Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/169 E. 2023/595 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/169
KARAR NO :2023/595

DAVA:İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/03/2023
KARAR TARİHİ:25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların abi-kardeş olup uzun süre işçi-işveren olarak birlikte çalıştıklarını ve davalı uhdesinde bulunan … plakalı İETT otobüsü üzerinde davacının da %37,5 oranda pay sahibi olduğu bir ilişki kurulduğunu, bahse konu ticari ilişkinin tarafların aralarında yaptıkları anlaşma uyarınca bozulduğunu, 02/11/2022 tarihli anlaşma uyarınca davacının hissesini davalıya devredeceğini, davalının da bu devir işlemi neticesinde 01/12/2022 tarihine kadar 1.200.000,00 TL’yi davacıya ödeyeceğini, ancak davalı tarafından davacıya eksik ödeme yapıldığını ve bakiye 62.000 TL’nin davacıya ödenmediğini, bu nedenle ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı adına icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, alacağa sözleşmedeki tarih olan 01/12/2022 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olması ve taraflar arasında yazılı sözleşme olması nedeniyle %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin açıklama kısmında itirazın kaldırılması ve itirazın kaldırılması ile ilgili maddelere atıf yapıldığını, itirazın kaldırılması davalarında görevli mahkemenin icra hukuk mahkemeleri olduğunu, her ne kadar dava konusu sözleşmenin İİK 68’deki evraklardan biri olan imzası inkar edilmiş adi senet olarak düşünülmüş ise de sözleşme imzalanırken davacının iradesinin sakatlandığını ve bu bağlamda itirazın kaldırılması davasının konusu olamayacağını, davada ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, dava dayanağının adi yazılı bir sözleşme olduğunu, işbu sözleşmenin hisse devir sözleşmesi olmadığı gibi pay devri sözleşmesi de olmadığını, tarafların da tacir olmayıp gerçek kişi olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ortaklığında mevcut olmadığını, davacının resmi ve gayriresmi olarak otobüs üzerinde payı olmadığını, otobüs alınırken de maddi bir katkısı olmadığını, davalının kardeşi olduğundan ve yanında çalıştığından bu parayı çalışmalarının karşılığı ve işçilik alacakları için ödediğini, aksinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davalının otobüs sahibi olup aynı zamanda şöförlük yaptığını, davacı kardeşinin de bir süre yanında çalıştığını, aralarında çıkan anlaşmazlık sonucunda yollarını ayırdıklarını, davacının kardeşi olması, uzun yıllar yanında çalışmış olması sebebiyle hiçbir maddi katkısı olmamasına rağmen davalının kendisine bir pay verdiğini ve bunun karşılığında 1.138.000 TL üzerinde anlaşıldığını, davalının bu anlaşmaya binaen bu parayı davacıya gönderdiğini, sözleşmedeki toplam 1.200.000 TL’nin bu hisse payı ve işçilik alacaklarının toplamı olduğunu, kalan bakiyenin de 51.001,00 TL kıdem tazminatı ve 10.721,00 TL ihbar tazminatı açıklamasıyla davacıya gönderildiğini, sözleşmenin davalı gergin, yorgun ve uykulu bir haldeyken imzalatıldığını, tarafların hisse bedeli ve işçilik alacakları olarak toplam 1.200.000 TL olarak anlaştıklarını ancak sözleşmeye sadece hisse bedeli olarak yazıldığını, iradesinin sakatlandığını, davalının davacıya herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikle usulden esasa girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının UYAP sureti, tarafların SGK hizmet döküm cetveli, işyeri ünvan listesi, sözleşme sureti, araç tescil kayıtları, tarafların vergi kayıtları dosya içerisine alınmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 02/11/2022 tarihli adi yazılı sözleşme bakiye bedeli 62.000 TL asıl alacak, 305,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.305,75 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK’nun 114.maddesi genel olarak dava şartlarını düzenlemiş ve özellikle de 114/c maddesi dava şartı olan “mahkemenin görevli olmasını” dava şartı olarak saymıştır. Aynı yasanın 115.maddesi de dava şartlarında eksiklik bulunması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemiştir.
“….Bilindiği üzere ticari iş ve ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevlidir. 6102 sayılı TTK 4/1.maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3.HD’sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E. 2017/17010 K.sayılı kararı)….” 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Somut olayda her iki tarafın da tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı, belirtilen bu nedenlerle eldeki davanın yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, TTK’nın 4. ve 5. maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın asliye hukuk mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu, görev hususunun kamu düzeninden olduğu ve HMK 114/1-c bendi gereğince dava şartı olan bu husus HMK m.115/1 gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilebileceği nazara alındığında davacının davasının görev yönünden reddine, görevli mahkemelerin genel görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6100 Sayılı HMK.’nın 2. maddesi uyarınca ilgili ihtilaflara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖB. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına ,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 25/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır