Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/9 E. 2022/787 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/9
KARAR NO : 2022/787
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı … …’un malik ve işleteni olduğu davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın 30/10/2017 tarihinde … San.Tic.Ltd.Şti.’ye ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigorta araç sürücüsünün maddi hasarlı trafik tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kaza akabinde hasarın tespiti amaçlı ekspertiz atandığını ve aracın tamir bedeli olarak KDV dahil 11.237,19 TL tespit edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, meydana gelen hasar neticesinde … plaka sayılı araçta değer kaybı oluştuğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için alınan ekspertiz raporu için 250 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan taraflarına ödenmesi için 14/12/2017 tarihinde başvuru yapılmışsa da herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 24/12/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, …’nın alacağını Bk.m.183 vd.maddeleri gereği hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla davacıya devrettiğini, alacağın bilirkişi marifetiyle belirlenmesinden sonra alacak miktarını artırmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.700 TL hasar bedeli, 50 TL değer kaybı bedeli ve 250 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahiline temerrüt tarihi olan 24/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi tarafından 25/04/2017-2018 vadeli Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, öncelikle aracın davaya konu kazaya karıştığının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davanın temlik eden …’ya ihbar edilmesini talep ettiklerini, temlik sözleşmesinin geçerli olmayıp esaslı unsurlarında eksiklik olduğunu, yine imzanın … yetkilisine ait olduğuna ilişkin hiçbir emare olmadığını, imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, … plaka sayılı aracın daha evvel başka kazalara karıştığını, poliçe genel şartları çerçevesinde davacının değer kaybı talebinin teminat kapsamında olmadığını, davacının kendi insiyatifiyle yapmış olduğu fahiş eksper ücreti giderinden davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, yine eksper yönetmeliğine göre eksper tayin eden tarafın eksper ücretini ödemekle mükellef olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, davanın yanın dayandığı araçta değer kaybının söz konusu olmadığını, ticari faiz taleplerinin yerinde olmadığını, temerrüt süresinin ihbar tarihinden değil delillerin tümünün davalı şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını, hasarın sigorta kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 08/01/2019 tarihli ıslah dilekçeyle; dava dilekçesinde talep ettikleri 4.700 TL hasar bedeli alacaklarını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslahı yolu ile 6.537,19 TL daha artırarak toplam 11.237,19 TL hasar tazminatı, 50 TL değer kaybı ve hasar ile değer kaybı tespiti için ödenen 250,00 TL ekspertiz ücretinin sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 27/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek avans faizinin işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı araçta oluşan hasar bedeli, değer kaybı ve ekspertiz ücretinin ZMMS kapsamında tahsili istemine dayalı maddi tazminat davasıdır.
Mahkememize yapılan yargılama sonunda 2018/103 esas, 2019/343 karar sayılı, 07/05/2019 tarihli karar ile; davacının davasının kabulü ile 4.700,00 TL hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybı bedelinin 27/12/2017 tarihinden itibaren, 6.537,19 TL hasar bedelinin ise ıslah tarihi olan 08/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… BAM … Hukuk Dairesinin 2019/… esas, 2021/… karar sayılı, 23/12/2021 tarihli ilamı ile, davalı tarafından gönderilen hasar dosyası içeriğinde; hasar bedeli olarak 24/01/2018 tarihinde 3.853-TL 26/03/2018 tarihinde ise 264.47-TL ödeme yapıldığı göz önünde tutulduğunda, bu ödemelere ilişkin banka kayıtları ile ödeme dekontlarının getirtilerek temlik tarihine göre belirlenen tazminattan mahsup edilip edilemeyeceğinin araştırılmadığı anlaşıldığından kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama ile … Bankası’ndan ödemeye ilişkin dekontlar getirtilerek dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 04/10/2022 tarihli raporda; her iki ödemenin de temlik tarihinden sonra yapıldığı, yapılan ödemelerin tenzil edilmesine karar verilmesi ve kök raporda yapılan tespitlerin kabulü halinde bakiye hasar bedelinin 7.384,19 TL, bakiye değer kaybı bedelinin ise genel şartlara göre 44,54 TL, reel piyasa değerlerine göre 36,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, davalı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların beyan ve savunmaları, yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu, BAM ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından dava dilekçesinde ekli olarak sunulan 16/11/2017 tanzim tarihli alacağın temliki sözleşmesi TMK 183 vd.maddelerine uygun olarak düzenlenmiş olup, temlik eden tarafından işbu dayanak sözleşmedeki imza konusunda olumsuz bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dolayısı ile davacı, işbu temlik sözleşmesine dayalı olarak davaya konu alacağı usulüne göre temlik almış olup, geçerli bir şekilde temlik aldığı alacak için dava takip yetkisine sahip bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava ve alacağın temliki tarihinde yürürlükte bulunan TBK.nun 186.maddesinde “Borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur.” hükmü yer almaktadır.
Eldeki davada davaya konu alacağın temlik alındığının davacı tarafından 14/12/2017 tarihinde davalıya bildirildiği, davacının ödeme yapılmaması üzerine 01/02/2018 tarihindeki davayı açtığı, davalı tarafından dava konusu alacağın bir kısmının 24/01/2018 tarihinde dava dışı temlik edene banka yolu ile ödendiği anlaşılmaktadır.
TBK 183 vd.maddelerindeki hükümler dikkate alındığında temlik akdi yapılır yapılmaz, alacak temlik alana geçer ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisinde bildirilmesinden önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcundan kurtulamaz. TBK’nun 186.maddesi ile aynı Yasa’nın 187/2 maddesi birlikte değerlendirildiğinde, temlik hususunun borçluya bildirilmesine rağmen borçlunun temlik alana değil de, temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı, aynı sonucun, T.M.K’nun 2.maddesi gereği de kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Somut davada davalı tarafından temlik edene yapılan ödemeler alacağın temlik edildiğinin temlik alan davacı tarafından davalı borçluya bildirilmesinden sonra yapılmasına göre, davalı borçlu TBK 186 ve 187/2 maddeleri gereğince temlik edene yaptığı ödemeler bakımından temlik alana karşı borcundan kurtulamayacağından ödenen tutarın mahsubu mümkün olmamıştır. (Emsal için bkz.İst.BAM 8 HD 2019/966 2021/778).
Bilindiği üzere, HMK’nın 107.maddesi kapsamında açılan belirsiz alacak davalarında, davanın açılması ile birlikte (dava tarihinde) alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir.Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açanın bunu açıkça dava dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde “taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek alacak miktarını, bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek miktar kadar artırmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydı ile şimdilik 4.700 TL hasar bedeli, 50 TL değer kaybı bedeli ve 250 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 24/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının anlaşılması ve belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesileceği göz önüne alındığında, ıslah edilen alacak kalemi yönünden de temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. (İst.BAM 8 HD 2019/2763 2022/786)
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; yeniden yapılan bilirkişi incelemesi ve getirtilen banka kayıtlarına göre davalı 24/01/2018 tarihinde 3.853,00 TL hasar ödemesini temlik eden …’ya, 26/03/2018 tarihinde 264 TL değer kaybı ödemesini ise davacı temlik alana ödemiş olmakla temlik edene ödenen hasar ödemesinin mahsubu mümkün olmamış, temlik alana ödenen 264 TL değer kaybı ödemesinin mahsubu yapılarak davacının davasının kısmen kabulü ile, bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen 11.237,19 TL hasar bedeli ve 36 TL değer kaybı bedelinin 27/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, ekspertiz ücretinin ise yargılama gideri olarak değerlendirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 11.237,19-TL hasar bedeli ve 36,00 TL değer kaybı bedelinin 27/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red olunan kısım üzerinden 14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 770,07 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 198,39 TL (dava açılırken 85,39 TL+ ıslah ile 113,00 TL)nin mahsubu ile bakiye 571,68 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, (bozma öncesi mahkememiz 2018/… esas, 2019/… karar sayılı 17/09/2019 tarih ve 2019/… harç numaralı harç tahsil müzekkeresi uyarınca ödeme yapılmış ise tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)
6-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 1.918,49 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 9 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.927,49 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 05/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza