Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/687 E. 2023/692 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/433
KARAR NO:2023/660

DAVA:Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ:02/08/2011
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın …Şubesince dava dışı … Kağıt Tekstil Paz.San Tic. Ltd. Şti imzaladıkları üç adet genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandığını davalılardan … ise bu sözlemeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların kredi koşullarına uymaması, borcun zamanında ödenmemesi nedeni ile … 33. Noterliğinin 30/03/2010 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek ve kredi hesabı aynı tarihi itibariyle toplam 454.756,47 TL üzerinden kat edilerek bu miktara yönelik alacağın ödenmesini istendiği ihtarnamenin tebliğ tarihi itibariyle borcun muaccel hale geldiği , davalının dava konusu olan … Mahallesi … mevkii 1679 parselde kayıtlı taşınmazın 1/32 hissesini davalılardan … a onun tarafından da diğer davalılar …, …, …, …, … ve …’a satış suretiyle devredildiğini , dava konusu olan … … mahallesi 122 ada 2 parselde kayıtlı 150/8400 arsa paylı meskenin davalılardan …’ya ve onun tarafından da diğer davalı …’ya satış suretiyle devredildiğini ve yine … Mah. 3713 ada 22 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki yapının 6 nolu meskenin davalılardan …’e satış suretiyle devredildiğini, alacağın tahsili imkanının kalmadığını, taşınmazlara haciz konulmasını iş bu devirler yapılmak suretiyle engellendiğini, davalı borçlunun taşınmazlarını elden çıkartmaktaki amacının alacaklılarından mal kaçırma amacına yönelik olduğunu, gerçek bir satış olmadığını davalıların genel kredi sözleşmesi uyarınca borçulardan alacağın tahsili amacına yönelik olarak yapılan …. İcra Müd. …esas sayılı takip dosyasında davalı borçluya ait malların devredilmiş olması nedeni ile alacağın tahsili imkanının kalmadığını buna ilişkin düzenlenen belgenin aciz vesikası hükmünde olduğunu belirterek davacı tarafından davalılara satış suretiyle devredilen taşınmazlara yönelik tasarrufların 2004 sayılı İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … cevap dilekçesinde özetle; aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, dava konusu … … Mah. … mevkiinden bulunan 1679 parseldeki 1/32 hisseyi davalı borçlu … tarfından dava konusu yerde hissedarları olan bir dairenin satılmakta olduğunu öğrendiğini, kendisinin daireyi gezip beğendiğini, fiyatta anlaştıklarını, tapu kaydını incelediğini, üzerinde haciz veya ipotek olmadığını gördüğü, bu nedenle söz konusu daireye talip olduğunu, dairenin de 1/32 payının kayden…, 1/32 payını …, 1/24 payını … …, 1/32 payının … …, 1/32 payının ise … adına kayıtlı olduğunu, öğrendikten sonra bu payları tüm hissedalardan ayrı ayrı bedelini ödeyerek 28/04/ 2009 tarihi itibariyle bedelini ödeyerek satın aldığını, iki yıl sonra ise paraya ihtiyacı olması nedeni ile bu hisselerin toplamı olan 1/6 hisseyi 03/05/2011 tarihinde parasını alarak …’a sattığını, …’ un da satın almadan önce tapuya giderek kayıtlar üzerinde inceleme yaptığını, kayıtlar üzerinde herhangi bir haciz veya ipotek olmadığnı görünce parasını ödeyerek dava konusu yeri satın aldığnı, bu işlemlerin hiçbirisinde muvazaanın söz konusu olmadığnı, gerçek satışlar olduğunu belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilesini savunmuştur.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davacı bankaya davalının sözü edilen genel kredi sözleşmesi uyarınca borçlu olduğunu kabul ettiğini ancak İstanbul … … Mahallesinde bulunan 1679 parsel nolu taşınmazın ½ payının davalı tarafından borcuna karşılık …’ a devredildiğini, … ilçesi … mahallesi 122 ada 2 parsel numaralı taşınmazdaki 150/840 arsa paylı 4. kat 10 numaralı meskeni , yine borcuna karşılık …’ ya devrettiğini, fakat o tarihte davacı banka tarafından borcunun muaccel olmadığını, kendisine herhangi bir ihtarnamenin keşide edilmediğini, temerrüde düşürülmediğini, …nın bu yeri … Bankasından kredi çekerek satın aldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu beyan etmiş, … İlçesi … Mahallesindeki 3713 ada 22 parselde kayıtlı 6 nolu meskeni ise …’e devrettiğini, devir tarihi itibariyle borcun muaccel olmayıp temerrudün gerçekleşmediği, borçlulardan mal kaçırma amacına yönelik bir satış olmadığnı, … ve kardeşi …’in kredi çekerek taşınmazı … adına satın aldıklarını, kredi borçlarını bankaya yatırmak suretiyle tamamı ödendiğinde taşınmazı …’e devrettilerini, söz konusu satışların tümünün gerçek satış olduğunu, satın alanlarla kendisi arasında herhangibi bir akrabalık bağının bulunmadığını, 1679 parsel numaralı taşınmazdaki diğer paydaşlar …, … …, …, …, … ve …’a devrinin söz konusu olmadığının bu kişilerin zaten taşınmazdan paydaş olduklarını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılardan … vekilleri ayrı ayrı yapılan satışların gerçek satış olduğunu, haksız ve yersiz açılan davanını reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali talebidir.
…. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenmesinde davacı banka tarafından kredi alacağı sebebiyle davalılardan …’un da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine, 532.946,33 TL tutarlı ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, borçlular hakkında muhtelif kurum ve kuruluşlara yapılan yazışmalar neticesinde ve fiili haciz işlemi sırasında borca yeter haczi kabil mal bulunamadığı, takibin semeresiz kaldığı anlaşılmıştır.
Yine tapu kayıtlarının incelenmesinde;
… Mahallesi, 3713 ada 22 parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölümün evveliyatı itibari ile 2004 yılında kat irtifakı tesisi ile ilk defa davalı … adına tescil edildiği, bilahere 09.08.2005 tarihinde davalı borçlu …’a satış sureti ile devredildiği, borçlu adına tescil edilirken aynı anda dava dışı … Bankası lehine ipotek tesis edildiği, bilahere alım yoluyla 21.11.2008 tarihinde tekrar eski malik davalı …’e devredildiği görülmüştür.
… … mahallesi, 122 ada 2 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölümün davalı Borçlu … adına kayıtlı iken, 01.02.2008 tarihinde davalı …’ya, ondan da 15.05.2009 tarihinde davalı …’ya satış yoluyla devredildiği anlaşılmıştır.
… … mahellesi 1679 parseldeki 1/32 payın ise davalı borçlu …’dan önce 28.04.2009’da davalı …’a satış yoluyla, daha sonra da 03.05.2011’de davalı …’a devredildiği görülmüştür.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 12/11/2012 tarihli 2011/456 esas 2012/255 karar sayılı kararı ile yasal koşulları oluşmayan iş bu davanın reddine karar verilmiş, mahkememiz kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 08/06/2015 tarihli 2015/7569 esas 2015/8300 karar sayılı ilamı ile bozularak gelmiş, mahkememizin yeni esas sırasına kaydı yapılmış ve taraflara usulune uygun duruşma günü tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yüksek Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 08/06/2015 tarihli 2015/7569 esas 2015/8300 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamalara devam olunmuştur.
Mahkememizin 2015/991 esas, 2015/795 karar sayılı 23/12/2015 tarihli kararı ile, davalılar …, …, …, … ve … hakkındaki davanın atiye terk edilmiş olması nedeni ile, bu davalılar hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, davanın ivazlar arasında fahiş fark bulunması nedeni ile borçlu davalı … ile davalılar …, … ve … yönünden 2004 sayılı İİK’nun 278/III-2 maddesi uyarınca kabulü ile, dava konusu İstanbul … Mah. 3713 Ada 22 Parsel Numaralı taşınmaza ilişkin Tasarrufun İptali ile davacı tarafa taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine, dava konusu İstanbul … İlçesi … Mah. Köyaltı Mevkii … Sokakta bulunan 122 ada 2 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki yapının B Blok 4. Kat 10. Nolu bağımsız bölümünün … tarafından …ya satıldığı, 15/05/2009 tarihi itibari ile değeri olan 320.000,00TL’yi geçmemek ve alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesine, İstanbul … … … Mevki, 1679 Parsel Numaralı arsanın 1/32 payının 29/04/2009 tarihi itibari ile, 13.378,90TL’yi geçmemek ve alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesine, dördüncü kişi konumundaki davalılar … ve … yönünden kötü niyetli oldukları kanıtlamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili ve süresinden sonra davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2020/326 esas, 2020/8354 karar sayılı, 14/12/2020 tarihli ilamı ile, “Dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalı …’un kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgedeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilip davalıların sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken davalıların tek vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.” ve “Somut olayda, davalı …’e dava dilekçesinin tebliği amacıyla gönderilen tebligat iade edilmiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından davalı …’e Tebligat Kanunu 35. madde uyarınca tebligat yapılarak davaya devam edilmiştir. Gerekçeli karar da Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca yapılmıştır. Ne var ki davalıya daha öncesinden usulüne uygun herhangi bir tebligat yapılmamıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin 22/08/2016 tarihinde yaptığı temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede; davalı …’e Tebligat Kanunu ile Tüzüğün hükümlerine uygun şekilde tebligat yapıldığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece davalı …’e usule uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde taraf teşkili sağlanmadan, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmektedir.” denilerek mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yagıtay bozma ilamı uyarınca davalı … vekiline dava dilekçesi tebliğ olunmuş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davalarına bakmakla İİK 281 maddesi gereğince genel yetkili mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, yine tasarrufun iptali davalarında yetkili mahkemenin borçlu veya lehine tasarruf yapılan kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davalıların ortak bir yerleşim yeri olmaması halinde ise tasarrufun iptali istenilen taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu, davalının sahip olduğu taşınmaz … ilçe sınırları içinde olduğundan davanın … Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yine davalının da ikamet ettiği yerin … olduğunu, davalı ile diğer davalı … arasında yapılmış olan taşınmaz devrinin kaynağının inançlı bir işlem olduğunu, yani davalının taşınmazı …’a devrederek devir sonucunda banka tarafından verilecek krediyi kullandığını, kredi borçları ödendikten sonra da yaptıkları anlaşma gereği … tarafından zaten davalıya ait olan taşınmazın tekrar davalıya tescil edildiğini, yapılan işlemin davalının bankadan kredi çekebilmek adına yaptığı bir işlem olduğunu, davalının yapmış olduğu görünürde satış işlemi ile … Bankasından kredi çekildiğini, çekilen kredilerin ödemelerinin davalı tarafından yapıldığını, …’un kredi ödemelerine hiçbir şekilde dahli olmadığını, taşınmazın 2004 yılında davalı tarafından diğer davalı …’a devri ve … tarafından 2008 yılında davalıya devri arasında geçen süre boyunca da davalı tarafından taşınmazın fiilen kullanıldığını, bu nedenlerle öncelikle davanın yetkisizlik ve görevsizlik nedeniyle reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … Mah. 3713 ada, 22 parsel, 6 bağımsız bölüm sayılı taşınmaza ve … Mah. … Mevkii 1679 parselde kayıtlı taşınmazın 1/32 hissesinin tapu kayıtları 2004 yılından itibaren tüm tedavülleri, ipotek tesis evrakı, davalı … tarafından çekilen kredinin ödeme planı ve kredi ödemelerinin yapıldığı hesabın dökümü getirtilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasıdır. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, davacı bankanın alacağının tasarruf tarihinden önce düzenlenen kredi sözleşmesine dayanmaktadır. Dava konusu 122 ada 2 sayılı parsel üzerindeki 10 nolu mesken 55.000 TL bedelle borçlu davalı … tarafından 3. kişi konumundaki davalı …’e, onun tarafından da 4. kişi konumundaki davalı …’a satılmış, bu taşınmazın gerçek değerinin ise 320.000 TL olduğu belirlenmiştir. Dava konusu 1679 sayılı parselin 1/32 payı borçlu davalı … tarafından 3.562.50 TL bedelle 3. kişi …’a, onun tarafından da diğer davalı … …’a satılmış olup taşınmazın gerçek değerinin ise 13.378.90 TL olduğu belirlenmiştir. Böylece tasarrufa konu taşınmazların tapuda gösterilen satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı … ve … aleyhine … … Mahallesi 122 ada 2 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölüme yönelik açılan nakden tazmin davasının kabulü ile, 320.000,00 TL’nin davalılar … ile …’dan, …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki davacı alacağının tahsiline matuf müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yine davalılar … ve … aleyhine … … Mahallesi 1679 parseldeki 1/3 hisseye yönelik açılan nakden tazmin davasının kabulü ile 13.378,90 TL’nin davalılar … ile …’tan …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki davacı alacağının tahsiline matuf müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin 10/11/2011 tarihli dilekçesi ile, davalılar …, …, …, … ve …’un ilk hissedar olduklarını, davalı … tarafından kendilerine herhangi bir devrin söz konusu olmadığını, haklarında hataen dava açıldığını, bu davalılarla ilgili dava konusu edilecek tasarruf işlemi bulunmadığından sadece bu davalılar yönünden davanın atiye bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla davalılar …, … …, …, … ve … hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Yine 4. kişi konumundaki davalılar … ve …’un borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden oldukları da kanıtlanamadığından davalılar … ve … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu … Mah. 3713 ada, 22 parsel, 6 bağımsız bölüm sayılı taşınmaz 09/08/2005 tarihinde davalı … tarafından davalı …’a satılmıştır. Davalı … taşınmazın öncesinde kendisine ait olduğunu, para ihtiyacı nedeni ile davalı …’a satış gösterilerek, bankadan kredi çekildiğini kredi borcu bittiğinde taşınmazı yeniden 21/11/2008 tarihinde devir aldığını belirterek, 24/07/2005 tarihli yazılı inanç sözleşmesi sunmuştur. İnanç sözleşmesinin geçerli olması için yazılı olması yeterli olup resmi şekilde yapılmasına gerek yoktur . Yazılı belgeyi destekleyici nitelikte 09/08/2005 tarihinde kredi çekilerek, taşınmaz üzerine ipotek konulduğu, Borçluya ait banka kayıtlarından, çekilen kredinin davalı …’a teslim edildiği ve kredi borcunun 36.taksidinin 11/08/2008 tarihinde ödenerek borcun kapatıldığı belgelenmiştir. Bu yazılı yan delillerle inanç sözleşmesinin üçüncü kişiler yönünden de bağlayıcı olmasını gerektiren ispat koşulları sağlanmış olmakla yapılan devrin mal kaçırma amacı ile olmadığı sabit olduğundan, davalılar … ve … aleyhine … Mah. 3713 ada, 22 parsel, 6 bağımsız bölüm sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine karar verilerek ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca her bir tasarruf için satış tarihindeki gerçek değeri üzerinden ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar …, …, …, … ve … hakkında davanın açılmamış sayılmasına,
2-Davalılar Birol … ve … yönünden davanın REDDİNE,
3-Davalı … ve … aleyhine … Mahallesi 3713 ada 22 parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm yönünden açılan davanın REDDİNE,
4-Davalı … ve … aleyhine … … Mahallesi 122 ada 2 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölüme yönelik açılan nakden tazmin davasının KABULÜNE,
320.000,00 TL’nin davalılar … ile …’dan, …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki davacı alacağının tahsiline matuf müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ve … aleyhine … … Mahallesi 1679 parseldeki 1/3 hisseye yönelik açılan nakden tazmin davasının KABULÜNE,
13.378,90 TL’nin davalılar … ile …’tan …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki davacı alacağının tahsiline matuf müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-… Mah. 3713 ada 22 parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm yönünden açılan davada;
a)Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’e verilmesine,
7-… Mah. 122 ada 2 parsel üzerindeki 10 nolu bağımsız bölüm yönünden açılan davada;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 21.859,20 TL harcın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 50.000,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 50.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davalı … …’a verilmesine,
8-… … Mah. 1679 parseldeki 1/3 hisseye yönelik açılan davada;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 913,91 TL harcın davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 13.378,90 TL ücreti vekaletin davalılar … ile …’tan ‘tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat ve tezkere giderleri olmak üzere 2.340,00 TL ve 148,55TL keşif harcı olmak üzere toplam 2.488,55 TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … … tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 100 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
11-Davalı …, …, …, …, …, …, …, …, … tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
12-Davalı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır