Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1429 E. 2022/1117 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1429 Esas
KARAR NO:2022/1117

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:17/03/1998
KARAR TARİHİ:12/12/2022

BİRLEŞEN İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : … Esas – KARAR NO : 2000/1086

BİRLEŞEN DAVA : Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 31/10/2000

BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : … Esas – KARAR NO : 2004/516

BİRLEŞEN DAVA : Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :10/03/2004

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yangın ve üçüncü şahıs mali sorumluluk teminatı ile sigorta güvencesi verdiği müvekkiline ait işyerinde çıkan yangın sonucunda hem işyeri hem de üçüncü şahısların zarar gördüğünü, işyeri zararı 900.000.000 TL’nin 512 gün gecikme ile tazmin edildiğini, ancak reeskont faizinden kaynaklanan zararın karşılanmadığı gibi, üçüncü şahıs zararlarının da müvekkili aleyhine girişilen icra takipleri sonucunda gecikmeli karşılanmasına bağlı olarak müvekkilinin aracının icraca düşük bedel ile satıldığını ileri sürerek, asıl davada 726.838.000 TL reeskont faiz kaybı ile aracın düşük bedel ile satılması ve bağlı kaldığı günler için kazanç kaybı tutarı olan 2.647.500.000 TL munzam zararın, birleşen birinci davada gecikmeli ödenen 900.000.000 TL işyeri zararından kaynaklanan munzam zarar tutarı 2.301.000.000 TL’nin olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte, birleşen ikinci davada ise asıl ve birleşen davalarda istenenler dışında saklı tutulan 13.434.807 TL munzam zararın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işyerinin kasten yakılmasına ilişkin ceza davası sonucu beklenerek beraat kararı verilmesi üzerine 900.000.000 TL davacı hasarının icra dosyasına ödenerek ibraname alındığını, birleşen birinci dava açısından ise ibraname karşısında davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen 7 Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Cad. 67 nolu işlerini davalı sigorta şirketine paket sigorta poliçesi ile 19.11.1994-1995 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigorta ettirildiğini, 24/06/1995 tarihinde meydana gelen yangında müvekkilinin iş yerinin yandığını, davalının kendi esperinin taktir ve tespit ettiği 900.000.000-TL hasar bedelini, kasıtlı yangın ihbarını bahane ederek, riskin gerçekleşmesinden tam 512 gür zorda ödeyerek davacının munzam zararlarına neden olduğunu, BK ‘nın 105. Mad. Uyarınca munzam zarar alacağının bir kısmını … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile talep ettiğini, anılan dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde 2.301.000.000-TL talep edebileceklerinin hesaplandığını belirterek fazlaya dair talep ve haklarını saklı tuttuklarında işbu ek davanın açılması gerektiğini belirterek işbu ek davanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesin,e değre kaybından doğan 2.301.000.000-TL nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Cad. 67 nolu iş yerini davalı sigorta şirketine 19.11.1994-19.11.1995 tarihleri arasında geçerli olan paket sigorta poliçesi ile sigorta ettirmiş olduğunu, 24.06.1995 tarihinde meydana gelen yargında iş yerinin tamamen yanmış olduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkiline ödemesi gereken hasar bedelini 900.000.000-TL olduğunu belirlemiş ise de bu bedelin müvekkiline olaydan 512 gün sonra ödenmekle munzam zarar oluştuğunu, BK 105. Mad. Uyarınca bu zararlarının ödenmesi istemiyle … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayısı ile derdest bulunun dosyada yapılan bilirkişi incelemesi sonunda davalıdan talep edebilecekleri munzam zararın, davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra 31.12.2003 tarihi itibariyle 21.105.448.000-TL olduğunun anlaşıldığını, bu meblağın 5.675.338.000-TL ‘sinin asıl dava ile birleşen ek davadan talep etmiş olduklarını bakiye 15.430.110.000-TL olduğunu, dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle 15.675.338.000-TL munzam zararlarına ilişkin iş bu davanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, asıl davada talep ettikleri 5.575.338.000-TL ile birlikte işbu ek dava ile talep ettikleri 15.430.110.000-TL ‘nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 14/12/2011 gün ve 2011/164 Esas 2011/120 sayılı kararımız taraf vekillerince temyiz edilmiş Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 12/12/2013 gün ve 2012/5667 Esas 2013/22694 sayılı ilamı ile ” Mahkemece, Dairemize ait 29.09.2006 tarihli ilama dayanılarak, davacının asıl dava yönünden talep ettiği faiz miktarının davalı tarafından kabul edildiği ve 28.02.2001 tarihinde davacıya ödenerek ibraname alındığından, asıl dava yönünden davanın konusuz kaldığı, birleşen birinci ve ikinci davalarda munzam zarar alacağının 80.493,90 TL olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında munzam zarar alacağı olan 80.493,90 TL’nin 01.12.2010 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak asıl ve birleşen davalar, munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece Dairemize ait 29.09.2006 tarihli bozma ilamına uyulmak suretiyle hüküm kurulmuşsa da, verilen hüküm ile daha önceki kararlarda olduğu gibi yine bozma ilamımızda belirtilen eksiklikler giderilememiştir.
Öncelikle mahkemece 24.04.2009 tarihli asıl ve 04.01.2011 tarihli ek rapor yeterli görülmeyerek, 11.07.2011 tarihli ikinci ek raporun alınmasına karar verildiğine göre, 04.01.2011 tarihli ek raporda belirlenen (80.493,90) TL’na hükmedilmesi, usul hukuku açısından yerinde değildir. İkinci olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı sigorta şirketince (900) TL emtia bedeli aslının halen ödenmediğinin belirtilmesi suretiyle, karar tarihine en yakın tarihe kadar munzam zarar hesabının yapılması da önemli bir hatadır. Zira anılan (900) TL, dava dışı … tarafından davacı aleyhine girişilen … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında, davalı sigorta şirketince, davacının muvafakati ile 14.11.1996 tarihinde ödenmiştir.
Ayrıca mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporlarının her birinde, davalı sigorta şirketi yönünden farklı temerrüt tarihleri belirlenmiştir. Oysa Yangın Sigortası Genel Şartları B.3. maddesi uyarınca sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren bir ay içerisinde gerekli incelemeyi tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır. Dolayısıyla somut uyuşmazlık yönünden de davalı sigortacı, 26.07.1995 ekspertiz rapor tarihinden itibaren bir ay içinde, 26.08.1995 tarihinde temerrüde düşeceğinden, munzam zarar hesabının da bu tarihten başlamak üzere yapılması gereklidir. Yine Dairemizce verilen önceki iki bozma kararında da sigortalı emtianın, tazminatın sigortalıya ödendiği tarihteki (14.11.1996 tarihinde) ikame değerinin belirlenmesi istendiği halde, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bu tarih itibariyle anılan değerin belirlenemeyeceği bildirilmiştir. Oysa mahkemece uzun süren bu yargılama sürecinde hiçbir zaman, hasara uğrayan emtiaların değerini belirleyebilecek uzmanlığa sahip bir bilirkişi heyeti oluşturulmamıştır. Mahkemece görüşüne başvurulan hukukçu, mali müşavir, emekli icra müdürü gibi meslek mensuplarından seçilen bilirkişilerin, 26.07.1995 tarihli ekspertiz raporunda (900) TL tutarında hasar bedeli hesaplanan elektrik tesisatı, vitrin camı, elbise gibi emtiaların ikame değeri konusunda görüş bildirecek bir uzmanlığa sahip olmadıkları açıktır. Tazminat miktarının nasıl hesaplanacağı konusu ise önceki bozma ilamlarımız sonucunda kesinleşmiş ve bu konuda taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur.
O halde mahkemece, bu konularda görüş bildirmeye yetkili bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyet aracılığıyla, 26.07.1995 tarihli ekspertiz raporunda tazminat bedelinin (900) TL olduğunun hesaplandığı emtiaların tek tek 14.11.1996 tarihindeki ikame değerinin belirlenmesi, yine davalı sigortacı tarafından ödenen (900) TL’nın, ödenmesi gereken 26.08.1995 tarihi ile ödemenin yapıldığı 14.11.1996 tarihi arasındaki faizli bakiyesinin hesaplanması, aradaki farkın davacının munzam zararını oluşturacağının kabul edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Kabul şekli bakımından da, 29.09.2006 tarihli bozma ilamımız ile mahkemece her iki birleşen davada talep edilen toplam munzam zarar miktarının üzerindeki bir meblağa hükmedilmesinin HUMK’nın 74. maddesine aykırı olduğu belirtildiği halde, mahkemece toplam (80.493,90) TL’na hükmedilmesiyle, yine talebin aşılması suretiyle karar verilmesi dahi hatalıdır. Her ne kadar davacı vekilince birleşen ikinci davada, asıl davada talep edilen (5.675.338.000) TL’na ilaveten (13.434.807.000) TL talep edildiği, dolayısıyla talep aşımının söz konusu olmadığı, Yargıtayca iş yoğunluğu nedeniyle yapılan bu hataya itibar edilmemesi gerektiği bildirilmişse de, bu iddia da doğru değildir. Zira, asıl davada (726.838.000) TL ile (2.647.500.000) TL., birleşen ilk davada da (2.301.000.000) TL., yani toplam (5.675.338.000) TL talep edilmişse de, asıl davada talep edilen faiz miktarı davalı tarafından ödenmekle asıl davanın konusu kalmamış, birleşen birinci davada da davacı vekilinin taleplerini açıkladığı 29.03.2002 tarihli dilekçesinde, talep edilen (2.301.000.000) TL’nin (1.571.465.000) TL’nin munzam zarar, bakiyesinin de aracının çalışamamasından kaynaklanan zarar olduğu belirtildiğinden ve aracın çalışamaması nedeniyle oluşan zarar talebi asıl davada reddedilip kesinleşmiş olmakla yeniden talep edilemeyeceğinden, davacının birleşen ikinci davada talep edilen (13.434.807.000) TL munzam zarar talebinin dışında, birleşen birinci davadaki munzam zarar talebi ancak (1.571.465.000) TL olmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, birleşen birinci davada talep edilen (1.571.465.000) TL ve birleşen ikinci davada talep edilen (13.434.807.000) TL tutarındaki munzam zarar talebini aşacak şekilde, toplam (80.493,90) TL’na hükmedilmesi suretiyle HUMK’nın 74. maddesine aykırı olarak talebin aşılması da doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/8058 Esas, 2014/16414 karar sayılı ilamı ile ; Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi karar verilmiş olup, bozma ilamına uyularak devam edilen yargılamada;
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi ve Yargıtay ilamı uyarınca dosya Hukukçu bilirkişi Prof. Dr. …, elektrik yüksek mühendisi Yrd.Doç. Dr. …, yangın bilirkişisi Yunus Kızmaz, endüstri mühendisi tekstilci …, SMMM … ve inşaat mühendisi /cam uzmanı …’ye tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 06/12/2016 tarihli raporlarında: Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 900 TL’ nin, ödenmesi gereken 26.08.1995 tarihi ile ödemenin yapıldığı 14.11.1996 tarihi arasındaki faizli bakiyesi hesaplanacak ve aradaki farkın, davacının munzam zararını oluşturacağını, buna ilişkin faizli hesaplamanın;
Sıra Temerrüt ödeme Alacak Tutan Gün Faiz Oranı Faiz
No Tarihi Tarihi
1 26.08.1995 14.11.1996 900.00 446 %50 557.50
Bıına göre, 900.00 TL + 557.50 TL – 1.457.50 TL faizli bakiye hesaplaması yapılmış olduğunu,
Yangın Ekspertiz Raporunda tespit edilen zarar gören emtianın bedeli 811.00 TL olarak belirlenmiş, zarar gören emtianın tekstil ürünü olması hesaplamada USD üzerinden yapılmasını gerektirdiği, buna göre fiili ödeme tarihindeki USD Efektif Kuru 44.761 $ olduğunu, bu durumda 811.00 TL : 44,761 $ = 18.118.45 $ olarak hesaplandığını, böylece ödeme tarihindeki zarar gören emtia bedeli 18.118.45 $. $ x efektif kuru 98.835 $ = 1.790.73 TL olarak hesaplanmış, buna göre davacının Munzam zarının 1,790.73 TL (-) 1.457.50 TL = 333.23 TL olarak tespit edilmiş olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 20/04/2017 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları 06/11/2017 havale tarihli ek raporlarında; Taraflarından talep edilen yangında zarar gören vitrin camları tekstll ürünleri ve elektrik ile ilgili tesisatın 14.11.1996 yılı değeri 724.060,966 TL olarak hesaplanmıştır. 22.09.2017 tarihli değeri 120.047 TL olarak hesaplarmış, dosya içerisinde bulunarı bilgi ve belgelerin incelenmesi ve hazırlamış oldukları excel tablosu, tespitler çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu taktirin mahkemeye ait olduğuna dair ek rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 12/04/2018 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları 28/01/2020 havale tarihli ek raporlarında; Daha önce verilen ek raporda Yangında zarar gören vitrin camları, tekstil ürünleri ve elektrik ile ilgili tesisatın 14111996 yılı değeri 724.060.966 T olarak hesaplandığını, 22.09.2017 tarihi değeri 120.047 TL olurak hesaplandığının ifade edildiğini, bu hesaplama TL esas alınarak yapılmış, rakamlarda YTL para birimi üzerinden bir hesaplamanın söz konusu olmadığını, diğer yandan munzam zararın hesaplanmasında Yargıtay kararı doğrultusunda güncel fiyatlar esas alınarak bir hesap yapılması hususu, ek raporda dikkate alınmış ve o şekilde hesaplama yapılmış, bu sebeple daha önce sunula ek rapordaki kanaatlerini koruduklarına dair ek rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 28/06/2021 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları 09/11/2022 tarihli ek raporlarında; Son Bozma İlamı doğrultusunda; Sigortacı, hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren 1 ay içerisinde gerekli incelemeyi tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorunda olduğunu, davalı sigortacı, 26.07.1995 Ekspertiz Raporu ( 900,00TL) tarihinden itibaren 1 ay içinde 26.08.1995 tarihinde temerrüde düşeceğinden, munzam zarar hesabında bu tarihten başlamak üzere yapılması gerektiğini, sigortalı emtianın, tazminatının sigortalıya ödendiği (900,00TL) (14.11.1996) ikame belirlenmesi istendiği halde yapılmamış olduğunu,
Emtiaların 14.11.1996 tarihindeki İkame Değerlen 1. Ek Rapor da 724.060.966 TL (724,06TL) olarak hesap edildiğini,
Buna göre, dava tarihi (17.03.1998) itibariyle İkame Değerleri faizli bakiyesi hesaplamanın;
DONEMİ FAİZLİ TUTAR GUN FAİZ ORANI FAİZ
14/11/1996 -30/12/1996 724,06 46 79,63 72,66
31/12/1996 – 30/03/1997 796,72 89 79.68 154,79
31/03/1997 – 29/06/1997 951.51 90 76,54 179,57
30/06/1997 – 29/09/1997 1.131,08 91 77,4 i 218,29
30/09/1997 -30/12/1997 1.349,37 91 82,18 276,46
31/12/1997 – 17/03/1998 1.625,83 46 83,20 170.47
TOPLAM 6.578,57
Buna göre, 14.11.1996 tarihli İkame Değerleri faizli olarak 6.578,57 TL olarak hesap edildiği, davalı sigortanın ödemiş olduğu 900,00 TL düşüldüğünde (6.578,57 (-) 900,00 =5.678,57TL davacının Munzam Zararı alacağı olduğuna dair ek rapor sunmuşlardır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar, munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, bozma ilamları, bilirkişi raporları ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; 11/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun bozma ilamı doğrultusunda alanında uzman bilirkişiler tarafından dosyamız kapsamı ile uyumlu bir şekilde hazırlanmış ve denetime elverişli olması nedenleriyle bahsi geçen rapora itibar edilmesi suretiyle, davacının asıl dava yönünden talep ettiği faiz miktarının davalı tarafından kabul edildiği ve faiz miktarının 28/2/2001 tarihinde davalı tarafından davacıya ödenerek ibraname alındığından, asıl dava yönünden davasının konusuz kaldığı anlaşıldığından reddine karar verilmiştir. Davacının birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarında munzam zarar alacağının toplam 5.678,57 TL olması nedeniyle işbu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Asıl dava yönünden davacının faiz talebinin davalı tarafından kabul edilerek 28/02/2001 tarihinde ödendiği ve ibraname alındığı anlaşılmakla davanın konusuz kaldığından bahisle asıl davanın reddine,
2-Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında toplam munzam zarar alacağı talebi olan 15.006,26 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.678,57 TL’nin 01/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 30,36-TL peşin harçdan ve bilahare ikmal edilen 866,00-TL tamamlama harçtan oluşan toplam 896,36-TL harçtan mahsubu ile bakiye 815,66TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Birleşen davalar yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 387,90-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından 208,30-TL ve … Asliye Ticaret Mahkemesinin 25,89-TL olmak üzere toplam 234,19-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 153,71- TL ‘nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden; taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri taktirine yer olmadığına,
6-Birleşen dava yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.678,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Birleşen dava yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Birleşen dava yönünden; davacı tarafından yapılan toplam 1.782,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya iadesine,
10-Davacı tarafından yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kabul yönünden kesin, reddedilen miktar yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.12/12/2022

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.