Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/280 E. 2023/790 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/280
KARAR NO:2023/790

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/04/2022
KARAR TARİHİ:04/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davacı ve bir dönem yöneticisi olduğu….İml.Montaj San.firması hakkında 20/08/2010 tarih ve … seri numaralı fatura ve cari hesap ekstresinden bahsedilerek takip başlatıldığını, davacının bahsedilen tarihe ilişkin o tutarda hiçbir borcu bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, haksız takip nedeniyle davacının maaşına haciz konulduğunu, bu şekilde icra tehditi altında alacak miktarının bir kısmının maaş kesintisi yoluyla tahsil edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacının davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığının tespitine, takip tutarının en az %20’si oranında tazminata, uygun bulunacak bir teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesi yönünden tedbir kararı verilmesine, davacının maaşından yapılan kesintiler sonucu alacaklıya ödenen paranın istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 27/04/2022 tarihli ara kararı ile uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden, ayrıca menfi tespit ve istirdat talebine konu dava değeri ve talep sonucu açıklanarak harç eksikliğinin tamamlanması gerektiğinden tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, menfi tespit ve istirdat davasının zamanaşımına uğradığını, borçlunun 16/03/2012 tarihinden itibaren yaklaşık 12 yıldır maaşından kesinti yapılarak 65.764,88 TL dosyaya ödeme yapıldığını, dosya borcunun bir kısmı ödendikten sonra menfi tespit davası açılamayacağını, davalı firmanın davacıdan cari hesap alacağı bulunmakta olup faturanın tebliğ edildiğini, irsaliye ile malın davacıya teslim edildiğini, menfi tespit ve istirdat davasının kısmi açılamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının UYAP sureti, 20/08/2010 tarihli fatura ve cari hesap fotokopisi, vergi dairesi kayıtları dosya içerisine alınmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı … ve dava dışı….İm.Montaj San.-… adına 60.512,87 TL asıl alacak, 3.156,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 63.669,49 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça ticari defter ve kayıtlarının …’te bulunduğu bildirilmekle … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak mali müşavir bilirkişi tarafından davacı ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor alınması talep edilmiş, … 1.ATM … talimat sayısı ile alınan 17/04/2022 tarihli raporda; davacının 2010 yılı ticari defterlerini vergi dairesine vermesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, sunulan Ocak-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs 2010 dönemi KDV beyannameleri ve 2010 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinde yapılan incelemede gelirinin 10.833,97 TL, giderlerinin 11.543,97 TL olduğu, vergi dairesi müdürlüğünün cevabi yazısında davacının 31/05/2009 tarihinde işini terk ettiğinin bildirildiği, davaya konu faturanın davacının işini ve işyerini terk ettiği tarihten sonra düzenlendiği, davacının davaya konu takip dosyasına borcunun olmadığı sonuç ve kanaati belirtilmiştir.
… 1.ATM … talimat sayısı ile dinlenen davalı tanığı …, “Ben davalı …Metal şirketinde malzeme giriş çıkış ve sevkiyatına bakıyorum. Davaya konu olay yaklaşık 10 sene önce gerçekleşmiştir. Biz davacı …’ya ürün sattık. Sevkiyatını bizzat ben yaptım. Malın bedeli ödenmemiştir. İhtilaf bundan dolayıdır. Başka birşey hatırlamıyorum. Nakliyenin nerden nereye ve hangi ücret karşılığında yapılacağını olayın eski olması nedeniyle hatırlamıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek tarafların ticari defter ve kayıtları karşılıklı olarak incelenerek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 11/09/2023 tarihli raporda; davacı defterlerini sunmadığı için tarafların defterlerinin karşılıklı incelenmesinin mümkün olmadığı, davacı kayıtlarının incelenmesi için talimatla alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari faaliyetinin
çok sınırlı olduğu ve davacının bu mal alımlarına yönelik Vergi Dairesine bildirim yapmadığı, davalının delil niteliği taşıyan ve genel kabul görmüş muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak kayıt
yapılan defterlerine göre davacı …’dan 31.12.2010 tarihi itibarı ile 60.512,86 TL alacaklı
olduğu, fatura konusu malın, fatura ve irsaliye ile birlikte nakliyeci marifetiyle davacının belirtilen
(Faaliyetine son verdiği eski adresine) gönderildiği konusunda belge sunulduğu, davacının faturaya süresinde itiraz ettiği veya iade faturası düzenlendiği konusunda belge
sunulmadığı gibi böyle bir beyan da bulunmadığı, malın tesliminin nakliyeci marifeti ile yapıldığı, davalı tarafından yapılan icra takibi için uzunca süre davacı … tarafından ödeme yapıldığı
konusunda bir tereddüt bulunmadığı sonuç ve kanaati belirtilmiştir.
Dava, menfi tespit davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı tarafça süresi dahilinde yapılan zamanaşımı definin fatura/gönderi tarihi, 17/12/2010 icra takip tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre ve dava tarihi de dikkate alınarak TBK 146-154. Maddesi hükmü uyarınca zamanaşımı definin ve hak düşürücü süre yönünden itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali inceleme yapılmasına karar verilmiş, davacı tarafça 2010 yılı ticari defterlerinin vergi dairesine vermesi nedeniyle ticari defter ve kayıtlar sunulmadığından davacı defterleri incelenememiştir. Mali bilirkişi tarafından davalının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafından iki adet 25.000 TL tutarlı çek ve 8.500 TL nakit havale karşılığı yapılan satış sonrası alınan çeklerin tahsil edilemediği ve cari hesapta davalının davacıdan 60.512,80 TL alacaklı olduğu, dava konusu fatura içeriği mal için 8.000 TL nakit ödeme ve iki adet 25.000 TL tutarlı çekler verildikten sonra davalı firmanın malı nakliyeci marifetiyle gönderdiği, sevk irsaliyesi incelendiğinde malın … plakalı araçla gönderildiği, irsaliye ve faturanın araç sürücüsü …’e teslim edildiği, davalı tarafından yasal süresi içinde fatura içeriğine itiraz edilmediği gibi herhangi bir iade faturası da düzenlenmediği, davalıya mal alımı sırasında fatura bilgisi ve adresi olarak verilen bilgilerin yanıltıcı olup davacının faaliyetine son verdiği eski vergi daire ve numarası ile eski adresinin bildirildiği gibi iki adet karşılıksız/çalıntı çek ile mal alındığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın ve ihtiyati tedbir kararının uygulanmamış olması nedeniyle davalı lehine kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 72/4 mad uyarınca İhtiyati Tedbir kararının uygulanmamış olması nedeniyle davalı lehine kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcının yatırılan 1.114,11 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 844,26 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 17.900,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 1.200 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 04/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

İşbu evrak, 5070 Sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.