Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/630 E. 2022/694 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/630 Esas
KARAR NO :2022/694

DAVA:Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ:21/09/2022
KARAR TARİHİ:14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yargılaması devam ederken davacılar vekili tarafından dosyaya davalıyla sulh olduklarına ilişkin dilekçe sunması nedeniyle dosya re’sen ele alınarak incelenmiş ve evrak üzerinden aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhinde …. İcra Müd. … Esas sayılı ve …. İcra Müd. … Esas sayılı dosyaları üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takip dosyaları incelendiğinde 23/03/2022 tanzim – 11/08/2022 vade tarihli 50.432,00-TL bedelli bir kambiyo senedi ile 23/03/2022 tanzim ve 18/08/2022 tanzim tarihli iki senedin aynı tarihte ayrı icra takipleriyle takibe konulduğunun anlaşıldığını, kefil sıfatıyla takibe eklenen müvekkiline yöneltilen takibin de dayanaksız olup kefile ilişkin şartların oluşmadığını, müvekkilinin şirket adına kefil sıfatına sahip olabilecek yetkilere sahip olmadığını, senede dayanak borç ilişkisi davalıdan mal tedariğine yönelik düzenlenmişse de davalının üstlendiği borcu yerine getirmediğini, hal böyleyken belirlenen vade tarihinde mal teslimi yapılmadığından ödemezlik defi kapsamında senede binaen herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili her ne kadar takibe borçlu sıfatıyla eklenmiş ise de şirket yetkilisi olarak senede imza atmış olup borçlu sıfatının bulunmadığını, bu sebeple senet içeriğine bu yönden de ve atılan imzaların sahteliği yönünden de itirazlarının bulunduğunu, takdir edilecek teminat karşılığında icra dosyalarına ilişkin mevcut takip işlemlerinin durdurulması adına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile toplam 100.864,00-TL bedelli iki senede ve başlatılan takiplere yönelik borçlu olunmadığının tespiti ile senetlerin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır.”

ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; davacı vekili tarafından 18/10/2022 tarihinde sunulan arabuluculuk anlaşamama belgesi, davacı vekili tarafından 27/10/2022 tarihinde sunulan 19/10/2022 tarihli taraflar arasında imzalanan sulh ve ibra ve uzlaşma tutanağı, …. İcra Müd. … Esas sayılı dosyası (uyap’tan) Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, davacılar aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Dosyanın tetkikinde, davacıların ihtiyati tedbir talebinin İİK. 72/3. Maddesi uyarınca kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarına konu toplam alacağın %20’si oranında nakdi teminat mahkeme veznesine yatırılması şartı ile ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama devam ederken davacılar vekili tarafından 27 ve 31/10/2022 tarihli dilekçelerinde özetle; dosyada tarafların 35/A kapsamında sulh olduklarına ilişkin sulh ve ibra / uzlaşma tutanağını dilekçe ekinde sunduğunu, Mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati tedbir kararından feragat ettiklerini, yapılan sulh kapsamında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyaları haricen tahsil ile kapatılmış olduğundan ve ihtiyati tedbirin devamında hukuki anlamda bir yarar kalmadığından ihtiyati tedbir taleplerinden feragat ettiklerini, tedbir nedeniyle yatırılan teminatın iadesine karar verilmesini, dilekçe ekinde sundukları uzlaşma protokolü kapsamında davanın düşürülmesine / karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
01/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 313. vd. maddelerinde sulh düzenlenmiştir. Buna göre sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla Mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. 6100 sayılı HMK’nın 315. maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” hükmü haizdir. Sulh, Mahkemenin bir hükmüne gerek kalmaksızın davaya son veren usuli bir sözleşme olduğu ve HMK 314. maddesi uyarınca sulh hükmün kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği düzenlenmiştir.
Davacı vekili yargılama devam ederken taraflar arasında sulh sağlandığını ve esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 74. Maddesinde davaya vekalette özel yetki verilmesi gereken haller sayılmıştır. Buna göre bir davada müvekkil tarafından vekile açıkça yetki verilmemişse, vekil sulh olamaz. Somut olayda davada karşı tarafla sulh olduğunu bildiren davacı vekilinin vekaletnamesinde sulhe ilişkin özel yetkinin bulunduğu, davacı ile davalının dava dışında sulh olduklarının anlaşıldığı, tarafların sulh olmaları ve uyuşmazlık konusunun bu surette ortadan kalkmış olması nedeniyle dava konusuz kaldığından sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, Mahkememizce icra dosyalarına yatırılacak paranın tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesine yönelik verilen ihtiyati tedbirin de sulh olunması sebebiyle kaldırılmasına, HMK.’nun 392/2. maddesi uyarınca teminatın iadesine karar verilebilmesi için hükmün kesinleşmesinden itibaren veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren 1 ay içinde dava açılmamış olması gerektiğinden, teminatın iadesinin HMK.’nun 392/2. maddesinde belirtilen süre geçtikten sonra iadesine, sulh sözleşmesi gereği her iki tarafın birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı belirtilmekle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 1.722,51-TL’den mahsubu ile fazla alınan 1.641,81-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır.”
(3)Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinden feragat ettiği anlaşılmakla feragat nedeni ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, bu konuda ilgili icra dairelerine müzekkere yazılmasına,
(6)Davacı tarafından yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde ve HMK.’nun 392/2. mad. belirtilen süre geçtikten sonra iadesine,
(7)Talep gibi taraflar adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/11/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.