Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/526 E. 2023/17 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/526 Esas
KARAR NO : 2023/17

DAVA : Tevdi Mahalinin Belirlenmesi (TBK M.107)
DAVA TARİHİ : 31/07/2022
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tevdi Mahalinin Belirlenmesi (TBK M.107) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, Davacı şirket … markası adı altında … isimli sanatçının ana sanatçı olarak performans sergileyeceği bir müzik etkinliği yapmak istediğini ve söz konusu sanatçının Türkiye sınırları içerisinde …isimli kişinin … markası altında düzenlediği etkinliklerde yer alacağına yönelik sanatçının ajansı ile aralarında bir anlaşma yapılmış olması nedeniyle düzenlenmek istenen etkinlikle ilgili bu kişiyle iletişime geçildiği ve böylelikle davacı şirket ile davalı arasında akdedilen 11.11.2021 tarihli Etkinlik İşi Ortaklık Sözleşmesi ile taraflar… isimli sanatçı ana sanatçı olmak ve kadroda yer alacak diğer sanatçılar bilahare belirlenmek kaydıyla; tüm sanatçıların 11.12.2021 tarihinde İstanbul İli, Şişli İlçesinde yer alan … isimli yerde performans sergilemesine yönelik bir müzik etkinliği gerçekleştirilmesi ve bu etkinliğe ilişkin bütün gelir ve giderlerin %50 – %50 oranında paylaşılması konularında anlaşmaya varıldığını, davacının gerçekleştirdiği / gerçekleştireceği ödemeler ile davacının tahsil ettiği / tahsil edeceği alacak miktarları ve aynı yönde davalının bildirdiği bilgiler doğrultusunda hazırlanan gider ve gelir tutarlarına bakıldığında toplam KDV dahil 4.560.746,67 TL etkinlik geliri ile 2.287.166,54 TL de etkinlik gideri söz konusu olduğunun görüldüğünü, bu doğrultuda kar paylaşımı yapabilmek açısından tarafların gelir ve giderler açısından %50 – %50 ortak olduğu gözetilerek gider kalemleri ve gelir kalemleri arasında bu oranı sağlayacak şekilde bir denge kurulmasının gerektiğini, böylelikle toplam KDV dahil etkinlik gelirinden toplam KDV ve stopaj dahil giderler hanesinde tamamen %50 – %50 oranına uygun şekilde hareket etmiş olsalardı bu tutarın taraflarca doğrudan KDV dahil 1.136.790,06 TL olacak şekilde paylaşılmış olacak iken esasen etkinlik için yapılan / yapılacak toplam 2.287.166,54 TL tutarındaki harcamanın 1.470.791,62 TL’lik kısmının davacı şirketin giderler hanesinde, 816.374,92 TL lik kısmının ise davalı şirketin giderler hanesinde bulunduğu gözetildiğini, aynı şekilde tahsil edilen / edilecek toplam 4.560.746,67 TL tutarındaki gelirin 2.948.991,67 TL’lik kısmı davacı şirketin gelirler hanesinde, 1.611.755 TL çıkartıldığında KDV dahil 1.478.200,05 TL kaldığı, davalı şirketin gelir hanesinde bulunan KDV dahil 1.611.755 TL tutardan gider hanesinde bulunan KDV ve stopaj dahil 816.374,92 TL çıkartıldığında KDV dahil 795.380,08 TL kaldığı, dolayısıyla davacı şirketin %50 – %50 gelir ve gider paylaşımı esasına uygun şekilde aradaki farka tekabül eden KDV dahil 341.409,09 TL’nin davacı şirket tarafından davalı şirkete ödenmesi gerektiği hesaplanmış olmakla, davalı şirket tarafından bildirilecek vakıalar ve ibraz edilecek belgeler ile Mahkemece tespit edilebilecek sair hususlar çerçevesinde bu tutarın değişebileceğini, işbu hesap mutabakatına konu tutarların bilirkişi eliyle tespit edilmesi gerektiğini, davacı şirket ile davalı arasında imzalanan 11/12/2021 tarihli Etkinlik İşi Ortaklık Sözleşmesi uyarınca davacı şirket ile davalının paylarına isabet eden gelir ve gider tutarlarının bilirkişi marifetiyle tespiti suretiyle öncelikle davalının davacıdan bir alacağı bulunup bulunmadığı ve bulunuyor ise miktarının tespiti ile bu konulardaki taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi, ilk etapta davacı tarafından yaklaşık olarak tespit edilen net 219.090,50 TL tutarın yargılama süresince tedbiren muhafaza edilmek üzere bilahare de davalının davacıdan alacaklı konumda bulunduğunun tespit edilmesi halinde, varsa farkı davacı tarafından tamamlanmak veyahut da fazla olan kısım davacıya geri ödenmek kaydıyla mahkemece tespit edilecek tutarın aylık vadeli bir banka hesabının tevdi mahalli olarak belirlenmesi suretiyle davacı şirketçe bu hesaba yatırılması yönünde karar verilmesini ve böylelikle söz konusu alacak miktarının kime ödeneceği konusundaki çekişmenin giderilmesini, talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, icra dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dielkçesinde, mükerrer ödeme yapma ihtimali bulunduğundan bahisle taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı olarak davalıya ne kadar borçlu olduğunun tespiti ile tespit edilecek borç için tevdi mahalli tayinini talep ettiği, dilekçe içeriğinden davaya konu sözleşmeden kaynaklı alacağın davalı tarafça temlik edilmiş olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre giderlerin ve gelirlerin nasıl paylaşılacağının belirli olduğu, davacı tarafça da buna ilişkin zaten bir hesaplama yapılmış olduğu gibi davacının zaten bunu bilebilecek ve hesaplayabilecek durumda olduğu, yine davalı tarafından davacıdan kabul etmediği miktarda bir alacak talebinin de bulunmadığı bu itibarla davacının dava açmakta bir hukuki yararının bulunmadığı gibi davadan önce temlik edildiği bilinen bir alacak yönünden temlik edene dava yöneltilemeyeceği (pasif husumet yokluğu), zaten temlik edilmiş bir alacak yönünden temlik edene dava açmakta da bir hukuki yararın bulunmadığı, HMK 114. Maddesinde husumet ve hukuki yararın dava şartı olarak düzenlendiği ve davanın her aşamasında mahkeme re’sen gözetilebileceği anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1- Davanın hukuki yarar ve husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2- Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır