Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/165 E. 2020/366 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2013/165 Esas
KARAR NO:2020/366

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:07/06/2013
KARAR TARİHİ:02/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücülüğünü …’un yaptığı … adına kayıtlı … plakalı aracın 19/10/2007 tarihinde müvekkili …’a çarptığını, kaza sonucu müvekkilinin sağ bacağında çoklu kırıklar meydana geldiğini, bu durumun müvekkilinin hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkilediğini, davacının kazanın etkileri nedeniyle 1 (bir) yıl kadar çalışamadığını, yaralanmadan dolayı vücut bütünlüğü üzerinde meydana gelen olumsuzluklardan kaynaklanan efor kaybı meydana geldiğini, kazaya karışan aracın davalı …. tarafından … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davacının maddi kayıplarının giderilmesi için davalı … şirketine 24/12/2012 tarihinde gerekli evraklarla beraber başvuruda bulunulduğunu, davalı … şirketi tarafından 8 (sekiz) günlük yasal süre içerisinde kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, başvuruya cevap dahi verilmediğini, kaza sonucunda …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile sürücü hakkında ceza davası açıldığını, bu davanın halen devam ettiğini belirterek, kazaya karışan … plakalı aracın 3. kişilere devrinin önlenmesi bakımından öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, efor kaybı ve çalışılamayan süreden kaynaklanan maddi zararlarının karşılanması için ise 50.000,00-TL. maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, hükmolunacak maddi tazminata … ve … için olay tarihinden itibaren yasal faiz, davalı … şirketi için ise temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi yürütülmesine karar verilmesini, ayrıca 10.000,00-TL. manevi tazminatın da davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluş tarihi dikkate alındığında, davacının dava konusu yaptığı alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının maddi tazminata yönelik taleplerinin yasal bir dayanağı bulunmadığını, geçici işgöremezlik tazminatına yönelik talebin haksız ve mesnetsiz olduğunu, manevi tazminat talebinin ise yasal koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili ise cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine davacı tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet de vermediğini, yaptırılacak olan zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, maluliyete bağlı meslekte kazanma gücü kaybı oranı ile kusurun tespiti için mahkemece ATK.’nın ilgili dairelerinden rapor alınmasını, davacı tarafın reeskont faiz talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’a dava dilekçesi, tensip zaptı ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen, bu davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dosya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/04/2013 tarihli, … E. ve … K. sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak; …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası, sigorta poliçesi örneği, sigorta şirketine gönderilen ihtarname örneği, iddianame, kusur bilirkişi rapor örneği, ATK rapor örneği, mali ve sosyal durum araştırması örneği, müvekkiline ait tedavi evrakları, film, grafi, rapor, CD.’ler, emsal ücret araştırma sonuçları, … plakalı aracın trafik kayıtları, maluliyet raporu, hesap bilirkişisi raporu, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalılardan … vekili delil olarak; tarafların mali ve içtimai durum araştırması, bilirkişi incelemesi ve tanık beyanına dayanmıştır.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili ise delil olarak; aktüerya ve adli tıp uzman doktor raporları, ibraname, ödeme dekontu, poliçe, trafik sigortası genel şartları, ceza dosyası, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır.
Diğer davalı … ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacının kaza sonrası tedavi gördüğü hastanelere müzekkereler yazılarak, davacıya ait tedavi belgeleri, raporlar ve grafilerinin dosyamıza gönderilmesi sağlanmış, …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı ceza dosyası (…. Asliye Ceza Mahkemesi … E.) aslı celbedilmiş, taraflarca bildirilen tanıklar duruşmaya davet edilerek usulünce dinlenmiş, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmaları yaptırılmış, davacının elde ettiği geliri tespit bakımından emsal gelir araştırması yapılmış, sonrasında dosya kusur raporu düzenlenmek üzere ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne, maluliyet raporu düzenlenmek üzere ATK … İhtisas Kurulu’na gönderilmiştir.
Mahkememizce …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı ceza dosyası celbedilerek incelenmiştir. Anılan dosyanın tetkikinde; davalılardan araç sürücüsü … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı ceza davası açıldığı, …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin HSK’nın 16/07/2014 tarihli ve 1642 sayılı kararı gereğince …. Asliye Ceza Mahkemesi’ne devrine karar verildiği, sonrasında ise …. Asliye Ceza Mahkemesi’nde … Esas numarasına kaydedildiği, anılan dosyada verilen 27/11/2014 tarih, … E. ve … K. sayılı kararla sanık (davalı) …’un suçu sabit görülerek, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 04/10/2017 tarih, 2016/2899 E. ve 2017/7053 K. sayılı ilamı ile onanarak aynı tarihte (04/10/2017) kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce öncelikle davalılardan … vekilinin zamanaşımı def’i değerlendirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2019 tarihli ve 2016/12985 Esas ve 2019/6558 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; 2918 sayılı KTK’nın 109/I. Maddesinde; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Huzurdaki davaya konu trafik kazasında davacının yaralanması eyleminin cezayı gerektirmesi ve bu konuda sürücü (davalı) … hakkında …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ceza davası açılmış olması karşısında; somut olayda 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, huzurdaki davanın ise bu süre zarfında açıldığı dikkate alınarak davalı … vekilinin zamanaşımına yönelik itirazları mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekili tarafından cevap dilekçesinde, müvekkili sigorta şirketine davacı tarafından herhangi bir başvuruda bulunulmadığı iddia edilmiş ise de; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan “İhtarname” başlıklı 24/12/2012 tarihli belgeden de anlaşıldığı üzere, davacı … vekili Av. … tarafından davalı ….’ye 19/10/2007 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararların tazmini için yazılı başvuruda bulunulduğu, anılan başvurunun davalı … şirketi tarafından dilekçe üzerine tarih ve numara kaşesi vurulmak suretiyle 24/12/2012 tarihinde teslim alındığı anlaşılmıştır. Bu nedenle dava şartı olan dava öncesinda sigorta şirketine başvuru yapılmış olması şartının somut olayda mevcut olduğu anlaşılarak, mahkememizce davalı … şirketinin aksine beyanlarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekilince davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye davacı müvekkili için 24/12/2012 tarihinde sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı talebinde bulunulduğu, buna ilişkin talep dilekçesinin (ihtarname) davalı şirket tarafından 24/12/2012 tarihinde tebliğ alındığı anlaşılmakla; bunun 8 işgünü sonrası olan 04/01/2013 tarihi mahkememizce davalı … şirketinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 27/02/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; davalı sürücü …’un olay günü idaresindeki … plakalı araç ile orta kapısı açık vaziyette seyrettiği, buna rağmen dikkatini yola vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyretmesi neticesi seyir istikametine göre yolun sağından soluna geçmek üzere kaplamaya giden yayayı fark edemeyip etkin tedbir almadan yayaya çarptığı, bu şekilde meydana gelen kazada %50 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise olay mahallinde yolun karşısına geçmek amacıyla taşıt yoluna girmeden önce gelen trafiği kontrol etmediği, yaklaşmakta olan araçların mesafesini ve hızını göz önünde bulundurması, yolun geçişe uygun olduğuna kanaat getirdikten sonra kaplamaya girmesi gerekirken yeterli özeni göstermeyip kontrolsüzce kaplamaya girdiği, böylece seyir halindeki aracın açık olan orta kapısının çarpması ile meydana gelen kazada %50 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Maluliyetle ilgili olarak ATK … İhtisas Kurulu ile ATK … İhtisas Kurulu’nun düzenledikleri raporlar arasında çelişki olduğunun anlaşılması üzerine mahkememizce raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın ATK Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir. ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen 27/07/2017 tarihli maluliyet raporunda ise özetle; davacı …’ın 19/10/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadı, bu nedenle maluliyet tayinine mahal olmadığı, davacının iyileşme süresinin (geçici işgöremezlik süresi) ise olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yargılama sırasında mahkememizce dosya davacısı … ile dosya davalıları … ve …’in ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması (…) için yerleşim yeri adreslerinin bağlı bulunduğu İlçe Emniyet Müdürlüklerine ayrı ayrı müzekkereler yazılmıştır. … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından davalı … hakkında yapılan … sonucu düzenlenerek dosyaya gönderilen 31/01/2013 tarihli tutanakta; ilgilinin minibüs şoförü olduğu, aylık kazancının 1.500-TL. olduğu, bunun dışında başka gelirinin olmadığı, kendi adına kayıtlı dairede ikamet ettiği, eşi ve kendisinden başka aynı çatı altında yaşayan başka kimsenin bulunmadığı, eşinin ortaokul mezunu ve ev hanımı olduğu, şahsın üzerine kayıtlı hatlı minibüs olduğu ve dairesinin bulunduğu, ilgilinin 58 yaşında ve evli olduğu, şahsın çalışmaya engel fiziksel engelinin bulunmadığı bildirilmiştir. … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından davalılardan … ile ilgili olarak yapılan … sonucunda düzenlenen 19/02/2013 tarihli raporda ise; adı geçenin şoför olarak çalıştığı, aykık gelirinin 1.400-TL. olduğu, başkaca gelirinin olmadığı, oturduğu evin kira olduğu, aylık kirasının 500-TL. olduğu, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve bir çocuğunun bulunduğu, eşi ve çocuğuyla beraber kaldığı, adına kayıtlı menkul veya gayrimenkul malının olmadığı, şahsın ilkokul mezunu ve 34 yaşında olduğu bildirilmiştir. Davacı … hakkında yapılan … sonucu düzenlenen 28/02/2013 tarihli raporda ise; ilgilinin kahvehane işletmecisi olduğu, aylık gelirinin 1.500-TL.-1.700-TL. civarında olduğu, oturduğu evin kira olduğu, aylık kirasının 600-TL. olduğu, eşi, annesi ve bir çocuğu ile birlikte aynı evde oturduğu, memleketinde 10 (on) dönüm arazisinin ve köyde de bir evinin bulunduğu, çocuğunun tekstil işinde çalıştığı, kendisinin ilkokul mezunu ve 52 yaşında olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı hakkında ayrıca emsal ücret araştırması yapılmış, bununla ilgili olarak … Vergi Dairesi tarafından dosyaya gönderilen müzekkere cevabında; davacının 2007 ile 2013 yıllarındaki beyan ettiği gelir ve gider beyannameleri gönderilmiştir. Ayrıca davacının kayıtlı olduğu … Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na müzekkere yazılarak ilgilinin gelir durumu ile emsal gelir kayıtlarının gönderilmesi istenmiş, ancak müzekkereye verilen cevapta herhangi bir bilgi verilmemiştir.
Kusur ve maluliyete ilişkin olarak düzenlenen ATK raporları incelenmiş, mahkememizce raporların yargısal denetime uygun, yeterli ve hüküm kurmaya elverişli oldukları anlaşılmıştır. Sonrasında dosyaya gelen tüm bilgi ve belgeler dikkate alınmak suretiyle rapor düzenlenmek üzere dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Dosyaya sunulan 30/07/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda özetle; yerleşik Yargıtay kararlarına da vurgu yapılarak, dosyaya gelen bilgi ve belgeler dikkate alındığında davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olabileceği, hesabın da asgari ücret esas alınarak yapılması gerektiği, yapılan hesaplamaya göre davacının 19/10/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak 9 (dokuz) aylık geçici iş göremezlik gelirinin 4.194,41-TL. olduğu, ancak kazanın oluşumunda davacının %50 oranında kusurlu olduğu dikkate alındığında talep edebileceği maddi tazminatın 2.097,21-TL. olabileceği, davalı … şirketi için temerrüt tarihinin ise 04/01/2013 tarihi olduğu belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce 28/03/2019 tarihli duruşmada, aktüer bilirkişi kök raporuna karşı davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını karşılar nitelikte ek rapor düzenlenmesine karar verilerek dosya kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 27/05/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda ise dosyadaki iddia ve itirazlar dikkate alınarak üç ayrı seçenekli hesaplama yapılmıştır. Ek rapordaki birinci seçenekte; kök rapordaki gibi asgari ücret esas alınmış, buna göre aynen kök rapordaki gibi davacının talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatı miktarı 2.097,21 TL. olarak hesaplanmıştır. İkinci seçenek olarak; davacı vekilinin iddiası doğrultusunda davacının kaza tarihindeki gelirinin aylık 1.500,00-TL. olduğu esas alınarak hesaplama yapılmış, buna göre davacının talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatı miktarı 6.969,53-TL. olarak hesaplanmıştır. Üçüncü seçenek olarak ise; davalı … vekilinin iddiaları doğrultusunda bizzat davacının bağlı olduğu vergi dairesinde bildirdiği gelir miktarı dikkate alınarak hesaplama yapılmış, buna göre talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatı 348,12-TL. olarak hesaplanmıştır.
Geçici işgöremezlik ödeneği, motorlu aracın işletilmesi sırasında kişinin yaralanması sonucu yapılan, tedavinin gerektirdiği bir gider (diğer gider) olup; bedeni zarara ilişkindir. Trafik kazası sonucu yaralanmanın doğal bir sonucu olan ve kişi iyileşinceye kadar geçen geçici sakatlık dönemine ilişkin olan geçici işgöremezlik ödeneği, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamı içinde yer alan bedeni zararlardandır. 2918 sayılı KTK’nun 98/1. maddesinde belirtilen “tedavinin gerektirdiği diğer giderler” kapsamında olduğundan, geçici iş göremezlik tazminatının tedavinin gerektirdiği gider olarak zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) kapsamında olduğu açıktır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasında yaralanma hallerinde tedavi dışında, bu kimsenin çalışma gücünün tamamen veya kısmen azalması gibi durumlarda bundan kaynaklanan zararları ve ileride ekonomik yönden yoksun kalacağı zarar, ziyan ve masrafları, kişinin olay nedeniyle mahrum kaldığı diğer ekonomik zararların da poliçe kapsamında kalan zararlardan olduğu kabul edilmektedir. (Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku; 2002, 3.baskı, sh.709-710)
Zorunlu mali sorumluluk sigortasının dışında kalan hususların düzenlendiği KTK’nun 92. maddesinde “geçici işgöremezlik ödeneği” sigorta kapsamı dışına çıkarılmamış olup; bu durum karşısında geçici işgöremezlik ödeneğinin de poliçe limiti ile sınırlı kalmak üzere poliçe kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 10. HD.’nin 14/10/2010 tarih, 2009/5281 E.ve 2010/13730 K. sayılı ilamı)
Davacının kaza tarihindeki gelirinin tespitine yönelik olarak mahkememizce yapılan emsal araştırmaları sonucunda dosyaya … Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile … Vergi Dairesi tarafından gönderilen cevaplarda davacının geliri ile ilgili herhangi bir somut veri bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tanıkları … ve …, davacının aylık 1.500,00-TL.-2.000,00-TL. civarında geliri olduğunu beyan etmişler ise de davacı tarafça dosyaya asgari ücretin üzerinde bir gelir elde edildiğine dair yazılı ve somut bir delil ibraz edilemediğinden, mahkememizce Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşik kararları da gözetilerek davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir.
İddia, savunma, toplanan ve celbedilen deliller, ATK kusur ve maluliyet raporları, dosyada alınan aktüer kök ve ek bilirkişi raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, ayrıca dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen 30/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile 27/05/2019 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç kısmındaki 1. seçeneğin birlikte değerlendirilmesinde; davacının 19/10/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak yaralanması neticesinde davacı hakkında sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, davacının iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, kazanın meydana gelmesinde davacı yaya …’ın hatalı davranışı ile davalı sürücü …’un hatalı davranışının eşit ölçüde etkili olduğu, davacının davalılardan talep edebileceği geçici işgöremezlik tazminatı tutarının 2.097,21-TL. olabileceği, yukarıda anılan mevzuat hükümleri ile yerleşik Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde davalıların geçici iş göremezlik tazminatından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, hükme esas alınan raporlarda hesaplanan 2.097,21-TL.’nin davalılardan sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat limitleri içerisinde kaldığı, davalı … şirketinin temerrüt tarihinin 04/01/2013 tarihi olduğu, dava konusu tazminatın davacı gerçek kişi yönünden ticari niteliği bulunmaması nedeniyle 2.097,21-TL. geçici iş göremezlik tazminatına davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 19/10/2007 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla maddi tazminata yönelik davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Anılan maddeye göre hakim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hakim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olayda; davacı …’ın 19/10/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ATK Genel Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunda da tespit edildiği üzere 9 (dokuz) aylık iyileşme sürecine ihtiyaç duyacak şekilde yaralandığı, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen kusur raporunda ise davacının %50 oranında, davalı sürücünün de aynı şekilde %50 oranında kusurlu oldukları, davacının kaza sonucu iyileşme süresinin 9 aya kadar uzamasının olayın vehametini artıran hususlardan olduğu, tarafların dosyada tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği, davacı yaya ile davalı sürücünün kusurlarının eşit derecede oluşu, paranın satın alma gücü, davacının kaza sonucu duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları hep dikkate alındığında; davacı … için 5.000,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, bu miktarın davacıyı zenginleştirmeye ve davalıları da fakirleştirmeye yol açmayacağı kanaatine varılarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdir edilen 5.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 2.097,21-TL geçici iş göremezlik tazminatının, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/01/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 19/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu konudaki fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 143,26-TL karar ve ilam harcının, peşin olarak yatırılan 204,95-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 61,69-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat yönünden davacı taraftan alınan 143,26-TL karar harcının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.097,21-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp, davacıya verilmesine,
6-Davalılar … Sigorta ve … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 7.027,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 1.781,70-TL’nin kabul ve red oranına göre 74,73-TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat yönünden davalı …’in 66,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 63,23-TL’sinin davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 341,55-TL karar ilam harcının davalılar … ve …’den alınıp maliyeye gelir kaydına,
10-Manevi tazminat yönünden davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp, davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden davalı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
12-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK.’nun 345. maddesi uyarınca gerekeli kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK.’nun 342. maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK.’nun 343. maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK.’nun 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak verilen karar davacı vekilinin, davalı … şirketi vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer …’un yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır