Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/569 E. 2023/619 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/569
KARAR NO:2023/619

DAVA:Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ:17/07/2014
KARAR TARİHİ:27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kooperatif üyesi olduğunu, kooperatifte inşaatların tamamlandığını ve kuraların çekildiğini, ana sözleşmenin 64. maddesine göre yapılan konutların ortaklara dağıtıldıktan ve kesin maliyetle ödenecek taksitler de belli olduktan sonra kooperatifin aradan çekilmesi gerekirken bunun yerine getirilmediğini, 30/06/2013 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantı tutanağının ana sözleşmenin bu hükmüne aykırı kararlar alınmış olması nedeni ile iptali istemi ile davanın açıldığını, kooperatifin bu davanın açılmasından sonra kötü niyetle borç bildiriminde bulunduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyası ile, asıl dava ve birleşen davaların yargılamasının yapılarak, 2015/… karar sayılı 25/11/2015 tarihli kararı ile; asıl davanın kabulü ile, davalı kooperatifin ….Noterliğinin 07/07/2014 tarihli … yevmiye numarası ile gönderilen ihtarname içeriğinde sözü edilen 01/07/2014 tarihli genel kurulda alınan 2014/… sayılı yönetim kurulu kararının ve bu karar içeriğindeki ihraca ilişkin kararın iptaline, birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davada ise, birleşen davanın kabulü ile, davalı kooperatifin, ….Noterliğinin 07/07/2014 tarihli … yevmiye numarası ile gönderilen ihtarname içeriğinde sözü edilen 01/07/2014 tarihli genel kurulda alınan …/6 sayılı yönetim kurulu kararının ve bu karar içeriğindeki ihraca ilişkin kararın iptaline karar verildiği, kararın davalı tarafça temyiz edildiği, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2018/… esas 2019/… karar sayılı 25/02/2019 tarihli ilamı ile;
“1)Davacılar mecburi dava arkadaşı değildir. Bu nedenle davaların ayrı ayrı görülmesinde doğru sonuca ulaşmak için zorunluluk vardır. Davaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, Mahkemece davacılardan talep edilen alacakların dayanakları belirlenip bu alacakların dayandığı genel kurulların iptal edilip edilmediği tespit edilmelidir. Kooperatif kayıtlarında görünen alacakların ve ihtarların ayrı ayrı karşılaştırılıp ihtarnamedeki alacak miktarlarının gerçek alacak miktarlarını yansıtıp yansıtmadığı ve her iki ihtarnamelerde istenen alacak miktarlarının aynı olup olmadığı belirlendikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulduğu görülmekle davanın mahkememizin 2019/… esas sırasına kaydı yapılmış, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, Yargıtay ilamı doğrultusunda mahkememiz dosyasından birleşen dosyaların tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası olan işbu davada, mahkememizin 2020/78 esas sırasına kaydının yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Kapatılan 23. Hukuk Dairesi 2018/… Esas, 2019/… Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine mahkememizce bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; 2020/… esas, 2021/… karar sayılı, 17/02/2021 tarihli karar ile, davacıların ihracına konu olan borçları oluşturan aidatların aldığı genel kurul kararlarının iptali için açılan davanın reddine karar verildiği kararın onanarak kesinleştiği, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağladığı, kooperatif tarafından davacı üyeye çıkartılan ihtarnamelerde belirtilen aidat borcu miktarlarının genel kurulda alınan kararlara uygun olduğu, davalı kooperatif tarafından verilen ihraç kararının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2021/… esas, 2022/… karar sayılı 21/03/2022 tarihli ilamı ile;”1)Dava, kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. İhraç kararına dayanak ihtarnamelerde istenen borcun gerçek borcu yansıtması gerekir. Kooperatif tarafından davacıya 1. ve 2. ihtarnameler gönderilmiş ihtarnamelere rağmen borçlarını ödemediği gerekçesiyle davacının ihracına karar verilmiştir. İhtarnamelerde 2014 Şubat sonu itibariyle aidat hesabı yapılarak borç belirlenmiştir. Yine aynı ihtarnamelerde yer aldığı üzere kooperatif tarafından Kasım 2013 sonu itibariyle ödenmemiş aidat alacakları yönünden icra takibi yapıldığı ve itirazın iptali davası açıldığı takibe konu edilen borçların bu ihtarnamede tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla talep edildiği anlaşılmaktadır. İtirazın iptali davasına konu aidatlar ihtarnamelerdeki aidatları da kapsadığına göre bu davaların araştırılarak kesinleşmesi halinde verilen karardaki miktarların ihtarnameler ile uyumlu olup olmadığı bu kapsamda ihraca esas ihtarnamelerdeki alacakların gerçek borcu yansıtıp yansıtmadığı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2)İhraç kararı verilmesinden sonra kooperatife ödeme yapılması ve bu ödemenin kooperatif tarafından kabul edilmesi ihraç kararının kooperatif tarafından zımnen geri alındığı anlamına gelir. Dava konusu ihraç kararına konu alacak hakkında icra takibi yapıldığı anlaşıldığına göre icra dosyasına veya haricen kooperatife ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılması halinde bu ödemenin kooperatifin kabulünde olup olmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama ile usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı uyarınca taraf vekillerine 2012-2013 yıllarına ilişkin aidatlara yönelik başlatılmış takip, itirazın iptali davası, alacak davası olup olmadığı hususlarında beyanda bulunması için kesin süre verilmiş, davalı vekili 28/11/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı kooperatif tarafından … aleyhine Kasım 2013 yılı itibariyle birikmiş aidat ve gecikme zammı borçlarının tahsili için ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali için ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava açıldığını beyan etmiştir.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP suretleri dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili 10/03/2023 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile, davacının kooperatife olan tüm borçlarını ödemiş olup borçların ödendiğine dair kooperatif yazısı ve ekinde yazı içeriğinde belirtilen bakiyenin ödendiğine ilişkin dekont ibraz ettiklerini, bozma ilamında açıkça kooperatif tarafından ödeme kabul edilmesi halinde ihraç kararının zımnen geri alındığının kabulü gerektiğinin vurgulandığından kooperatifin bütün alacağını tahsil ederek davacıya tapusunu devrettiğini, aradan çekildiğini ve böylece ortaklıktan çıkarma kararını zımnen geri alındığının kabulü gerekeceğini, bu aşamada artık davanın
konusuz kalmamış olmakla birlikte davalı kooperatifin hem ihraç kararı verip hem de ödeme kabul ettiğine göre davaya kendisinin sebebiyet verdiğini, bu nedenle masraf ve vekalet ücretinden karşı tarafın sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle davanın konusu kalmadığından dolayı esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Dilekçe ekinde sunulan dekont incelendiğinde … kooperatif aidat ve borç ödemesi açıklaması ile 50.000 TL eft yapıldığı, davalı kooperatifin 01/02/2023 tarihli …’ye hitaben yazılan yazısı ile, kooperatife Ağustos 2022 sonuna kadar tahakkuk eden aidat asıl borçlarının 21.443,28 TLharici tamamı, Temmuz 2022 sonuna kadar tahakkuk eden gecikme faizi borçlarının 33.741,72 TL harici tamamının ödendiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce icra dosyaları ile davalı kooperatifin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarda ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de, davacı vekilinin 27/09/2023 tarihli celsede zapta geçen ödemelerin sonradan icra takipleri açıldıktan sonra yapıldığı nazara alınarak bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik ara karardan dönülmesine karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen ihraç kararının iptali talep edilmiş olup Yargıtay bozma ilamı ile ihraç kararı verilmesinden sonra kooperatife ödeme yapılması ve bu ödemenin kooperatif tarafından kabul edilmesinin ihraç kararının kooperatif tarafından zımnen geri alındığı anlamına geleceği belirtilmekle ve davacı tarafça dosyaya ibraz edilen belgelerle de ihraç kararı sonrası davacının aidat ödemelerine devam ettiği ve kooperatifin de bu ödemeleri kabul ettiği davacı vekilinin son beyanlarından ve dosya kapsamından anlaşılmıştır. Öte yandan kooperatifin amacına dair taşınmazın tapu kaydı celp edilmiş, incelenmesinde kooperatifin nihai gayesi olan ferdileştirme işleminin yapıldığı ve davacıya da 15 nolu villanın tapuda tescil edildiği görülmüştür. O halde davalı kooperatif, hem ihraç kararından sonra yapılan ödemeleri kabul etmek ve hem de tapuyu davacıya devretmek ile ihraç kararını zımnen kaldırmış demektir. Bu durumda dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesine göre davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi durumunda, davanın açıldığı tarih itibari ile haklılık durumuna bakarak yargılama masraflarının haksız çıkan tarafa yüklenmesi düzenlenmiştir. Davacı vekilinin son celse beyanında, davacının borcunu icra takibi ve itirazın iptali davası açıldıktan sonra ödediğini ve davacının borçlu olduğunu kabul ettiğini beyan etmiştir. O halde eldeki dava açıldığında davacı davalıya borçlu olduğundan, üyelik borçlarını ödemeyenlerin ihraç edileceği de sözleşmede yazılı bulunduğundan, dava tarihi itibari ile davalı tarafın haklı olduğunu kabul etmek ve HMK 331. maddesine göre yargılama masrafları yönünden davalı lehine hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 244,65 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 84,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinden artan gider ve delil avansı var ise yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır