Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/342 E. 2023/802 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/342 Esas
KARAR NO :2023/802

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:23/05/2023
KARAR TARİHİ:07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muris …”ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı… marka aracı ile 29.01.2023 tarih saat 22:15 sıralarında … Mah. … Sanayi Yolu üzerinde tek taraflı kazaya karıştığını ve muris …’ın kaza yerinde vefat ettiğini, yaşanan kazada olay yeri incelemesinde dere yatağına … tarafından istinat duvarı çalışmaları yapılmakta olup yol çalışmaları sebebiyle yolun tek aracın geçebileceği kadar daraltıldığını ve olay yerinde çalışmaya istinaden hiçbir tabela, koruyucu tertibat ve aydınlatmanın bulunmadığını, çalışmaların Karayolları Genel Müdürlüğü ve … Belediyesi tarafından yürütüldüğünü, kaza tutanağında belirtildiği üzere … … ıslah çalışmaları yapıldığını ve yolun olabildiğince daraltıldığını ve tedbir önlemleri alınmadığının sanayi sitesinde çalışan kişiler tarafından da bilinmekte olduğunu ve konuya ilişkin olarak belediyeye başvurularda bulunulduğunu, 19 Ocak 2023 tarihinde internet sitesinde yapılan bir haberde … Deresinin ve yan yollarının inşaatının devam ettiği haberinde yayınlanan fotoğrafta yolda herhangi bir tedbir alınmadığı ve yol çalışmasına istinaden işaret ve şerit bulunmadığı açık ve net olduğunu, ayrıca sanayi sitesinden alınan kamera görüntüleri incelendiğinde aracın hızının düşük olduğu ve hızlı gitmediğinin açıkça görüleceğini, bu nedenle düzenlenen kaza tutanağını kabul etmediklerini, 29.01.2023 günü trafik kazasında ölen …’ın evli ve iki çocuk babası olup, emekli çalışan olduğunu, onun ölümüyle eşi ve çocuklarının destekten yoksun kaldığını, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, desteklik yalnız parasal olmayıp, yardım ve hizmet ederek de destek olunabileceğinden, …’ın, eğer yaşasaydı yaşlılık ve emeklilik günlerinde de eşine destek olacağı dikkate alınarak, tazminat hesabının buna göre yaptırılması gerektiğini, …’ın ölümüyle eşi … … ile murisin babası … … maddi destekten yoksun kaldığını, kaza yapan ve sürücü %100 kusurlu bulunan muris … … plaka sayılı araca 07.06.2022 – 07.06.2023 arası geçerli … poliçe no.lu Trafik (ZMMS) Sigortası, davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapıldığını ve şirketi ile yapılan arbuluculuk görüşmesinde anlaşmanın sağlanamadığını belirterek trafik kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalan davacılara, sigorta şirketinin ödeme yapmaması sebebiyle 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın Arabuluculuk yolunu tüketmeden davayı ikame ettiğini, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları A 1- 1 maddesi gereği araç işleteninin uğrayacağı zararların poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, araç işleteninin tehlike sorumluluğu gereği araç sürücüsü oranında kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, müteveffanın müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacının faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek ZMMS poliçesinin üçüncü kişilerin ölümününü ve yaralanmasını teminat altına aldığı, araç işletenin üçüncü kişi sayılamayacağı, işletenin ve sigortalının vefatının teminat kapsamı dışında yer aldığı; her durumda tehlike sorumluluğu kapsamında işletenin tam kusurlu kabul edileceği, tam kusurlu kabul edilen kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı dikkate alınarak işbu davanın reddine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının../… Soruşturma sayılı dosyası ve … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. “7. maddesinde de,” davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2 maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. (Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2016/… Esas, 2016/… Karar sayılı ilamı)
2918 sayılı Yasanın 110/2. Maddesi ile ZMM genel şartlarının C.7 maddesinde, zarar gören üçüncü kişilerin ve bunların haleflerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasına karşı açacakları tazminat davaları bakımından bir yetki kuralı getirilmiştir. Zarar sorumlularına karşı ödemede bulunan sigortacının, kendi akidi olan sigorta ettirene veya halefiyet ilkesi uyarınca üçüncü kişilere karşı açacakları rücu davalarında yetkili mahkemenin hangi yer mahkemesi olacağı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi kapsamında düzenlenmiş değildir. (Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2008/… Esas, 2008/… Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin …/ … olduğu, 6100 sayılı HMK 116-(1)/a maddesi uyarınca kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu belirtilmiş ve aynı yasanın 117. maddesi ile cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu düzenlenmiş olup, davalı vekilinin süresi dahilinde usulüne uygun şekilde yetkiye yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür.
HMK 6. maddesi kapsamında genel yetki kuralının yanında aynı yasanın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden kaynaklanan davaların bağlı bulunduğu yetki kuralı açıkça belirtilmiştir. Genel yetki kuralı dahilinde davalı şirket merkezinin adres kaydı itibariyle de uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin yetkili olmayıp davalı tarafça süresi dahilinde yapılan itiraz dikkate alınarak mahkememizin yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
(1)HMK 17. Maddesi kapsamında Mahkememizin yetkisiz oluşu nedeniyle davanın usulden REDDİNE, Yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
(2)6100 sayılı HMK’nun 20-(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre dahilinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın davanın esasını çözmekle yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
(3)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
(4)Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır