Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/523 E. 2023/585 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/523
KARAR NO :2023/585

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/07/2022
KARAR TARİHİ:20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının değerli maden ticari alım ve satım faaliyetleri kapsamında, davalı ile 03/01/2017 tarihli …-1A numaralı Satış Kontratı imzalandığını, buna göre davalı şirketin 2.100 metrik ton (+,- 10% satıcının tercih hakkında göre) sözleşmede yazılı teknik özellikleri haiz dökme … cevherini … limanı bazında FOB şartıyla davacıya satma ve teslim etme borcunu üstlendiğini, davacı şirketin ise satış bedelinin %40’ını avans olarak peşin, geri kalan %60’ını ise sözleşmenin 9.1.maddesinde belirtilen belgelerin ibrazı karşılığında davalıya ödemeyi taahhüt ettiğini, nitekim davacı tarafından proforma fatura karşılığı davalının banka hesabına 03/01/2017 tarihinde 152.608,00 USD tutarında ön ödeme yapıldığını, ancak sözleşmeye konu malın beklenilen kalitenin altında kalması nedeniyle teslimatta gecikme yaşanacağının anlaşılması üzerine taraflarca ek sözleşme imzalanarak malın son yükleme tarihinin 31/12/2017 tarihine kadar uzatıldığını, ancak davalının sözleşme konusu malı Ek Sözleşmede de belirtilen son teslim tarihi olan 31/12/2017’de de teslim etmediğini, 12/04/2018 tarihli ihtarname ile sözleşmenin artık geçersiz olduğunun ve 152.608 USD tutarındaki avans ödemesinin 10 gün içinde geri ödenmesinin davalıya ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından bir geri ödeme yapılmadığını, taraflar arasında yıllarca yapılan görüşmelerden, karşı tarafa gönderilen ihtarlardan bir sonuç alınamaması üzerine son olarak ….Noterliğinin 18/02/2022 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya iletildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, sadece taraf vekillerinin ihtarnamenin davalıya ulaşması üzerine bir kısım görüşmeler yaparak satış sözleşmesinin 15.maddesinde yer alan İsviçre’de yapılmasında anlaşılmış tahkim şartını kaldırmak ve bunun yerine artık İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılınması konusunda mutabık kaldıklarını, bu hususta tarafların 23/06/2022 tarihinde yetkili mahkemeye ilişkin yeni düzenlemeyi kabul ettiklerini, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini ifada temerrüde düştüğü gibi davacının sözleşmeye güvenerek yaptığı harcama ve masrafların iadesinde de temerrüde düştüğünü, sözleşmenin feshedildiğinin ve avans ödemesinin geri talep edildiği 12/04/2018 tarihli ihtarname ile davalının kesin olarak temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından TBK 117.maddesi ve devamında yer alan düzenlemeler uyarınca davalı açısından borçlu temerrüdü hükümlerinin uygulanması gerektiğini, akdedilen sözleşmede faiz kararlaştırılmamış olsa da bu hususta 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca davacının faiz talep etmesinin mümkün olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, TBK 99.maddesi uyarınca şimdilik 152.608,00 USD tutarındaki alacağın 22/04/2018 tarihi itibarıyle işleyecek olan 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca döviz mevduatına devlet bankalarınca işletilecek en yüksek faiz ile birlikte fiili ödeme günündeki kur karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketçe MÖHUK 48.maddesi gereği teminat yatırılmamış olup dava şartının eksik olduğunu, dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri TBK 82.maddesi gerince zaman aşımına uğradığını, alacağın hukuken tahsilini talep hakkı bulunmadığını, taraflar arasında sözleşme akdedildikten sonra Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca davalının maden ruhsatının hukuka aykırı olarak iptal edildiğini ve davalının … cevherini davacıya teslim edemediğini, bunun üzerine 12/04/2018 tarihinde davacı tarafından çekilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini ve verilen kaporanın iadesinin talep edildiğini, sözleşmenin feshi için gerekli şartların oluşmadığını, davalının malın teslimi konusunda kusuru bulunmayıp edimin ifasının ruhsat iptali nedeniyle imkansız hale geldiğini, sözleşme hükümleri gereğince davalının malın teslim edilememesinden sorumlu tutulamayacağını, sözleşmenin 12.maddesinde mücbir sebep kavramının düzenlendiğini, sözleşme şartlarına göre davacının davalıdan dava konusu parayı istemesine hukuken olanak bulunmadığını, yine ilgili sözleşme maddesine göre mücbir sebep halinde taraflardan hiçbirinin diğerinden zararının tazminini talep edemeyeceğini, sözleşmede faiz kararlaştırılmamış olup davacının faiz talep etme hakkı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, satış kontratı, sözleşme, ihtarname, fatura, taraflar arasındaki yazışmalar, İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip talebi, ödeme swifti ve Türkçe tercümesi, bağımsız denetim raporu ve Türkçe tercümesi dosya içerisine alınmıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 30/05/2023 tarihli raporda; davacı tarafından davalı yana ödeme yapıldığı ve ödemenin alınmadığına ilişkin ve ürünlerin teslim edilmesine ilişkin dosya kapsamına belge sunulmadığı, eldeki davaya konu 03.01.2017 tarihinde152.608,00USD havale bedeli gösterildiği, ödeme dekontunda açıklama kısmında “avans ödemesi ” yazdığı, davacı tarafından istenilen malın davalı tarafından teslim edildiğine dair belge sunulmadığından dolayı taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırılan yer ve teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği yine davacının havaleye konu edilen bedel karşılığında mal teslim ettiğini ispat ile davalının yükümlü olduğu, davacı tarafından davalı yana yapılan davaya konu 03.01.2017 tarihinde152.608,00USD havale bedeli mal teslim ettiğini ispat ile davalının ispat edememesi halinde davacı tarafın davalı yandan 152.608,00USD alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen satım sözleşmesi gereği davalı tarafa avans olarak ödenen bedelin davalının satım sözleşmesinde üstlendiği edimleri yerine getirmemesi sebebiyle iadesine yönelik alacak davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; He ne kadar davalı tarafça MÖHÜK 48.maddesi gereği davacının yabancı uyruklu şirket olduğu, bu nedenle teminat gösterme zorunluluğunda bulunduğu ileri sürülmüş ise de, davacının İsviçre tabiyetine bağlı bir şirket olduğu, İsviçre ülkesi ile ülkemizin 1954 tarihli Lahey Sözleşmesini imzaladığı, bu sözleşme uyarınca taraf ülkelerin birbirlerinde açacakları davaların teminattan muaf olduğu, ayrıca şirketlerinde teminattan muafiyet kapsamında kaldığı anlaşıldığından davalının itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve bu kapsamda sözleşme ilişkisine dayalı zamanaşımı uygulanacak olması, bu bağlamda henüz zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 03/01/2017 tarihinde … Madeni Kontratı Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile davalının 2.100 metrik ton -/+ %10 satıcı opsiyonu dökme yük … cevherini davacıya satma ve teslim etme borcunu üstlendiği, sözleşmenin 5.maddesi ile davalının yüklemeyi 700 3 parti yükleme ile 700 metrik tonu 05/01/2017 tarihine kadar, 700 metrik tonu 30/01/2017 tarihine kadar ve geriye kalan 700 metrik tonu ise 15/02/2017 tarihine … Limanından … Limanına taşınmak üzere yüklemeyi taahhüt ettiği, akabinde taraflarca ek sözleşme imzalanarak teslimat süresinin 31/12/2017 tarihine kadar uzatıldığı, 03/01/2017 tarihinde davacı tarafça davalı tarafın banka hesabına avans ödemesi açıklaması ile 152.608,00 USD Eft yapıldığı, davalı tarafça mal tesliminin gerçekleştirilmemesi üzerine davacı tarafça gönderilen 12/04/2018 tarihli ihtarname ile sözleşmenin geçersiz olduğu belirtilerek davalıya yapılan ödemenin 10 gün içerisinde iadesinin ihtar edildiği, yapılan görüşme ve ihtarlardan sonuç alınamaması üzerine davacı tarafça ….Noterliğinin 18/02/2022 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sözleşmeye ve davacı tarafça yapılan ödemeye itiraz edilmemiş olup esasen taraflar arasında bu hususta bir ihtilaf yoktur. Ancak davalı, bakanlık tarafından maden ruhsatının iptal edilmesi nedeniyle sözleşmenin 12.maddesi uyarınca sayılan mücbir sebepten kaynaklı edimin ifasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle sözleşmenin fesih için gerekli şartların oluşmadığını ve dava konusu paranın iadesinin istenmesine hukuken olanak bulunmadığını savunmuştur. Mücbir sebep bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın veya hukuksal imkanın veya kanuni bir avantajın kullanılmasını veya talep edilmesini, kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini, süresini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren, bir hakkın veya hukuksal imkanın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını, sürelerin uzatılmasını veya eski hale iade edilmesini gerekli ve zorunlu kılan, kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan gelen, olağan üstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durumdur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesi gereğince “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Davalının edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği hususunda tereddüt yoktur. Ancak davalı tacir olup basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluğu bulunmakla davalı tarafça davacı tarafından gönderilen ihtarlara herhangi bir cevap verilmediği, ifanın imkansızlaştığının ve sebebinin-maden ruhsatının iptal edildiğinin bildirilmediği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle tarafların sözleşme ile belirlenen borçlarından kurtulduğu, tarafların birbirinden aldıklarını geri verme mükellefiyetleri bulunduğu, ifa imkansızlığı nedeniyle TBK 136. maddesi uyarınca davacının edimini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteyebileceği kanaatine varılmakla davanın kabulü ile 152.608,00 USD’nin 22/04/2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Faiz Kanununun 4/a maddesine göre işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
152.608,00 USD’nin 22/04/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı faiz kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 187.264,28 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 46.816,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 140.448,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 46.816,08 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.083,00 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 233.241,67 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır