Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/375 E. 2018/40 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/375 Esas
KARAR NO : 2018/40
BİRLEŞEN DOSYA
ESAS NO : İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/274 Esas- 228 Karar Sayılı
DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/06/2011
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 13/03/2015
KARAR TARİHİ : 05/02/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı takip alacaklısı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı takip borçlusu şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı takibe dayanak faturalara dayalı olarak davalı borçlu hakkında Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine girişildiğini, faturaya konu malların bedelinin davalı tarafça ödenmediğini, başlatılan takibe yönelik davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının haksız itirazının iptaline, % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı takip borçlusu verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu ticari ilişkiden dolayı karşı tarafın imal edip teslim edeceği mallara karşılık karşı tarafa 54.027,57 TL ödeme yaptıklarını, ödemenin çek ve makbuzlar ile yapıldığını, davacı tarafa belirttikleri miktarda ödeme yapıldığı halde karşı tarafın fatura konusu malları teslim etmediğini ileri sürerek davanın reddini, karşı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Yine davalı taraf İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasında takip alacaklısı davacı hakkında açtığı dava ile, cevap dilekçesinde savunmasına konu yaptığı 52.824,57 TL alacağın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı tarafça bu dosyada açılan davanın mahkememize açılan itirazın iptali davası ile bağlantılı olması nedeni ile mahkemece söz konusu davanın mahkememizdeki itirazın iptali davası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve birleşen dosya ile birlikte yargılamaya mahkememizdeki itirazın iptali dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Birleşen dosya davalısı verdiği cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada ileri sürülen ödemelerin kendilerine yapılmadığını, iddia edilen çeklerin hiçbirinde imzalarının bulunmadığını, karşı tarafın alacağını 2009 yılından beri istemeyişinin izaha muhtaç olduğunu, kaldı ki talebin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zamanaşımına uğradığını ileri sürerek birleşen davanın reddini savunmuştur.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden, davacı tarafça davalı borçlu hakkında talepnamede yazılı faturalara dayalı olarak ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal 7 günlük süre içerisinde davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde söz konusu itirazın iptali istemiyle davacı tarafça eldeki asıl davanın açıldığı görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile takip dosyası içeriği ve dosya kapsamına göre;
Davanın, mal satımı nedeni ile faturalara dayalı alacağın tahsili istemi ile başlanılan ilamsız icra takibine yönelik borçlu itirazının iptali istemine,
Birleşen davanın ise, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile sipariş edilen ancak teslim edilmediği iddia olunan mallar için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafın kabulündedir. Söz konusu ticari ilişki nedeni ile davacı taraf takibe dayanak faturalar konusu malı teslim ettiğini iddia ve davalı taraf da faturalar konusu malı teslim almadığını savunduğuna göre, davacı bu iddiasını (malın teslimini) kesin kanıtlarla kanıtlamak zorundadır. Salt fatura düzenlenmesi malın teslim edildiği anlamına gelmez. Ancak, takibe konu edilen faturalar davalı defterine kaydedilmiş veya vergi dairesi müdürlüğüne BA Formları ile davalı tarafından faturalar bildirilmiş ise faturalar kapsamındaki malların teslim alınmış olduğunun kabulü gerekir. Bu kapsamda yer almayan faturalar için ise kanıt yükü (yani mal teslimini kanıt yükü) yine takip alacaklısı davacıdadır.
Davalı taraf ise savunmasında ve davalı hakkında açtığı birleşen davada, davacıdan sipariş ettiği malın teslim edilmediğini ancak, teslim edilmeyen mala ilişkin ödemelerde bulunduğunu ileri sürdüğüne göre, kanıt yükü kendi üzerinde olduğundan ödemeye ilişkin iddiasını kesin kanıtlarla kanıtlamak zorundadır.
Tarafların karşılıklı İddia ve savunmalarının araştırılması için bildirdikleri deliller toplanılmış, sunulan belgeler ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişiden rapor ve tarafların itirazları üzerine ek rapor alınmış, alınan raporların dosya arasında olduğu görülmüştür.
İddia, savunma, yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve toplanıp değerlendirilen deliller birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda açıklandığı gibi kanıt yükü kendisinde olan davacı takip alacaklısı taraf, takibe dayanak yaptığı fatura konusu malları davalı borçlu tarafa teslim ettiğini kesin kanıtlarla kanıtlamak zorunda olmasına karşın bu konuda herhangi bir kanıt sunmadığı gibi, alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda da bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmamıştır. Bu husus (fatura konusu malların teslimi) davalı tarafın kabulünde olmadığı gibi ticari defterlerinde de kayıtlı değildir. Davacı tarafın takip talebine eklediği cari hesap ekstresinde veya ticari defterlerinde davalı taraftan alacaklı olduğu yönündeki kayıt da söz konusu malların teslim edildiği anlamına gelmez. Kaldı ki, davacı tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığı bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Bu hali ile asıl dava yönünden takipte talep edilen alacağın varlığı yasal kanıtlarla kanıtlanamadığından ve bu nedenle davalı borçlunun itirazı haklı görüldüğünden davanın reddine karar verilmiştir. Asıl dava yönünden davacının icra takibnde kötüniyetli olduğu takip borçlu tarafından kanıtlanamadığından ve bu nedenle kötüniyet tazminatı koşulları gerçekleşmediğinden davalı borçlunun bu yöndeki isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise;
Birleşen dava davacısı, karşı taraftan sipariş ettiği ancak teslim edilmeyen mallara karşılık karşı tarafa yaptığı ödemelerin iadesini istemiştir. Alınan ve benimsenen 13/01/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda da ayrıntılı olarak tartışılıp değerlendirildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile birleşen dosya davacısının davalı taraftan, bankaya ibrazında ödendiği anlaşılan davalı yarına keşide ve ciro edilmiş çeklerle ve ibraz edilen ödeme makbuzlarıyla 52.824,57 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, söz konusu yapılan ödemelerin birleşen dosya davalısının defter ve kayıtlarında bulunmamasının borcun bulunmayacağı anlamına gelmeyeceği, kaldı ki davadışı 3.kişi defterleri ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile bu durumun sabit olduğu, diğer yandan ödemelere ilişkin iade isteminin dayanağının sebepsiz zenginleşme hukuksal nedeni olmayıp sözleşme hukuksal nedenine dayandığından zaman aşımı definin yerinde olmadığı anlaşıldığından, birleşen dava yönünden istemin kabulüne karar vermek gerekmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından asıl dava yönünden davalı tarafın tazminat isteminin REDDİNE,
3-Birleşen davanın KABULÜ ile, 52.824.57 TL’nin birleşen dava tarihi olan 13/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına ödenmesine,
4- Asıl Dava Yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 438,60 TL icraya yatan peşin harcdan mahsubu ile bakiye 402,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.543,98 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c-Davalı tarafından yapılan 4,13 TL vekalet pulu ve 50,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere 54,63 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
d-Taraflara yatırılan gider avanslarından geriye kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
5- Birleşen Dava Yönünden;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 3.608,45 TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 902,12 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.706,33 TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
b-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.160,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 902,12 TL peşin harc, 4,10 TL vekalet harcı ve 300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.233,92 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır