Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/237 E. 2022/408 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2013/237 Esas
KARAR NO :2022/408

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:14/04/2008
KARAR TARİHİ:21/04/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tasarruflarını davalı … Bankası A.Ş’de açtığı hesaplarda değerlendirdiğini, kendisine 7 adet hesap cüzdanı verildiğini, … Bankası dışında bir bankaya para yatırmayı aklına dahi getirmeyen müvekkilinin, paranın başka bankaya gönderilmesi hususunda herhangi bir talimatının da olmadığını, anılan bankanın davalı …’ye intikal etmesiyle müvekkili parasının davalı off-shore bankası hesaplarına yatırıldığı gerekçesiyle ödenmediğini, bankacılık işlemlerinde davalı … Bankası A.Ş’nin şubeleri ve diğer imkanlarının kullanıldığını, mevcut durum sebebiyle davalı yönetici …’ın sorumluluğunun bulunduğunu, davalı …’nun davalı … Bankası A.Ş’ni gereği gibi denetleyemediğini, … tarafından banka yönetim kurulu üyeliğine getirilen …’ın usulsüz işlemlere göz yumduğunu, davalı …’nun de hesapları sigorta eden kurum olarak sorumluluğunun olduğunu ileri sürerek, … … Ltd. adlı bankanın dava tarihinde bankacılık izni ve hiçbir faaliyeti bulunmadığının, bu bankadan para tahsil edilmesinin mümkün olmadığının, müvekkilinin parasını …. Bankası A.Ş.’ne yatırdığı ve paranın bu banka bulunduğunun, … bankasına aktarılmadığının tespitine, 99.528,35 TL’nın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; müvekkilleri aleyhine açılacak davaların idari yargı mercilerinde görülmesi gerektiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 03/11/2009 tarih ve 2008/214 E-2009/578 sayılı kararla davalılar …, … ve … hakkında açılan davanın yargı yolu yanlışlığı sebebiyle reddine, müflis banka ve … hakkında açılan davanın zamansız açılmış olması sebebiyle reddine, … bankası hakkındaki tespit davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; verilen karar davacı vekili ile katılma yoluyla davalı Müflis … Bankası A.Ş vekili temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2012 tarih ve 2010/15205 E- 2012/13544 K sayılı kararıyla; “1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar … ve …’na yönelik tüm temyiz itirazları ile, katılma yoluyla davalı Müflis … Bankası vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak, davanın açılmasından sonra Dairemiz önüne gelen emsal uyuşmazlıklardan davalı Bankanın iflasına karar verildiği, ikinci alacaklar toplantısının yapıldığı (İİK.194) ve … bankasından tahsilat yapılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, mahkemece davalı Müflis … Bankası hakkındaki davaya kayıt kabul davası olarak bakılmak gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı T…. Bankası A.Ş’ne yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil off-shore bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında off-shore bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı …’ın ise, bu bankanın yöneticisi bulunduğunu, TTK’nun 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı …’ın da bulunduğu davalı T. … Bankası A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı … Bank … Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ve bu davanın derdest olduğunu bildirmiştir. Davacı ve davacı durumundaki diğer mudilerin iradesinin fesada uğratıldığının veya benzer bir eylemin tespit edilerek davalı … ile diğer davalı T…. Bankası yöneticileri hakkında verilebilecek olası bir mahkumiyet kararının, eldeki bu davayı etkileyebileceği açıktır.
Bu durum karşısında, davalı … ile davalı Müfli… Bankası A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasının akıbetinin araştırılması, sonucunun beklenmesi, mahkumiyet kararı çıkması halinde bu kararın hukuki sonuçlarının BK’nun 53 ncü maddesi çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle, aynı Yasanın 41 ve TTK’nun 321/son maddeleri uyarınca …’ın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Davalılardan …, Müflis … Bankası A.Ş.’ne … tarafından el konulmasından sonra yönetim kurulu üyesi olarak, daha sonra bankanın 03.07.2003 tarihinde …’ye devri üzerine … tarafından yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak atanan bir kamu görevlisidir. Davalının atandığı ve görev yaptığı dönemde yürürlükte olan 4389 sayılı Bankalar Kanunun 24/6. maddesi ve halen yürürlükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 127/4-5. maddesi “… kurul veya fon tarafından atanan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılmış bulunan davalar da atamayı yapan ilgili mercii olan kurum veya fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda da husumet ilgili kuruma yöneltilir.” hükmüne haizdir. Bu itibarla mahkemece davalı …’nın hukuki durumunun açıklanan maddeler dikkate alınarak ve bu kişi aleyhine idari yargı yoluna başvurulamayacağı da gözetilerek değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, … yönünden verilen kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş; bu kez davacı taraf vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce verilen 23/06/2021 tarihli ara kararla, davacı tarafça, davalı … ile Müflis … … Bankası …A.Ş.’ye yönelik açılan davanın, işbu dosyadan tefrikine karar verilmiş ve Mahkememiz… E sırasına kaydının yapıldığı, adı geçenler hakkında verilen 16/02/2016 tarihli kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2018 tarih ve 2016/9614 Esas, 2018/5016 Karar sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmış; yargılamaya diğer davalılar yönünden eldeki davada devam olunmuştur.
Davalı … ve …’ya yönelik açılan dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Mahkememizce verilen ve temyizi üzerine Yargıtay denetiminden geçen 03/11/2009 tarih ve 2008/214 E-2009/578 sayılı kararla tartışılıp değerlendirildiği üzere, kanun ve idare kararına istinaden tesis edilen idari eylem ve işlemlerin hukuka uygun yürütülüp, yürütülmediğinin, işlemlerin uygulanmasında zarar doğup doğmadığının ve bu nedenle idarenin sorumlu olup olmadığının tartışılıp tespit edileceği makam adli yargı değil, idare hukuku esaslarına göre idari yargıdır. Bu nedenle bu davalılar hakkında açılan davada mahkememiz görevli değildir. Dolayısıyla bu davalılara yönelik açılan davanın yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Bankası … Ltd.’ye yönelik açılan dava yönünden yapılan inceleme sonrasında;
Mahkememizce verilen ve temyizi üzerine Yargıtay denetiminden geçen 03/11/2009 tarih ve 2008/214 E-2009/578 sayılı kararla tartışılıp değerlendirildiği üzere, işbu davalıya yönelik açılan dava tespit istemine ilişkin olup, eda davası açma imkanının bulunduğu hallerde tespit isteminde hukuki yarar bulunmamaktadır. Dolayısıyla anılan davalıya yönelik açılan tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından bu davalıya yönelik açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer davalı …’a yönelik açılan dava yönünden yapılan yargılama sonrasında;
Davalı … hakkındaki …. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan kamu davasının uzun süredir derdest olması ve adı geçen yönünden henüz bir karar verilmemiş olması dikkate alındığında, bu davalı yönünden ceza davasının beklenmesinde bir yarar elde edilemeyeceği ve benzer yöndeki davalarda Yargıtay 11. HD’nin 2017/1173 E 2018/7750 K sayılı ilamında bu yönde içtihat oluşturulduğu anlaşıldığından, davalı … hakkında …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı kamu davasının bekletici mesele yapılması yönündeki mahkememiz ara kararından vazgeçilmesine karar verilmiş; yargılamaya adı geçen davalı yönünden devam olunmuştur.
Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, dosya, ekleri ve getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 03/12/2015 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüş; alınan bilirkişi raporu davalı … yönünden uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmediğinden bu kez davacı tarafça ileri sürülen hukuksal nedene dayalı olarak davalı müflis bankanın yöneticisi olduğu anlaşılan davalı …’ın sorumluğunu gerektirir bir davacı zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ve temerrüt tarihinin tespiti için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, dosya kapsamı belgeler ve gerektiğinde davalı kayıtları incelenmek suretiyle dosya konusunda uzman bilirkişi bankacı …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 07/02/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının dava konusu işlemler nedeniyle yatırmış olduğu 87.000 DEM ve 7.500 Euro karşılığı 51.982,39 Euro alacağını dava tarihi olan 14/04/2008 tarihinde itibariyle tahsil edemediği ve davacı taraf talebiyle bağlı kalınarak 99.528,35 TL zarara uğradığı, davacının bu zararının oluşmasında davalılardan …’ın T. … Bankası …A.Ş. Yöneticisi sıfatıyla sorumluğunun bulunduğu, bu miktara dava tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan 07/02/2022 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, en son alınan ve benimsenen bilirkişi raporu ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı hesabındaki paranın aktarılması nedeniyle davacının zarara uğratıldığı, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlüğünü ihlali ile anılan zararlandırıcı işlem nedeniyle davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309.maddesi uyarınca davalı yönetici …’ın sorumluluğunun bulunduğu, bu kapsamda benimsenen bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacıya yönelik zararlandırıcı işlemler nedeniyle meydana gelen 99.528,35 TL zararın faiziyle birlikte itibaren davalı …’dan tazmininin gerektiği anlaşıldığından bu davalıya yönelik açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalılar …, … ve … BANKASI … LTD. hakkında açılan Davanın Reddine,
2-Davalı … hakkında açılan DAVANIN KABULÜ ile,
99.528,35 TL’nin dava tarihi olan 14/04/2008 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 6.798,78-TL karar ve ilam harcından 1.343,70-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 5.455,08-TL harcın davalı …’dan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.405,19-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 14,00 TL başvuru harcı, 2,30 TL vekalet harcı, 1.343,70 TL peşin harç, 118,00 TL yurt dışı tebligat harcı, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 180,00 TL tebligat giderlerinin toplamı 4.858,00 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 21/04/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı