Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/742 E. 2023/183 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/742 Esas
KARAR NO :2023/183

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/03/2018
KARAR TARİHİ:16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasında davacı vekilinin dosyaya feragat dilekçesi sunmasıyla dosya re’sen ele alınarak incelenmiş ve evrak üzerinden aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla 17/05/2017 tarihli 7.704,18-USD bedelli, 04/08/2017 tarihli 13.608,00-TL bedelli, 07/08/2017 tarihli 6.661,44-TL bedelli, 16/08/2017 tarihli 3.214,08-TL bedelli olmak üzere toplam 4 adet faturaya dayalı olarak 53.203,16-TL üzerinden takip başlatıldığını, söz konusu faturaların müvekkiliyle davalı arasındaki kumaş alım satımına dayandığını, davalının itirazının yerinde olmadığını belirterek davalının yetkiye ve borca itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, müvekkili yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi mali müşavir …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 07/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafa ait incelenen 2016 ve 2017 yılına ait yevmiye – kebir ve envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. 64 md. uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2016 yılı yevmiye defterinde bulunması gereken kapanış tasdiğinin mevcut olduğu, 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinin 19/09/2018 tarihli defter belge teslim tutanağından görüleceği üzere Gelir İdaresi Müfettişine teslim edildiğinden inceleme için ibraz edilemediği, davacı yanın takip tarihi olan 19/12/2017 tarihi itibariyle 51.238,05-TL alacaklı olduğu, davacının icra takip tarihi olan 19/12/2017 tarihinden itibaren alacaklarına değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği yönünde görüş ve beyan bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; cari hesap ilişkisine istinaden başlatılan icra takibine, davalının itirazı nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 30/05/2019 tarih, 2018/279 Esas, 2019/480 Karar sayılı kararı ile, “…rapor dahilinde takip konusu cari hesap bakiye alacağına dayanak nitelikteki faturaların davacının ticari defterlerinde işlenmiş olduğu ifade edilmiştir. Ancak fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ve davacı defterlerinde davalı yanın borçlu görülmesi başlı başına davacının alacaklı olduğunu göstermez. Davacı, cari hesap alacağına temel teşkil eden faturaları davalıya usulüne uygun olarak tebliğ – teslim ettiğini veya fatura bedeline konu hizmet ediminin – mal tesliminin yerine getirildiği ve karşı tarafa verildiğini yazılı delille ispatlamak zorundadır. İspat külfeti bizatihi davacıda olup davalının davaya cevap vermemesi keza defterlerini incelemeye sunmaması davacının bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Bu gerekçe dahilinde dava ispatlanamayıp sübuta ermediğinden…” denilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2020/355 Esas, 2022/1464 Karar sayılı, 20/10/2022 tarihli ilamı ile; “…Somut olayda, taraflar arasındaki ilişkinin mal satışı şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, alacağa dayanak gösterilen faturaların tek başına alacağın varlığını kanıtlamadığı, fatura konusu mal veya hizmet tesliminin yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, davalının ticari defterleri ibraz etmemesinin davacının ispata ilişkin bu yükümlülüğünü kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının sunduğu faturalarda tarih ve seri no’ları belirtilen irsaliyeler ile ticari defter ve belgelerin eki sayılabilecek BA-BS formları dosyada yer almamaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ticari ilişkinin gerçekleştiği 2017 yılına ilişkin BA-BS bildirimleri getirtilip,takibe konu faturaların vergi dairesine beyan edilip edilmediği belirlenmeli , irsaliyelerin ibrazı sağlanmalıdır. Ayrıca davalının uyuşmazlık dönemini kapsayan ticari defterlerinin ibrazı için HMK’nın 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde ihtarat yapılarak ibrazı için kesin süre verilmeli, ibraz edilmesi halinde dayanak faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine…” denilmek suretiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gelmiş ve mahkememizin 2022/742 Esas sayılı numarasını almıştır. Kaldırma kararı sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 14/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin talebi üzerine davadan feragat ettiklerini beyanla feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Feragat, HMK 307. ve 311. maddesi hükümleri gereği davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davayı sona erdiren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran tek taraflı bir taraf işlemidir.
6100 Sayılı HMK’nın 74. Maddesinde davaya vekalette özel yetki verilmesi gereken haller sayılmıştır. Buna göre bir davada müvekkil tarafından vekile açıkça yetki verilmemişse, vekil davadan veya kanun yollarından feragat edemez. Somut olayda davadan feragat ettiğini bildiren davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat edebileceğine ilişkin özel yetki de bulunduğu, feragat bildiriminin HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
(1)Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 908,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 728,68‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/03/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.