Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/3 E. 2023/476 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/3
KARAR NO:2023/476

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/01/2023
KARAR TARİHİ:21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın … ilçesinin çok eski bir yerleşim birimi olan … Köyünün içerisinde sabit dükkanı olan köy kasabı olduğunu, davacıların davalının mandırasından satmak üzere biraz hayvan satın almak istediklerini, davalının ödemelerin yavaş olmasından dolayı kredi sağlama adına ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe dayanak 870.000 TL bedelli senedi yanlarında …’dan gelmiş bankacı olarak tanıttıkları kişi ile birlikte çok acele olmaları gerektiği hususunda davacılara baskı yaparak ilk defa ormanda hayvanların başında bulunan davacı …’a, arkasından köye gelerek kasap dükkanında davacı …’a imzalattıklarını, senedi imzalatırken bu miktarın ancak yarısı kadar bir kredi verebileceklerini söylediklerini, davacıların böyle bir borcu bulunmadığını, geçmişte aldıkları hayvanlar için fazlasıyla ödeme yaptıkları halde bu ödemelerin karşılığı olan senetlerini de geri alamadıklarını, takipten dolayı davacıların üzerine kayıtlı arsanın satışının istendiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davacıların borçlu olmadıklarına karar verilmesine, takibe dayanak senedin hükümsüz sayılmasına ve takibin iptaline, %20’ye kadar cezai tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar ile davalı arasında hayvan alım satımından kaynaklanan alacak için davacılar tarafından davalıya ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya dayanağı senedin verildiğini, davalının bir dönem küçükbaş hayvan yetiştirmekte iken söz konusu işin çok yorucu olmasından dolayı daha fazla sürdüremeyerek içindeki yem ve hayvanlarla birlikte ahırını davalılara 870.000 TL bedel karşılığında devrettiğini, taraflar arasına ahır ve hayvan yemi ile küçük baş hayvan alım satımı konusunda yapılmış bir protokol dahi bulunduğunu, protokolde 350 adet yerli ırk kara keçi, 50 adet yerli ırk kara keçi tekesi, 170 adet kıvırcık cinsi koyun, 50 adet kıvırcık cins kuzu koç, 12 metreye 60 metre toplam 720 metre (kare) ahşap ahır, 4 ton oğlak, muhtelif miktarda arpa, saman ve ot’un 870.000 TL’ye davacılara satıldığını, davacılar senet borcunu ödemeyince de takibe geçildiğini, uyuşmazlık bakımından yazılı delile dayanılması gerektiğinden tanıt dinletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, takip konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının UYAP sureti, takibe dayanak 05/06/2019 düzenleme 20/12/2019 ödeme tarihli 870.000 TL bedelli senet aslı, taraflar arasında satıcı …, alıcı …, şahit kefil … imzalarına havi Küçük Baş Hayvan Satış Protokolü başlıklı bila tarihli belge fotokopisi dosya içerisine alınmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçluların Volkan ve … oldukları, 05/06/2019 tanzim 20/12/2019 vade tarihli 870.000 TL bedelle senet dayanak gösterilerek 870.000 TL asıl alacak, 2.610 TL komisyon olmak üzere toplam 872.610 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı … 12/04/2023 tarihli celsede; davalı ile aralarında hayvan alım satımı nedeniyle bir protokol imzalandığını, bu protokol uyarınca senet verildiğini, bu hayvan alım satımı bedellerinin 468.000 TL’sini ödediklerini, ancak buna yönelik bir makbuz almadıklarını, ödemeyi elden yaptıklarını, ayrıca kendisinin senetlerinin de parça parça olduğunu, ancak hepsini elden ödediğini, söz konusu senedin teminat senedi olarak alındığını; davalı …, davalı ile hayvan alımı satımı hususunda 870.000 TL’den anlaştıklarını, paralarının bir kısmını elden ödediklerini, sadece kamyon aldıklarını, onun ödemesini bankadan yaptıklarını, söz konusu senedi teminat senedi olarak aldıklarını, kendisi ormandan çalışırken gelip imzalattıklarını, kredi çekeceklerini söylediklerini beyan etmiş, yine mahkememizce davalı tarafından ibraz edilen protokol fotokopisi davacılara gösterildiğinde her ikisi de davalı tarafından fotokopisi ibraz edilen belge altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememizce davacı asillerin ödeme yaptıklarına ilişkin ellerinde makbuz bulunmadığına yönelik beyanları dikkate alınarak yemin deliline dayanak isteyip istemedikleri sorulmuş, davacı vekili tarafından yemin deliline dayanmak istedikleri, yemin metnini hazırlayıp karşı tarafa tebliğ ettirecekleri beyan edilmekle, davacı vekiline bu hususta süre verilmiş, ancak davacı tarafça taraflar arasındaki hayvan alımı satımı ile ilgili protokol kapsamında bir adet kamyonun da dahil olduğu ileri sürülmekle birlikte gerek dava dilekçesi içeriğinde gerekse davacı asil …’nın bir önceki celse alınan beyanında ve yine gerekse protokol kapsamında …’nın beyanında geçen kamyonun taraflar arasındaki protokol kapsamında satışa konu olan hayvan alım satımı, ahır, arpa, saman ve ota dahil olmadığı, bu kapsamda kamyon alım satımının dava konusu somut vakıanın içinde bulunmadığı, davalı tarafın iddianın genişletilmesine de muvafakat etmediği görülmekle davacı vekilinin kamyonun satış bedelinin yatıp yatmadığı yönündeki beyan ve iddiaları konusunda araştırma yapılması isteminin reddine karar verilerek davacılar tarafından ödendiği iddia edilen 468.000,00 TL’nin ödenip ödenmediği hususunda yemin metnini hazırlayıp davalıya tebliğ ettirmesi için davacılar vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş, davalı asil … 21/06/2023 tarihli celsede “Davacılar ile aramda bana okuduğumuz protokolde yazılı olan şeylerin satımı konusunda 870.000,00 TL bedelle anlaşma yaptığımıza, icra takibine konu olan senedi bu protokol kapsamında aldığıma, icra takibinden önce ve sonra halen tarafıma veya yetkili kıldığım herhangi bir kimseye veya bankaya bu borca karşılık hiçbir ödeme yapılmadığına, bana sorduğunuz şekilde davacılar tarafından 468.000 TL’lik ödeme de yapılmadığına ve hala tüm alacaklarım hususunda alacaklı olduğuma yemin ederim” şeklinde yemin eda etmiş, imzası ile tasdik etmiştir.
Dava, taraflar arasında hayvan alım satımı nedeniyle davalıya verildiği iddia edilen bonodan kaynaklı borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Her ne kadar davacılar tarafından takibe dayanak senedin ve davalı tarafça dosyaya ibraz edilen protokolün kendileri tarafından imzalandığı, ancak senedin kredi alınmasını teminen teminat amaçlı olarak davalı tarafından tanzim edildiği, davacıların böyle bir borcunun olmadığı, davalı ile aralarında hayvan alım satımı nedeniyle bir protokol imzalandığı, bu protokol uyarınca senet verildiği, bu hayvan alım satımı bedellerinin 468.000 TL’sini ödedikleri, ancak buna yönelik bir makbuz almadıkları, yapılan ödemelerin elden yapıldığı, ancak yaptıkları ödemelere karşılık senetlerini geri almadıkları iddia edilmiş ise de, davacı tarafça menfi tesbit isteminde bulunulan senedin kambiyo senedi niteliği taşıdığı ve kambiyo senedi olduğu senet metninden anlaşılmaktadır. Kambiyo senetleri kural olarak düzenleme sebepleri yazılmamışsa mevcut bir borcun ödenmesi için düzenlenmektedir. Bu borcun doğumu da ya nakden olmakta yada malen olmaktadır. Ayrıca kambiyo senetleri mevcut bir borcun ödenmesi için düzenlenmeyip, bir hukuki ilişkide üstlenilen bir edimin ifasını temin amacıyla teminat amaçlı da düzenlenebilir. Teminat amaçlı kambiyo senedi düzenlendiği takdirde bunun hangi amaç için verildiği, ya teminat senedinin üzerine yazılmalı, yada ayrı bir sözleşme ile bu senedin hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğuna ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklıda ise de, kambiyo senetlerine mahsus takiplerde ispat külfeti davacı borçludadır. Söz konusu senetin üzerlerindeki ihdas sebepleri nakden olarak belirtilmiştir. Kambiyo senetleri sebebiyle borçlu olmadığını ileri süren davacının söz konusu bu seneti ödediği ve bu senet sebebiyle borçlu olmadığı yönündeki iddialarına ancak yazılı belge ile ispatlayabileceği, yine davacı tarafça senet bedellerinin ödendiği yada bu senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Kambiyo senetleri, mücerret (soyut) borç ikrarını içeren senetlerdir. Her kambiyo senedinin bir temel ilişkisi bulunsa dahi, senet kural olarak bu temel ilişkiden bağımsızdır. Mücerretlik (soyutluk) ilkesi, temel ilişkiden doğan def’ilerin (savunmaların) senet hamiline karşı ileri sürülememesi sonucunu doğurur. Ancak bu anlamda soyutluk, ancak kambiyo senedi, lehdar tarafından ciro ve zilyetliğin nakli suretiyle senedi devralan senet hamiline karşı söz konusu
olur. Bu durumda kambiyo senedi (bono), lehdarda kaldığı sürece senedin düzenleyeni (borçlusu), temel ilişkiden kaynaklı def’ileri ona karşı ileri sürebilir. Senedin temel ilişkisinin bulunmadığı, düzenleyenin lehdara karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı yönündeki def’i, kişisel bir savunma olup, düzenleyen tarafından ancak lehdara karşı dayanılabilir. Soyutluk ilkesinin bir diğer yönü ise ispat soyutluğudur. Bu manada, senedin hamili, temel ilişkinin varlığını ispatlamak zorunda değildir. Bu durumda, temel ilişkinin senet hamiline karşı ileri sürülebildiği durumlarda borçlu (düzenleyen), ispat yükü altında kalacaktır. Ancak, HMK m. 200 uyarınca senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunmaktadır. Yani kambiyo senedine karşı ileri sürülebilecek borçlu olunmadığına dair iddiaların senetle ispatı zorunludur. Bunun istisnası, senedin tehditle, zorla, hileyle alındığı yönündeki iddialardır (HMK m. 203/1-ç). 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi gereğince yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen hususların yazılı delille ispatlanması gerekmektedir. Bu suretle, davacı tarafından imzalanan bono nedeniyle borçlu olunmadığına yönelik iddiaların yazılı delille ispatlanması gerekmekte olup, davacı iddialarının tanıkla ispatı mümkün değildir.Davacılara yemin teklifinde bulunmak isteyip istemedikleri sorulmuş, davacı tarafça yemin deliline başvurulması nedeniyle davalı asile yemin isticvab davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı duruşmaya gelerek yemin etmiştir. Herkes iddiasını ispatla yükümlüdür, 6100 sayılı HMK’nun 189. vd maddeleriyle belirtildiği gibi tarafların kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahip olduğu, 190. maddeyle kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yüküyle yüklü olduğu, ispatın hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu açıkça belirtilmiş davacı yanın iddiasını doğrulayacak mahiyette ve mahkememizce kanaat hasıl olacak nitelikte başkaca yeterli delil ve belgede ibraz edilememiş olması, davalının beyanı, yemin delilinin kesin delil niteliğinde olması nedeniyle davacıların davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, davacının davasının subut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 179,90 TL + tamamlama harcı 14.510,00 TL olmak üzere toplam 14.689,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.510,00 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 113.700,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır