Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/181 E. 2022/336 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/181 Esas
KARAR NO :2022/336

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:26/04/2016
KARAR TARİHİ:17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çalışmak amacıyla 1974 yılında Libya’ya gittiğini ve uzun yıllar orada çalıştığını, kazandığı parayı davalı bankanın … şubesinde açtığı … no’lu hesabına kısım kısım şu ana kadar takribi olarak 40.000-USD yatırdığını ve bu paranın günümüz karşılığının 113.000,00-TL olduğunu, bankaya yatırılan paraya ve hesap hareketlerine ilişkin dekont ve evrakların bulunduğunu ancak bankaya yapılan müracaatta müvekkiline “hesabınızda para yok” yanıtının verilmesi nedeniyle mağdur olduğunu beyanla huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in müvekkili banka … şubesindeki hesabına ilişkin mevduat cüzdanındaki son hareket tarihinin 28/08/1979 tarihi olup 37 sene sonra bu hesaba dayanarak hak iddia etmesinin hiçbir temele dayanmadığını, müvekkili bankanın belge saklama yükümlülüğünün ve davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, 10 yıl içerisinde işlem yapılmayan mevduat emanet ve alacakların TMSF’ye devredildiğini, müvekkili bankanın yasal düzenlemeler uyarınca belge saklama yükümlülüğünün sona erdiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; banka eksreleri ve dekont örnekleri, … Bankası A.Ş. Müzekkere cevapları, SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müd. Yurtdışı Sözleşmeler ve Emeklilik Daire Başkanlığının 02/01/2017 tarihli müzekkere cevabı, TCMB’nin 29/12/2016 tarihli müzekkere cevabı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Yurt Dışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 22/12/2016 tarihli müzekkere cevabı, … … şubesinin 19/10/2016 tarihli müzekkere cevabı, İstanbul CBS’nın … Sor. Sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, davalı banka nezdinde bulunan mevduat tutarının tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizin 24/01/2019 tarih, 2016/458 Esas, 2019/54 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 10.402,45 TL’nin 26/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı uygunlanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde karar verilmiş, taraf vekillerince yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/919 Esas, 2022/95 Karar, 03/02/2022 tarihli kararı ile; “.. Davalı banka, davacıya ait mevduat hesabında bulunan paranın , on yıllık zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle TMSF’ye aktarıldığını, davacı da bu işlemin usulsüz olduğunu ileri sürerek paranın tahsili istemiyle dava açmıştır. 28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesindeki tanıma göre “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesine göre ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Yine anılan yasanın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; davanın 26.04.2016 tarihinde açılmış bulunmasına ve uyuşmazlığın, davacı tüketicinin tarafı olduğu bankacılık işleminden kaynaklanmasına göre, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Bu nedenle ticaret mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.” denilmek suretiyle hükmün kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize gelmiş ve mahkememizin 2022/181 Esas numarasını almıştır. Kaldırma kararı sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Yeniden yapılan yargılama ile yapılan 17/05/2022 tarihli celsede davacı vekili ve davalı vekili beyanlarında BAM. Kaldırma kararı gereği dosyada Tüketici Mahkemelerine gönderilmek üzere görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının, mevduat hesabında bulunan paranın on yıllık zaman aşımının dolduğu gerekçesiyle davalı banka tarafından TMSF’ye aktarılma işlemin usulsüz olduğunu ileri sürerek paranın tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/919 Esas, 2022/95 Kararında da değinildiği üzere Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesindeki tanıma göre “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesine göre ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir. Yine anılan yasanın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda 26.04.2016 tarihinde açılmış bulunan davada uyuşmazlık davacı tüketicinin tarafı olduğu bankacılık işleminden kaynaklandığından Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
6100 sayılı HMK.nun 114/ç maddesine göre görev hususu kamu düzeninden olup dava şartlarındandır. Aynı yasanın 115/1. maddesi uyarınca Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflardan her biri dava şartı noksanlığını herzaman ileri sürebilirler. Yine aynı yasanın 115/2. maddesi uyarınca Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ettiğinde davanın usulden reddine karar verir denilmektedir. Bu nedenlerle dosya içeriği dikkate alınarak taraflar arasında ticari nitelikte bir uyuşmazlık bulunmadığından mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın tüketicinin tarafı olduğu bankacılık işleminden kaynaklandığı ve bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerince görülmesi gereken davalardan olduğu, dosyada İstanbul Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin işbu davaya bakmakta görevsiz olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görev hususunun 6100 Sayılı HMK 114/1-c hükmü kapsamında “dava şartı” niteliğinde olması nedeniyle HMK 115/2, fıkrası uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
(2)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
(3)Dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
(4)HMK m. 331/2 hükmü gözetilerek; dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderleri hususunda görevli İstanbul Tüketici Mahkemesince karar verilmesine; aksi durumda talep üzerine dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.