Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/358 E. 2018/399 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/358 Esas
KARAR NO : 2018/399
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2013
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, … yılından ber… firmasının… Gaz Türbin kanatları temizleme kimyasalları ve ekipmanlarını Türkiye’de ilk tanıtımını, pazarlanmasını ve satışını yaptığını; müvekkilinin yıllık cirosunun 110.000 EURO olduğunu, Türkiye distribütörü … firması ile birlikte 2009 yılında … ihalesi aldığını ve proje şirket ortaklarından … tarafından yönetildiğini, müvekkili şirkette çevre mühendisi olarak çalışan davalının ihlale ve proje takibini yaptığını, proje sonuçlanma aşamasına gelmeden davalının kötüniyetli planları ile iş akdinin sona erdirildiğini, davalının … ünvanlı adi ortaklığı kurduğunu, müvekkilinin distribütörlük anlaşmasının davalının kötüniyetli çabaları ve karamaları sonucu feshedildiğini, müvekkili şirket aleyhine propaganda yaptığını, davalının müvekkilinin Türkiye’deki rolünü üstlendiğini, bu olaylar neticesinde müvekkilinin 500.000 EURO zarara uğradığını, davalının TTK 55 vd maddeleri kapsamında eylem ve davranışlarının hukuka aykırı olduğunu, TTK 54.maddesi gereği davalının dürüstlük kuralına aykırı fiili sonucu müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının çalışanı olduğunu, bu nedenle görev itirazı bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin iş akdinin haklı nedenle feshedilmediğini, …’da, … Services ise İngiltere’de mukim iki ayrı tüzel kişilik olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile … firması arasında distribütörlük anlaşması da bulunmadığını, davacının, …firması ile iş ilişkisini bizzat kendisini sonlandırdığını, bu firmanın rakibi … firması ile çalışmaya başladığını ve bu nedenle ünvan değiştirdiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava, T.T.K.nun 55 ve 56. maddelerine dayalı olarak varlığı ileri sürülen haksız rekabet sebebiyle tazminat istemlerine ilişkindir. 
Davacı taraf tacir olup, uyuşmazlığın haksız rekabetten kaynaklanması nedeniyle TTK’nun 4.ve 5.maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
Davanın niteliği gereği, davalının haksız rekabet eylemlerini gerçekleştirdiğini ve talep edebileceği tazminat miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden haksız rakabetin oluşup oluşmadığı, oluşmus ise bundan meydana gelmiş davacı taraf zarar ve miktarlarının bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi kurul raporu alınmasına karar verilerek, talimatla alınan tanık beyanları, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi YMM …, … ve Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 28/09/2016 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve davacı vekillinin itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 24/04/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında; davacının iddia ettiği haksız rekabet oluşturan olayın 2011 yılında gerçekleştirildiği, distribütörlük ilişkisinin sona erdiği tarihte haksız rekabetin oluştuğu kabul edilse dahi, somut olayda kanundaki zamanaşımı sürelerinin dolduğunun kabulü gerektiği, TTK 60.md haksız rekabet davalarında davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğradığının düzenlendiği, haksız rekabetten bahsedebilmek için davacının, davalının haksız rekabet oluşturan eylemini ve bu haksız rekabet oluşturan eylemle zarar gördüğünü kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispat etmesinin arandığı, incelenen mail yazışmalarında, davalının mailinin davacının Almanya’da bulunan … firma ile distribütörlük sözleşmesinin bitmesinden sonra yazıldığı, davalının mailinin sözleşmenin feshi sebebi olabilecek bir yazışma olarak kabulüne imkan olmadığı, distribütörlük sözleşmesinin hangi sebeplerle sonlandığı konusunda şüpheler mevcut olduğu, davacının 2011 yılından itibaren dava dışı … ile sorun yaşadığı, basında iş ortağı olarak dava dışı … şirketini tanıttığı, davalının 2013 ocak ayından itibaren davacının ortağı ile iş ilişkisi kurduğu gümrük belgeleri ile sabit olduğu, fakat, davalının bu ticari ilişkisinin TTK anlamında haksız rekabet sayılması için uygun nedensellik bağının bulunmadığı, davalının ticari nitelik taşıyan hukuka aykırı bir davranışı mevcut olmadığı, TTK 54 ve 55 md gereği haksız rekabet unsurlarına somut olayda rastlanmadığı, ayrıca somut olayda zamanaşımı süresinin de dolduğu bildirilmiştir.
Alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, dinlenen tanık anlatımları ile toplanıp değerlendirilen delillere göre; her ne kadar davacı tarafça, eski çalışanları olan davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle, dava dışı Almanya menşeli firma ile olan distribütörlük sözleşmesinin sona erdiğini ve bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek davalı hakkında eldeki dava açılmış ise de; 2011 yılında sona erdirilen distribütörlük sözleşmesinin sona erdirilmesine neden olabilecek davalıdan kaynaklı somut bir eylemin kanıtlanamadığı, distribütörlük ilişkisinin davacı tarafça sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının, TTK 54.ve 55.madde hükümlerine uygun bir haksız rekabet eyleminin bulunmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 170,80 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 134,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 309,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.