Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/892 E. 2023/613 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/892
KARAR NO:2023/613

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:28/12/2022
KARAR TARİHİ:27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan … San.ve Tic.A.Ş.arasında uzun yıllardır süregelen ticari ilişkide en son 01/04/2018 yürürlük tarihli Ürün Tedarik Sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı …’in ise 01/02/2023 tarihli Kefalet Sözleşmesi ile asıl borçlu …’nin kefalet tarihinden önce ve sonrasında davacı şirketten alacağı her türlü emtia karşılığı veya sair sebeplerden dolayı gerek senetlerle ve çeklerle, gerek cari hesap sözleşmeleri, defter kayıtları ve ilgili belgelerle sabit olan borçlarından dolayı 8.000.000,00 TL’ye kadar asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil ve müteselsil borçlu olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 4.maddesinde sözleşmenin 01/04/2018 tarihinde yürürlüğe gireceği ve 31/03/2019 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığını ve sözleşmenin anılan sürenin bitiminde sona erdiğini, bu hususun davalı şirkete 27/03/2019 tarihli ihtarname ile de hatırlatıldığını, ancak davalı …’nin işbu sözleşme nedeniyle faiz, cezai şart, tazminat ve muaccel 14.682.957,77 TL borcu bulunduğunu, davalının borçlar için verdiği çeklerin karşılıksız çıktığını, sözlü hatırlatmalara rağmen borcun ödenmemesi üzerine …’ye … 14.Noterliğinin 05/08/2019 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin aynı gün tebliğ edilmesine karşın borcun ödenmediğini, bu defa kefil olan davalı …’e 23/08/2019 tarihli ihtar gönderilerek kefalet limiti dahilindeki 8.000.000,00 TL’yi ödemesinin istendiğini, ancak ödeme yapılmadığını, davalılar aleyhine borcun ve temerrüt nedeniyle işlemiş faiz ile sözleşmenin 7.1 maddesi uyarınca doğmuş cezai şartın tahsili amacıyla ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, söz konusu 14.682.957,77 TL’lik borcun çeke bağlanan toplamda 7.587.520,00 TL’sinin kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla borçlu aleyhine ….İcra Müdürlüğü …, ….İcra Müdürlüğü …, ….İcra Müdürlüğü 2019/… ve ….İcra Müdürlüğü …, ….İcra Müdürlüğü 2019/46112 ve ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyalarıyla icraya konulduğunu, bu nedenlerle çeke dayalı olan ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icraya konu edilen alacaklarının haricindeki bakiye 7.095.437,77 TL’lik kısım, bu kısma temerrüt tarihinden takip tarihine kadar itibaren işlemiş 170.000,00 TL avans faizi ile sözleşmenin 7.1.maddesi uyarınca doğmuş 1.101.221,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 8.366.658,77 TL yönünden itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmediğini, taraflar arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunmadığını, davacının yanlızca takip talebinde zikredilen alacaklar bakımından itirazın iptali talebinde bulunabileceğinden sözleşmenin 7.1 maddesi çerçevesinde doğduğu iddia edilen cezai şart tutarını huzurdaki dava kapsamında talep edemeyeceğini, öte yandan cezai şart gibi beirli nitelikte olmayan bir alacağın ihtarda bulunmaksızın muacceliyet kesp etmesi mümkün olmadığından 23/09/2019 tarihli ihtarnamede cezai şart alacağı hiçbir surette zikredilmediğinden ödeme emrinde de herhangi bir cezai şart alacağı zikredilmediğinden cezai şart alacağı talebine bulunmasının da mümkün olmadığını, davalı …’nin davacıya karşı borçlarının güvencesi olarak taşınmaz üzerinde 1.000.000 TL tutarında teminat ipoteği verilmiş olup, söz konusu taşınmazın icra yoluyla satışı sonrası ilgili tutarın, ipotek alacağının öncelikli olması nedeniyle çek alacağının takibe konulduğu dosya borcundan mahsup edilmeyerek doğrudan davacı hesabına ve cari hesap borcuna mahsuben icra müdürlüğünce gönderildiğini, alacak likit olmadığından ve dava kısmi dava olarak ikame edildiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının UYAP sureti, ticaret sicil kayıtları, ürün tedarik sözleşmesi, kefalet sözleşmesi dosya içerisine alınmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 14.682.957,77 TL asıl alacak, 611.856,95 TL işlemiş faiz, 1.101.221,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 16.396.035,72 TL üzerinden takip başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 07/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, itirazın iptali davasını alacak davası olarak tamamen ıslah ettiklerini, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı açık olmakla birlikte Yargıtay yerleşik içtihatlarında süresinde açılmayan itirazın iptali davalarının dahi ıslah yoluyla alacak davasına dönüştürülebileceğinin kabul edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü hakları ile kesinleşmiş icra dosyalarına ilişkin hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak ve yanlızca davalılardan müteselsil kefil … yönünden kefalet miktarıyla sınırlı olmak kaydıyla 7.095.437,77 TL alacağın temerrüt tarihi 09/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.102.221,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalılar vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekili 10/08/2023 tarihli dilekçesi ile, tarafların dava konusu alacak tutarını da kapsayacak şekilde aralarında sulh sağladıklarını, taraflarca yapılan sulh anlaşması kapsamında tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücret talebi bulunmayacağının da kararlaştırıldığını, bu nedenlerle davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili 10/08/2023 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile, tarafların dava konusu alacak tutarını da kapsayacak şekilde sulh olduklarını, birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davacı vekilinin davadan feragat beyanına muvafakatlerinin olduğunu, feragat nedeniyle karar verilmesini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davası olarak açılmış daha sonra ıslahla alacak davasına dönüştürülmüştür.
Yargılama aşamasında mahkememizdeki işbu davaya konu edilen alacak talebi ile ilgili olarak tarafların anlaşarak dava konusu uyuşmazlığı sulh yolu ile çözümledikleri, davanın konusuz kaldığı, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ‘nun 315/1. Maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan giderlerin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sulh nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 101.051,62 TL+ıslah harcı 39.000,00 TL olmak üzere toplam 140.051,62 TL’den mahsubu ile 139.781,77 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan giderlerin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına, yine taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır