Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/118 E. 2018/152 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/118 Esas
KARAR NO : 2018/152
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, mahkememize sunduğu 09/04/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, 2007 yılında hem Türkiye, hem de yurt dışı piyasasına sunmuş olduğu “…” isimli özgün ürününün, davalı şirket tarafından birebir kopya edilerek “….com, 6 Çay Bardağı, …” adı altında satışa sunduğunu, ihlale son verilmesi için davalı yana ihtarname keşide edildiğini, davalı şirketin cevabi ihtarnamesinde ise … ürününün ayırt ediciliğinin ve yeniliğinin bulunmadığını iddia ettiğini, oysa müvekkili şirket tarafından tasarlanan …çay bardağının, ayırt edici ve yenilikçi, hususi bir tasarım olduğunu, davalı yanın müvekkili şirkete ait dava konusu üründen haksız biçimde yararlanmış olmasının haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalı yanın davaya konu fiilinin tespitine, haksız rekabetin men’ine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin bu nedenle uğradığı 5.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi zararın, TCMB avans kredi faizi ile birlikte tazminine, ayrıca hükmün kesinleşmesinden sonra Türkiye genelinde yayın yapan yüksek tirajlı bir gazetede üç gün süreyle ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, … nezdinde, dava konusu tasarım ile ilgili olarak, davacı adına kayıtlı, tescilli bir tasarım bulunmadığını, bu nedenle de davacının davasına konu ettiği tasarımın yeni ve ayırt edici nitelik taşıdığından söz edilemeyeceğini, davacının, dava konusu tasarımın yeni ve ayırt edici nitelik taşıdığını iddia ettiği unsurların tamamının, gerek müvekkili, gerekse dava dışo üçüncü kişiler tarafından, Türkiye’de ve dünyada, davacının ürününü piyasa sürdüğünü iddia ettiği 2007 tarihinden çok önce piyasa sürülmüş olduğunu, bu nedenle dava konusu tasarımın, ayırt edicilik unsuru taşıdığından bahsetmenin mümkün olmadığını, dosyaya sunulan müvekkili şirkete ait 1989 ve 1996 tarihli kataloglardan da anlaşılacağı üzere, davacının 2007 yılına dayandırmak istediği hak sahipliği iddiasının hukuka aykırılığının ortaya çıktığını, yine dosyaya sunulan, dava dışı tasarımcı …tarafından tasarlanıp, müvekkili firmaya ürettirilmiş olan bardak tasarımlarına ilişkin tasarım belgelerinden, resim çizim tarihinin 09/10/2006 tarihi olarak kaydedildiğinin açıkça görüleceğini, …nezdinde yapılan araştırmada, 15/02/2008 tarihli dava dışı … Şti’ne ait … sayılı endüstriyel tasarım çoklu tescil belgesinin 1 numaralı “…” adlı tasarımı incelendiğinde de, davacıya ait dava konusu tasarım üzerinde davacının herhangi bir hak sahipliği olmadığının tespit edilebildiğini, anılan tasarımın, dava dışı şirket tarafından 09/07/2007 tarihinde “…” adlı yasal dijital tescil kurumu tarafından tescil edildiğini, davacının dava konusu tasarımın 12/07/2007 tarihinde dava dışı … A.Ş tarafından da TPE nezdinde… sayıyla tescil edilmiş ise de anılan çoklu tasarım belgesinin bahsi geçen çay bardağı tasarımlarına ilişkin 7,8,9 ve 10 numaralı tasarımların mahkeme kararı ile iptal edildiğini ve iptalin TPE kayıtlarına geçtiğini, yani, davacının hak sahipliğini dayandırdığı Kasım 2007 tarihinde önce, 12/07/2007 tarihinde, tescil başvurusuna konu edilmiş olan tasarımların dahi mahkeme kararı ile hükümsüz kılınmışken, davacının Kasım 2007 tarihini esas alarak anılan tasarım üzerinde yenilik iddiasında bulunmasının kabul edilemeyeceğini, kaldı ki davacının hak sahipliği bulunduğu düşünülse dahi, ürünlerin çıplak halde değil, kartondan yapılmış ve üzerinde marka adı ve ambalajıyla satışa sunulduğunu, yerleşik içtihatlar uyarınca, tüketicilerin tanınmış markayı gördükleri durumda iltibas tehlikesinin doğmasının dahi mümkün olmadığı ilkesi göz önüne alınarak, davacı aleyhine bir haksız rekabet eylemi sonucunun gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, T.T.K.nun 56 ve 57. maddelerine dayalı olarak varlığı ileri sürülen haksız rekabet sebebiyle maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 
Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla çözümü, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve  davalı şirket adresinde yerinde inceleme yapılacağından, davacı şirkete ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak, rapor alınmak üzere Kütahya Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi …, Kütahya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Talimat sayılı dosyasına sunduğu 27/01/2016 havale tarihli raporunda; … Bardağının satışa sunulduktan sonra satış miktarlarının, her yıl bir önceki yıla göre artış göstererek devam ettiğini, birebir benzer olduğu iddia edilen glass4you.com adlı ürünün, piyasaya adet başına 10 kuruş daha düşük fiyatla sürüldüğünü, Türkiye pazarı bakımından, bir yıldaki çay bardağı toplam satışlarına, benzer ürün satışlarına ait miktar ve fiyat bilgilerine de ulaşılması gerektiğini, davalı şirkete ait ürünün tam olarak ne zaman satışa sunulduğunun ve etkin başlama tarihinin tam plarak bilinmediğini, tespit dönemi itibarıyla eldeki veriler ışığında 2013 Ekim – 2014 Nisan döneminde … Bardağının en az %10 yani 307.923 adet daha az satıldığını, bunun aynı dönem ortalama fiyat üzerinden 252.559,69 TL eksik ciroya sebep olduğunun hesaplandığını, … Bardağının üretim ve satış maliyetinin bilinmesi halinde, meydana gelen en az maddi zararın da hesaplanabileceğini bildirmiştir.
Taraf vekilleri, alınan raporda eksiklikler olduğunu ve raporun gereçeği yansıtmadığını beyanla bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir. Bu doğrultuda, mahkememiz dosya tamamı, tarafların iddia ve savunmaları, ticari defterler, faturalar, davaya konu tasarımlar ve aynı zamanda yerinde inceleme yetkisi verilerek, davalı tarafın kayıt ve defterleri de incelenerek, öncelikli olarak haksız rakabet konusunun oluşup oluşmadığı, oluşmus ise bundan meydana gelmiş davacı taraf zarar ve miktarlarının bulunup bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmek üzere, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. …, Yeminli Mali Müşavir… ve cam konusunda teknik bilirkişi …’ya tevdi edilmiştir. 
Bilirkişi heyeti, mahkememize sunduğu 14/10/2016 tarihli raporunda,  davacının tasarımının TPE nezdinde tescil edilmiş bir endüstriyel tasarıma dayandırmadığından hareketle, uyuşmazlığa TTK’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ancak, davalı … davacının ürünleri arasında yapılan karşılaştırma sonucunda, cam bardaklarda hem cam teknoloji kalitesi, hem ambalaj kalitesi ve ölçülendirmeleri açısından farklılıklar gözlemlendiğini, cam bardakların nihai kullanıcı açısından standartlara uygun, fakat farklı kalite ve görüntüde olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle de davalı bakımından dürüstlük kuralına aykırı bir davranış ya da ticari bir uygulamanın bulunmadığını, diğer bir anlatımla, TTK m.55/1-a-4 hükmüne uygun bir haksız rekabet eyleminin olmadığı sonucuna varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi heyet raporunda eksik inceleme yapıldığını, raporun hatalı ve bilimsellikten uzak olduğunu, hükme esas alınamayacağını belirterek itiraz etmesi üzerine, itiraz doğrultusunda dosya ek rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti, ek raporunda; dava konusu olan cam bardakların, teknik değerlendirmesi faydalı model, patent, marka vs. şeklinde değil, üretim tekniği ve ölçüleri olarak değerlendirildiğini, değerlendirme sonucu … dünya standartlarında ve … standartlarına göre cam teknolojisinde malzemelerin ölçü ve standartlarının açık olduğunu, bu nedenle de teknik olarak, dava konusu cam bardakların birbirine yakın ölçü ve ebatta olmasının standarların gereği olduğunu, sonuç olarak, cam bardakların benzerliğinin, teknik standartlara uygunluğunun, bu standartlarda ölçüm aralıklarının … ve … standart açıklamalarında belirtildiğini belirtmişlerdir.
Alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmışlardır.
Mahkememiz dosya tamamı, alınan ve benimsenen kök ve ek bilirkişi heyet raporları  ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; davalının, TTK m.55/1-a-4 hükmüne uygun bir haksız rekabet eyleminin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 939,30 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 903,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 56,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.