Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/373 E. 2018/151 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/373 Esas
KARAR NO : 2018/151
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılın davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş’nin, TTK hükümlerine göre LPG faaliyetleri için kısmi bölünme yolu ile …’e katılma kararı aldığını, bununla ilgili sözleşme imzalanarak, birleşme işleminin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini ve bunun üzerine … A.Ş nezdindeki LPG faaliyetlerine yönelik tüm alacak, borçlar ve hakların tümüyle 02/01/2012 tarihi itibarıyla …’ye geçtiğini, davalının 04/11/2011 tarihli, 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile sıvılaştırılmış petrol gazları dağıtım şirketi olan müvekkili …’nin bayiiliğini yaptığını, davalının, … Noterliği’nden tasdikli 10/07/2013 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesinde belirttiği mesnetsiz ve haksız gerekçelerle bayilik sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, söz konusu fesih işleminin hem sözleşme hükümlerine, hem de hukuk kaidelerine uymadığını, sözleşme süresi boyunca, davalının, ihtarnamede bahsi geçen hususlarda herhangi bir şekilde uyarıda bulunmadığını, müvekili şirketin ise bayilik ilişkisi süresince sözleşme hükümlerine uyduğunu, ayrıca, davalı tarafından 11/02/2013 tarihinden, sözleşmenin feshi tarihine kadar herhangi bir şekilde sözleşme şartlarına aykırı olarak LPG alımı yapılmadığını, bu nedenlerden ötürü davalının sözleşmenin sona ermesinden önce belirtilen haksız gerekçelerle sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, davalının bu şekilde müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle Bayilik Sözleşmesinin 32.maddesine göre, müvekkilinin uğradığı zararı tazmin etmek zorunda olduğunu, davalının satışları ile birlikte müvekkilinin LPG alış ve davalıya LPG satış fiyatları birlikte değerlendirilerek, müvekkilinin uğradığı kar mahrumiyetinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca, davalının, sözleşmenin 33.maddesine göre sözleşmeye aykırı davranışlarıyla sözleşmeyi feshettiğinden cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, yine yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalının LPG alımı yaptığı dönemde aldığı en yüksek LPG miktarının tespiti ile dilekçe ekinde sunulan perakende satış fiyatları göz önünde tutularak cezai şart miktarının tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kar mahrumiyeti olarak bilirkişi tarafından hesaplandığında arttırılmak üzere şimdilik 6.000,00 TL, cezai şart olarak bilirkişi tarafından hesaplandığında arttırılmak üzere şimdilik 7.000,00 TL olmak üzere, toplam 13.000,00 TL’nin, fesih ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı taraf, 27/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile cezai şart talebini 140.042,81 TL’ye, kar mahrumiyetine ilişkin talebini 11.144.23 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı tarafa, dava dilekçesi ekli duruşma günü bildirir müşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ise de davalı yan duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir yazılı beyanda da bulunmamış ve bu haliyle, HMK’nın 128.maddesi uyarınca süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiştir.
Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla çözümü, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve dosya, tarafların iddia ve savunmaları ile davaya konu tüm alacak kalemleri yönünden denetime esas olacak şekilde rapor alınmasına karar verilmiş olup, Sözleşme Bilirkişisi Prof. Dr …, Sektör Bilirkişisi… ve Hesap ve İktisat Bilirkişisi Prof. Dr. …, mahkememize sundukları 16/07/2014 havale tarihli raporlarında, taraflar arasında münakit 04/04/2011 tarihli Bayilik Sözleşmesinde, davalının asgari alım taahhüdü miktarının ne kadar olduğu belirtilmediğinden, davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti ve cezai şart tutarının akten hesaplanmasına, maddeten imkan bulunmadığını bildirmişlerdir.
Davacı vekili, 08/09/2014 tarihli dilekçesi ile davalı taraftan alınmış bir tonaj taahhüdü bulunmadığını ancak bunun kar mahrumiyeti ve cezai şart taleplerinin hesaplanmasına engel olmadığını, sözleşmenin 29.maddesine göre tonaj taahhüdü olmaması durumunda Bayinin aylık ortalama LPG alımına göre hesaplama yapılması gerektiğini, yine aynı şekilde sözleşmenin cezai şart ile ilgili 30.maddesine göre bayinin aylık ortalama LPG alımı tonaj taahhüdü, Bayinin LPG alımının en yüksek olduğu aydaki tonaj miktarından fazla ise tonaj taahhüdüne göre, az ise Bayinin LPG alımının en yüksek olduğu aydaki tonaj miktarına göre hesaplanacağını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin beyanları doğrultusunda, ek rapor alınmış, bilirkişiler 14/07/2015 havale tarihli ek raporlarında, taraflar arasındaki ilişkinin, davacının genel işlem koşulları ile düzenlenmiş olmasına rağmen, davacı tarafın, sözleşmede bulunmayan tonaj taahhüdü miktarının kıyas yolu ile ortaya çıkartılmasını ve somut olaya uygulanmasını istediğini, sözleşme hükümlerinin kıyas yolu ile borçlunun sorumluluğunu genişletici şekilde yorumlanmasının, hele somut olayda olduğu gibi sözleşme Genel İŞlem Koşullarından oluşmakta ise TBK’nun 20 ve devamı maddeleri hükümlerine aykırı olacağının değerlendirildiğini, bu itibarla davacının hesaplama talebinin kabule şayan olmadığını, kök raporda herhangi bir değişiklik gerekmediğini bildirmişleridir.
Davacı vekili tarafından ek rapora itiraz edilmiş olup, alınan bilirkişi raporu ve ek rapor hüküm tesis etmeye yeterli bulunmadığından, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya Akaryakıt ve LPG Sektör Bilirkişisi …, Mali Müşavir … ve Hukukçu Bilirkişi Doç.Dr….’den oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. 
Bilirkişiler, mahkememize sundukları 18/05/2016 tarihli raporda, davalının sözleşmeyi feshinin haklı dayanaklarının bulunmadığını, sözleşmenin fesih tarihi itibarıyla davalı şirket davacı şirkete borçlu olduğunu, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle davacı şirket tarafından 30.madde kapsamında talep edilen cezai şart miktarının 140.042,81 TL olarak hesaplandığını, sözleşmenin haksız feshi sebebiyle davacı şirket tarafından 29.madde kapsamında talep edilen kar mahrumiyeti miktarının sözleşme sonuna kadar 122.586,48 TL hesaplandığını, davacı şirketin yeniden bayilik tesis edebileceği 3 aylık süre için ise hesaplanan kar mahrumiyetinin 11.144,23 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı vekili, 27/06/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile cezai şart taleplerini 140.042,81 TL, kar mahrumiyetine ilişkin taleplerini ise 11.144,23 TL olarak yeniden belirlediklerini bildirmiş ve eksik har miktarını ikmal etmiştir.
18/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalı yanın bayilik sözleşmesini süresinden önce feshinin haksız olduğunun ve davacının bayilik szöleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca hem cezai şart, hem de kar mahrumiyeti isteyebileceğinin kabulü halinde, davacı yanın aynı ilde/bölgede yeni bir istasyon kurup kurmadığının, yeni bir bayi ile sözleşme yapıp yapmadığının EPDK’dan sorulması gerektiği belirtilmekle, mahkememizce EPDK’ya müzekkere yazılarak ilgili husus sorulmuş, EPDK tarafından verilen 12/01/2017 tarihli cevapta, … ili, … ilçesi sınırları içerisinde 4 adet LPG bayisi bulunduğunu belirterek, bayilerin isim ve adreslerini bildirmiştir.
Davalı şirketin 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ilşkin vergi esas matrahları da sorulmuş, gelen yazı cevapları da incelenerek ek rapor tanzim edilmek üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler,04/08/2017 tarihli ek raporlarında, kök raporda sunmuş oldukları görüşlerini muhafaza ederek aynen tekrarladıklarını bildirmişlerdir.
Alınan bilirkişi 18/05/2016 tarihli kök rapor ve 04/08/2017 tarihli ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Mahkememiz dosya tamamı, alınan ve benimsenen kök ve ek rapor ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; 11.144,23 TL mahrum kalınan kar ve 140.042,81 TL cezai şart olmak üzere toplam 151.187,04 TL’nin davacının ihtarnamesinin karşı tarafa tebliğ tarihi olan 26/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
11.144,23 TL mahrum kalınan kar ve 140.042,81 TL cezai şart olmak üzere toplam 151.187,04 TL’nin davacının ihtarnamesinin karşı tarafa tebliğ tarihi olan 26/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 10.327,59 TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 2.767,05 TL peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.560,54 TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 14.844,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 2.767,05 TL peşin harc ve ıslah harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 3.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 408,55 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 6.353,65 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.