükkanı hiç teslim almadı. Yedinci soruya cevaben; annemin işleteceği dükkana ilişkin anahtar anneme teslim edildi. 3-5 gün sonra ise olumsuzluklar sebebi ile annem tarafından anahtar iade edildi. Sekizinci soruya cevaben; satış yerindeki demirbaşlar benim dükkanım için bana teslim edilmişti. Annemin işyeri için anneme teslim edilmişti. Annemin işyerinde sadece bir soğutucu dolap var diye hatırlıyorum. Sözleşme fesh edildiği için bölge müdürüne teslim ettik. Dokuzuncu soruya cevaben; davalı şirket yetkilileri babamla görüşme yapmışlar, davadan vazgeçin borcunuzu silelim şeklinde bir görüşme oldu. Fakat annem tarafından haksızlık yapıldığı için kabul edilmedi. Onuncu soruya cevaben ; benim işletmemde de anlattığım şekilde sözleşmenin imzalanması ve belirttiğim olumsuzluklar sebebi ile sözleşmeyi fesh ettik. On birinci soruya cevaben ; davalı şirketin diğer satış yerlerine ilişkin aynı olumsuzlukların olduğu duyuldu fakat fiilen bilmiyorum , satış şubelerindeki teslim edilen ürünler ile kayıtlardaki bilgilerin tutmama olayı satış bedellerinin davalı banka hesabına günlük olarak ödenmesine rağmen davalı kayıtlarında tutarsızlıkların olması olayı sebebi ile ben ve annem tarafından sözleşme fesh edilmiştir. Teminat bonolarıda iade edilmemiştir dedi. ” imzalı tanıklık beyanı alınmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya, mali müşavir bilirkişi Hilmi Yaman Bilgin’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davacı ve davalı arasında akdedilen Franchise Sözleşmesinin yürürlük tarihinin 01.09.2013 olduğu, somut uyuşmazlığın çözümü bakımından davacı iddialarının ispata muhtaç olduğu zira davacı tanıklarının konuya ilişkin çelişkili beyanlarda bulunduğunu, davacının iddiasını ispat ettiği, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği sonucuna varılacak olursa davacının zarar taleplerinin sözleşmenin 8. Maddesine göre hesaplanabileceği, ancak dosyada mübrez vergi levhasında işe başlama tarihi 24/09/2013 olduğundan davacının bir yıllık kar mahrumiyeti talep etmesinin söz konusu olmadığı, zaten davacının da 01/09/2013-01/02/2014 tarihleri arasındaki kar kaybını talep ettiğini, eğer mahkemece davacının iddialarının ispatlanamadığı sonucuna varacak olursa, bu defa davacının kar mahrumiyeti talep etmesinin mümkün olmadığına dair rapor sunmuştur.
26/02/2018 tarihli celsede ek rapor alınmak üzere dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; Davacı yanın maddi zararına konu ettiği ve dosyaya sunduğu gider belgelerinin toplam 7.817,50 TL olduğu, ancak bu belgelerin tamamının olumsuz zarar kalemi olduğu, davacının kar mahrumiyeti talep ettiği ve kar mahrumiyetinin olumlu zarar kalemi niteliğinde olduğu, davacının kar mahrumiyeti talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesine göre yapılabileceği, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varılacak olursa davacının zarar talep etmesinin mümkün olmadığı, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek nitelikte olmadığına dair ek rapor sunmuşlardır.
Dava:Taraflar arasında yapılan Franchise sözleşmesine istinaden açılan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; sözleşmenin kurulup kurulmadığı, kurulmuş ve fesh edilmiş ise kim tarafından fesh edildiği, feshin usulüne uygun olup olmadığı ve fesih var ise davacının davalıdan talep edebileceği tazminat kalemlerinin bulunup bulunmadığı var ise ne ve ne kadar olduğu ile manevi tazminat talep edilebilecek nitelikte olup olmadığı, sözleşme kurulmamış ise, sözleşme görüşmelerinden kaynaklanan davacının davalıdan talep edebileceği bir zarar kaleminin bulunup bulunmadığı var ise ne ve ne kadar olduğu noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Bu halde; taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin davacı tarafından mı davalı tarafından mı feshedildiğine ilişkindir. Davacı yan iş yeri anahtarlarının zorla elinden alındığını iddia ederken, davalı yan davacının iş yeri anahtarlarını rızasıyla iade ettiğini ileri sürmektedir. Davacı tanıklarının beyanlarının birbiri ile örtüşmediği ve çelişkili olduğu mahkemece gözlemlenmiştir. Menfi ve müspet zararın aynı andan ve üst üste eklenemeyeceği göz önünde bulundurularak davacı yanca davası kanıtlanamadığından menfi zararlar talep edilemeyeceği de değerlendirilerek davacı yanın maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yine manevi zararına konu ettiği maddi olaylar kanıtlanamadığından ve kişilik değerlerinin etkilendiği hususu da kanıtlanmış olmadığından manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,80 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 134,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan 6,00 TL vekalet pulu, 3,80 TL vekalet harcı ve 80,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere 89,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.