Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/20 E. 2023/572 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/20
KARAR NO:2023/572

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/01/2022
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin eski genel müdürü …’in yaklaşık 20 yıldır şirket bünyesinde aralıksız çalışmış olmasına rağmen 30/03/2021 tarihinde iş akdini ihbar öneli dahi vermeksizin aniden feshettiğini, bu nedenle şirketin yönetimsel sıkıntılar yaşadığını, şirkete kendi bünyesinde yeni bir organizasyon oluşturmasına zaman tanınmadığını ve bunun sonucu olarak da şirketin büyük zararlara uğradığını, bu süreçte yeni yatırımcı bulmak için yapılan görüşmelerin kötü yönde etkilendiğini, potansiyel yatırımcıların şirketin istikrarsız bir yönetime sahip olduğu gerekçesiyle aylardır devam eden müzakereleri bir anda sonlandırarak şirkete yatırım yapmaktan vazgeçtiklerini, şirketin 2021 yılının ilk yarısında hisselerinin …A.Ş.’ye satılması için bir takım müzakereler yürüttüğünü ancak bunlarında sonuçsuz kaldığını, şirketin genel müdürünün aniden ayrılmasının şirketin borç yükünü de olumsuz etkilediğini, bankalarla yapılan yeniden yapılandırma sürecinin hazırlıklarının sekteye uğradığını, şirketin yaklaşık 90 Milyon Türk Lirası tutarındaki borçlarını yeniden yapılandıramadığını ve ekonomik darboğaza girdiğini, bu darboğazın şirket çoğunluk hissedarının sermaye artırması yoluyla kısmi olarak hafifletilmeye çalışıldığını, şirket genel müdürünün ani istifasının sebebinin davalı şirketlerin yani … Grubunun kötü niyetli teşvik ve tahrikleri olduğunu, …’ın istifa etmeden önce … Grubu tarafından ayartıldığı ve istifasının ardından hemen ertesi gün 01/04/2021 tarihinde … Grubu bünyesinde çalışmaya başladığını, …’ın istifasının ardından davacı şirketin ticari faaliyetleri açısından en önemli pozisyonu teşkil eden Kreatif Direktör’ünde aralarında bulunduğu 3 kilit yöneticinin davalıların kötü niyetli teşvik ve tahrikleri sonucu davacı şirkette çok uzun yıllardır devam eden işlerinden ani bir şekilde istifa ederek …/… bünyesinde çalışmaya başladıklarını, söz konusu çalışanların ayartılması fiillerinin TTK madde 55/1-B uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, ayartma eyleminin kategorik olarak haksız rekabet teşkil ettiğinin Yargıtay ve BAM kararlarınca da kabul edildiğini, kendilerine yönelen ayartma eylemlerinin başarıya ulaştığı 4 kilit yöneticinin de iş akdini haksız ve ihbar öneline uymaksızın feshetmeleri ve … ve … açısından davacı şirket ile aralarındaki rekabet etmeme anlaşmalarını ihlal etmelerinin davalıların teşvik ve tahrikleri sonucu gerçekleştiğini, bu nedenlerle öncelikle davalıların haksız rekabet teşkil fiillerinin tespitine, davalıların ayartma eylemlerinin sona ermesi açısından haksız rekabetin menine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 510.000 TL tutarında tazminatın tahsiline, kararın TTK m.59 uyarınca gideri davalıdan alınmak üzere en yüksek tirajlı aylık yayınlanan en az iki ekonomi dergisinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ayartıldığını iddia ettiği çalışanların davalı … bünyesinde istihdam edilmekte olup davalı …’in pasif dava ehliyeti bulunmadığını, davacının talep ettiği zararın ne tür bir zarar olduğunun dava dilekçesinin genelinden ve sonucundan anlaşılamadığını, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği durumlarda rekabet yasağı anlaşmasının geçersiz hale geldiğini, davacı tarafından çalışanlardan …’e ve davalı …’ya karşı İstanbul ….İş Mahkemesinin … esas, … ve …’ya karşı ….İş Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile dava ikame edilmiş olup … tarafından ise ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile davacıya karşı dava açıldığını, işbu davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu davalarda çalışanlar lehine karar verilmesi halinde işbu davadaki iddiaların başlıca temelinin ortadan kalkacağını, TTK m.54’te belirtilen nitelikte bir haksız rekabetin koşullarının işbu davada mevcut olmadığını, iddiaların tamamen soyut ve temelsiz olduğunu, …’in iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle haklı nedenle feshettiğini, …’ın ise davacının kendisini uzun süre oyalaması ve yanıltması sebebiyle gene haklı nedenle feshettiğini, haklı sebeple iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar süresinin söz konusu olmayacağını, …’in ayrılmadan çok önce 02/02/2021 tarihine SGK’dan emeklilik yazısını aldığını, akabinde 05/02/2021 tarihinde davacı şirketin yönetim kurulu başkanı ile gerçekleştirdiği toplantısında sözlü olarak işten ayrılacağını bildirdiğini, ancak yönetimin talebi doğrultusunda bunun gizli tutulmak istendiğini, davalı …’nın çalışanlardan hiçbirine hukuka veya iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde yaklaşmadığını, işe alım sürecini profesyonel aracılar ve Kariyer.net sitesi vasıtasıyla gerçekleştirdiğini, …’nın önceki genel müdürünün 28/02/2021 tarihinde görevinin sona ermesi üzerine bu pozisyon için uygun adaylar belirlenmesi işinin … Ltd.Şti.ile anlaşma yapıldığını, …’in de adaylardan birisi olarak davalı şirkete rapor edildiğini, davacının yeni genel müdür olarak istihdam ettiği kişinin de eski bir … çalışanı olduğunu, aynı ve benzer sektördeki firmalar arasında çalışan geçişlerinin olduğunu, haksız rekabet için gerekli bir diğer unsur olan rekabet ilişkisinin etkilenmesinin söz konusu olmadığını, davacının … Grubunun ilgili marka ve hizmet grubunda rakibi olmadığını, çalışanların … tarafından istihdam edilmesinin davacı ile … Grubu arasındaki rekabet ilişkisine hiçbir etkisi olmadığını, davacının taleplerinin serbest rekabet düzenine aykırılık teşkil ettiğini, çalışanların anayasal çalışma özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu, davacının, davalıların sebebiyet verdiği hiçbir zarara uğramamış olup böyle bir zarar tehlikesi de olmadığını, davacının iddia ettiği zararı ve zarar tehlikesini ispatlayamadığını, çalışanların … tarafından istihdam edilmesi ile davacının iddia ettiği zarar veya zarar tehlikesi arasında hiçbir illiyet bağı olmadığını, çalışanların davacı şirketten ayrılmasının öncelikli sebebinin özellikle …’da çalışmak istemeleri olmayıp davacı şirkette çalışmak istememeleri olduğunu, davacının fiillerinin, var olduğu iddia edilebilecek her türlü illiyet bağını dahi ortadan kaldırdığını, TTK m.55/1-b hükmünde belirtilen nitelikte haksız rekabet koşullarının da davada mevcut olmadığını, … tarafından çalışanlara hak etmedikleri hiçbir menfaat sağlanmadığını, …’nın çalışanları hiçbir ihlale yöneltmemiş olup çalışanların davacının ticari istikrarsızlığı sebebiyle ayrıldıklarını, …’nın çalışanların istihdam edilmesinde hiçbir haksız çıkar elde etmediğini, davacıya ait olup da oradan elde edilerek menfaat sağlayacağı gizli bir sırrın söz konusu olmadığını,bu nedenlerle davanın davalı … yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalıların davacı çalışanlarını ayarttıkları iddiasıyla haksız rekabet ettiklerinden bahisle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 55. maddesine göre haksız rekabetin tespiti, haksız rekabet oluşturan fiillerin meni ve ilanı ile davacının uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini talebidir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı, ….İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarının UYAP suretleri, taraf delilleri dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili 21/07/2023 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında sulh ve ibra protokolü imzalanmış olup işbu bu protokol gereğince tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere hiçbir maddi taleplerinin bulunmadığı üzerine anlaştıklarını, konusuz kalan işbu dava hakkında dosyanın karar çıkartılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili 24/07/2023 tarihli dilekçesi ile, tarafların sulh ve ibra protokolü imzalayarak sulh olduklarını, buna göre işbu dava dosyası kapsamında vekalet ücreti ve yargılama gideri de dahil olmak üzere herhangi bir alacaklarının bulunmadığını, bu nedenle davanın konusuz kalmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında mahkememizdeki işbu davaya konu edilen alacak talebi ile ilgili olarak tarafların anlaşarak dava konusu uyuşmazlığı sulh yolu ile çözümledikleri, davanın konusuz kaldığı, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ‘nun 315/1. Maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, taraflar arasında düzenlenen 17/07/2023 tarihli protokol hükümleri dikkate alınarak taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan giderlerin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olması sebebiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 8.709,53 TL’den mahsubu ile 8.439,68 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan giderlerin tarafların kendi üzerinde bırakılmasına, yine taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır