Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/397 E. 2022/639 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/397
KARAR NO :2022/639

DAVA:Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:07/06/2022
KARAR TARİHİ:24/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının muris eşinin … Bankası … şubesinden kullanmış olduğu ve davacı tarafından 40.000 TL olarak bilinen kredi karşılığında kendisine hayat sigortası yaptırdığını ve bunun karşılığında sigorta ücreti kesildiğini, murisin 08/09/2021 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte davacının bildiği kadarı ile kredinin 7 aylık ödemesinin yapıldığını, bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptıklarında sigorta şirketinin murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu gerekçesiyle ödeme yapmadığını, murisin kalın bağırsak kanser hastası olup sigorta başlangıç tarihi itibarı ile tedavisine devam etmekte olduğunu, ancak hastalığını saklaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, sigorta şirketinin murisin sağlık durumuyla ilgili beyanını almamış olup evrakların maktu olarak düzenlendiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 08/09/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın poliçeye başvurusu esnasında verdiği sağlık beyanları dikkate alınarak taleplerinin davalı şirketçe kabul edildiğini ve 08/01/2021 tarihinde Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi Katılım Sertifikası ile grup poliçesine dahil edildiğini, müteveffanın 08/09/2021 tarihinde vefat ettiğini, vefatını takiben davacının davalı şirketten poliçe kapsamında vefat teminatı bedellerinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, yapılan hasar değerlendirmesinde müteveffanın poliçenin kurulmasından önce teşhisi konulan kalın bağırsak kanseri hastalığını beyan etmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının tespiti ile davacının taleplerinin reddedildiğini, poliçede dain-i mürtehin kaydı bulunması ve dava konusu sigorta tazminatı açısından öncelikli lehtar olması nedeniyle …’in muvafakatinin alınması zorunlu olup davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davanın konusu itibarı ile belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, müteveffanın davalı şirket tarafından usulüne uygun olarak bilgilendirildiğini, sigortalının kredi kuruluşu olan ve davalı şirketin acentesi sıfatıyla hareket eden kredi kuruluşu …’in dijital sistemi üzerinden elektronik ortamda kullanmış olduğu söz konusu kredilerin geri ödemelerini teminen poliçeyi akdetmiş olup tüm belgelerin sigortalının beyanları doğrultusunda sistemde yetkili personelce işaretlendiğini, usulüne uygun olarak elektronik ortamda kayıt altına alındığını ve poliçe akdedildiğini, müteveffanın beyan yükümlülüğüne aykırı davranışının ayrıca Borçlar Hukuku kapsamında hile niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine, aksi halde esastan reddine, davacının haklı görülmesi ihtimalinde ise, TTK 1439/2 uyarınca müteveffanın sözleşmenin kurulması esnasındaki beyan yükümlüğüne aykırılığı ve ölüm/beyan edilmeyen hastalık arasında uygun illiyet bağının bulunması nedeniyle dava kapsamında tespit edilecek tutar üzerinden kusur oranında indirim yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, miras bırakanın tüketici kredi borcunun davalı sigorta şirketi tarafından ödeneceği taahhüt edilen kredi bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
…’den kredi sözleşmesi ve ekleri, davalı şirketten poliçe ve ekleri, … … Eğitim ve Araştırma Hastanesi, … … Hastanesi ve …Hastanesinden davacı murisine ait tedavi evrakları getirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından 25/06/2022 tarihli dilekçe ile mirasçılık belgesi dosyaya ibraz edilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacıların murisi ile dava dışı … … (Dijital) şubeden 08/01/2021 tarihinde 40.000,00 TL tutarında ihtiyaç kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı tarafından davacı murisi ile kredinin geri ödemelerini teminen Uzun Süreli Kredi Koruma Grup Sigorta Poliçesi akdedildiği, davacı murisinin 08/09/2021 tarihinde vefat ettiği, bakiye kredi bedelinin davalıdan tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu uyuşmazlıkta davacının irsi halefi olduğu murisi ile davalı arasında ihtiyaç kredisi ve hayat sigortası sözleşmesi bulunmakta olup, 6502 sayılı Kanun anlamında mal veya hizmet satışına dair bir ilişki bulunduğuna ve miras bırakan tüketici sıfatına haiz bulunduğuna göre, taraflar arasında mahkememizin görevi kapsamında değerlendirilebilecek bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, tüketici konumundaki davacılar tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Emsal için bkz Yargıtay 20.HD’nin 2015/14002 E 2015/12025 K sayılı kararı).
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6502 sayılı TKH hakkındaki kanunun ve ilgili mevzuatın uygulanması ile ilgili ihtilaflara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İSTANBUL NÖB. TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına ,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/10/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza