Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/341 E. 2023/664 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/632 Esas
KARAR NO :2023/663

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/09/2022
KARAR TARİHİ:19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilin keşidecisi olan davaya konu … Bankası, … Şubesi, … … Pazarı, 31/03/2022 tarihli 25.000 TL bedelli … Seri Numaralı çekin müvekkilin müşterisi olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi nezdinde kaybolduğunu, işbu çekin iptali için şirket tarafından çek iptal davası açıldığını, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile çekler hakkında ödeme yasağı kararı verildiğini, işbu çekin 31/03/2022 tarihinde bankaya ibraz edildiğini, takas sistemi kapsamında ödeme yapılmadığını, işbu davaya konu çek üzerinde şüpheli/cirantalarca ticari faaliyetler yapıldığını, sahte cirolarla tedavüle sokulduğunu, müvekkilin müşterisi olan … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi yerine sahte imza atıldığını, işbu çek ve beraberinde kaybolan başkaca çekler için çek iptal davası açıldığını, icraya konulan çekler için imzaya itiraz davası açıldığını ve takibin durdurulmasına karar verildiğini ayrıca sahte imza atılması dolayısı ile müşteri şirket tarafından cirantalar hakkında… Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, işbu çek ve kaybolan diğer çekler icra takibini başlatan aynı avukata verildiğini, davalı avukatı tarafından diğer davalar bilinmesine ve çeklerin kaybolduğundan haberdar olunmasına rağmen kötüniyetli olarak icra takipleri açılmaya devam edildiğini ayrıca çalınan çeklerin farklı şahısların/şirketlerin eline geçmesine rağmen her seferinde neden aynı avukat tarafından icraya konulduğunun anlaşılamadığını bu işlemin müvekkili bilinçli olarak zarara uğratmak maksadı taşındığını düşündürdüğünü, davalının talebi üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2022 tarihli … sayılı kararı ile işbu çek hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile esasa geçildiğini, işbu icra dosyasında yapılan işlemler neticesinde haksız yere müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunu, araçlarına ve taşınmazlarına haciz işlendiğini, müvekkilin banka hesaplarına haksız bir şekilde bloke konulduğunu, müvekkilin ödemelerini yapamamakta, nakit döngüsünü sağlayamadığını, müvekkilin ticaretle uğraşan bir iş adamı olduğunu, daha fazla zarara uğramaması ve iki kere ödeme yapmaması açısından öncelikle teminatsız olarak aksi kanaatte iseniz uygun bir teminat karşılığında ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Talebimizin kabulü ile davalı ile müvekkil arasında mevcut ve geçerli bir (hukuki ilişkinin) bulunmadığının ve müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, haksız icra takibinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğranılan zararların yasa gereği alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekile verilmesine, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Davacı …, dava konusu çekin keşidecisi olup çekteki imzasına bir itirazı bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddialardan, dava konusu çekin keşide edildikten sonra çekin lehtarı olan davadışı … şirketine gönderildiği ve lehtar elindeyken de kaybolduğu anlaşıldığını, davacı …’ün dava konusu çeki keşide edip çek lehtarı olan davadışı … şirketine gönderdiğini beyan ettiğine göre hem çekteki imzasını hem de çekteki borç ilişkisini kabul ettiğini, bu nedenle de çekin keşidecisi olan davacı çekten ötürü müvekkile karşı sorumlu olduğunu, dava dışı lehtarın çeki kaybetmiş olması ve çekin iptali için dava açması davaya taraf olmayan müvekkili bağlamadığı gibi davacıyı borçtan kurtaran bir sebep de olmadığını, çekte ödeme yasağı bulunması çekin icra takibine konu edilmesine engel teşkil etmeyeceği gibi müvekkilin kötüniyetli olduğunu da göstermeyeceğini, çekin davadışı … elinden rızası dışında çıktığı hususu dahi ispata muhtaç olduğunu, davacının çeki nerede ve nasıl kaybolduğu konusunda hiçbir açıklamaya ve delile yer vermemesi kayıp-çalıntı iddiasının birer kurgudan ibaret olduğunu, davacı … ile davadışı … farklı illerde olmasına rağmen (…) vekilleri aynı kişi olduğunu, bu durumun davacı ile davadışı lehtarın işbirliği içinde çeki tedavüle koyduklarını sonrasında ise borçtan haksız yere kurtulmaya çalıştıklarını, bu nedenle çekin nerede ve nasıl kaybolduğuna dair somut hiçbir delil sunmayan, çekteki imzasına itirazı bulunmayan ancak çekteki borç ilişkisini ikrar eden davacının dava konusu çek nedeniyle müvekkile karşı sorumluluğu devam etmekte olduğunu haksız nitelikteki işbu davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklı … Ticaret Limited Şirketi tarafından borçlular …, … … Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. , … Gıda Nakliye San. Tic. Ltd. Şti. , … Gıda Tar. Ve Hay. Pet. İt. İh. San. Tic. Ltd. Şti. , … İnş. Yapı Muh. San. Ve Tic. A. Ş. aleyhine toplam 29.376,54 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …talimat numaralı dosyasından bilirkişiden alınan 21/07/2023 tarihli raporunda özetle ;Davacıya ait işletme ile davalı şirket arasında geçmişe dair herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediğini, dava konusu 31/03/2022 tarihli … seri numaralı ve 31/04/2022 tarihli … seri numaralı çeklerin dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş olduklarını, davacıya ait işletmenin bu şirketle arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve söz konusu çeklerin davacıya ait işletmenin ticari defterlerinde kayıtlı olduklarının tespit edildiğini, davacıya ait işletme ile davalı şirket arasında geçmişte herhangi bir ticari ilişki tespit edilmediğini ancak dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti ile davacıya ait işletme arasında ticari mal alım-satımına dayanan bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen dava konusu çekin/çeklerin kaybolduğunu ve söz konusu çeklerin sahte imzalarla tedavüle sokulduklarının belirtilmiş olduğunu, bu çerçevede söz konusu çekler için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası kapsamında ödeme yasağı kararı alındığını, söz konusu çeklerin ayrıca sahte imzalarla tedavüle sokulduklarına dair …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı kararının mevcut olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dava dosyası kapsamında dava konusu çeklerle ilgili menfi tespit davasının devam ettiği tespit ve rapor edilmiştir.
Somut olayda; davacının davaya konu ettiği çekin dava dışı … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’ye verildiği, bu şirket nezdindeyken kaybolduğunu, bunun üzerine dava dışı … Sanayi ve Ticaret Ltd Şti tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında çek iptali davası açıldığı, yine…CBS’na şikayette bulunulduğunu, 2022/…. soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiği, davaya konu çekle ilgili davalının talebi üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2022 tarihli … sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile esasa geçildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/15082 esas, 2018/373 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bono keşidecisi tarafından lehtar ve 1. ciranta imzasının sahte olmasına dayanılarak hamile karşı açılmış bir menfi tespit davasında; lehtar ve 1 cirantanın imzasının sahteliğinin saptanması halinde de bu olgunun sonucu etkili olmayacağı, zira keşideci ciro imzasının sahteliğini senet lehtarına karşı ileri süremeyeceği, TTK’nın 677. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali prensibine göre çek üzerindeki imzaların geçersizliğinin diğer imzaların geçerliliğini etkilemeyeceği düzenlenmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/1990 esas, 2017/7096 karar sayılı ilamında da açıklandığı şekilde; çeklerdeki keşideci, çeklerdeki imzasını inkar etmediğinden lehtarın cirosunun sahte olduğu iddiasına dayalı olarak borçlu olmadığının tespitini, ödediği bedelin istirdatını ve çekin istirdatını talep edemeyeceği, ciro yoluyla hamil olan hamilden imzaların istiklali prensibi gereği kendinden öncekilere (imzasını inkar eden dışında) müracaat hakkını sınırlayacak şekilde çekin istirdatına da karar verilemeyeceği düzenlenmiştir.
İmzaların istiklali prensibi nedeni ile kambiyo senetlerindeki her imza sahibinin kendi imzasından sorumlu olduğu ve başkasının imzasının sahte olmasının imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/7793 esas, 2017/3808 karar sayılı ilamı), kambiyo senetlerinde imzaların istiklali (bağımsızlığı) ilkesine göre lehtarın imzanın sahte olması halinde dahi keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/3878 esas, 2016/4275 karar sayılı ilamı) nazara alınarak, Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava konusu çekte, davacı keşideci durumunda olup, davalı senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Davacı keşideci, kendi imzasını inkar etmemektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır. Çekteki lehtar imzasının sahteliğine ilişkin mutlak defi’yi davacı keşidecinin, çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca hamil davalı … Tic. Ltd. Şti’nin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanamamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada İİK 72.maddesi uyarınca tedbir kararı verildiğinden 25.000,00-TL asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 72.maddesi uyarınca tedbir kararı verildiğinden 25.000,00-TL asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 189,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır