Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2023/156 Esas
KARAR NO :2023/312
DAVA:Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/03/2023
KARAR TARİHİ:16/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, Davacı …’ın yazılımcı olduğunu, davalının büyük hissedarı olduğunu, …A.Ş şirketini dava dışı 3. Bir kişi ile birlikte 3 ortak olarak kurduklarını, davacının dava dışı şirketin faaliyet konusu olan elektronik para yazılımı, yazılım geliştirme ve teknik konulardaki tecrübesi ile şirketin kuruluş ve gelişimine katkı sağladığını, şirket kurulduktan 2 yıl sonra davacı şirketteki hisselerini davalıya devrederek hem şirketteki işinden hem de ortaklıktan ayrıldığını, akabinde davacı ile davalı … arasında 25/06/2017 tarihli taahhütname imzalandığını, 22/09/2022 tarihli 10666 sayılı Ticari Sicil Gazetesi’nin 1.032. Sayfasında şirketin 19/09/2022 tarihli genel kurul kararı ilan edildiği, ilgili ilanda şirket sermayesinin 8.000,00 TL olduğu, şirket hisselerinin her birinin 1.00 TL’den 8.000.000 paya ayrıldığını ve payların da A grubu imtiyazlı paylar ve B grubu paylat olmak üzere ikiye ayrıldığını, bu paylardan 5.720,968 adet A grubu imtiyazlı payların tamamı ile 639.832 adet B grubu payın davalı …’ya ait olduğu, ilgili hisselerin dava dışı … hisselerinin %79,51’ine tekabül ettiğini, ilgili sicil gazetesi ilanından davalıya ait %79,51 oranındaki hisselerinin tamamının kendi yetkilisi olduğu “… A.Ş” ne devrettiğinin anlaşıldığı, davalının kendisine ait şirket hisselerinin tamamını, …’e devretmesine rağmen davacıya ilgili taahhüt gereğince ödemekle yükümlü olduğu bedeli ödemediğinden, arabulucuya başvurulduğu, ancak anlaşma sağlanamadığı, hisse devir tarihi itibariyle şirketin ve davalının hisselerinin gerçek değerinin belli olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak açılması gerektiği, 2020 yılında şirketin azınlık hisse değerinin 250-300 milyon USD olduğunun basında yer aldığını, sadece bu rakam üzerinden hesaplansa dahi şirketin gerçek değerinin 1,5 milyar USD’den fazla olduğu, davalının şirketin çoğunluk hisselerinin sahibi olduğu, davacının alacağı olan %20’ye tekabül edecek miktarın da 20.000,000 USD’den fazla olabileceğinin dikkate alındığında ortaya çıkacak hak kayıplarını engellemek ve davacının alacaklarının güvence altına alınmasını teminen, davalıya ait menkul ve gayrimenkullerin de … A.Ş’deki hisselerinin 3. Kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenler ile davalı tarafından devredilen şirket hisselerinin gerçek değerinin tespit edilerek, davacıya ödenmesi lazım gelen %2 oranındaki bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalı aleyhine aynı konu ve taleplere yönelik Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, davacı tarafından daha önce açılan bu davanın…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı numaralı dosyasında görülmeye devam ettiğini, iş bu nedenlerle tarafları ve konusu aynı olan dava için derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının taleplerinin belirlenebilir olması nedeniyle davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hatalı olduğunu, davacının dava dilekçesinde alacağının belirsiz olduğunu ancak aynı zamanda alacağının en az 20.000.000 USD olduğunu iddia ettiğini, hal böyle iken huzurdaki davanın harca esas değerinin sadece 100.000 TL olarak belirtilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı alacağının en az 20.000.000 USD olduğundan bu kadar eminken aynı zamanda 100.000 TL talepli belirsiz alacak davası açmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile protokol veya taahhütname içeriğinde davacının iddia ve talep ettiği alacağın şarta bağlı taahhütname olması ve bozucu şartın davacı tarafından ihlal edildiği, göz önüne alındığında haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep ettiklerini, açıklanan nedenler ile derdestlik itirazları uyarınca davanın usulden reddine, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığından ve hukuki yarar şartı eksikliği tamamlanamaz olduğundan davanın yine usulden reddini, 25/06/2017 tarihli taahhütnameye bağlanan kurucu şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın esastan reddini, davacının 25/06/2017 tarihli taahhütnamedeki bozucu şartı ihlal ettiği gözetilerek davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını vekaleten arz ve talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki akledilen protokol gereği davalıya ait hisselerin davalı tarafından devri halinde ödenmesi gerektiği iddia edilen hisse devir bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizin iş bu dava dosyası ile…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası arasında hukuki, şahsi ve fiili bağlantısının mevcut olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği anlaşıldığından usul ve dava ekonomisi de gözönüne alınarak her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya önce açılan…. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Dava dosyamız ile…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyası arasında HMK.’nun 166. maddesi gereğince fiili ve hukuki irtibat bulunması, yargılama ekonomisi ile birlikte farklı kararların önlenmesi amacıyla dava dosyamızın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamaya…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
3-HMK 166/3 maddesi uyarınca, birleştirme kararının ilk davanın açıldığı mahkemeye derhal bildirilmesine,
4-Yargılama giderleri, sair ücretlerin ve diğer hususların anılan Mahkemece nazara alınmasına,
Dair , davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/05/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır