Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/313 E. 2022/615 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/313 Esas
KARAR NO : 2022/615

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04.12.2002
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası AŞ … Şubesi tarafından grup firmalar olan …AŞ, …Tic.AŞ, …Tic.AŞ, …Tic.AŞ, ….AŞ, …Tic.AŞ ve …Tic.AŞ’ye muhtelif tarihli yönetim kurulu raporlarıyla kullandırılan kredi ile ilgili olarak T.C Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın … tarih …(11) sayılı raporunda … ait …, …, …’in toplam 6.500.000 DM tutarında ilave kredi teklif edildiği ve kullandırıldığı aşamada grubun mevcut kredi kullandırım şartlarına göre 1.278.000.000 TL net ekspertiz değeri açığı olduğunun tespit edildiğini, ancak grubu ait bu üç firmaya ilave kredilerin onaylanmasıyla ilgili olarak 28/03/1997 tarihinde alınan Yönetim Kurulu Kararlarında, firmalar için daha önce onaylanmış kredi kullandırım koşullarındaki “ipotek konulacak gayrimenkullerin net ekspertiz değerinin en az risk kadar olması ve ipoteklerin marjlı olarak alınması”hükümlerinin aksine “ilave kredinin güvencesine munzam teminat olarak…Gruba ait …’deki fabrikaları üzerine 3.dereceden 2.000.000 TL ipotek tesis edilecektir.” şeklinde banka usullerine uygun olmayan ve bu nedenle net ekspertiz değeri de bulunmayan taşınmazın ipotek alınmasının öngörülmesi ile teminatların zayıflatıldığını, … Şubesince … dahil firmalar adına karşılığı olmadan yurt dışına 6.500.000 DM tranfer edildiğini, …Tic.AŞ firmasının 18/03/1997 tarihinde 3.500.000 DM ve 19/03/1997 tarihinde 3.000.000 DM tutarındaki peşin ithalat avans ödemelerinin, firmadan tahsil edilmeden bedelinin “280.999-Borçlu Diğer Geçici Hesaplar”dan karşılandığını, yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere banka üst yönetiminin karşılıksız yapılan bu transfer işleminden haberdar olduklarının anlaşıldığını, … dahil üç firmaya yönetim kurulunun 28/03/1997 tarihli kararıyla onaylanan 6.500.000 DM’lik kredi için …tarafından Bölge Başmüdürü …’ın yerine … ve Bölge Müdürü … imzalı 27/03/1997 tarihli ilk yazıda, firmaların mali tahlil ve istihbarat raporlarında yer alan olumsuz hususlara yer vererek herhangi bir görüş belirtilmeden Kredi Değerlendirme Müdürlüğü A’ya gönderilmek üzere hazırladığı, fakat bu bu yazının aynı gün iptal edilerek aynı tarih ve sayı ile gene aynı kişilerin imzasını taşıyan mali tahlil ve istihbarat raporlarından hiç bahsedilmeden sadece şube tarafından talep edilen kredi artırımının uygun görüldüğünü belirten yazının Kredi Değerlendirme Müdürlüğü A’ya gönderildiğinin tespit edildiğini, 6.500.000 DM’lik kredilerin tesis edildiği tarihte gruba tesis edilen tüm maddi teminatlar karşılığı kredilerin teminatını oluşturan taşınmazların ekspertiz değerinin riski karşılamadığının görüldüğünü, grubun mali durumunda meydana gelen olumsuzlukların ve içine düştüğü dar boğaz ile mevcut teminatların riski karşılamaktan uzak olması dikkate alındığında söz konusu kredilerin kefalet karşılığı tesis edilmesinin basiretli bir davranış olarak değerlendirilemeyeceği, banka yönetiminin kredibilitesi zayıflayan gruba yeterli teminat almadan yeni bir kredi tesis ederek riskli hareket ettiğini, …Tic.AŞ firmasına yönetim kurulu kararında yer alan kredi kullandırım şartlarında belirtilen nitelikte teminatların alınmadan toplam 7.679.000 DM gayri nakdi ithalat akreditif kredisi kullandırıldığını, …Tic.AŞ firmasının vadesi dolan 1 yıl vadeli 3.000.000 DM’lik ve …Tic.AŞ firmasının vadesi dolan 1 yıl vadeli 700.000 DM’lik döviz kredileri ile …Tic.AŞ firmasının vadesi dolan 1.300.000 DM’lik ithalat akreditif kredisinin firmalar lehine aynı tutarlarla Kredi Pazarlama Müdürlüğü’nün 30/05/1997 tarihli onay yazılarıyla mevcut kredilerinden münakale yapılmak suretiyle Harici Garanti Mektubu Kredisi kullandırımına uygunluk verildiğini ve söz konusu harici garanti mektupları karşılığında yurt dışından gelen kredi tutarlarının adı geçen firmalara ödenmeyerek vadesi dolan döviz-ithalat akreditif kredilerinin kapatıldığını, diğer bir ifadeyle firmaların vadesi dolan kredilerinin harici garanti mektubu verilmek suretiyle vadelerinin uzatıldığının tespit edildiğini, bu nedenle … 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile görevi kötüye kullanmak suçundan dava açıldığını, sanıklar hakkındaki davanın beş yıl süreyle ertelenmesine karar verildiğini, anılan nedenlerle davalıların haksız eylemleri sonucunda oluşan banka zararının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 7.272.604.006.552 TL’nin kredinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek kamu bankalarının uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yönetim kurulu tarafından … olarak adlandırılan firmalar için öngörülen teminat koşullarına uyulmadan kredinin kullandırıldığının ileri sürüldüğünü, ancak yönetim kurulu kararında öngörülen Grup Firmaları ve …’ın kefaletinin alındığı, yine diğer bankaların ipoteklerinden sonra 5.dereceden ipotek alınması öngörülen taşınmaz üzerine 03/03/1997 tarihinde 5.dereceden 550.000.000.000 TL ve 6.dereceden 4.000.000.000.0000 TL ipotek kurulduğunu, bu nedenle davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca 06/03/1997 tarih ve 1316 sayılı şube önerisinde …firmaların “toplam onaylı kredileri ile o gün itibari ile riskleri” belirtilerek Gruba ait taşınmazlar üzerinde kurulan teminatların ayrıntılı olarak bildirildiğini ve firma tarafından “kısa vadeli borç baskısından kurtulmak” gerekçesi ile … bankasından kullanılacağı belirtilen orta vadeli kredinin teminatına verilmek üzere Gruba ait … AŞ’nin taşınmazı üzerindeki 150 Milyar TL’lik ipoteğin 03/03/1997 tarihinde … Bankası lehine alınan ipoteklerde 150 Milyar TL’lik fazla alındığı da vurgulanarak fekki öngörüldüğünü, bu nedenle davacının kullandırım koşullarına uyulmadığı savının, alınan teminatlar ve yönetim kurulunun kararları karşısında haklı bir dayanağa sahip olmadığını, yine yönetim kurulunun 28/03/1997 tarihli kararı çerçevesinde grubun risk ve teminat durumunun yeniden düzenlendiğini, şube tarafından yapılan işlemlerin yönetim kurulu ve genel müdürlük talimatları kapsamında olduğunun kesin olduğunu, 6.500.000 DM tutarlı ek kredinin kullandırımında … Bankası’nın kredilerin kullandırımı ve denetiminde uzman birimlerinin tüm ayrıntıları ile kredi isteminde bulunan firmaların firmaların içinde bulunduğu grup ve sektörün gelişimi, mali yapısının ayrıntılı olarak değerlendirildiğini, firmaların tüm ayrıntıları ile yönetim kurulunun önüne getirildiğini ve yönetim kurulu tarafından verilen karar doğrultusunda işlemlerin gerçekleştiğini, dolayısıyla şube tarafından gerçekleştirilen işlemlerin kanuna uygun olduğunu, davacı tarafın zarar iddialarının Banka Teftiş Kurulu raporlarına ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporlarına aykırı olduğunu, şube tarafından yapılan tüm işlemlerin genel müdürlük onay ve talimatlarına dayandığını, bu nedenle davacı tarafın tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; …AŞ, …Tic.AŞ, … İşl.AŞ,…Tic.AŞ gibi kredi işlemlerinin hiçbir aşamasında vekil edenin imzasının bulunmadığını, hatta bir kısmının onay aşamasında görevli dahi olmadığını, kredilendirmeye ilişkin işlem yetkisinin bir başka bölümde-müdürlükte olduğunu, … Tic.AŞ’ye kullandırıldığı beyan edilen 3.000.000 DM krediyi hiçbir şekilde vekil edenin hatırlamadığını, ya rakamsal bir hata bulunduğunu yada davalının bilgisi dışında oluşmuş bir kredi bulunduğunu, davacının borçlarından dolayı ne gibi bir girişimde bulunduğunu ve bunu nasıl takip ettiğinin açıklanması gerektiğini, davacının olayda kusurlu olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davalının davacı bankayı zarara sokacak işlemlere girişmediğini, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Emlak Bankasında kredilendirme sürecinin firma ile yapılacak görüşmeyle şube tarafından başlatıldığını, şube teklif aşaması ile başlayan ticari kredi prosedüründe genel müdürlüğün içinde yer alan çeşitli birimler tarafından yapıldığını, buna göre kredi önerilerinin incelendikten sonra başkanlık görüşü ile birlikte genel müdürlük kredi değerlendirme müdürlüğü/A’ya sunulduğunu, daha sonra kredi teklifinin yönetim kurulunda görüşüldüğünü ve yönetim kurulunda oluşacak kanaat doğrultusunda da yönetim kurulunca kredi tashihi yapıldığını, dava dilekçesinde ileri sürülen …Tic.AŞ firmasına kullandırılan nakti ithalat akreditif kredisinin kullandırılmasından, yine … ve diğerlerine kullandırılan akreditif kredisi ve münakale yapılarak verilen harici garanti mektupları ile ilgili davalı …’nin haberdar olmadığını, bu konularda yönetim kuruluna gelmiş ve karara bağlanmış bir önerge bulunmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kredi döneminde şubede krediler şef yardımcısı olduğunu, banka şube müdürünün bilgi ve onayı olmadan banka şubesinden hiçbir işlem yapılamadığını, bankanın en etkili ve yetkili icra organının yönetim kurulu olduğunu, bu durumda en alt kademede görev yaparak yönetim kurulunun kararlarına etkili olamayacağını, buna yetkisinin de bulunmadığını, kendisinin şube müdürünün verdiği talimatlar doğrultusunda işlemler yaptığını, kendisinin bu davanın muhatabı olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi işleminin yasal mevzuata, banka yönetmeliklerine ve teamüle uygun olarak verildiğini, gerekli prosedürler yapıldıktan sonra … Grubu firmalarından … Aş, … Aş ve … AŞ’ne krediler açıldığını, davalının söz konusu işlemlerde herhangi bir kusur ve hatalı işlemi söz konusu olmadığını, anılan nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; verilen kredinin geri ödemesinde bir sorun varsa bankanın takip etmesi gereken prosedürün belli olduğunu, bankanın bu durumda hesabı kat ederek kredi müşterisini yasal takibe alması gerektiğini, davacının şirketlerden alacağını alma imkanı oldukça davalılara rücu yolunu seçmesinin kabul edilemeyeceğini, usulsüz kredi iddialarının dayanağı olmadığını, kredilerde mevzuata aykırı herhangi bir fiil bulunmadığını, kredilerin bankacılık usul ve teamüllerine uygun olarak verildiğini, davacının iddialarının afaki beyanlar olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dışarıdan atanan yönetim kurulu üyelerinin şubelerin geliştirdiği kredi dosyalarına hiçbir safhada müdahale edemediklerini, yapılan görüşmelerde ve davaya konu olayda ilgili kredi hakkında bilgi sahibin kişinin … olduğunu, kendisinin dışarıdan atanan bir yönetim kurulu üyesi olarak sadece toplantı günü gelerek önergedeki bilgi ve görüşlere ve toplantı esnasında yapılan açıklamalar doğrultusunda oluşan görüşlere göre hareket ettiğini, kredi tahsisinin mevzuata uygun olduğunu, yönetim kurulunun işleyiş tarzı ve kredi dosyalarının tekemmülünde genel müdürlüğü tanınan yetkiler dolayısıyla geri ödenmeyen bir kredide dışarıdan atanmış yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulamayacağını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; …AŞ Genel Müdürlüğünde en son görevinin Personel Müdürü olduğunu ve 16/07/2001 tarihinde emekliye ayrıldığını, 08/04/1996-15/09/1997 tarihleri arasında bankanın … 2.Bölge Başmüdürlüğünde görev yaptığını, Mart 1997 ayında Bölge Başmüdürü …’ın ameliyat olması ve Bölge Müdürleri içinde bankada en kıdemli kendisinin olması sebebi ile vekalet görevi verildiğini, … firmalarına iddia edildiği gibi kanuna aykırı teminatsız krediler açılmadığını, kredilerin açıldığı tarih itibari ile kredilerin yeterli teminatının olduğunu, kendisinin sadece prosedür ve bankanın genelgeleri gereği şubeden gelen kredi teklifini bir yazı ekinde genel müdürlüğe gönderdiğini, kredinin onayında ve kullandırılmasında bir etken olmadığını, kredi kullandırımında etki ve yetkisinin olmadığını, kendisinin çalıştığı kurumu zarara uğratmak kastı ile bir eylemde bulunmadığını, kredinin tahsisinde alınan kararlara katılmadığını ve mevzuata göre işlem yaptığını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı bankada en son … Şubesinde Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, sonrasında emekli olup 1999 yılı depreminden sonra ailesiyle birlikte Hollanda’ya taşındığını ve 2000 yılından beri orada yaşamını sürdürdüğünü, davaya konu kredilendirme işlemlerinin 1996-1997 yılına ait olduğunu, davanın ise 5-6 yıl geçtikten sonra açıldığını, bankada görev yapan bir müdür yardımcısının yetki ve sorumluluklarının davacı bankanın bu davada davalıdan talep ettiği 7.272.604.006.552 TL meblağ ile bağdaştırmanın imkansız olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte davalının söz konusu krediler nedeniyle bankaya bir zarar verdiği düşünülse bile diğer davalıların tümünün hiyerarşik olarak davalının kat kat üzerinde ve davalının onlarla birlikte müşterek olarak zarardan sorumlu tutularak kendisinden aynı meblağın talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, anılan krediler nedeniyle davalı ile birlikte diğer davalıların da … 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yargılandığını ve davalı hakkında beraat kararı verildiğini, ceza mahkemesi kararında davalının görevi kötüye kullanma suçunu işlemediğinin belirlendiğini, BK 74.maddesi uyarınca bu kararın Hukuk Hakimini bağladığını, davalının söz konusu kredilerin kullandırımında genel müdürlük ve yönetim kurulu kararı dışına çıkmadığı, yetki-görev ve sorumluluklarını yerine getirmekte hatalı-kusurlu denilecek hiçbir davranışı bulunmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kredilerin tahsis aşamasında bölgenin şahsı ve …’nın kredilerin onaylanmaması için her yola başvurduğu ve basiret örneği gösterdiği, … 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde … Esas sayılı dosya ile açılan ceza davasında mahkemenin hakkında beraat kararı verdiğini, ancak kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu ve davanın ertelenmeye bırakılarak devam ettirilmediği, bu nedenle hakkında kesinleşmiş bir cezanın bulunmadığını, daha sonraki tarihlerde davacı banka ile … Bankasında Bölge Başmüdürü olarak görev yaptığını, ilgili firmalara tahsis edilerek riske girilen kredilerden kasten veya basiretsizlik nedeniyle banka zararına sebep olmadığını, anılan nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Kredi Değerleme Müdürünün görevinin önerge hazırlamak olduğunu, kredi açma yetkisinin olmadığını, önerge hazırlanırken şekil şartı ve standart formların doldurulmasının şart koşulduğunu, kredi değerleme müdürlüğünün sorumluluğunun yanlış yanıltıcı bilgi yada tebligatta yaptığı bir hata ile olacağını, Yönetim Kurulunun önerge hazırlamadan önce kredilerin açılması yönünde kararlılığı/isteğinin mevcut olduğunu, çalışan bir personel olarak o gün, bugün ki sonucunun tahmin edilemeyeceğini, iddia edildiği gibi 18-19/03/1997 tarihinde açığa yapılan 6.500.000 DM ithalat bedelinin tahsili sağlanmış ise davacı yandan bu bedelin tahsiline ilişkin muhabir bankadan alınan ve bu tutarın alacak kaydedildiği mevduat hesap ekstresinin ibraz edilmesinin talep edildiği, o gün ki koşullarda kredinin çıkmasının engellenemeyeceğini, risken kredi tahsisi ile doğmayacağını, bu limiti kullandırma ile doğduğunu, Krediler Daire Başkanlığı ile Kredi Değerleme Müdürlüğü’nün farklı olduğunu, kredi kontrol ve inceleme biriminin hareketsiz kaldığını, kendisinin kusurlu bir davranışının bulunmadığını, ceza davasında beraat kararı verildiğini, bilirkişinin sorumluluğu olmadığı yönünde görüş bildirdiğini, illiyet rabıtasının olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2014/336 esas 2018/1381 karar sayılı 26/12/2018 tarihli kararı ile, Muris … mirasçıları … ve … hakkında açılan davanın bu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına, bunlar hakkında açılan davanın tefrik edilen dosya üzerinden yürütülmesine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 2.553.157,57 TL’nin dava tarihi olan 03/02/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili, davalılar …, …, …, … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili temyiz edilmiş, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2019/2594 esas 2021/3485 karar sayılı 08/04/2021 tarihli ilamı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin (2) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmişse de, 6762 sayılı TTK’nın 3. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari iş olduğundan, davanın banka yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin olduğu gözönüne alındığında ticari iştir ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi gereğince avans faizi istenebilir. Bu itibarla, hükmedilen alacağa yasal faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
3-Dava, davacının eski yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri hakkında açılan sorumluluk davası olup, mahkemece davalıların sorumluluğuna karar verilmiş ise de, olay tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309/son maddesinde, tazminat isteme hakkının davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmış olup, somut olayda usulsüz kredi işlemine onay veren yönetim kurulu kararının 28.03.1997 tarihinde alındığı, kredinin 01.04.1997 tarihinde kullandırıldığı, işbu davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 04.12.2002 tarihinde açılması nedeniyle, davalıların zamanaşımı defi kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” şeklinde mahkememiz kararı bozulmuş, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, aynı hukuk dairesinin 2021/4793 esas 2022/2491 karar sayılı 28/03/2022 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2022/313 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Taraflara usulun uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalılar … ve …’nun her ne kadar UYAP’ta taraf olarak kayıtıl olduğundan bu davalılara davetiye tebliğ edilmiş ise de, mahkememizce işbu davalılar yönünden davanın tefrik edilerek 2019/105 esas numarası ile yargılama yapıldığı, sehven işbu davada taraf olarak UYAP sisteminde kayıtlı kaldığı anlaşıldığından, mahkememizin 12/10/2022 tarihli celse ara kararı ile bu dosyadan UYAP sisteminden silinmelerine karar verilmiştir.
Dava, davalı banka yöneticilerinin usulsüz iş ve eylemleri sebebi ile davacı bankayı zarara uğrattıklarından bahisle işbu zararın davalılardan tazminine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, Yargıtay bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalılardan …’ın davacı … Bankası AŞ’de … Şube Müdürü, …n’ın … Şube Müdür Yardımcısı, …’in Şube Şefi olduğu, …’ın davacı banka Krediler Daire Başkanlığı’nda Kredi Değerlendirme Müdürü, Serdar Dedeağaç’ın Daire Başkanı olduğu, … ve …’nın …Müdürlüğünde Bölge Müdürü olduğu, …, …’nin Yönetim Kurulu Üyesi oldukları, …’un Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olduğu, ayrıca …’ın kredilerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olduğu, …’nin de Hazine ve Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı olduğu, davacı banka tarafından dava dışı … firmalarına davaya konu olaylardan önce çeşitli kredilerin kullandırıldığı, davaya konu olan 6.500.000.000 DM’lik ilave kredi limiti tesis edilmeden önce söz konusu grup firmalarının 35.202.124.000 DM ve 199.143,93 TL tutarında kredi risklerinin bulunduğu, … Şubesi tarafından …firmaları arasında bulunan … Tic.AŞ ile 18/03/1997 tarihli 3.500.000 DM ve 19/03/1997 tarihli 3.000.000 DM tutarındaki peşin ithalat avans ödemesinin banka hesaplarından karşılanarak yapıldığı, açık oluşması sebebi ile davacı banka tarafından dava dışı şirkete 6.500.000 DM’lik kredi verildiği, davalı firmalar tarafından 01/04/1997 tarihinde toplam 6.500.000 DM döviz kredisi kullandırıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı banka yöneticilerinin iş ve eylemlerinin usulsüz olduğu belirtilerek, yapılan işlemler nedeniyle davacı bankayı zarara uğrattığından bahisle uğranılan zararın davalılardan tahsili noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davaya konu işlemlerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 309 maddesinde “Şirketin 305, 306, 307 ve 308 inci maddelerde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde, bundan, dolayısiyle zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak, hükmolunacak tazminat şirkete verilir. Şirketin iflası halinde pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının haiz oldukları haklar iflas idaresine ait olur. Bu hususta İcra ve İflas Kanununun 245 inci maddesi hükmü caridir. Mesul olan kimselerin cümlesi aleyhinde şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir. Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur” denilmektedir. TTK’nın 309/son maddesinde, tazminat isteme hakkının davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmış olup, somut olayda usulsüz kredi işlemine onay veren yönetim kurulu kararının 28.03.1997 tarihinde alındığı, kredinin 01.04.1997 tarihinde kullandırıldığı, işbu davanın ise 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 04.12.2002 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, davacının davasının zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir olunan 9.200,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendisine vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
3-Davacı harçtan muaf bulunduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Mahkememizin bozma öncesi kararı gereği 09/05/2019 tarihli 2014/336 esas 2019/184 harç tahsil numaralı harç tahsil müzekkeresi ile 174.406,19TL bakiye karar harcının davalılardan tahsil edilmiş olması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 178,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 150,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 22,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde YARGITAY’a YASA YOLU açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

İşbu evrak, 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.