Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1127 E. 2020/132 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1127 Esas
KARAR NO : 2020/132

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2014
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve karşı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında yapılmış konusu Otel İnşaatının kaba inşaat ve ince işlerinin yapımı olan 10/07/2012 tarihli ve buna bağlı olarak yapılmış 31/05/2013 tarihli ek sözleşme gereği, yüklenici olarak yapılan işe ilişkin düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen faturaya karşılık davalı tarafça yapılan bir kısım ödeme sonrası bakiye 171.832,25 TL alacağın yapılan ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin fesh edildiğini, davalının kötüniyetli olarak düzenlendiği iade faturasına itiraz edildiğini, davalının süresi içinde fatura içeriğine ve bedele itiraz etmediğini, ayrıca ayıp yada eksik iş ihbarında bulunulmadığını, müvekkili alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış 10/07/2012 tarihli sözleşme konusu işin altı ayı aşan süre durması akabinde devam izni verilmesi sonrası taraflar arasında 31/05/2013 tarihli ikinci sözleşme yapıldığını, davacı şirketin inşaata ilişkin ilerleme ve inşaatın geldiği seviye konusunda bilgi vermekten imtina ettiğini ve ödemelerin yapılmadığı gerekçesiyle Aralık 2013 tarihi itibariyle müteahhitlikten feragat terk ettiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya 2013 yılı sonuna kadar müteahhitlik hizmetlerine karşılık 140.000 USD ödeme yapıldığını, planlamaya göre işin geldiği seviyenin geride olduğunu ve hatalı imalatların da bulunduğunu, bu nedenle 151.334 TL bedelli iade faturası kesilerek davacıya gönderildiğini, inşaatın geldiği seviye ve hatalı imalatlar nedeniyle davacının müvekkiline borçlu olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiş;
Karşı davada; sözleşme gereği davacının üzerine düşen edimleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, inşaatın geldiği seviye itibariyle karşı davalıya fazla ödeme yapıldığını, kusurlu imalat, hatalı ve eksik iş nedeniyle zarara uğradıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle karşı davalıya yapılan fazla ödemeler, hatalı ve eksik işler, karşı davalı uhtesinde sebepsiz olarak kalan avans bedeli ve karşı davalı tarafça haksız olarak kesilen fatura için ödenen stopaj bedeli yönünden uğranılan zararlar için şimdilik 310.000 TL alacağın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 140.330,30 TL arttırarak 450.330,30 TL’ye yükseltmiştir.
Asıl davada takibin başlatıldığı, … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak eser sözleşmesine dayalı fatura bakiye alacağının ödenmemesi üzerine alacağın fer’ileriyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Asıl dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı hakedişe yönelik düzenlenen faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine;
Karşı dava, eser sözleşmesi gereği hatalı ve eksik iş nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini ve yapıldığı ileri sürülen fazla ödemelerin iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulünde olup; davacı yüklenici hakediş alacak bakiyesinin ödenmediğini ve bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini ileri sürmüş; davalı karşı davacı iş sahibi ise, eksik ve kusurlu imalat yapıldığı, davacı taraf hakedişlerine yönelik fazla ödeme yapıldığı, bu nedenle karşı davalıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür.
Yanlar arasında sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. Maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Asıl davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, yanlar arasındaki eser sözleşmesinin, eklerinin, dava ve takip konusu faturanın dosya arasında olduğu görülmüştür.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, asıl ve karşı davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki eser sözleşmeleri gereği tarafların karşılıklı olarak edimini yerine getirip getirmediği, eserde eksiklikler var ise eksikliklerin ve bedellerinin tespiti, eserlerin ayıplı olup olmadığı varsa ayıbın ihbar edilip edilmediği ile tarafların iddia ve savunmalarına göre karşılıklı olarak alacaklarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler YMM …, Mimar …, Prof. Dr. … ve Doç. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 26/12/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunun, taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 05/12/2017 tarihli ek raporun, bu kez davacı karşı davalı vekilinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 18/10/2019 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle; taraflar arasında imzalanan konusu … Mah., 1 … kümesi, No:8, … adresinde bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak otel inşaatının kaba ve ince işlerinin, dekorasyon ve peyzaj işleri olan 10/07/2012 tarihli eser sözleşmesinin, davacı yüklenici tarafça 11/02/2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 4.2, 4.3., 4.4 hükümlerine aykırılık iddiasıyla feshedildiği; taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davaya konu faturaların defterlerde kayıtlı olduğu; davalı tarafça davacı firmaya banka ve nakit ödemeler ile stopaj kesintileri nedeniyle yapılan toplam ödemelerin 1.498.405,93 TL olduğu, davalı karşı davacı tarafça … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı ve … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyalarından yaptırılan hakediş ve ayıp tespit raporlarına göre, davacı hakediş toplamının 1.048.075,63 TL olduğu, bu kapsamda karşı davacının karşı davalıdan 450.330,30 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, tespit raporları ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında yapılmış 10/07/2012 tarihli eser sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiği anlaşılmıştır.
Asıl dava yönünden yapılan yargılama sonrasında; davacı taraf her ne kadar hakedişe yönelik bakiye bedelin ödenmediğini ileri sürmüş ise de; benimsenen bilikişi kurulu kök ve ek raporlarında dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, davalı tarafından … 1. AHM … D.iş ve … 2. AHM …D.iş sayılı dosyalarından yaptırılan tespitlerde belirlenen imalatlar nedeniyle davacı taraf hakediş bedelinin 1.048.075,63 TL olduğu, davalı tarafça davacıya hakediş bedelinden fazla 1.498.405,93 TL ödeme yapıldığı, bu nedenle davacı taraf bakiye isteminin yerine olmadığı anlaşıldığından asıl davanın reddine; davacının alacağının tahsili yönündeki davalı hakkında başlattığı icra takibinde kötüniyeti kanıtlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat isteminin de reddine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan yargılama sonrasında; benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında ve asıl davada gerekçesiyle tartışılıp değerlendirildiği üzere, incelenen ticari defter ve kayıtlara göre, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında karşı davalı tarafça karşı davalı firmaya 1.498.405,93 TL ödeme yapıldığı, yüklenici karşı davalı taraf hakediş bedelinin 1.048.075,63 TL olduğu, davacının karşı davalıdan hakedişten fazla yapılan ödeme nedeniyle 450.330,30 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından ıslah edilen karşı davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
a-Davanın REDDİNE,
b-Koşulları oluşmadığından asıl davaya ilişkin davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 2.073,30 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 2.018,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 20.274,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
e-Davalı tarafından yapılan 19,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Karşı dava yönünden;
a-Islah edilen KARŞI DAVANIN KABULÜ ile; 310.000,00 TL’nin dava tarihi olan 20/06/2014 tarihinden, 140.330,30 TL’nin 26/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya ödenmesine,
b-Alınması gerekli 30.762,06-TL karar ve ilam harcından 7.691-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 23.071,06-TL harcın karşı davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
c-Karşı davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 39.566,52-TL vekalet ücretinin karşı davalıdan alınıp karşı davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafça yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 7.691 TL peşin ve ıslah harcı, 3,30 TL vekalet harcı, 69,80 TL tebligat giderlerinin toplamı 7.789,30 TL yargılama giderinin karşı davalıdan alınıp karşı davacıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 06/02/2020

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.