Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/9 E. 2023/127 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/9
KARAR NO:2023/127

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/10/2015
KARAR TARİHİ:20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … şirketi tarafından sigortalı konutun, davalının ürettiği bulaşık makinesinin içerisindeki tesisattan kaynaklanan yangın nedeniyle hasara uğradığını, işbu olay sebebiyle eksper tarafından hasar tespiti yaptırılarak zarar gören daire ve eşyalar için 16.877,30-TL sigorta tazminatı ödendiğini, dava açılmadan önce davalıya rücu ihtarı gönderildiği ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını beyanla rücuen tazmin istemine yönelik huzurdaki davayı ikame etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edilen yangından kaynaklı tazminat davasının bekletici mesele yapılmasını, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemeye ilişkin herhangi bir dekont sunulmadığını, sigorta poliçesinin imzasız olması nedeniyle huzurdaki davanın kabul edilemeyeceğini, davaya konu yangının davalı şirketin ürününden kaynaklanmadığını ayrıca yangının bulaşık makinasından mı yoksa elektrik tesisatından veya mutfakta bulunan başka bir elektrikli üründen mi çıktığının belli olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2015/1037 esas, 2019/177 karar sayılı, 28/02/2019 tarihli karar ile, davanın kısmen kabulü ile, 13.501,84 TL’nin 28/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalı vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul BAM 45.Hukuk Dairesinin 2020/1022 esas, 2022/1376 karar sayılı, 07/12/2022 tarihli ilamı ile, dava dışı sigortalı ile davalı arasında 6502 Sayılı Yasanın 3., 73.maddeleri gereğince tüketici ilişkisi olduğu, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu, bu nedenlerle mahkememiz kararının kaldırılmasına ve görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkememize iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, eşya sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedeli zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı BAM ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; 6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu sebeple, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Yine aynı yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne amirdir.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde, dava dışı sigortalı Murat Gökçe ile davacı arasında … Garantide Sigorta Poliçesi ile sigortalıya ait eşyanın sigortalandığı, 25/04/2015 tarihinde çıkan yangın sebebi ile konuttaki eşyaların zarar gördüğü, yangının çıkış sebebinin davalı firmanın üretimindeki bulaşık makinesinden kaynaklandığının iddia edildiği, bu haliyle dava dışı sigortalı ile davalı arasında 6502 Sayılı Yasanın 3., 73. maddeleri gereğince tüketici ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunun 83/2 maddesindeki ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması ,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü uyarınca sigorta ile ilgili düzenlemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunda düzenlenmiş olmasına rağmen bu durumun görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği de sabittir. Buna göre de davacının, tüketici olan sigortalısına halefen bu davayı açmış olması sebebiyle 22/03/1944 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun kararı uyarınca davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesindedir.
Bu nedenlerle Mahkememizin görevsizliğine, 6502 sayılı TKH hakkındaki kanunun ve ilgili mevzuatın uygulanması ile ilgili ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6502 sayılı TKH hakkındaki kanunun ve ilgili mevzuatın uygulanması ile ilgili ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c ve 115/2. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İSTANBUL NÖB. TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi),
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza