Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/762 E. 2022/864 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/762
KARAR NO :2022/864

DAVA:İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/11/2022
KARAR TARİHİ:21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının bir alacağından kaynaklı davalıdan bir adet 20/02/2019 vade tarihli 41.000 USD miktarlı bono teslim aldığını, alınan bononun tediye tarihinden 3 sene geçmiş olmakla bononun zamanaşımına uğradığını ve TTK 732 maddesi gereğince bononun ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı tarafından bonodaki imzaya itiraz edilmediğini, bonodaki bedelin ödendiğinin ispatı TMK 6.maddesi gereğince davalı üzerinde olmasına rağmen bu bedelin ne şekilde ödendiğinin itiraz dilekçesinde yer almadığını, bu nedenlerle öncelikle borçlunun menkul ve taşınmazların ihtiyaten haczine, itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki hukuki münasebet kira ilişkisine dayanmakta olup kambiyo vasfını yitirmiş olan ve yapılacak yargılama sonunda yazılı delil başlanıcı olmaktan başkaca bir hukuki vasfı kalmayan bir bono sebebiyle açılan işbu davada sulh hukuk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, görev itirazının reddine karar verilmesi halinde davacının huzurdaki talep ve iddiaları kambiyo vasfını yitirmiş bir belgeye dayandığından bu belge üzerinde yazan yetki şartının da hukuken bir geçerliliği bulunmadığını, aksi kabul edilse dahi bu defa da davalının kanunda yetki sözleşmesi yapabileceği açıkça hüküm altına alınan şahıs veya kurumlardan olmaması sebebiyle ve davalının yerleşim yeri adresi ile kira sözleşmesine konu taşınmazın bulunduğu yer … hudutları dahilinde bulunmakla dosyanın yetkili … Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında 20/08/2016 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi mevcut olup bu kiracılık ilişkisinden başkaca bir hukuku veya fiili ilişki bulunmadığını, 6 yılı aşkın zamandır devam eden kiracılık ilişkisi nedeniyle davalı tarafından ödenmesi gereken kira bedelleri eksiksiz olarak ödenmiş olup davacının talep edebileceği ne bir kira alacağı ne de başkaca bir alacağı bulunmadığını, takibe konu bononun taraflar arasındaki kira ilişkisinin teminatı olarak düzenlendiğini, ispat külfetinin taralar arasında yazılı kira sözleşmesi olması nedeniyle bizzat davacı üzerinde olduğunu, taraflar arasındaki kira ilişkisi halen devam etmekte olup kira bedellerinin de davacıya ödenmeye devam ettiğini, bononun kefili konumunda olan …’da davalının kiracısı olduğu taşınmazın ve dolayısı ile davacının eksi kiracısı olduğunu, eski kiracı …’nun kiralanan taşınmazı davalıya devir ediyor olması sebebiyle davacı kiraya veren tarafından kendisinin de kefaletinin talep edildiğini, kendisinin de yaklaşık 2 yıllık kira bedeline denk gelecek bir bedel üzerinden düzenlenen teminat senedini imzalayarak kiracı ilişkisini ve kira ilişkisine konu taşınmazı davalıya devrettiğini, davacı tarafından taraflar arasındaki kira ilişkisinden doğacak olan kira bedellerine istinaden daha önceki dönemlerde de kambiyo evrakları talep edildiğini ve davalı tarafça da tanzim edilip kendisine verildiğini, bu nedenlerle öncelikle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davanın öncelikle usulden reddine, görevsizlik itirazlarının kabulü ile İstanbul Sulh Hukuk Mahkemelerine, görev itirazlarının reddi halinde ise yetki itirazları doğrultusunda … Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın esastan reddine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, bono aslı celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı …, … aleyhine 41.000,00 USD üzerinden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz 24/11/2022 tarihli ara kararı ile, davacının 20/07/2016 tanzim, 20/02/2019 vade tarihli 41.000,000 USD yönünden %15 teminat karşılığı menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarı tahsilde tekerrür olmamak üzere ihtiyaten haczine karar verilmiş, davalı vekili 06/12/2022 tarihli cevap dilekçesi ile ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiştir.
2004 Sayılı İİK 265/1 fıkrasınca; borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. İİK 265’inci maddesi uyarınca itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.
İİK 258. maddesinde “İhtiyati hacze 50. nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir.” 50. maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” denilmek suretiyle yetki konusunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin uygulanacağı belirlenmiştir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için 6098 sayılı TBK’nın 89/1. hükmü uygulanamaz. Bonoya dayalı olarak, HMK 6. Maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemeden, borçluların birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerindeki mahkemeden (HMK. 7. md), bonoda öngörülen ödeme yerindeki, ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerindeki mahkemeden (HMK.10.md), TTK’nun 777/4. maddesine göre ise düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır hükmünü havidir.
Diğer taraftan 6100 sayılı HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK’nın 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır.
6100 Sayılı HMK 17. maddesi uyarınca geçerli bir yetki sözleşmesinin tacirler arasında hüküm ifade edebileceği, somut olayda ise alacaklının tacir olmadığı hususu dikkate alınarak yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu takdir edilmiş, itiraz edenin yerleşim yeri itibariyle genel yetki kuralı dahilinde ihtilafın “… Asliye Ticaret Mahkemelerinin” yetkisi dahilinde kaldığı anlaşıldığından mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden borçlu yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça görev itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu senedin emre muharrer düzenlendiği, zamanaşımına uğramış da olsa TTK’nun 732 maddesi uyarınca keşidecinin sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceğine yönelik değerlendirmenin Ticaret Mahkemesi tarafından yapılması gerektiği, TTK. 732 maddesi gereği açılan davaların mutlak ticari dava niteliği taşıdığı, her iki taraf tacir olmasa da davada görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla TTK 4.maddesi uyarınca görev itirazının reddine, 6100 sayılı HMK.nun 116/1-a maddesi uyarınca kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu belirtilmiş ve aynı yasanın 117. maddesi ile cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu düzenlenmiş olup, davalı vekili cevap dilekçesi ile yetkiye yönelik ilk itirazda bulunmuştur. Mahkemenin yetkisi kamu düzenini ilgilendirdiğinden mahkemenin yetkisizliği, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından da re’sen göz önünde bulundurulur. Davacının tacir olmadığı, bu nedenle zamanaşımına uğramış ve kambiyo evrakı niteliğini kaybetmiş bonoda yer alan yetki düzenlemesinin geçeriz olması sebebiyle yetki hususunun genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, davanın konusu ve niteliği itibariyle, 6100 sayılı HMK.nun 6. maddesi uyarınca; genel yetkili davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiği düzenlenmiştir. Davalının yerleşim yerinin … Mah.537/1 Sok. … Apt.No.44/8 …/… adresi olup, mahkememizin yargı alanı dışında … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı alanı kapsamında olduğundan, davalı vekilinin yetkiye yönelik ilk itirazı yerinde görülerek, mahkememizin yetkisizliğine, dava dilekçesinin yetki nedeniyle reddine, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davalı tarafından mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile mahkememizce verilen 24/11/2022 tarihli ihtiyati haciz kararımızın kaldırılmasına,
2-Davalı tarafın görev itirazının reddine,
3-Davalı tarafın yetki itirazının KABULÜ ile, dava dilekçesinin yetki nedeniyle REDDİNE,
4-Yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
5-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın Nöb. … Asliy Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)
6-Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI