Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/69 E. 2023/334 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/69
KARAR NO:2023/334

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/01/2023
KARAR TARİHİ:22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu 26/01/2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacıya ait aracın hasar kaybına uğradığını, kaza sebebiyle davacıya ait arcın SBM kayıtlarında %100 kusurlu bulunduğunu, ancak kaza sonrası aldırılan ekspertiz raporuyla … plakalı araç sürücüsünün KTK 67 ve 84/J maddesini ihlal ederek %75, … plakalı araç sürücüsünün ise KTK 47/1-C maddesini ihlal ederek %25 kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacının aracında meydana gelen değer kaybı tazminatının tahsili amacıyla 24/03/2022 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna … sayılı başvuru yapıldığını, alınan 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacının kusursuz olduğunun tespit edildiğini, ancak Tahkim Komisyonuna davacının kusurunun %25 olduğu iddiası ile başvuru yaptıklarından karar aşamasında kusur tenzili hakkaniyete aykırı olarak tahkim dosyasında tanzim edilen bilirkişi raporu dikkate alınmadan bakiye değer kaybı tutarının ödenmesine karar verildiğini, değer kaybı oranının tespiti amacıyla alınan hizmet sonucunda davacının aracında meydana gelen toplam değer kaybı tutarının 6.000 TL olduğu ve kusur oranına göre davalı sigorta şirketinin bu tutarın tamamından sorumlu olduğunu, aldırılan ekspertiz raporu için 354 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, ödenen tutardan TTK 1426 maddesi uyarınca sigorta şirketinin sorumlu olduğunun kanun hükmü ile belirtildiğini, zararın tazmini için değer kaybı tutarı için sigorta şirketine 02/03/2022 tarihinde başvurulmuşsa da ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, yeniden kusur incelemesi yapılarak kusur oranlarının, değer kaybı tutarlarının tespitine, şimdilik 10 TL değer kaybı tutarı ile 354 TL kusur rapor ücreti olmak üzere toplam 364 TL tutarındaki maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının değer kaybı talebinin tahkim yargılamasında kesin hükme bağlandığını, kesin hükmün varlığı sebebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, tahkim yargılamasında verilen hükme ilişkin olarak ….İcra Müdürlüğünün … esas, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarına ödeme yapıldığını, davacı tarafça sigorta şirketine eksik evraklar ile başvuru yapıldığından başvuru şartının usulün uygun olarak yerine getirilmediğini, dava değeri 10 TL olarak belirtilmişse de 364 TL tahsil talebinde bulunulmuş olup talep sonucunu açıkça belirtmediğini, davanın belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilmesinin HMK’nın ilgili maddelerine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, aracın daha önce başka bir kazaya karışıp karışmadığı hususunun değer kaybı tazminatı isteminde bulunulması noktasında önem arz ettiğini, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, poliçe kapsamında davacıya 18/02/2022 tarihinde 1.750 TL, 05/09/2022 tarihinde 2.219,86 TL, 11/10/2022 tarihinde 875 TL, bununla birlikte mahkeme ve vekalet ücretleri de dahil olmak üzere toplamda 4.844,86 TL ödeme yapıldığını, ayrıca 21/03/2022 tarihinde 1.050,01 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, faize ilişkin istemlerin mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtları, ekspertiz raporu, fatura, ödeme dekontları, trafik kazası tesit tutanağı, kaza fotoğrafları, poliçe, araç trafik tescil kayıtları, Sigorta Tahkim dosyası, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Sigorta Tahkim Komisyonunun 2022.E…, K-2022/… sayılı dosyası incelendiğinde; başvuru tarihinin 24/03/2022, başvuranın Alihan Demir adına vasisi …, sigorta kuruluşunun … Sigorta A.Ş., uyuşmazlık tutarının ıslah ile birlikte 3.219,86 TL olduğu, 10/08/2022 tarihinde talebin kısmen kabulü ile, 1.949,99 TL değer kaybı zararı ve 269,87 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 2.219,86 TL tazminatın 14/03/2022 tarihinden işleyen avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak başvurana verilmesine, fazlaya ilişkin 1.000 TL’lik talebin reddine kesin olmak üzere karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Bilindiği üzere, dava konusu uyuşmazlığın daha önce kesin bir hüküm ile çözümlenmiş olması olumsuz dava şartıdır. Birinci dava ile ikinci davanın müddeabihlerinin (konularının) yani dava ile elde edilmek istenen sonucun aynı olması, dava sebeplerinin yani davanın dayandığı olayların aynı olması ve davanın taraflarının aynı olması halinde maddi anlamda kesin hüküm oluşturur (HMK m.303).Yargısal kararlara tanınan bu yasal gerçeklik niteliğinden dolayı, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak aynı konuda yeni bir dava açılamaz; açılırsa bu dava dinlenmez, dava şartı yokluğundan reddedilir (HMK m.114/1-i, m.115/2).
Somut olayda, davacı tarafça davaya konu kaza nedeniyle tazminat istemli olarak Sigorta Tahkim Komisyonu’na 24/03/2022 tarihinde yapılan başvuru neticesinde 2022.E.102999, K-2022/200658 sayılı, 10/08/2022 tarihli kararı ile başvurunun kısmen kabulü ile 1.949,99 TL değer kaybı zararı ve 269,87 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 2.219,86 TL tazminatın 14/03/2022 tarihinden işleyen avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak başvurana verilmesine, fazlaya ilişkin 1.000 TL’lik talebin reddine kesin olmak üzere karar verildiği, her ne kadar davacı vekili 22/05/2023 tarihli dilekçesiyle mevcut davanın davacının aracında meydana gelen bakiye değer kaybı tazminatının tahsiline yönelik olup davalının kesin hüküm itirazının yerinde olmadığı, Tahkim Komisyonu tarafından kusur ve değer kaybının tespiti amacıyla 28.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının %0 kusurlu olduğunun tespit edildiği, ancak Tahkim Komisyonuna davacının kusurunun %25 olduğu iddiası ile başvuru yapılmış olduğundan karar aşamasında kusur tenzili hakkaniyete aykırı olarak tahkim dosyasında tanzim edilen bilirkişi raporu dikkate alınmadan bakiye değer kaybı tutarının ödenmesine karar verildiği belirtmiş ise de; davacının aynı trafik kazasına ilişkin olarak davacının aracında meydana gelen değer kaybı tazminatı ve ekspertiz ücretinin tahsili amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından başvuranın kendisine ait araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu yönündeki kabulü ve kusur yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olması değerlendirilerek sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, başvuran vekilinin 02/08/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle değer kaybı talebini 2.949,99 TL’ye yükselttiği, alınan bilirkişi raporu ile değer kaybı zararının 4.000 TL olduğu, başvuranın %25 oranında kusurlu olduğu yönünde kendisini sınırlamış olduğundan başvuranın kusur oranının tenzili ile davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutarın 3.000 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin başvurudan önce 21/03/2022 tarihinde ödediği 1.050,01 TL’nin tenzili ile talep edilecek bakiye zarar tutarının 1.949,99 TL olduğu kabul edilerek bu tutarın davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmakla dava konusu vakıaların aynı olduğu, buna göre davaya konu uyuşmazlığın daha önceden hükme bağlandığı/davacının % 25 kusur oranı yönünden değer kaybı talebinin Uyuşmazlık Hakem Kararıyla değerlendirilmiş olduğu ve dava konusu hakkında kesin hüküm bulunduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan HMK 114/1-i ve HMKnun 115.maddesi gereğince davanın usulden reddi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (Emsal için bkz İst.BAM 9 HD’nin 2022/1503 E., 2022/1605 K., BAM 8 HD’nin 2019/4068 E., 2022/847K sayılı kararı).
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 114/1-i, 115/2 maddesi uyarınca davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 10,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 22/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır