Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/145 E. 2018/268 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/145 Esas
KARAR NO : 2018/268
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2013
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında, 01/06/2011 tarihinde imzalanan …sözleşmesinin davalı tarafından ihlali nedeniyle, sözleşmeden doğan alacağın tahsili amacı ile davalı hakkında, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak, davalı şirketin 12/03/2013 tarihinde yaptığı itiraz nedeni ile takibin durduğunu, itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21.maddesinde İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiğini, yetki itirazının yerinde olamadığını, ayrıca, davalının taraflar arasında imzalanan … sözleşmesine aykırı davrandığını, sözleşme gereğince yapmayı üzerine aldığı projeleri çaşitli bahanelerle savsaklayıp, tamamlamayarak müvekkili şirketin ciddi miktarda müşteri ve itibar kaybına neden olduğunu, franchise bedeli ödemeden kendi adına iş yapmayı plan ve hedeflediğini, teklifleri kendi adına sunmaya başladığını, bunun yanı sıra franchise sözleşmesi gereğince verilmesi gereken 40.000,00 TL’lik teminat mektubu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, haber dahi vermeden adresini değiştirdiğini, sözleşme ile taahhüt ettiği yükümlülüklerine aykırı olarak, hizmet kalitesi açısından gereken kadrosunu tamamlamadığı gibi, müvekkili şirketin onaylamadığı kişilerden hizmet aldığını, belirlenen taban fiyatın altında iş aldığını, müvekkili şirketin standartları altında işe yaptığını, müvekkilinin bilgisi dışında fatura kesip, tahsilat yaptığını, bu şekilde sözleşmeye aykırı davrandığını, bu şekilde müvekkili şirketi maddi ve manevi zarara uğrattığını, ayrıca, davalı şirketin, sözleşmenin 8.maddesi gereği rekabet yasağı yükümlülüğü bulunmasına rağmen,… Danışmanlık Firması yetki başvurusu yapabilmek için, Türkiye Makine Mühendisleri Odası’nın “… Eğitimi” sertifikası ile ilgili yaptığı seminere personellerini gönderdiğini, bu nedenle 100.000,00 TL cezai şart talep etme haklarının doğduğunu, aldıkalrı duyumlara göre davalı şirketin içini boşaltmaya hazırlandığını, malvarlığını ve portföyünü…adı altında başka bir şirkete kaydırmaya çalışığını öğrendiklerini ileri sürerek, davalı şirket adına kayıtlı … ve … plaka sayılı araçlarla, tüm araç ve gayrımenkulleri üzerine tedbir konulmasını, ayrıca, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;… sözleşmesinin 27/11/2011 tarih ve 28097 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmelik” hükümlerine aykırı olduğundan geçersiz hale geldiğini, kaldı ki sözleşme geçerli olsaydı dahi anılan sözleşmenin 21/07/2012 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini, geçerliliği olmayan sözleşmeye dayanarak yetki kuralının belirlenmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin adresi dolayısıyla İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca, davacının işbu davaya dayanak olarak gösterdiği 01/06/2011 tarihli franchise sözleşmesi ile kendisine Bakanlıkça verilen iş yapabilme yetkisini devretmeyi taahhüt ettiğini, oysa Bakanlıkça çıkarılan yönetmelik ile anılan yetkinin devrinin yasaklandığını, bu bakımdan sözleşme hükümlerinin geçersiz hale geldiğini, sözleşmenin temel hükümlerinin, mevzuata aykırılık nedeniyle geçersiz hale gelmesiyle birlikte, tarafların karşılıklı borçlarının da ifa imkansızlığı nedeniyle sona erdiğini, asıl borç ifa imkansızlığı nedeni ile sona erdiğinden fer’i nitelikteki borçların da sona erdiğini, bu nedenle davacının cezai şart talep etme hakkının bulunmadığını, bir an için sözleşmenin hukuken geçerli olabileceği düşünülseydi dahi, sözleşme davacı tarafından, müvekkiline gönderilen 21/07/2012 tarihli bildirim ile feshedildiğini, sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart talepleri ancak yürürlükteki sözleşmeler için talep edilebileceğinden, davacının cezai şart talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iddialarının asılsız, soyut ve dayanaksız olduğunu, maddi ve manevi zararlara ilişkin açıklamaların hiçbirinin davayla ilgisi bulunmadığını, … sözleşmesi ile tarafların üstlendikleri borçlar ifa imkansızlığı nedeniyle sona erdiğinden, sözleşmenin rekabet hükümlerinin uygulanma imkanının da bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Dava, 01/06/2011 tarihli sözleşmeden doğan cezai şart alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67. maddesi hükmü gereği iptali talebine ilişkindir. 
İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Şti tarafından, borçlu …Şti ile diğer boçlular hakkında, 01/06/2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanan 100.000,00 TL toplam alacağın, yasal faizi ile tahsili amacı ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı-borçlu şirkete gönderilen örnek 7 no’lu ödeme emrinin, 08/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlu şirketin, diğer takip borçluları ile birlikte yasal süre içerisinde verdikleri 12/03/2013 tarihli dilekçe ile yetkiye, borca ve faize itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu, davacı şirketin yasal süresi içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmüştür.
Varlığı tarafların kabulünde olan dava ve takip dayanağı taraflar arasında yapılmış 01/06/2011 tarihli sözleşmenin 21.maddesinde İstanbul İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla, takibin başlatıldığı İstanbul İcra Dairesi ile Mahkememiz yetkili olup, davalı tarafın yetki itirazı yerinde değildir.
Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla çözümü, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve davacı tarafın tüm ticari defterleri ve yardımcı kayıtları, dosya muhteviyatı belgeler ve tüm dosya kapsamı inecelenerek rapor tanzim edilmek üzere, S.M.Müşavir … ve Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr….’e tevdi edilmiş olup, bilirkişiler mahkememize sundukları 27/03/2015 havale tarihli raporda, davacı şirket ile davalı arasında 01/06/2011 tarihli “Franchise Sözleşmesi” akdedildiğini, davacının bu sözleşmeyle, davalıya, sözleşmede belirtilen bölgede davacının verdiği hizmetleri verme hakkını tanıdığını, sözleşmenin 13.maddesinde davalının, sözleşmenin 8,9,10 ve 11.maddelerinde öngörülmüş olan yükümlülüklerini ihlal ettiği takdirde, davacıya 100.000,00 TL cezai şart ödemekle yükümlü olacağının öngörüldüğünü, taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı tarafından 21/07/2012 tarihi itibarıyla feshedildiğini, fesih tarihine kadar sözleşmenin uygulandığını, sözleşmenin uygulandığı zaman dilimi içinde geçerli olarak kabul edilmesi gerektiğini, dosyaya sunulan delillerden, davalının sözleşme ile üstlenmiş olduğu yükümlülükleri ihlal edici davranışlarda bulunduğu ve bu suretle davacının zarara uğramasına yol açtığı hususunun tespit edilemediğini belirterek, davacının, davalıdan, sözleşmenin ilgili hükmünde öngörülmüş olan 100.000,00 TL’lik cezai şart tutarını talebe hak kazandığı hususunun tespit edilemediğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce, bilirkişi heyetine, rekabet hukuku alanında bir bilirkişi daha eklenerek, ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, mahkememiz dosya tamamı S.M.Müşavir…, Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr…. ve Ticaret Hukukçusu Doç. Dr….’den oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler sunmuş oldukları 20/05/2016 tarihli raporda, …sözleşmeleri bakımından rekabet yasağına ilişkin ayrı bir düzenleme bulunmaması nedeni ile TTK’nun ilgili hükümlerinin kıyasen uygulama bulacağını, rekabet sözleşmesinin kanunda öngörülen sınırlamalara uygun olması gerektiğini, taraflar arasındaki … sözleşmesinin 8. maddesinde öngörülen rekabet yasağının, süre, yer ve konu bakımından kanundaki sınırlamalara uygun olmadığını, rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün kanuna uygun olmaması nedeniyle, davacının aynı maddede düzenlenen cezai şartı talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin, ek bilirkişi raporunda, sözleşmenin 8.maddesinde yer alan rekabet yasağını düzenleyen hükmün geçersiz olduğu yönünde varılan değerlendirmeye ve kanaate itiraz etmesi üzerine, mahkememiz dosyası itiraz doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak ek rapor tanzim edilmek üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler mahkememize sundukları 14/06/2017 tarihli ek raporda; kök ve ek raporda belirtilen gerekçelerle, davacının, davalıdan cezai şart alacağına hak kazanamadığı yönündeki kanaatlerinin değişmediğini bildirmişlerdir.
Alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmışlardır.
Mahkememiz dosya tamamı, alınan ve benimsenen kök ve ek bilirkişi heyet raporları  ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin 01/06/2011 tarihli sözleşmenin 8.maddesinin; süre, yer ve konu bakımından yasadaki sınırlamalara uygun olmadığı, buna bağlı olarak ceza şartının geçersiz olduğu ve bu nedenle davacının 100.000,00 TL’lik cezai şart tutarını talebe hak kazandığı tespit edilemediğinden davanın reddine; ancak, davacının takipte kötüniyeti kanıtlanamadığından koşulları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR : /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.207,75 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.171,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkcı okundu, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır