Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1209 E. 2023/599 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2014/1209 Esas
KARAR NO:2023/599

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/07/2014
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile müvekkiller arasında 21/03/2001 tarihinde tek satıcılık sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile 2001 yılından itibaren davalı şirket, müvekkillere Türkiye’de ürünlerinin satışını yapan tek yetkili resmi distribütörü olma imkânını tanıdığını, sözleşme bölgesinde davalı şirketin reklamları, tanıtımı ve sponsorluk çalışmaları, ürünlerin tanıtımı, hediye dağıtımı, çeşitli yerlerde (fuar, otel, tv kanalları vs.) davalı şirketin markasının tanıtımı, konferans ve etkinlikleri, sunum, röportaj ve seminerleri müvekkiller tarafından yapılmakta olduğunu, tek satıcılık sözleşmesinin akdedilmesi ile müvekkiller ticaret ağını genişlettiğini, şubeler açarak şirketin faaliyet sahasını büyüttüğünü, müşteri sayısını artırdığını, ihracatını artırarak ülke ekonomisine katkı sağladığını, fabrika almış ve mağazalar açtığını, mallarının sürümünü artırdığını ve geliştirdiğini, malların tanıtımını ve reklamlarını yaparak ürünlerin satışını artırdığını, müvekkil şirket pazar sahasını genişleterek gelir kapasitesini artırdığını, yapılan bu faalıyetlerı içeren belge, doküman ve resimlerin bulunduğu dergiyive müvekkili şirketin faaliyet alanını, tarihçesini ve amacını içeren dergiyi ek olarak sunduklarını, davalı şirket Tek Satıcılık Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiğini, Tek Satıcılık Sözleşmesi gereği üretici davalı şirket ürünlerinin tamamını Türkiye’ de müvekkillerin sattaığını, ancak davalı şirketin ürünlerinin satımı … Şirketi tarafından da yapıldığı taraflarına öğrenildiğini, bu nedenle işbu davayı açarak zararın tazminini sağlama gereği hâsıl olduğunu, Türkiye’ de davalı şirket ürünlerinin tek satıcısı müvekkiller olmasına rağmen, davalı şirket bu sözleşmeye aykırı davranarak dava dışı … Şirketi’ nin kendi ürünlerinin satışını yapmasına izin verdiğini, dolayısıyla kötü niyetli olarak bu şirket üzerinden sözleşme bölgesinde satış yaptığını, bu nedenle davalı şirket kendi ürünlerini dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ nin satmasına iziri vererek dolaylı yoldan satış yapmış ve sözleşme bölgesinde satış yapmama yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, … Şirketi’ nin davalı şirket ürünlerini sattığını gösteren … Şirketi’ nin internet sitesinden elde ettikleri dokümanlardan da anlaşılacaktır ki, tek satıcıya tanınan satış tekeli hakkı üretici firma tarafından ihlal edildiğini, yükümlülüğünü ihlal eden davalı şirketin işbu dava sürecinde sözleşme bölgesinde satış yapmasının önlenmesi için sayın mahkemeden öncelikle olarak tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalı şirketin sözleşme bölgesinde satış yapmasının önlenmesi için tedbir konulmasını, davalı şirket aleyhine şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminata ilişkin belirsiz alacak davalarının kabulüne, müvekkillerinin kar mahrumiyeti de dahil bütün zararlarının tazminine, davalı şirket aleyhine cezai tazminata hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, manevi tazminat hakları ise saklı tuttuklarını talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı taraf cevap dilekçesinde; davalı şirket Çek Cumhuriyeti yasaları ve mevzuatı doğrultusunda kurulu bir Çek ticari şirketi olduğunu, Çek Cumhuriyeti’ nin … kentinde yerleşik bir şirket olduğunu, görüleceği üzere yukarıda anılan mahkeme, davacıların yersiz taleplerini konusunda karar alma konusunda gerek yerel olarak gerek içerik olarak yetkili olmadığını, dava dilekçesi taraflarına usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkili şirket davacıların haksız talepleri hakkında beyanda bulunduğunu, … şirketi bu beyanname ile ismini ve markalarına korumayı amaçladığını, davacıların haksız talepleri konusunda davacıların … ile güya 21/03/2001 tarihinde imzaladıkları satış sözleşmesini esas göstermekte olduğunu, bu beyanların doğru olmadığını, … davacılar ile hiçbir zaman böyle bir sözleşme imzalamadığını, … davacılara hiçbir zaman ürünlerinin Türkiye piyasasında pazarlanması için münhasır haklar vermediğini, davacılar … şirketi ile imzaladıkları tek defalık satın alım sözleşmeleri temelinde mal aldığını, bu sözleşmelerde Çek yasalarının geçerli olduğunu, bu tek defalık satın alın sözleşmesinin bir örneği de ekte sunulduğunu, … davacı ile 2013 Kasım ayında gerçekleşen yazışmasının bir kısmını sunduğunu, bu yazışmalardan bariz olarak … ve davacılar arasında herhangi bir münhasır satış sözleşmesinin imzalanmadığı ancak davacıların 2013 yılında böyle bir sözleşme istemiş oldukları görülmekte olduğunu, bu yazışma … ve davacılar arasında gerçekleşen son iletişim olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle … ve davacılar arasında beyan edilen sözleşme imzalanmadığını, yani dava dilekçesinde belirtilen sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle bunları ihlal ettiğini ve davacılara zarar yaratmış olamayacağını, ayrıca tümüyle yersiz talep ile anılan mahkemede huzurunda görüşülemeyeceğini, çünkü anılan mahkeme bu konuda yetkili olmadığını ve dava dilekçesinin … şirketine sözleşemeye olarak uygun edilmediğini bildirmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava tek satıcılık sözleşmesi nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından, davalı ile aralarında davalıya ait ürünlerin Türkiye’de satışının yapılmasına dair tek satıcılık sözleşmesinin imzalandığı, ancak davalı ürünlerinin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Aş tarafından da satışının yapıldığının tespit edildiği, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile uğranıldığı iddia edilen zararın tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacılar, davalı ile aralarında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu ve davalının sözleşmeye aykırı hareketi nedeni ile zarara uğradıklarını ispat yükü altındadırlar.
Davacı …’ın davası yönünden; davacı … 15/02/2021 tarihinde yargılama sırasında vefat etmiştir. Geriye mirasçı olarak eşi … ile çocukları … kalmıştır. Mirasçılardan …’ın , davacı …’ın mirasını …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24/03/2021 tarihli 2021/206 esas ve 2021/201 karar sayılı ilamı ile reddettiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.”, 701. maddesi;”Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti,elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”, 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerini düzenlemiştir.
Mahkememizce taraf teşkilinin sağlanabilmesi için yukarıda isimleri yazılı mirasçılara tebligat yapılmış, … dışındaki mirasçılar ve davacı şirket adına vekaletname sunulmuş, taraf teşkili sağlanarak yargılamaya davacılar vekilinin katılması ile devam edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nun “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlıklı 150. maddesinin; 1. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”, 2. fıkrası; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, 3.fıkrası; “Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.”, 4. fıkrası; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükümlerini içermektedir.
HMK’nun 150/5 maddesinde ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Mahkememizin 01/11/2022 tarihli duruşmasında mazeretli olan davacılar vekilinin mazeretinin kabulüne ve 2 numaralı ara kararın ihtarı için duruşma zaptının kendisine tebliğine, 10/01/2023 tarihli duruşmaya davacılar vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden katılmaması üzerine dosyanın HMK’nun 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 07/04/2023 tarihinde davacı … … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi adına vekaletname sunan Avukat … tarafından dosyanın yenilenmesinin talep edilmiş, yenileme harcının yatırılması üzerine mahkememizin 18/04/2023 tarihli ara kararı ile eldeki davanın davacı şirket yönünden yenilenmesine karar verilmiş, davacı … mirasçılarının tamamı adına 3 aylık sürede vekaletname sunularak davanın yenilenmesi talep edilmediği gibi aynı sürede vekaletname sahibi avukat tarafından yenileme talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından, davacı … adına açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı … … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin davası yönünden; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı şirket davalı ile aralarında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu ve davalının sözleşmeyi ihlal etmesi nedeni ile zarara uğradığını ispat yükü altındadır.
Davacı üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmesini sağlayacak delil ibraz etmemiştir. Bu nedenle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek uyuşmazlığın tümü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davacı … adına açılan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı … Uluslararası Kağıt Kırtasiye Sanayi A.Ş ‘ nin davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL harcın peşin yatan 170,80 TL harçtan düşümü ile 99,05 TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır