Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2023/626 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/46 Esas
KARAR NO :2023/626

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:27/02/2015
KARAR TARİHİ:03/10/2023

Mahkememizin 2015/… esas 2018/… karar sayılı 14/05/2018 tarihli kararı İstanbul BAM 40. Hukuk Dairesi’nin 2019/2763 esas 2021/1751 karar sayılı 23/11/2021 tarihli kararı ile kaldırılmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin yukarıda yukarıda yazılı esasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.07.2018 tarihinde meydana gelen kazada davacıların oğlunun vefat ettiğini, davacıların oğlunun desteğinden mahrum kaldığını, kazanın oluşumunda sürücünün kusurlu olduğunu, davacıların mirasçı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü şahıs durumunda olduğunu yasal düzenlemeler gereğince davalı şirketin müvekkillerinin zararından sorumlu olduğunu, davacıların çalışamadığını ölen oğullarının desteği ile yaşamlarını idame ettirdiklerini, tazminatın PMF 1931 yaşam tablosu ve progressif rant teki hesaplanması gerektiğini, Fazlaya ilişkin her türlü talep dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının maddi tazminatının tahsili müvekkili şirkete başvuru yaptığını ve destekten yoksun kalınan tazminatın talep edildiğini, yapılan talep karşısında davalı şirketin hasar dosyası oluşturduğunu, ödeme yapmak istediklerini, ancak davacı tarafın hesap bilgisi bildirmediklerinden ödeme yapılamadığını, hasar dosyasında, hesaplamada destek …’nın geliri net asgari ücret olarak esas alındığını ve Yargıtay kararları gereğince hesaplama yapıldığını, yapılan bu hesaplama konusunda uzman ve Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüer tarafından yapılmış olup usul, yasa ve Yargıtay kararlarına uygun bir hesaplama olduğunu, bu kapsamda davacıların davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müteveffanın aylık gelirinin 800,00 TL olduğu sonucu ortaya çıktığını, davalı şirketçe yaptırılan hesaplamada bu miktardan fazla olan net asgari ücret baz alındığını, bu nedenle dosyada destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılırken desteğin aylık gelirinin asgari ücret esas alınmak suretivle vapıldığını, davacı tarafça talep edilen cenaze ve defin masraflarının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, tazminatla ilgili sorumluluğa hükmedilmesi halinde ancak yasal faiz uygulanabileceğini belirterek haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar ver talep etmiştir.
26/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 26.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalının %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 42.286,96 TL olduğunu, davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 38.291,49 TL olduğunu, davacıların maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığını, başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 25.12.2014 olarak belirlendiğini, sigortalı araç ticari nitelikte olmadığından avans faizi talebine ilişkin takdirin Mahkemeye ait bulunduğunu, dava dosyasında bizzat davacılar tarafırıdan yapılmış zaorunlu cenaze giderlerini ispata yarar yazılı belge bulunmadığından cenaze gideri zararınırı belirlenemediği tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizin… sayılı 14/05/2018 tarihli kararı İstanbul BAM 40. Hukuk Dairesi’nin 2019/2763 esas 2021/1751 karar sayılı 23/11/2021 tarihli kararı ile kaldırılmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin yukarıda yukarıda yazılı esasına kaydı yapılmıştır.
10/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; İlk raporda belirlenen ve BAM kararı dışında kalarak kesinleşen hesap öğeleri aynen esas alınarak BAM kararı doğrultusunda %100 kusura göre belirlenen maddi zarar tutarlarından %20 müterafik kusur indirimi ile asgari ücrete göre belirlenen yetiştirme giderinin babanın maddi zararından tenzili sonucu yapılan hesaplamaya göre olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 31.536,07 TL olduğunu, Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 30.334,15 TL. Olduğunu, Mahkemece hükmedilen 100,00 TL cenaze giderinin kesinlik sınırı içinde kaldığını, davacıların maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığını, başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 25.12.2014 olarak belirlendiğini, sigortalı araç ticari nitelikte olmadığından, avans faizi talebine ilişkin takdirin mahkemeye ait bulunduğu tespit ve rapor edilmiştir.
14/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Dava dosyasına sunulan 26.01.2018 tarihli kök rapor ile 10.06.2022 tarihli ek rapor arasında, hesaplama yöntemi ve hesaplamaya ilişkin esas alınan veriler arasında bir çelişkinin bulunmadığı, her iki rapor arasındaki tazminat tutarları arasındaki farkın; İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararıyla “% 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması, müteveffanın davacı anne ve babaya 18 yaşını ikmalden sonra destek olmaya başlayacağının tespiti ile hesaplamada destek başlangıç tarihinin 18 yaşın ikmal tarihinin esas alınması ile davacı baba … yönünden hesaplanacak tazminattan, asgari ücretin %5’i oranında yetiştirme giderinin indirilmesi gerektiği” belirlemesiyle kararın kaldırılmasına karar vermiş olması sonrasında, mezkür karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun olmaması nedeniyle “usulü müktesep hak” ilkesi uygulanarak tazminat hesaplamasında kök rapor tarihindeki verilerin kullanılmasından kaynaklandığının tespit edildiğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 03.03.2017 tarih ve 12091 sayılı raporuyla … sürücüsü …’ın kusursuz olduğunu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yolcu …’nın kendi ölümünde %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğunu, susura ilişkin her ne kadar Adli Tıp Kurumu raporunda müteveffaya %10 oranında müteraik kusur izafe etmiş ised de, İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararında müteveffya %20 müterafik kusur izafe edilerek bu oranda indirim yapılması gerektiği belirtildiğinden hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığını, tazminat hesabında ülkemizde uygulanmakta olan ve İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararı uyarınca 2018 yılında uygulanan yasal asgari ücretlerin alındığını, tazminat hesabında kullanılan yaşam tablosu yönünden seçenekli hesaplama yapılarak Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan durum ile ilgili Yargıtay’ın yakın zamanda verdiği net kararlar doğrultusunda hesaplamada, TRH-2010 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönem için her yıl %10 arttırım ve %10 iskonto yapılmasını öngören “progressif rant” tekniğine, 2. Seçenekte ise PMF-1931 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönem için her yıl %10 arttırım ve %10 iskonto yapılmasını öngören “progressif rant” tekniğine göre hesaplama yapıldığını, … adına tescilli olan … plakalı motosikletin davalı … A.Ş.nin, 10.04.2014 – 10.04.2015 tarihleri arasında geçerli, … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, 26.04.2014 tarihli kazanın poliçe geçerlilik döneminde meydana geldiğini, kaza tarihide ölüm ve sakatlanma için kişi başına 268.000,00 TL, kaza başına 804.000,00 TL bedelle teminat sunulmuş olduğunu, davacı baba … yönünden hesaplanan tazminat tutarından İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararı uyarınca %5 oranında yetiştirme gideri indirimi yapıldığını, TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre müteveffa …’nın geride kalan hak sahiplerinden; davacı anne …’nın destek zararının 44.539,66 TL, davacı baba …’nın destek zararının 43.373,89 TL olduğunu, PMF-1931 Yaşam Tablosuna göre müteveffa …’nın geride kalan hak sahiplerinden; davacı anne …’nın destek zararının 38.005,03 TL, davacı baba …’nın destek zararının 40.476,06 TL olduğunu, konuyla ilgili nihai takdir ve değerlendirme Mahkemenizde olmak üzere Mahkemenin 14.05.2018 tarihli kararında davalı temerrüt tarihi 25.12.2014 olarak tespit edildiğini, Mahkemenin belirlediği temerrüt tarihine ilişkin davalı şirketin istinaf itirazı bulunmadığından davalının temerrüt tarihinin 25.12.2014 olduğunu, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu m.3/2 hükmü uyarınca bilirkişiler hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağından hukuki olgular konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
07/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 03.03.2017 tarih ve 12091 sayılı raporuyla … plakalı çekici sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu, müteveffa yolcu …’nın kendi ölümünde %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğunu, her ne kadar Adli Tıp Kurumu raporunda müteveffaya %10 oranında müteraik kusur izafe etmiş ise de, İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararında müteveffya %20 müterafik kusur izafe edilerek bu oranda indirim yapılması gerektiği belirtilmiş olmakla, iş bu ek raporda hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığını, tazminat hesabında, Mahkemenin verdiği görev gereğince ülkemizde uygulanmakta olan en güncel yasal asgari ücretlerin esas alındığını, … adına tescilli olan … plakalı motosikletin davalı … A.Ş.nin, 10.04.2014 – 10.04.2015 tarihleri arasında geçerli, … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, 26.04.2014 tarihli kazanın poliçe geçerlilik döneminde meydana geldiğini, kaza tarihide ölüm ve sakatlanma için kişi başına 268.000,00 TL, kaza başına 804.000,00 TL bedelle teminat sunulmuş olduğunu, hesaplanan tazminat tutarının, davalı tarafından sunulan teminat limiti olan 268.000,00 TL’yi aştığından garameten paylaştırma yapıldığını, davacı baba … yönünden hesaplanan tazminat tutarından İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi 23.11.2021 tarih, 2019/2763 esas, 2021/1751 karar sayılı kararı uyarınca % 5 oranında yetiştirme gideri indirimi yapıldığını, müteveffa …’nın geride kalan hak sahiplerinden; davacı anne …’nın destek zararının 133.388,58 TL , davacı baba …’nın destek zararının 134.611,42 TL olduğunu, konuyla ilgili nihai takdir ve değerlendirmede mahkemenin 14.05.2018 tarihli kararında davalı temerrüt tarihi 25.12.2014 olarak tespit edildiğini, mahkemenin belirlediği temerrüt tarihine ilişkin davalı şirketin istinaf itirazı bulunmadığından davalının temerrüt tarihinin 25.12.2014 olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının cenaze ve defin gideri tazminatına ilişkin davasının incelenmesinde: mahkememizce önceki kararda 100 TL cenaze ve defin gideri tazminatının davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine hükmolunmuştur.
İstinaf mahkemesi tarafından, davalı aleyhine hükmolunan tutara göre istinafa konu olan hükmün, 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığının anlaşılması ve HMK’nin 341/2’nci maddesi karşısında istinaf başvurusuna konu hükmün incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, davalının cenaze ve defin gideri tazminatına ilişkin hükme yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmakla cenaze ve defin gideri davası istinaf mahkemesi kararı sonrası kesinleştiğinden bu talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasına istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda devam olunmuştur.
Hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz.
Dava dosyasına eklenen soruşturma belgelerinin incelenmesinde; davacıların desteği …’nın, sürücüsü …’ın yönetimindeki … plaka sayılı motosiklet ile seyir halinde bulunduğu sırada, adı geçen motosiklet sürücüsünün dengesini kaybederek, sürücüsü dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı çekicinin sağ arka tekerlerinin önüne düşmesi ile oluşan kazada öldüğü anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından yukarıda ilkeleri açıklanan hatır taşımasının bulunduğuna dair kanıt elde edilemediğinden istinaf ilamı uyarınca hatır taşıması indirimi yapılmamıştır.
Somut olayda ise, trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre, kask takmadığı anlaşılan motosiklet yolcusu ölen destek …’nın ölüm sebebinin belirlenmesi için yapılan otopsinin ardından Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 9/6/2014 tarihli otopsi raporunda, sağ temporal bölgede kemik defekti görülen ve kafatasının açılmasının ardından her iki temporal lop alt yüzlerde beyin doku harabiyeti görülen ve kafatası kaideden çok parçalı hale gelen bir adet dişin kafatası boşluğunda olduğu saptanan adı geçen desteğin ölümünün, genel beden travmasına bağlı kafatası ve omur kırıkları ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve medüller şok sonucu oluştuğu belirtilmiştir. Olayın meydana geliş biçimine göre destek …’nın koruyucu ekipmandan olan kask takmaması ile ölüm arasında nedensellik bağının bulunduğunun anlaşılması karşısında, birlikte kusur nedeniyle hükmolunun tazminattan Yargıtay’ın süreklilik kazanan uygulamalarına göre %20 oranında indirim yapılmıştır.
Her annenin ve babanın çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir. Nüfus kaydı içeriğine göre 13/04/1998 doğumlu olup, 26/4/2014 tarihinde ölen böylece kaza tarihinde 16 yaşında olan desteğin ölümü sebebiyle, ekonomik sosyal durum araştırmasına göre davacı anne …’nın çalışmayıp aile ekonomisine katkısının bulunmadığı anlaşıldığından, sadece davacı baba … yönünden hesaplanacak tazminattan, asgari ücretin %5’i oranında yetiştirme giderinin indirilmesi gerekeceğinden istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda önceki hükme esas 26.01.2018 tarihli aktüer raporunu düzenleyen aktüer bilirkişiden BAM kaldırma kararından sonra 10.06.2022 tarihli ek rapor alınmıştır.
İlk karar davalı tarafından istinaf edilerek davalı yararına kaldırılmıştır. İlk rapor 2018 yılındaki asgari ücretlere göre düzenlenmiş olup, aradan geçen zamanda asgari ücretlerde çok sayıda artış meydana gelmiştir. Günümüze kadar bilinen asgari ücret artışları dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması durumunda; BAM kararına göre hesaplama yapılması halinde dahi davacının destek zararı asgari ücret artışlarına bağlı olarak ilk raporda belirlenen tutarın oldukça üzerinde olacaktır. Bu durumda günümüze kadar bilinen asgari ücretler esas alınarak yeniden hesap yapılması halinde ilk kararın davacı lehine ortadan kaldırılması usuli kazanılmış hak yönünden uygun olmayacaktır.
Yargıtay’ın bu konuya ilişkin son içtihatlarında görüş değişikliğine gidilerek davacı tarafından herhangi bir bilirkişi hesap raporuna itiraz edilmemesi dummunda itiraz edilmeyen
hesap raporunun tanzim tarihinden sonraki asgari ücret artışlarının dikkate alınamayacağı ve ayrıca ilk dlrece mahkemesi tarafından karar verildikten sonra, kararın herhangi bir nedenle davalı ya da davacı yararına bozulması durumlarında, daha sonra yapılacak hesaplamada güncel yasal asgari ücret artışlarının dikkate ahnamayacağı, işlemiş-bilinen dönemin ileriye çekilemeyeceği ve
karar davacı yararına bozulsa dahi bozma nedenlerinin dışına çıkılmaması, örneğin bozmada ücret seviyesi hatalı bulunmuş ise değişen ücret seviyesinin uygulanmakla yetinilmesi, maluliyet oranı hatalı bulunmuş ise değişen maluliyet oranının uygulanması ile yetinilmesi, kusur oranı hatalı bulunmuş ise
değişen kusur oranı uygulanmakla yetinilmesi ve ilk derece mahkemesinin kararına esas alınan raporun düzenlendiği tarihteki veriler (ücret ya da yasal asgari ücretler) üzerinden hesaplama yapılması gerektiği belirtilmektedir. Bu durumda istinaf kararı ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek; ilk raporda belirlenen ve kaldırma kararı dışında kalan hesap öğeleri aynen esas alınarak ilk hükme esas hesap raporunun düzenlendiği 2018 yılından sonraki asgari ücret artışları dikkate alınmaksızın BAM kararı doğrultusunda müteveffanın 18 yaşından itibaren davacılara destek olacağı kabul edilerek 18 yaşına kadar geçen dönem için asgari ücret üzerinden %5 oranında yetiştirme gideri davacı babanın zararından tenzil edilerek davacıların maddi zararından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak hazırlanan hükme elverişli 10.06.2022 tarihli aktüer ek bilirkişi raporuna göre, vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 31.536,07 TL olduğu, Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 30.334,15 TL olduğu, davacıların maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aşmadığı, başvuru tarihine göre davalı bakımından temerrüt tarihinin 25.12.2014 olduğu, sigortalı aracın ticari nitelikte olmadığı gözetilerek yasal faize hükmedilmesi gerekmiş olup Baba … için 31.536,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, Anne … için 30.334,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Takdiri ortak kusur indirimi yapıldığından davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.”Takdiri indirim halinde davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gibi yargılama giderlerinin de paylaştırılmaması gerektiğinin göz ardı edilmesi doğru olmadığından”(Bkn. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 gün ve 2019/934E., 2020/6205 K.sayılı ilamı- Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/11/2018 gün 2015/16486 E., 2018/10815 K sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Cenaze ve defin gideri davası İstinaf kararı sonrası kesinleştiğinden bu talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Baba … için 31.536,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
3-Anne … için 30.334,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.226,35 TL nispi karar harcından peşin alınan 17,07 TL peşin harç ile 259,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 276,07 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.950,28 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.900 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 276,07 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.407,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır