Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/110 E. 2019/278 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/110 Esas
KARAR NO : 2019/278
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 28/03/2014
KARŞI DAVA: Menfi Tespit – Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 15/05/2014
KARAR TARİHİ : 04/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve karşı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile birleşen… A.Ş. ile davalı … arasında 07/02/2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, ipotek resmi senedi gereğince, diğer davalının, davalı …’nin doğabilecek borçlarına karşılık 150.000 TL’sine kadar ipotek verdiğini, bu bağlamda davalıya teslim edilen 10.671 adet LGP tüp bedellerinin yapılan ihtara rağmen davalı bayi tarafından ödenmediğini, bu nedenle acentelik sözleşmesinin 11/12/2009 tarihinde haklı nedenle fesh edildiğini, davalıya verilen çelik tüplerin de yapılan ihtara rağmen müvekkiline iade edilmediğini, sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin kar kaybına uğradığını ve sözleşme uyarınca davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davalının cezai şart ödemesi gerektiğini, ayırca müvekkilinin cari hesap alacağının bulunduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle sözleşmenin feshi nedeniyle şimdilik 1.000 TL kar kaybı alacağı ile 25.000 USD cezai şart alacağının, davalıya teslim edilip iade edilmeyen LGP tüplerinin imalat bedeline yönelik 303.338,24 TL ve 264.327,25 TL cari hesap alacağının, davalı …’in ipotek bedeli ile sınırlı olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı …arasındaki bayilik sözleşmesinin feshedilerek devir taahhüdü ile bayiliğin müvekkili tarafından 10/11/2006 tarihli sözleşme devralındığını, müvekkilinin devir tarihinden önceki işlemlerden sorumlu olmadığını, ayrıca iş bu sözleşmeye ek taraflar arasında 14/07/2007 tarihli ek sözleşme imzalandığını ve diğer davalının 150.000 TL bedelle iş bu sözleşmeye ipotek verdiğini, müvekkilinin sözleşmeye gereği edimlerini yerine getirdiğini ancak, sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiğini; müvekkilinin teslim ettiği boş tüpler karşılığında dolu tüp alındığını, bu nedenle davacı karşı davalı tarafından iddia edilen 10.671 adet tüpün karşılığında emanet depozito teslim makbuzunun veya depozito satış makbuzunun ibraz edilmesi gerektiğini, müvekkilinin, 14/07/2007 tarihli ek sözleşme dışında davacıya başka taahhüdünün olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş;
Karşı dava yönünden; taraflar arasındaki 07/02/2007 ve 14/07/2007 tarihli bayilik sözleşmelerinin karşı davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, bu nedenle müvekkilinin kar kaybına uğradığını, ayrıca sözleşmeler uyarınca karşı davalı tarafça taahhüt edilmesine rağmen müvekkili prim alacaklarının eksik ödendiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle gönderilen ihtarnamelere göre borçlu olunmadığının tespitine ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şimdilik 1.000 TL kar kaybı alacağı ile 1.000 TL cezai şart alacağının, sözleşme gereği taahhüt edilen işyeri destek primine yönelik şimdilik 1.000 TL, ev ve kamp tüpü satışlarına yönelik prime karşılık şimdilik 1.000 TL alacağın karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava; taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshi iddiasına dayalı olarak uğranıldığı ileri sürülen kar kaybı ve cezai şart tazminatı ile sözleşme gereği teslim edilen LPG tüplerinin iade edilmemesi nedeniyle oluşan zararın ve cari hesap bakiye alacağının davalılardan tahsili istemine;
Karşı dava, gönderilen ihtarnameler gereği borçlu olunmadığının tespiti ve sözleşmenin haksız feshi iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen kar mahrumiyeti ve cezai şart tazminatı ile sözleşme gereği ödenmeyen prim alacaklarının karşı davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yanlar arasında bayilik sözleşmesinin varlığı tarafların kabulünde olup; asıl davada davacı taraf, davalının sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedene dayalı olarak fesh edildiğini ileri sürerek uğranılan kar kaybı, cezai şart alacağı, sözleşme gereği davalıya verilen LPG tüplerinin iade edilmemesi nedeniyle oluşan zararın ve cari hesap bakiye alacağının davalılardan tahsilini istemiş;
Karşı davada karşı davacı taraf, davalı tarafça sözleşmenin haksız nedenle fesh edildiğini ileri sürerek uğranılan kar kaybı, cezai şart alacağı ve sözleşme gereği ödenmeyen prim alacağının tahsili ile borçlu olunmadığının tespiti istemiştir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; davaya dayanak ve konu yapılan yanlar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığının tespiti, tarafların karşılıklı olarak üzerine düşen edimleri yerine getirip getirmediği, ileri sürülen iddia ve savunmalara göre birbirlerinden alacaklarının bulunup bulunmadığının, sözleşmenin feshinin haklı ise davacı taraf yararına kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının, haksız ise karşı davacı taraf yararına kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tespiti ile davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı yönünden bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, getirtilip-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler YMM…, otogaz uzmanı … ve Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen 28/12/2015 tarihli raporun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 15/12/2016 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle; davacı ile birleşen… A.Ş.ile davalı … arasında imzalanan 07/02/2007 tarihli bayilik sözleşmesi gereği davalının borçlarını yapılan ihtara rağmen ödemediği, raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı tarafın bayilik sözleşmesini feshinin haklı nedene dayandığı; usulüne uygun tutulan davacı ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 246.233,92 TL cari hesap alacağının bulunduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının 25.000 USD cezai şart alacağının oluştuğu, davacı yan kar mahrumiyetine yönelik taleplerinin ikinci bir cezai şart tutarına ilişkin olduğundan bu hükmün geçersiz olduğu, davacı tarafın 10.671 adet tüpün imalat bedeline yönelik taleplerinin dayanağının bulunmadığı, davalı …’in 150.000 TL ipotek bedeli ile sorumlu olduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, tarafların itirazları yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporu, toplanıp birlikte değerlendirilen tüm delillere göre; davacı ile davalı … arasında yapılan ve diğer davalının 150.000 TL ipotek bedeli ile sorumluluğunun bulunduğu bayilik sözleşmesinin 6-d maddesine aykırı olarak davalı bayinin borçlarını, yapılan ihtara rağmen ödemediği, bu nedenle bayilik sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiği anlaşılmıştır. Bu haliyle fesih; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda da açıklandığı üzere sözleşmenin davalı tarafça ihlali nedeniyle haklı nedenlere dayanmaktadır.
Buna göre asıl dava yönünden yapılan inceleme sonrasında; incelenen davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalı bayiden 246.233,92 TL alacaklı olduğu; taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshi nedeniyle, bayilik sözleşmesinin 21.maddesi gereği davacı tarafça cezai şart talep edebileceği ancak, davacı yan kar mahrumiyetine yönelik taleplerin ikinci bir cezai şart niteliğinde bulunduğu, bu nedenle cezai şart alacak kalemlerinde değerlendirilen kar mahrumiyeti isteminin yerinde olmadığı; diğer yandan davacının davalı bayiye teslim ettiği tüplerin iade edilmemesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararlarını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen 246.233,92 TL cari hesap alacağının ve 25.000 USD cezai şart tazminatının, davalı …’in 150.000 TL ipotek bedeli ile sınırlı olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmiş; belirlenen tespit edilen alacak miktarını aşan davacı taraf istemlerinin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan inceleme sonrasında; yukarıda asıl dava yönünden açıklanan gerekçeye göre karşı davacının, asıl davacıya ihtarnamede belirtilen miktarda borcu bulunduğu, dolayısı ile ileri sürdüğü borçlu olunmadığı yönündeki isteminin yerinde olmadığı; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin karşı davalı tarafça haklı feshi nedeniyle, karşı davacının sözleşmede öngörülen herhangi bir cezai şart ve kar mahrumiyeti talep etmesine yasal olanak bulunmadığı anlaşıldığından, bu yöndeki karşı davacı isteminin reddine karar verilmiştir. Diğer yandan, sözleşme prim alacaklarına yönelik istemin karşı davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından, bu yöndeki karşı davacı isteminin de reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
a-246.233,99 TL ile 25.000 USD’nin (davalılardan …’in ipotek limiti olan 150.000 TL ile sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
b-Alınması gerekli 20.702,47-TL karar ve ilam harcından 10.724,95-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 9.977,52-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına (davalı …’in bu miktarın 4.938,28 TL’sinden sorumlu tutulmasına),
c-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 10.724,95 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine (davalı …’in bu miktarın 5.308,22 TL’sinden sorumlu tutulmasına),
d-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 24.133,99 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
e-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 25.446,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
f-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 3.500 TL bilirkişi ücreti ve 384,70 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.913,70 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.888,65 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine (davalı …’in bu miktarın 934,77 TL’sinden sorumlu tutulmasına),
g-Davalılar tarafından yapılan 86 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 44,50 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
h-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 68,35 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 23,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
b-Karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 20.956,09 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınıp karşı davalıya verilmesine,
Dair, davacı-karşı davalı tarafın yüzünde, davalı-karşı davacı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.