Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/13 E. 2023/369 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/13 Esas
KARAR NO:2023/369

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/01/2023
KARAR TARİHİ:25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçlu … aleyhine icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine borçlu …’ın çalıştığı müvekkili şirkete maaş haczi gönderildiğini, müvekkili şirket hesaplarına haciz konulması üzerine yapılan araştırmada işbu icra dosyası kapsamında gönderilen maaş haczinin 21.07.2020 tarihinde …isimli şahısa tebliğ edildiğinin görüldüğünü, müvekkili şirkette hiç bir zaman …adında bir şahıs çalışmadığını, hatta bunun müvekkili şirkete ait hizmet listesi ile sabit olduğunu ve 2020 Temmuz ayında müvekkili şirketin …adında bir çalışanı bulunmadığının hizmet listesi ile tespit edileceğini, dolayısıyla … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında gönderilen maaş haczinin müvekkili şirkete usulsüz olarak tebliğ edildiği, usulsüz tebliğ edilen maaş haczinden müvekkili şirketin haberinin olmadığı, bu nedenle …’ın müvekkili şirkette çalıştığı süre zarfında …’ın maaşından kesinti yapılamadığı, müvekkili şirketin borcun sorumlusu …’ın maaşından kesinti yapamamış olmasına rağmen hesaplarına haciz gelmiş olması sebebiyle dosya borcunun 40.600,00-TL’sini dosyaya ödemek zorunda kaldığını, dolayısıyla icra tehdidi altında yapılan ödemelerin müvekkili şirkete geri ödenmesi gerektiğini beyanla, davanın kabulünü, müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı 40.600,00-TL’nin ödeme tarihi olan 26.09.2020 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte istirdadını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olmadığını, davaya konu işlemin dayanağı olan icra takibinin …’da açıldığını, davada … Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle öncelikle davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, davacı şirketin, dava dışı borçlu …’ın maaş haczi gönderildiği dönemde kendi çalışanı olmadığı ya da çalışanın maaşı üzerinde başkaca hacizler bulunduğu ve maaş haczine engel başkaca nedenlerin varlığı yönünde bir beyanda bulunmadığı, bu durumda davacının ödemeye konu borcu dolaylı olarak ikrar ettiğini, davacı şirketin ödemesi gereken miktarı icra dosyasına ödediğini, davanın hukuki yarar yokluğundan da reddinin gerektiğini, dava dışı davacı şirket çalışanı …’ın davacı şirket bünyesinde sigorta kayıtlarında da görüleceği üzere 03.01.2020 – 19.08.2022 tarihleri arasında çalıştığını, davacı şirketin, müvekkili şirketin maaş haciz yazılarına cevap vermediğinden, 21.07.2020 tarihinde gönderilen maaş haciz yazısının borçlu …’ın işten çıkış tarihi olan 19.08.2022 tarihine kadar ki maaşlarından kesilmesi gereken tutar oranında borçlu kılındığını, somut olayda istirdat davasını açmak için gereken yasal koşul olan borçlu olunmayan bir paranın varlığının söz konusu olmadığını, davacının, 21.07.2020 tarihinde kendisine gönderilen maaş haczi yazısının tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiğini, ancak İİK m. 16 gereğince usulsüz olduğu iddia edilen tebligatın öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine şikayet edilmesi gerektiğini, somut olayda davacı tarafından tebliğin öğrenildiği tarihten itibaren böyle bir şikayet yapılmadığını beyanla öncelikle davanın yetki yönünden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzeride bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, SGK dökümleri, hizmet listeleri, ödeme dekontu ve tebliğ mazbatası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; istirdat davasıdır.
… 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, … Bankası Anonim Şirketi tarafından borçlu … aleyhine 218.284,84-TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı eldeki dosya davalısı… Bankası Anonim Şirketi tarafından borçlu dava dışı … aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf icra takibinin kesinleşmesi üzerine borçlunun çalıştığı müvekkili şirkete maaş haczi gönderildiğini, maaş haczinin …isimli şahsa tebliğ edildiğini, ancak davacı şirkette …adında bir şahsın çalışmadığını bu sebeple davacı şirket çalışanı borçlu … aleyhine gönderilen maaş haczinin şirkette çalışmayan birine tebliğ edilmesinden dolayı maaş haczinden haberinin olmadığını ve …’ın maaşından kesinti yapamadığını, hesaplarına haciz gelmesi sebebiyle dosya borcunun 40.600,00-TL’sini kendisinin ödemek zorunda kaldığını, davacı şirkete usulsüz tebligat sebebiyle şirket çalışanı icra takibi borçlusundan kesinti yapılamayan ve icra tehdidi altında yapılan ödemenin iadesi için davalı olan icra takibi yapan alacaklıya karşı istirdat davası açmıştır.
İİK 72/7. maddesi uyarınca: “Borçlu, icra takibi sürecinde, borçlu olmadığı parayı cebri icra tehdidi altında ödemişse, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı açacağı davaya istirdat davası denir.” İstirdat davasında davacı şahıs, icra takibinin borçlusu, davalı ise icra takibinin alacaklısıdır. Somut olayda dosyamız davacısının icra dosyasına parayı ödediği makbuzla sabittir ancak yapılan icra takibi uyarınca borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Bu sebeple üçüncü kişi konumunda bulunan dosya davacısı tarafından dava dışı borçluların borcuna ilişkin olarak icra dosyasına ödemede bulunulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak yapılan bu ödemenin İİK gereğince borca mahsuben yapılmış sayılacağı, yapılan ödemede davacı üçüncü kişinin ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunacağı, ancak davalı olan alacaklının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı anlaşılmaktadır. İcra dosyasında borçlu sıfatı olmayan borcu ödemiş olan davacının üçüncü kişi olarak ödediği bu parayı İİK 72. maddesi hükümleri uyarınca icra dosyası alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı şüphesizdir. İcra dosyasına yapılan bu ödeme ile davalının zenginleştiği ileri sürülemeyecektir. Zira bu ödeme ile dava dışı borçlu borcundan kurtulmakta olup sebepsiz zenginleşen dava dışı borçludur. Bir başka ifadeyle davacı bu ödemesinin şartları bulunduğu takdirde dava dışı takip borçlusundan talep edebilecektir.
Tüm bu bilgiler ışığında … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının alacaklı, dava dışı …’ın borçlu, davacı … Limited Şirketi’nin ise 3. kişi konumunda olduğu, istirdat davasını ancak icra takip borçlusunun açabileceği, üçüncü şahıslar tarafından bu davaların açılamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı her ne kadar icra dosyasındaki borcu cebri icra tehdidi altında ödediğini ileri sürse de eldeki davayı icra takip alacaklısına karşı açmış olduğu nazara alındığında; alacaklının alacağını tahsil etmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmediği yani istirdat davası yönünden davacının aktif husumet, sebepsiz zenginleşme davası yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davacı olan 3. kişinin takip alacaklısına karşı, takip borçlusuna ait borcun ödenmesinden dolayı istirdat davası açamayacağı kanaatine varılmakla davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın husumet nedeniyle reddine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından hpeşin olarak alınan 693,35-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 513,45-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 4.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.