Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/250 E. 2023/562 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/250 Esas
KARAR NO :2023/562

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:10/04/2023
KARAR TARİHİ:12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nin müvekkili sigorta şirketi nezdinde … numaralı… Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, Davalı tarafın sigortalı …’nin grup şirketi olan …Mad. İnş. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’de çalıştığını, Davalının belirli tarihlerde 1.dereceden akrabası olan …’a belirli aralıklarla şirket hesabından havale işlemi gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, davalının gerçekleştirdiği havale işlemlerinin şirket tarafından anlaşılmasıyla birlikte, davalının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davalı adına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından …Mad. İnş. Sanayi ve Tic. Ltd.’nin zararına ilişkin 05.04.2022 tarihinde poliçedeki teminat kapsamında 200.000,000-TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin yapılan bu ödemeyle birlikte sigortalısının yerine kaim olduğunu ve davalı tarafından emniyeti suistimal fiili işlendiğinden rücu mektubu ile ödenen bu tazminatın davalıdan talep edildiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, Söz konusu takibe borçlu tarafından haksız bir şekilde itiraz edildiğini, itiraz üzerine icra dosyasının durdurulduğunu, yapılan itiraz neticesinde taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan toplantılar neticesinde sürecin anlaşamama olarak sona erdiğini, davalının takibe, asıl alacağa ve tüm ferilerine vaki itirazların iptalini, icra takibinin devamını,
alacağın likit olduğu dikkate alınarak hükmolunacak borç miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalı/borçludan tahsilini,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; rücu şartları gerçekleşmediğinden ortada bir alacak bulunmadığını, davacının 19.04.2023 tarihli delil dilekçesinin ekiyle birlikte sigorta poliçesini sunduğunu, müvekkilinin dava dilekçesindeki anılan bedelleri kendi inisiyatifi ile alarak haksız kazanç elde etmesinin mümkün olmadığını, …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin müvekkilinden emiyeti suistimal kapsamında herhangi alacağı olmadığını, kabul anlamına gelmemesi ile birlikte müvekkili ile dava dışı 3. tüzel kişi …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında …. Asliye Ceza Mahkemesi… E. no ile derdest dosyalarının olduğunu, işbu dosyaları yönünden kesinleşmiş bir ceza hükmü yok iken davacı yanın haksız taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili …’e yapılan ödemelerin bir çoğuna …’ın kendisinin imza attığını, dava dilekçesi ekinde sunulan tüm banka havalelerine ilişkin talimatların dosyaya sunulmasının zaruri olduğunu, çünkü işbu talimatlardan …’ın bizzat kendi imzasıyla talimatlar verdiği görüleceğini, müvekkili …’in işbu bedelleri şirket hissedarının onayıyla sadece oğlunun hastalığı için kullandığını, davanın reddini ve %20 den aşağı olmamak üzere Kötüniyet Tazminatı ile Yargılama giderleri ve Vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda: Dava, kobi ticari paket işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda her ne kadar dava dışı sigortalı şirket ise de davalı taraf tacir olmayan gerçek kişidir. dolayısıyla nispi ticari davanın şartları somut olayda oluşmadığından dava ticari dava değildir. Yine davalının zimmetine para geçirdiği iddiasıyla haksız fiile dayalı olarak iş bu dava açıldığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olacağından Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/09/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır