Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/257 E. 2023/308 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/257
KARAR NO:2023/308

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/04/2022
KARAR TARİHİ:15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … İstanbul Projesi’nin davalı ile akdedilen sigorta poliçesi kapsamında sigorta güvencesi altında olup anılan poliçe uyarınca Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve diğer ilgili Bakanlıklar ile idari kurumlar tarafından Covid-19 pandemi sürecinde ve bazı dönemlerde kabul edilen sınırlı sayıda müşteri yahut belirli hizmetlerinin sağlanmasının yasaklanması neticesinde kira alamamaktan kaynaklanan kar ve diğer maddi zararların teminat kapsamında olacağını, salgın kapsamında getirilen kısıtlamalar çerçevesinde davacının … de faaliyetlerin ciddi oranda azaldığını, birçok hizmetin gereği gibi verilemediğini, rezervasyon iptalleri ve yine otelde bulunan spor salonunun kapatılması sebebiyle müşterilere hizmet verilemediğinden ödenen bedellerin iadesi gerektiğini, buna ilişkin … İlçe Tüketici Hakem Heyetinin 30/12/2020 tarihli kararında hizmet verilmeyen 215 günlük hizmet karşılığının tüketiciye ödenmesine karar verildiğini, sigorta poliçesinin Bütün Riskler (All Risks) sigortası olarak düzenlenmiş olup bu kapsamda poliçede açık şekilde teminat dışı olarak sayılan rizikolar haricinde kalan önceden bilinmeyen ve ani bir sebeple meydana gelen bütün zararların sigorta teminatının kapsamında olduğunun kabulü gerektiğini, uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi maksadıyla Prof.Dr…’ndan hukuki görüş aldıklarını, bu kapsamda davacı şirketin kamu otoritesinin kısıtlamaları neticesinde … Projesine ilişkin olarak zararı doğmuş olup kar kaybına ilişkin hasar bildiriminde bulunularak zararın sigortalı ile akdedilen sigorta poliçesi kapsamında 19/03/2020 tarihinde davalıdan talep edildiğini, taleplerinin poliçede tanımlı şartların gerçekleşmemesi nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine 07/07/2020 tarihinde tekrardan kar kaybı hasar bildiriminde bulunduklarını, davalı şirketin yine aynı şekilde taleplerini reddettiğini, kamu otoritesi tarafından düzenlenen Coronavirüs tedbirleri konulu genelgeler kapsamında uygulanan kapanma kararları neticesinde sigorta ile teminat altına alınan … İstanbul adlı otelin oldukça uzun süre kapalı kaldığını ve bu süreçte müşterilere gereği gibi hizmet veremediğini, uyuşmazlık açısından sigorta poliçesinde geçen “…” kavramının anahtar cümle olduğunu, Damage kelimesi poliçede muğlak bir şeklide tanımlanmış olup keza poliçenin muğlak ifadelerinin düzenleyen aleyhine yorum ilkesi gereği sigorta ettiren lehine yorumlanması gerektiğini, property kavramı ile mülk, mülkiyet ve faydalanma haklarının sigorta altına alındığını, uyuşmazlığa ilişkin All Risk Sigortasının da davacı şirketin iradesi dışında işin durması halinde sigortanın çalışacağı vaadi ile davacı şirkete önerildiğinden satın alındığını, poliçede yar alan iş durması teminatı bakımından “such sudden and accidently direct pyhsical loss, destruction or damage being hereinafter” şeklindeki damage tanımının açık ve anlaşılır olmadığı ve birden çok anlama geldiğini, bu hususa ilişkin olarak ABD mahkemelerinde görülen davalarda verilen emsal kararlar bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesine dayalı olarak tazminat ödeme yükümlülüğünün doğduğunu, poliçede yer alan iş durması, erişimin engellenmesi, ve sivil makamlardan ötürü erişimin engellenmesi başlıkları uyarınca Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklar ile idari kurumlar tarafından covid-19 pandemi sürecinde uygulanan kısıtlamalar/kapatmalar neticesinde doğan maddi zararların teminat kapsamında olacağını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla sigortalı mahalde erişimin engellenmesi ve Covid-19 sebebiyle iş yapılamaz hale gelinmesi nedeniyle şimdilik belirsiz olarak 100 USD doğan zararın bilirkişi marifetiyle hesaplandıktan sonra artırılmak kaydıyla muaccel olduğu 13/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarınca Amerikan Doları para cinsine uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Amerikan Doları Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ticari ikmetgah adresi Ümraniye’de olduğundan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, poliçede listelenen 6 bağımsız bölüm için … A.Ş.ve 11 bağımsız bölüm için … … Caddesi şubesinin daini mürtehin kaydı bulunduğunu, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça davacının bu davayı davalı sigorta şirketine ikame etmesinin mümkün olmayıp aktif husumet ehliyeti itirazlarının bulunduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, poliçe uyarınca sigorta sözleşmesinin uygulanması ve yorumlanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların Türk Hukuku ve Türk Yargısı’na tabi olduğunu, bu nedenle uygulanacak hukuk ve davacı tarafın sunduğu yabancı ülke mahkemeleri kararlarına itiraz ettiklerini, davacı tarafın kar kaybı teminatı bakımından gerekli olan, sigortacı tarafından kabul edilmiş veya ödenmiş mevcut sigortalı değerlerde bir fiziki hasar veya kayıp olmadığından sigorta sözleşmesi kapsamında ödenebilir bir hasarı bulunmadığını, uğranıldığı iddia edilen zarar ve ziyanın sigorta sözleşmesi hükümleri çerçevesinde karşılanabilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki yorum ve değerlendirme farklılıklarının birçoğunun davacı şirket tarafından eklenen PD/BI Wording hükümlerinin gerek kendi içerisinde ve gerekse poliçe şartları ve Yangın ve YBKK genel şartları hükümleri ile ilgili uyumsuzluklarından kaynaklandığını, burada tespit edilen muafiyet oranları ile poliçe üzerinden öngörülen oranlar arasında bir uyumsuzluk bulunduğunu, her ne sebepten meydana gelmiş olursa olsun kontaminasyon ile bağlantılı hasar veya kar kaybının teminat dışında kabul edildiğini, kontaminasyon kavramı içerisinde viral/bakteriyel veya bir salgın/pandemi tarafından tetiklenen kontaminasyon da yer aldığını, kamu otoritesi klozu kapsamında sınırlı bir teminat genişletmesi olduğu, bu kapsamda sadece fiziki hasar veya kayba uğrayan sigortalı değerin eski haline döndürülmesi masraflarının teminat dahilinde olacağının düzenlendiğini, yine aynı klozda teminat dışında kalan hallerinde düzenlendiğini, sigortacılık teamüllerinin gerektirdiği şekilde hasar/damage’nin sigortalı kıymetlere gelecek fiziki hasar veya kayıp olarak tanımlandığını, bu tanımın … poliçe ve YBKK genel şartlarındaki tanımlar ile de birebir örtüştüğünü, davacı tarafından sunulan ve davanın tek dayanağı olan 06/04/2022 tarihli Özel Hukuki Görüşteki yorum ve değerlendirmelerin sigortacılık teamül ve uygulamalarına, sigorta sözleşmesinde öngörülen teminat sistemi ve şartlarına, ilgili mevzuata uymadığını, yansıtmadığını, uyuşmazlık konusu olayda yangın sigortası kapsamında sigorta sözleşmesi özel ve genel şartlarında teminat sağlanan bir risk ve zarar gerçekleşmediğini, buna bağlı kar kaybı teminatı da çalışmayacağını, iddia edilen PD/BI Wording çerçevesinde kar kaybı/iş durması teminatı genişletmelerinin işbu davada uygulama alanı ve şartlarının gerçekleşmediğini, bu nedenle işbu uyuşmazlık konusu olayda bu genişletmelerin uygulanmasının mümkün olmadığını, dayanak alınamayacağını, uyuşmazlık konusu olayda sigorta sözleşmesi özel ve genel şartlarında yer alan genişletmeler çerçevesinde teminat sağlanan bir risk ve zarar gerçekleşmediğini, sigorta tahkim komisyonunun 21/05/2021 tarihli 2021/51586 sayılı kararının işbu uyuşmazlık bakımından örnek teşkil edecek nitelikte olmadığını, bu uyuşmazlıkta kıyasen uygulanamayacağını, davacı şirket tarafından örnekleme yapmak dışında zarar ve ziyan kapsamı ve tutarı ortaya konulamadığını, ispat edilemediğini, buna bağlı olarak davalı sigorta şirketinin tazminat ödeme borcundan ve buna bağlı olarak borcunun muacceliyetinden ve temerrüd faizinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, ifade edilen bankaların rehinli alacaklı olup davacı şirketin işbu başvuruya ilişkin daini mürtehin bankalar tarafından kayıtsız şartsız muvakafat edildiğine dair belgeyi sunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddine, davacı belirsiz alacak davası açamayacağından davanın usul yönünden reddine, fiziki hasar ve kayba dayanmayan ve tutarı ispat edilemeyen sözde kar kaybı talebi nedeniyle açılan davanın esastan reddine, HMK 329.maddesi gereğince akddedilen ücret sözleşmesinde kararlaştırılan AAÜT göre belirlene tutarın üç misli tutarında vekalet ücretini tamamen ödemeye ve ayrıca davacı şirketin disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı sigorta şirketinden poliçe ve ekleri, rezervasyon iptaline ilişkin belge ve mail görseli, … İlçe Tüketici Hakem Heyetinin 30/12/2020 tarihli kararı, sigorta poliçeleri, yazışmalar, hukuki görüş, emsal kararlar, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Dosya sektör, mali müşavir ve sigorta/nitelikli hesap uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 30/12/2022 tarihli raporda; davacı … Gayrimenkul Geliştirme Kiralama ve Ticaret A.Ş’nin, Davalı Sigorta Şirketi sigortalısı olarak düzenlenen 30.12.2019-30.12.2020 vadeli ve … numaralı “… Sigorta İşyeri Paket Yangın Ticari Poliçesi” olduğu ve beş adet İşyeri Paket Yangın Ticari Zeyilnamesi ve … numaralı, Sabit Kıymet &Kar Kaybı Taşınan Para Sigorta Poliçesi ile ekli wordingi kapsamında, Poliçelerde Dain-i Mürtehin kaydı bulunduğu, “… Sigorta İşyeri Paket Yangın Ticari Poliçesi” ve beş adet İşyeri Paket Yangın Ticari Zeyilnamesi kapsamında teminatların, Yangına bağlı bir hasar kapsamında verilmiş olduğu, davacı tarafından öne sürülen Covid 19 salgını nedeniyle Kar Kaybı talebinin bu Poliçenin teminatına girmediği, 30.12.2019-30.12.2020 vadeli, 30.12.2020-30.12.2021 vadeli ve … numaralı (30.12.2021-30.12.2022 vadeli Poliçe’nin dönemine giren hasar talebi olmadığı), Sabit Kıymet &Kar Kaybı Taşınan Para Sigorta Poliçesi ile ekli wordingi kapsamında da, tüm Ek Klozlar birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf nezdinde fiziki hasar olmaması nedeniyle davacı’nın Covid 19 salgını nedeniyle uğradığı KarKaybı hasar ve taleplerinin bu poliçenin teminatına girmediği kanaati belirtilmiştir.
Davaya konu işyeri paket yangın poliçesi zeyilnamesinde daini mürtehin olarak gözüken …Kiralama A.Ş.vekili 08/03/2023 tarihli cevabi yazısı ile, davacı ile 6361 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde 24/07/2018 tarih … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini ve finansal kiralama yöntemiyle çeşitli ekipmanların mülkiyeti kendilerine ait olacak şekilde davacıya kiralandığını, kira bedellerinin şirketlerine ödendiğini ve sözleşme konusu ekipmanların mülkiyet devir işlemlerinin davacıya 2019 ve 2020 yıllarında çeşitli tarihlerde gerçekleştirildiğini, davacının şirketlerine herhangi bir bakiye borcu veya rehin hakkı bulunmadığını, bu nedenle davacının huzurdaki davayı tesis etmesine, dava sonunda sigorta tazminatının doğması durumunda da bu tazminatın davacıya ödenmesine şirketlerinin açık, kayıtsız, şartsız muvafakati bulunduğunu beyan etmiştir.
Davaya konu işyeri paket yangın poliçesi zeyilnamesinde daini mürtehin olarak gözüken … A.Ş.vekili 15/03/2023 tarihli cevabi yazısı ile, davacı ile finansal kurumlar birliği nezdinde 23/08/2017 tarih ve … sözleşme nolu finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, finansal kiralama sözleşmesi konusunu sözleşme içeriğinde tapu örneklerine yer verilen gayrimenkullerin oluşturduğunu, … İstanbul adresinde kayıtlı gayrimenkule ilişkin şirketleri tarafından rehin tesis edilmediğini, bu bakımdan devam eden bir rehin haklarının bulunmadığını, davacının, finansal kiralama sözleşmesine konu gayrimenkullere ilişkin sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmiş olması nedeniyle mülkiyet devrinin 30/06/2021 tarihinde devir faturası kesilmek suretiyle gerçekleştirildiğini, şirketlerinin finansal kiralama sözleşmesine konu gayrimenkullere ilişkin malik sıfatının sona erdiğini beyan etmiştir.
Dava; sigortalı/davacı …’in COVID-19 pandemi sürecinde İdare tarafından alınan kararlar sebebiyle “… İstanbul” isimli tesisindeki ticari faaliyetinin durması sonucu uğradığı kar kaybı zararının 30/12/2019 başlangıç ve 30/12/2020 bitiş tarihli 02/01/2020 düzenleme tarihli “İşyeri Paket Yangın Ticari Poliçesi“ kapsamında tahsili istemine ilişkin sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle davalının Mahkemenin yetkisine yönelik itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla; HMK. 15-18 Maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin C.7-yetkili Mahkeme başlıklı maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği adresin ve aracı acentenin merkezinin/yerleşim yerinin de yetkili olduğu anlaşıldığından davalının yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça COVID-19 pandemi sürecinde İdare tarafından alınan kararlar sebebiyle “… İstanbul” isimli tesisindeki ticari faaliyetinin durması sonucu uğradığı kar kaybı zararının 30/12/2019 başlangıç ve 30/12/2020 bitiş tarihli 02/01/2020 düzenleme tarihli “İşyeri Paket Yangın Ticari Poliçesi“ kapsamında tahsili talep edilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından ise fiziki hasar olmaması nedeniyle davacı zararlarının teminat kapsamında olmadığı iddia edilmiş olmakla taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir zararının bulunup bulunmadığı, zararın davalı sigorta şirketi nezdindeki poliçe hüküm ve şartları kapsamında teminata giren bir riskten kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve davacının Covid 19 salgını nedeniyle tüm dünyada uygulanan yaptırımlar ve kısıtlamalara bağlı poliçe şartlarına uygun, uğradığı bir kay kaybı hasarı olup olmadığı, varsa tutarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Mahkememize yaptırılan, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilen bilirkişi raporu da dikkate alındığında; Covid-19 nedeniyle UEFA organizasyonları, düğün ve davet organizasyonlarının iptal edildiğine dair fax, e-mailler ve iptal edilen organizasyonlara ait listelerin dosya içerisinde olduğu, ancak iptal edilen organizasyonlarla ilgili olarak kapora iadesi, organizasyon bedeli iadesi, … uygulaması ve davacı tarafça bunların geri ödendiğine dair tespitlerin yapılamadığı, salgın nedeniyle yurtiçi ve yurtdışında uygulanan seyahat yasakları, sokağa çıkma yasakları, cafe resturantların kapatılması ve sosyal mesafenin korunması yönündeki yasakların birçok işletmeyi etkilediği, restoran, spor salonu vb. organizasyonların iptal edilmelerinden dolayı işletmelerde kay kaybı yaşandığı sabittir. Davacının davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen 30/12/2019-30/12/2020 vadeli … Sigorta İşyeri Paket Yangın Ticari Poliçesi ile 5 adet İşyeri Paket Yangın Ticari Zeyilnamesi olduğu, Yangın Sigortası Genel Şartlarına bağlı olarak verilen poliçenin sınırlı risklere karşılık veren bir poliçe olup tüm riskleri içermediği, davaya konu poliçede All Risk olacak şekilde bir teminat sağlandığına dair bir ifade ve beyan bulunmadığı, yangına bağlı kar kaybı klozunun da içeriği ve genel şartları itibarı ile sınırlı sayılan yangın risklerine karşı verildiği, sigortacının sadece poliçede yazan teminatlarla sorumlu olacağının belirtildiği, poliçede Yangın Teminatı ve Yangına Bağlı Kar Kaybı Teminatının şartları olarak “bu poliçe ile yangının yıldırımın, infilakın veya yangın ve infilak sonucu meydana gelen maddede sayılı hallerin sigortalı mallarda neden olacağı zarar ile bir ticari faaliyetin yürütülmesinde kullanılan taşınır ve taşınmaz değerlerde, bir yangın sigorta sözleşmesi kapsamında teminat altına alınan risklerin gerçekleşmesi ile ortaya çıkan hasar ve kayıplar sonucu, ticari faaliyetin kısmen veya tamamen durması veya aksaması nedeniyle oluşan kar kayıpları, sigortacı tarafından poliçede belirtilen sigorta bedeline kadar teminat altına alınmıştır” denmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi (küresel salgın) ilan edilen Coronavirüs (covid-19) hastalığının ülkemizde resmi açıklama ile ilk olarak 13 Mart 2020 tarihinde görülmüş ve Türkiye’de 2021 yılı yaz aylarında tüm vatandaşlara aşılanma imkanı tanındıktan sonra Sonbahar itibarı ile normalleşmeye geçilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen poliçe teminat açıklamalarında “Sabit Kıymat&Kar Kaybı Teminatları, ilgili Türk Genel Şartlarına ilave olarak ekli All Risk Wording çerçevesinde geçerlidir.” dendiği ve poliçe ekinde yer alan PD/BI Wording incelendiğinde, kay kaybı hasarlarının ancak sigortalı adreste meydana gelen fiziki hasarlar sonrası oluşan kar kaybını veya sigortalı tesise yakın yerlerde meydana gelen fiziki hasarların sebep olduğu zararları teminat altına aldığı, ancak Covid-19 salgını nedeniyle davacı tarafın sigortalı adresinde ve yakın yerlerde herhangi bir fiziki hasar olmadığı ve tesislerin erişimin engellenmesinin de söz konusu olmadığı, sonuç olarak covid-19 salgını pandemi sürecinde dünya genelinde alınan tedbir ve önlemler nedeniyle pek çok işletmede kar kaybı meydana gelmiş ise de, davacının tesislerinde davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen poliçe kapsamında aranılan şart olan fiziki zarar ve riziko adresine erişimin engellenmesinden kaynaklı kar kaybı durumu bulunmadığı ve davacının uğradığı zararların poliçe teminatına girmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 1.471,17-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 15/05/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır