Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/149 E. 2023/659 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/149
KARAR NO:2023/659

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/09/2021
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davaların yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 580 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, davalı … ile davacının … 1. Noterliği’nin 01/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin imzası ile birlikte davacının bu davalıya 30.500,00 TL ve 300.000,00 TL’lik iki adet kambiyo senedi verdiğini, bahsi geçen sözleşmenin yürürlüğe girmesi ve geçerli olması için davacının hissedarı olduğu 580 ada 1 parselde bulunan tüm hissedarlar ve 580 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki hissedarlar ile Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gerektiğini ancak davalı … tarafından sözleşmenin geçerlilik ve yürürlülük koşulunun yerine getirilmediğini, …’nun sözleşme karşılığı aldığı kambiyo senetlerini …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu ve davacının hissedarı olduğu gayrimenkulun üzerine haciz koyduğunu, daha sonra bu kambiyo senetlerini diğer davalı olan …’a devrettiğini, davalı …’in alacağı devraldıktan sonra 14/10/2019 tarihinde devir sözleşmesini icra müdürlüğüne sunduğunu, davalı …’in 30.500,00 TL tutarındaki kambiyo senedini davalı …’e ciro ettiğini, …’in de söz konusu senede dayalı olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, yapılan cironun olmayan alacağın temliki niteliğinde olduğunu, davacının adı geçen kişilere borçlu olmadığını, davalıların kötü niyetli olarak birlikte hareket ettiklerini beyan ederek davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine, takiplerin İİK 72.md kapsamında durdurulmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara müşterek ve müteselsil olarak yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası niteliğinde olduğundan dava yönünden görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kambiyo senetlerine bakıldığında davacının bahsettiği iddiaların anlaşılmasının hiçbir şekilde mümkün olmadığını, niteliği gereği de kambiyo senetleri mücerret olduğunu ve asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, dolayısıyla, davalılardan …’ın alacaklılığı hiçbir şekilde diğer taraflar arasındaki ilişkiden bağımsız olduğunu, davacının iddialarının doğru olduğu düşünüldüğünde bu durum bahse konu senetleri ciro ile devralan davalı …’ı etkilemeyeceğini, … burada iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davacının iddialarının hayatın olağan akışına da uygun olmadığını, davacının ne icra takibi yapıldığında ne de öncesinde hiçbir şekilde kambiyo senetlerini talep etmediğini, senetlere ilişkin hiçbir iade talebinde bulunmadığını, ancak, davalının davacıya ait taşınmaza haciz koyması ve satış istemesi sonrasında davacı taraf satış işlemini ve davalının alacağını tahsilini engellemek için kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, 580 Ada 1 sayılı parselin hissedarı olduğnu, davalı ile davacı arasında söz konusu gayrimenkul için … 1. Noterliği’nin 01.03.2017 tarih ve … nolu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, işbu sözleşmenin imzası ile birlikte davacının davalıya 30.500.TL ve 300.000.TL’lik iki adet kambiyo senedi verdiğini, bahsi geçen sözleşmenin yürürlüğe girmesi ve geçerli olması için davacının hissedarı olduğu 580 Ada 1 sayılı parselde bulunan tüm hissedarlar ve 580 Ada 2 sayılı parselde bulunan tüm hissedarlarla Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılması gerektiğini ve davalı tarafından sözleşmenin bu geçerlilik ve yürürlülük koşulu yerine getirilmediğini, bu nedenle taraflara arasında geçerli ve yürürlükte olan bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davalının düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile almış olduğu kambiyo senedini kısa bir süre sonra …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu ve davacının hissedarı bulunduğu gayrimenkul üzerine de haciz koyduğunu davacı ile davalılar arasında söz konusu inşaat sözleşmesi haricinde herhangi bir ilişki olmadığını, davacının söz konusu senetler nedeniyle davalılar aleyhine …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını ve davalıların cezalandırılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyasıyla şikayette bulunduğunu, menfi tespit davasının halen derdest olduğunu, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalıların senet dayanağı olarak herhangi bir belge ibraz etmediklerini beyanla işbu dosyanın, davacı ile davalılar arasında görülmekte olan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası niteliğinde olduğundan dava yönünden görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu,Kambiyo senetlerine bakıldığında davacının bahsettiği iddiaların anlaşılmasının hiçbir şekilde mümkün olmadığını, niteliği gereği de kambiyo senetleri mücerret olduğunu ve asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, dolayısıyla, davalılardan …’ın alacaklılığı hiçbir şekilde diğer taraflar arasındaki ilişkiden bağımsız olduğunu, davacının iddialarının doğru olduğu düşünüldüğünde bu durum bahse konu senetleri ciro ile devralan davalı …’ı etkilemeyeceğini, … burada iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davacının iddialarının hayatın olağan akışına da uygun olmadığını, davacının ne icra takibi yapıldığında ne de öncesinde hiçbir şekilde kambiyo senetlerini talep etmediğini, senetlere ilişkin hiçbir iade talebinde bulunmadığını, ancak, davalının davacıya ait taşınmaza haciz koyması ve satış istemesi sonrasında davacı taraf satış işlemini ve davalının alacağını tahsilini engellemek için kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak verildiği iddia edilen bono sebebiyle İİK 72. Maddesine dayalı menfi tespit talebidir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, … 1.Noterliğinin 01/03/2017 tarih ve … nolu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, İstanbul ili, … ilçesi, … Mah.580 ada, 1 sayılı parsele ait tapu kaydı, davaya konu kambiyo senetleri, …C.Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun … soruşturma sayılı dosyasının UYAP kayıtları, davacı vekili tarafından bildirilen resmi kurum ve kuruluşlardan getirtilen davacıya ait ıslak imzalı belge asılları dosya içerisine alınmıştır.
Asıl dava; ….İcra Müdürlüğünün … ve ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarından yapılan takip nedeniyle; birleşen dava ise; ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından, 18/03/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile … tarafından …’ya yönelik olarak 01/03/2017 Düzenleme Tarihli 01/04/2017 vade tarihli , 30.500,00 TL bedelli bono nedeniyle toplam 35.945,71 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından ise 28/03/2017 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla … tarafından …’ya yönelik olarak 01/01/2017 tanzim , 01/03/2017 vade tarihli 300.000 TL bedelli bono nedeniyle toplam 303.093,75 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır.
Birleşen ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden ise ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 04/08/2021 tarihli kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla … tarafından … ve …’ya yönelik olarak 01/10/2018 tanzim ve 01/10/2019 vade tarihli 600.000 TL bedelli bono nedeniyle 757.730,13 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır.
Davacı asilin isticvabına karar verilerek mahkeme huzurunda yazı ve imza örnekleri alınmış, davacı 02/11/2022 tarihli celsede alınan beyanında; ” tarafıma sorulan senet altındaki imza bana ait değildir, diğer asıl davada davaya konu olan 300.000,00 TL’lik senet altındaki imza bana aittir ancak bu parayı da kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği almıştım, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptım ancak tarafıma herhangi bir para ödenmedi, evim de yapılmadı, senedi de ev yapacakları için imzaladım, daha doğrusu 300.000,00 TL’lik senedi imzaladım ancak 600.000,00 TL’lik senet altındaki imzalar bana ait değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya ATK Grafoloji uzmanına tevdi edilerek birleşen dosyada davaya konu olan 600.000 TL’lik senet aslı üzerinde inceleme yapılarak senet altındaki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının tespiti istenmiş, düzenlenen 30/05/2023 tarihli raporda; inceleme konusu senet aslı ön yüzündeki keşide imzalarının davacı …’nın eli ürünü olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı asıl ve birleşen davalarda … ilçesi, … Mahallesi, 580 sayılı parselin hissedarlarından olduğunu, … ile aralarında … 1.Noterliğinin 01/03/2017 tarih ve … nolu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin imzalanması ile birlikte davalıya 30.500 TL ve 300.000 TL bedelli iki adet kambiyo senedi verildiğini, senetlerin sözleşmede yazıldığını, sözleşme gereklerinin yapılmaması nedeniyle sözleşme kapsamında verilen senetler için de borç doğmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 2.maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi, diğer bir deyişle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi; sözleşme konusu gayrimenkul (arsa) sahibinin, arsanın belli bir payını müteahhite (yükleniciye) devretmesi, müteahhitinde bunun karşılığında söz konusu arsa üzerine inşa ettiği belli sayıda bağımsız bölümleri arsa sahibine teslim etmesini konu alan iki taraflı bir sözleşme olup, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir.
6102 sayılı TTKnun 4.maddesinde hangi davaların ticari dava ve çekişmesiz yargı işleri olduğu sayılmış olup, buna göre her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTKnun da TMKnun 962 ile 969.maddelerinde; 6098 sayılı TBKnun 202-203, 444-447, 487-501, 515-519, 532-545, 547-554, 555-560, 561-580 maddeleri, Fikri Mülkiyet Hukukuna dair mevzuatta borsa, sergi ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve son olarak da bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava olarak sayılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık dikkate alındığında, davacı bonoların kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalıya verildiğini ve sözleşmenin gereği olan hiçbir işin yapılmadığını, bu sebeple bonoların bedelsiz olduğunu ileri sürmüştür. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşmenin 4/c maddesinde davalı müteahhide davacı tarafından bono verileceği hükme bağlanmıştır. O halde eldeki davada tartışılacak temel husus, dayanak bonoların sözleşmenin 4/c maddesine göre verilen bonolar olup olmadığı, bu maddeye göre verilmiş bonolar ise davalının bonoları takibe koyma hakkının doğup doğmadığı, yani sözleşmeden kaynaklı yüklenici edimlerini yerine getirip getirmediğidir. Yani tartışılacak husus, temel ilişki olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı edimlerdir.
Öte yandan davalı bonoların kat karşılığı inşaat sözleşmesinden değil, borç verme işleminden dolayı alındığını savunmuştur. O halde davalının iddiası da TBK 386 ve devamı maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesine dayanmaktadır.
Yani gerek davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve gerekse de davalının tüketim ödüncü sözleşmesi iddiaları 6102 sayılı TTK’da düzenlenen hususlardan olmadığından bir mutlak ticari davadan bahsedilemez. Ayrıca davacı arsa sahibi tacir olmadığına göre her iki tarafın ticari işletmesini ilgilediren bir nispi ticari davadan da bahsedilemez. O halde eldeki dava bir ticari dava olmadığından HMK 2. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlanmalıdır.
Nitekim dosyaya resen emsal olarak alınan İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2021 tarih, … k sayılı kararı da bu minvaldedir. Bu sebeple karşı görevsizlik kararı verilerek, dosyanın, kararın bu minvalde kesinleşmesinden sonra ….Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
Bu durumda mahkememizin işbu kararı süresinde istinaf edilirse, ilgili BAM dairesinin istinaf incelemesi neticesinde vereceği kararına göre dosyayı göndermek, ya da mahkememizde yargılamaya devam olunmak, karar istinaf edilmeden kesinleşir ise görev uyuşmazlığı çıkması sebebiyle de HMK 21. maddesine göre yargı yeri belirlenmesi için dosyayı İstanbul BAM’a göndermek gerekecektir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev nedeniyle REDDİNE,
2-Dosyanın görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi hususunun kararın istinaf edilip edilmeme durumuna göre, istinaf mahkemesi kararından sonra nazara alınmasına,
3-Kararın İstinafı üzerine görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kesinleşmesi halinde, İstinaf mahkemesinin kararının tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflarca gönderme talep edilmesi halinde, dosyanın görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4- Taraflarca süresinde karar istinaf edilmez ise dava dosyasının karar kesinleştikten sonra yargı yeri belirlenmesi için re’sen İstanbul Bölge Adliye Mah. 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
5-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır